Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 200-220 / Aktif Sayfa : 11
İnsanın mekânla ilişkisi, varlığa, hayata ve çevreye bakışından bağımsız olmamıştır. Bir yaşama mekânı olarak şehir, modern öncesi dinamiklere göre şekillenmiştir. Bu bakımdan geleneksel şehirde mekân tasavvuru, insani varoluşun doğayla çelişkisini değil, birlikteliğini gösterir tarzda yayılmıştır. Geleneksel şehir dindarlığı, bir bakıma insan, doğa ve toplum birlikteliğini mümkün kılan mekânsal bir muhitte var oluyordu. Modern kent, insanın yalnızca mekânla ilişkisinde bir farklılaşmayı değil, insanın kend
Tükendi
Doğrusu, din felsefesine yönelik konu üzerine yazmada, sorun ortaya koymada ve çözüm üretmede, Batılı kaynakları kullanmaya ek olarak, kendi kültürümüz içindeki temel klasik ve çağdaş eserlerden de derinlemesine yararlanılmalıdır. Nitekim klasik ve çağdaş eserlerimiz, kendimize özgü din felsefesi oluşturmak için, uygun veriler sunmaktadır. Bu demektir ki, yeni başlayan ve gelecekte din felsefesi yapma arzusunda olan adaylar için metodik, güçlü, çözümleyici, dinamik ve yaratıcı temelli bir din felsefesi oluş
RİSÂLE FÎ ETVÂRİS-SÜLÛK Manevî Tekâmül Mertebeleri Cemâlî el-Karamânî *Halveti şeyhi Cemâlînin Fatih Sultan Mehmede sunduğu Osmanlının ilk tasavvuf eseri Risâle fî Etvâris-Sülûk, Latin alfabesiyle ve çift dilli olarak ilk kez yayımlanarak okurla buluşuyor Osmanlı toplumu içerisinde toplum bireylerinin psikolojik-psikiyatrik terapi merkezleri, ruh-sinir dengesi bozulan kişilerin tedavi görüp rahatlayıp ferahladığı tekke ve zaviyeler; şeriat dairesinde olmakla beraber, dinin daha estetik bir formunun ve F
Oryantalizm ve oryantalistlerin ya da başka bir deyişle Şarkiyat ve müsteşriklerin İslam'ın başlangıcından günümüze kadar Müslümanların entelektüel bilinçlerinde Hıristiyanlık ve Hıristiyanlar bir anlamda da misyonerlikle özdeşleşen kavramlar olarak kendilerini sürekli muhafaza ettiğinden kimsenin şüphesi bulunmamaktadır. Elbette ki birkaç safhaya ayrılan oryantalizm çalışmalarının her safhada aynı özellikleri taşıdığını söylemek meselenin anlaşılmasında doğru bir yöntem ve anlayış değildir. Zira bir aydın
Tükendi
Düşünce dünyası kelamdan fıkıha, mantık ve felsefeden tasavvufa kadar uzanan çok geniş bir alana yayıldığı ve her çeşit zihin seviyesindeki insana hitap ettiği için, Gazzali'nin bu konudaki düşüncesi hakkında hüküm vermekte önemli güçlüklerle karşılaşırız. Bu güçlüğün bir başka sebebi de onun düşünce yapısının dinamik karakterinden yani; devamlı gelişip oluşan özelliğinden kaynaklanır. Gazzali, islam düşünce tarihinde keskin felsefe tenkitçiliği ile; bir felsefi düşünceyi, ondaki çıkmazları göstererek yıpr
Gazzâlî'nin felsefeyle ilişkisinin mahiyeti nedir? Onun felsefeye yönelik eleştirel tavrı, İslâm medeniyetinde felsefenin ve bilimin hayatiyetini kaybetmesine gerçekten yol açmış mıdır? Gazzâlî'nin kelâm ve kelâmcı eleştirisi, onun kelâmî kaygılardan hareket eden felsefe eleştirisiyle nasıl uzlaştırılabilir? Gazzâlî'nin tasavvufu Sünnîleştirdiği iddiasının dayanakları nedir? Gazzâlî'nin, hakikat iddiasındaki yaklaşımlar içinden tasavvufu tercih etmesinin İslâm düşüncesinin sonraki gelişiminde ne tür etkiler
Şair, tabib, hatip, muhtesib, tarihçi, cağrafyacı ve siyaset eserleri sahibi, Ebü'n-Necîb Şeyzerî'nin kaleme aldığı Nehcü's-Sülûk fî Siyaseti'l-Mülûk, Selâhaddin Eyyubî'ye devlet idaresinde rehberlik etmek amacıyla yazılmış bir eserdir. Arap coğrafyasında oldukça meşhur olan bu eserin Anadolu topraklarına gelişi, yazılışından yaklaşık 600 yıl sonra gerçekleşmiştir. Eser ilk olarak Seyyid Emir Buharî dostlarından Müeyyidî Abdurrahman Efendi'nin dikkatini çekmiş ve Buharî'nin vasiyeti üzere eserin Şeyzerî hat
