Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 220-240 / Aktif Sayfa : 12
Kötülükler din mensupları ve teistler için mutlaka izah edilmesi gereken fenomenlerdir; çünkü teist bu dünyanın Tanrı tarafından yaratıldığını ve O'nun sonsuz iyilik, bilgi ve kudret sahibi olduğunu iddia etmektedir. Ancak diğer taraftan değişik türden kötü ve acı verici durumların varlığı da ortadır. "Mutlak bilgisi sahibi ve mutlak iyi olan Tanrı'nın bu kötülüklere izin vermesi makul müdür?" sorusu teistlerin kaynağı olan, yani sorunun sorulmasına yol açan olay ve olgular son derece can yakıcı ve bütün in
"Çağdaş bir psikolog diyor ki: 'Nerede olursa olsun Cenab-ı Hakk'ın külli iradesi, külli ilmi ya da hayır ve şer üzerine bir tartışma başlasa, görürsünüz ki herkes tam dikkatle dinlemeye başlar. Çünkü felsefi sonuçlar hepsi için hayati meselelerdendir ve filozofların gayet sert delilleri bizim ince kavrayışlı olanlarımızın hoşuna gider'. İşte bu suretle metafiziğin en zor meseleleri halk arasına sokulmaya yol bulur. Kendilerince bir felsefe yapma tarzı vücuda getiremeyecek derecede sıradan fikir yürütenler
Tükendi
Ahiretin olması, ihtimal dahilinde bile kabul edilse, kaçırılmayacak tek fırsat olduğu... Bunun anlaşılması için tek çarenin düşünme olduğu... Bu ve benzeri konularda günlük hayattan; gözlem, akıl ve mantığa dayalı ispat örnekleri sunar.
Tükendi
İnsanlık tarihi boyunca evrenin ve yaşamın nasıl ortaya çıktığı ve bu ortaya çıkışta herhangi bir amaç olup olmadığı sorusu, felsefe ve ilahiyat çevrelerinin en temel konularından biri olmuştur. Özellikle 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren evrenin kaynağı ve kaderi ile ilgili sorularla ilgilenen akademisyen sayısında önemli bir artış olduğu görülmektedir. Bu akademisyenler içinde ileri seviyede uzmanlık sahibi filozoflar, ilahiyatçılar ve bilim adamları bulunmaktadır. Bu modern metakozmolojistler hem mik
Tükendi
1939'da çok sayıda Asya milletini sarması beklenen savaş, Britanya'da önemli mevkilerde bulunan kişilere, Asya dilleri ve kültürleri alanında ne kadar az sayıda uzmana sahip olduğumuz gerçeğini gösterdi. Scarbrough Komisyonu kuruldu ve onun verdiği rapor, savaş sonrasında Britanya'da Doğu ve Afrika Araştırmaları alanında büyük gelişmelere imkan verdi. 1960'larda meydana gelen olaylar, sürekli genişleyen okuyucu kitlesi için Avrupa dışı kültürler hakkında sathî bilgiden fazlasının gerekliliğini gösterdi. Öz
Tükendi
Yazar, 2012 yılından itibaren dünyada meydana gelecek olan değişimleri, Çarmıh metaforu üzerinden kurgulayarak anlatmıştır. Yazarın en farklı yönü kendi sistemini ortaya koyarken, başta Kuran-ı Kerim olmak üzere tüm ilahi kitaplardan, peygamber hadislerinden, birçok büyük filozofun sözlerinden referans almasıdır. Ona göre Hazreti Peygamber 1400 yıl önce zamanı gelince sufi filozofların açıklayabilmesi için aşağıdaki hadisi buyurmuşlardır. "Hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki; çok sürmez Mer
Din dili, epifenomenler diye nitelenmeyen ve doğal fenomenlere paralel olan fenomenlerin, gündelik dilin bütün formatıyla anlatılmasından başka bir şey değildir. Kısaca söylersek, dini sözcüklerin biçimselleştirilmesine izin veren paralel mantık olduğunu düşünebiliriz. Elinizdeki bu çalışma işte böyle bir paralel mantık uygulamasıdır; daha doğrusu arayışıdır. Bu yönüyle din felsefesi alanında bir ilktir. Çalışmayı yapan, genç, azimli ve gayretli bilim adamı Yrd. Doç. Dr. Fikret Osman prototipi olmayan bir ç
Tükendi
İslam inanç ilkeleri bir müslüman için mutlaka inanılması ve bilinmesi gerekekn asli unsurlar olup, Kelam ilmi bu inanç ilkelerinde kendisine konu edinmiştir. Özlü akaid risalelerinden ciltler halindeki felsefi kelam eserleri ve şerhlerine kadar geniş bir perspektifte inaç meselelerini işleyen kelamcılar zamanın şartları ve ihtiyaca göre konu ve metod bağlamında bir tercihte bulunmuşlardır. Çalışmamıza konu olan "el-Mutekad" isimli eserde islam kültürünün akaid konusunda yazılmış ve günümüze kadar ulaşmış
Tükendi
Modernization process in Turkey signifies a crucial alteration in terms of the attitude and mentality towards the relation between the state and religion.Whie the old style of politics emphasized the integration of the state and religion the newstyle of politics represented a breakdown between the two.The new politics constructed its vitality in policies.Subsequently the conflict arose between the old and new styles of politics.Susequently the confilct arose between the ol and new styles of politics in term