Bugün İslam dünyası ve Osmanlı üzerinde tefekkür edenlerin modernleşme boyunca kabul edilen rükünler etrafında yaptıkları tahlil ve tenkitler; şüphesiz geriye doğru İslam dünyasının geçirmiş olduğu tecrübeyi esas almaktadır. Acil ve pratik olarak vasıflandırılan bu çözüm ve usulün aynı zamanda fayda fikri etrafında neşvünema bulması hem bu devrin klişelerini belirlemiş hem de geçmişin okunma ve kurgulanma biçimini tayin etmiştir. Son dönem Osmanlı düşüncesinde irade meselesinin ele alınış ürünlerinden hare
Tükendi
Yeni bir siyasal İslâm dalgası, İslâm ülkelerini ve Müslümanların yaşadıkları bölgeleri kuşattığı son otuz yıl boyunca hem Şî'îleri, hem de Sünnîleri etkisi altına almıştır. Söz konusu dönemde, özellikle İran'da İslâmcılık dalgasının zirveye ulaştığı İslâm Devrimi'nin başarısından sonra, birbirine yakın olan bu iki mezhebin yeni akıma tepki gösterecekleri sanılıyordu. Ancak duygu fırtınaları durmaya başladıktan sonra, birbiriyle uyumlu bu iki mezhebin tarihî deneyimleri, fıkıh ve kelâma ilişkin ilkeleri ve
Tükendi
Aktüel dünyamızı büyük ölçüde meşgul eden çok sayıda siyasî, sosyal ve iktisadî meselenin 19. yüzyılda şekillenen tarih ve toplum felsefelerinden beslendiği görülür. Çok sayıda Müslüman müellif ve özellikle bilim adamı söz konusu felsefelerden habersiz olarak araştırmalarını yaparlarken İslâma ait olmayan bir kültür ve felsefenin kavramsal çerçevesini kullanmaktadırlar. Rahatlıkla Müslüman müelliflerin de toplumsal gelişme kavramına bağlı kalarak ilkel dönemlerden veya tarihin ilerleme şemasından bahsettik
Tükendi
Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi, Ümraniye Belediyesi ve İslâmî İlimler Araştırma Vakfı (İSAV) tarafından ortaklaşa düzenlenen "900. Vefat Yılında İmâm Gazzâlî" konulu milletlerarası tartışmalı ilmî toplantı, İstanbul'da Bağlarbaşı Kültür Merkezi Salonu'nda 07-09 Ekim 2011 tarihleri arasında yapılmıştır. Bu toplantı, İslâm ilimler geleneğinde sistematik düşüncenin gelişimine ve yeniden yorumlanmasına katkıda bulunan İmâm Gazzâlî'yi vefâtının 900. Yıldönümü vesilesiyle daha iyi anlamak amacıyla düzen
Tükendi
Fârâbî'nin burhan teorisi, tıpkı Aristoteles'te olduğu gibi, bilimsel bir bilgi organizasyonudur. Bu organizasyon dedüksiyona/kıyasa dayalıdır. Kıyas yoksa bu organizasyon gerçekleştirilemez. Aristoteles üzerine günümüzde temelde üç yorum gelişmiştir. Bunlar, çağdaş gelenekselci ekol, aksiyomatistler ve dedüksiyonistler diye sınıf-landırılabilir. Fârâbî'nin mutlak burhan teorisi Corcorancı (dedüksiyonist) bir tarzda yorumlanıp yeniden kurulabilir. Hatta bu kuruluma yeni unsur da eklenebilir. Fakat bunun içi
Evren Tasavvuru başlıklı bu çalışmada temel kaygı evren tasavvurunu tanımlamak, içeriğini ve yapısını açıklamaktır. Tarih düşüncesi evren tasavvurunun bir bölümü olarak yer almaktadır. Evren tasavvurunun yapısı ve içeriği, toplayıcı-avcı toplulukların özellikleri, neolitik devrimle gerçekleştirilen kültürel unsurlar ile Sümer, Mısır, Yahudi, Hint ve Çin gibi ilk medeniyetler göz önünde bulundurularak temellendirilmeye çalışılmıştır. Bu kitap çerçevesinde Hıristiyan inancının oluşmasından önceki dönem ele
Tükendi
Benim hamurumu felsefe, hikmet ve irfanla yoğurmuşlar. Hikmet, bende sonradan kazanılmış veya hafızada biriktirilmiş bir ilim değildir. Bilâkis o beni...
On dokuzuncu yüzyılda, Almanya'da Hegel'le doruğa çıkan Alman idealizmine çok yönlü muhalefetin bir parçası ve Fransız klasik materyalizminin pozivitst mahiyetteki bir uzantısı olarak ortaya çıkan Feuerbach sonrası materyalizmin ya da Marks ve Engels'in nitelemesiyle "vülgermateryalizm"in hak ettiğiden çok daha büyük, ancak "mevsimsiz", geç bir ilgiyle aktarıldığı, vülgerliğini yitirerek oldukça "sofistike" bir fikri akım hüviyeti kazandığı Osmanlı-İslam kültür dünyasındaki çok yönlü etkilerine tanıklık ede
Tükendi
"Malumdur ki, Avrupa'da "materyalistler" denilen garip bir hikmet erbabı gittikçe çoğalıyor. Hikmetteki garabet, doğurduğu sonuçlar hakkında şaşkın bakışları davet ediyor. Zira bu hikmet bütün tabiiyatı da maneviyatı da körü körüne reddedivererek sırf maddiyetten ibaret bulunan mahiyetini, malumatı eksik ve kusurlu olanlara ve hele cahillere kolayca öğrettiğinden, onu kabul edenler pek kolay çoğalıyor ise de sonuçta insanlığı o unvandan beklenilen faziletlerden soyutlayarak adeta hayvanlık derecesine indirm
Tükendi
Bu kitabın konusu ve amacı bir din felsefesi yapmak değildir. Burada üzerinde durmak istediğimiz şey, din felsefesi denen disiplini tanıtmaktır. Dolayısıyla akla gelebilecek şu ilk sorulara cevap aramaktır: Din felsefesi nedir? Ayrı otonom bir disiplin midir? Ayrı bir disiplin ise, doğrudan felsefî bir disiplin mi yoksa dinî bir disiplin midir? Din felsefesinin kendine has bir metodu var mıdır? Din felsefesi konusunda farklı anlayışlar var mıdır? Varsa, bunlar nelerdir? Dinler tarihi, din sosyolojisi, din f
Tükendi
Ortaçağ İslam felsefesi tarihinin en önemli filozoflarından biri olan İbn Sine, yaşadığı hayat, ortaya koyduğu düşünceler ve bu düşüncelerini yansıttığı eserleriyle, İslam düşüncesinin kendinden sonraki dönemlerinde adından en çok söz edilen düşünür olma özelliğini almayı hak etmiştir. Etkisi gerek İslam dünyasında, gerekse batı dünyasında günümüze kadar devam eden İbn Sina felsefesinin değişik alanları üzerinde yapılan-yapılacak olan araştırmaların, ülkemizdeki felsefi düşüncenin gelişimine ve İslam felsef
Tükendi
Bu çalışmanın ortaya çıkışında, varlık evini kuran kelime ve kavrmalardan birkaçı üzerine ve kullanım yerleri hakkında sorular sorarak düşünmek büyük rol oynadı. İstiare, eğretileme, metafor birbirinin yerine kolaylıkla kullanılan kavramlar olarak tam bir örtüşme içinde miydi? Sözcük düzeyinden başlayıp cümle, paragraf ve uzun metinler ve anlatılar düzeyine kadar daima birbirinin yerine kullanılmaktaydı. Ama niteledikleri durumların bir metin olarak düzey ve anlamları aynı mıydı? Yoksa Türkçemizin, başka ke
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 200-220 / Aktif Sayfa : 11