Tükendi
Hikmete uygun bir hayat ve düşünüm, arifleşmek ve kâmil insan olma yolunda bir ilerlemeyi ve yetkinleşmeyi sağlar; ki, insan için asıl ilerleme budur; yoksa toplumsalın ilerlemesi değil. Çünkü oradaki ilerilik, sadece teknik anlamdaki bir donanım ve uygarlaşma anlamına gelir. Bu uygarlaşma ise çoğu kez insanın kişisel kemâlini önleyen bir konformizm olarak tezahür eder. Araçlara boğulmuş bir hayat çünkü, çoğu kez Hakikatle olan kalbî bağlarımızın zayıflamasına ve hatta kopmasına mal olur. Yapaylaştırılmış b
Mevlânaya göre bütün güzel sanatlar, estetik, psikoloji, hayat, ibadet vs. hepsi aşk adlı sihirli sözcükte odaklanmaktadır. Ona göre aşk Tanrının bir sıfatıdır ve bütün varlıklarda tecelli eder. İnsan, Tanrıya vuslatı gerçekleştirince kâinata o gözle bakar, her türlü güzelliği görür ve kendi özündeki güzelliğe doğru yol alır. İnsan, mikro kozmik bir varlık olduğundan evrende tecelli eden bütün değerlerin hepsini kendinde toplar. Aşk sadece tasavvuf ehlinin yaşayacağı bir hal değil, her insanın tecrübe edebi
İslam sanatı üzerine çalışanların çoğunluğu, İslam sanatını hayranlık uyandırıcı muhteşem veya etkileyici olarak görüp meslek hayatlarını buna adayabilirler, fakat islam sanatını gerçek bir sanat olarak görmezler. İslam sanatını estetikle, hele sanatla hiç ilişkisi olmayan -siyasi, dini ve mistik- terimlerle izah etmeye çalışırlar. Oliver Leaman, İslam Estetiğine Giril'te "İslami estetik diye bir şey var mıdır_ islam sanatı aslen tasavvufi midir? İslam'a has sanatsal biçimler mevcut mudur? İslami resim diğe
Tükendi
Muhammed b. Abdülkerim eş-Şehristânî'nin (ö. 548/1153) Filozoflarla Mücadele (Kitâbu'l-Musâraa) adlı elinizdeki bu eseri, İbn Sînâ'nın felsefi sistemine yönelik, Gazzâlî'nin Tehâfüt'ünden farklı bir eleştiri yöntemiyle yazılmış bir kitaptır. Şehristânî bu eserinde kendi ifadesiyle, ?Bu nedenle O'nun Şifâ'nın İlâhiyât kısmında, Necât'ta, İşarât'ta ve Ta'likât'ta söylediklerinden en kesin ve en açık olanlarını seçtim" diyerek İbn Sînâ merkezli bir eleştiri kaleme aldığını açıkça ifade etmiştir. Bununla birlik
İslam bize bir dünya görüşü sunmaz, ondan bir dünya görüşü çıkarsak bile. Bir dünya görüşü sadece bir yaşama tarzı, şekli, programı ve yoludur. Şüphesiz İslamdan bunlar da çıkarılabilir. Ama İslam bundan daha fazlasıdır. Bir dünya görüşü sadece bu dünyaya dair cevapları, umut ve kaygıları verir, sadece bir yaşama felsefesidir. Oysa İslam her şeyden önce hakikati dillendirir, terennüm eder, duyurur. Üstümüzde duran o ağır kapağı kaldırarak bize bir nefes aldırır, özgürlüğün ne olduğunu öğretir; hakikatin anl
Tükendi
Bu kitap, Ekim 1970'den Ocak 1971'e kadar, Diriliş Dergisi'nde Sezai Karakoç, Diriliş ve M. B. Y. imzalarıyla yayınlanan yazılardan oluşmuştur.
Bu kitap, 1983'te Günlük Diriliş Gazetesi'nde yayınlanmış yazılardan (daha çok başyazı) oluşmuştur. Son yazı olan Esaret Rüzgârı ilk defa burada yayınlanmaktadır. 7 İnsanlık ve Ortadoğu 10 Ortadoğu'nun Dramı: Gündemde Görünmeyen Gündem 13 Yara 16 Medeniyet Yıkımı 19 Varolma Sancıları 22 Avrupa, Nerede? 25 Ölmeyen Medeniyet I 27 Ölmeyen Medeniyet II 30 Ölmeyen Medeniyet III 33 Avrupa ve Biz 35 Dostluk Işığı ve Gölge 37 Ortak Pazar ve Türkiye 40 "Son Saldırı" 43 Avrupa, Nereye? 47 "Bağlantısızlar" 49 Alman
Bu kitap, 10 Mart 1977-3 Ağustos 1978 tarihleri arasında Diriliş Pazartesi-Perşembe Günlüğü'nde Diriliş imzasıyla ve Ekim 1979-Eylül 1980 tarihleri arasında aylık Diriliş Dergisi'nde yazarın adıyla çıkan başyazılardan oluşmuştur.
Tükendi
Bu kitaptaki yazılar, 7. sayfadaki Kıyamet Aşısı adlı yazıdan 71. sayfadaki Oruç ve Diriliş adlı yazıya kadar, Haftalık Büyük Doğu Dergisi'nde, 1967 yılında; Oruç ve Diriliş adlı yazı, İslâm Düşüncesi Dergisi'nin Aralık 1967 sayısında; diğerleri, Ekim 1969'dan Ocak 1971'e kadar Diriliş Dergisi'nde, Zülküfül Makamında Bir "Sütun" başlığı altında yayınlanmıştır. Cuma'nın Anlamı adlı yazı, Dergide M.B.Y. imzasıyla çıkmıştır.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 220-240 / Aktif Sayfa : 12