Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 260-280 / Aktif Sayfa : 14
Şifâ projesinin mantık bölümünden yedinci kitap ´Sofistik Deliller´ kitabı çıktı! Orjinal adı ´Safsata´ olan kitap, Aristo´nun Sophistici Elenchi´ye denk düşmekte ve ´Sofist´lerin ileri sürmüş oldukları delilleri ve o­nların delillendirme tarzlarını incelemektedir. İbn Sinâ bu delillerin kuruluşunu, lafızda ve anlamda bulunan yanılgı ve yanıltmaları irdelemekte, yer yer Aristoteles´in Sofistika kitabına atıflar yaparak eksik ve yanlış anlaşılan konulara açıklık getirmektedir! Sofistik Deliller, es-Safsat
Tükendi
Hangi türden olursa olsun bilgi ve bilim insana özgü bir faaliyettir. Şüphe de tıpkı bilmek eyleminde olduğu gibi spekülatif seviyede ortaya konan insana ait bir eylemdir. Her iki eylem de birbirleriyle çok yakın ilişki içerisindedir. Hatta öyledir ki, biri olmadan diğeri olamaz. Yeni ilişki çift yönlüdür. Yunan akıl hamaliyetliğinden devşirilen günümüz Batı dünyası merkezli felsefe, hikmetin beşeri plana laik, taraflı indirgemeci bir şekilde çekilip kurulan maddi yer medeniyetinin spekülatif motorudur.
Günümüz modern insanı, ileri teknoloji aletleriyle örülü çevresinde, büyük metropollerin karmaşık sanallığında yaşamaktadır. Bilim ve teknoloji bize evrenin başlangıç konuşullarını bildirirken veya evrenin derinliklerindeki kozmik sistemlerin nitelikleri hakkında bilgi verirken, insanın gerçek evren yerine sanal dünyaya olan aidiyeti artarak devam etmektedir. Modern toplumlarda yükselerek ortaya çıkan psikolojik bozukluklar ve intihar vakaları, hayatımızın anlamının ve değerlerinin ne olduğu sorusunu bize s
Vahiy ve mucizelere inanç, üç büyük dinin temellerini belirlediği gibi dini kabulleri felsefi bakış tarzıyla tahlil eden din felsefesinin de en önemli konusunu teşkil eder. Vahiy ve mucizelere inançla ne kastedildiği ve onlarla kastedilen şeyin imkanı etrafında yapılan tartışmalar dün olduğu kadar bugün de canlılığını korumaktadır. Vahiy ve mucizeler hakkında düşünme, bir bakıma onları anlama çabası olup, bu anlama çabası neticede olumlu veya olumsuz bir kararla sonuçlanmaktadır. Çünkü vahiy ve mucizeler hu
Tükendi
"Dine Karşı Din" tabirinden dolayı bir tereddüt doğması ve anlamının ilk başta açıkça anlaşılamaması mümkündür. Bunun sebebi de şudur: Şimdiye kadar biz 'din'in 'küfr'e karşı olduğunu ve öteden beri de bunun böylece süregeldiğini sanmışızdır, bu sanımıza göre tarih boyunca savaşlar din ile dinsizlik arasında olagelmiştir. Bu sebeple başlık ilk bakışta garip, anlamı kapalı, şaşırtıcı ve kabul edilemez görülebilir. Bu düşüncenin aksine, tarih boyunca her zaman din ile din çarpışmıştır, yoksa hiçbir zaman bugü
Tükendi
Çalışmalarını tek parti yönetimi, muhalefet ve sömürgecilik gibi güncel tartışma konuları kadar siyasî düşünce tarihi üzerinde de yoğunlaştırmış olan yazar bir akademisyen. Kendisinin düşünce tarihine duyduğu ilgi Eflatun dan Muhammed Abduh a kadar uzanıyor. Elinizdeki kitap bu geniş yelpazenin İslam geleneğine ilişkin yönünü ele almakta. "Klasik Dönem" müslüman düşünürlerden Fârâbî, Gazâlî, İbn Teymiyye ve İbn Haldun u inceleyen yazar, "Yenilenme" adını verdiği dönemde özellikle Muhammed Abduh un siyasî dü
Tükendi
Elimizdeki bu eser, adından da anlaşılacağı gibi, bir "Giriş", bir "El kitabı" mahiyetindedir. Özellikle öğrencilere İslam felsefenin dar manasında, yani geleneksel olarak kendilerine filozoflar (felasife) adı verilen kimselerin düşüncesini, tarihi gelişimini ve özelliklerini genel hatlarıyla tanıtmak ve bu konularda bilgi vermek için kaleme alınmıştır. Bu bakımdan bir "İslam Felsefesi Tarihi" değildir. Ele alınan meseleler derinliğine değil, daha ziyade yüzeysel olarak incelenmiştir. Böyle bir eserin gayes
Her Müslüman´ın bilincinde temel bir inanç kök salmıştır. Bu, zatının yüceliğini ve kemalini en üst düzeyde belgeleme ve bunu takdir edebilme imkanına sahip olma onurunu borçlu olduğumuz bir yaratıcıya, kulluk bilincini hayatımızın sonuna kadar taşıma hususunda bir imtihan sürecinden geçirildiğimiz inancıdır. Buna karşın gündelik hayatta pek çok kimsenin sorduğu bir soru vardır: Eğer Allah, ezelde bizim yapacağımız her şeyi biliyorsa, bizi niçin imtihan etmektedir? Bu basit soruyu, felsefî düşünme alışkanlı
Tükendi
Her halde kalem yahut tasavvuf doktrinleri tarihini yazacakların mesela İbn Sina gibi evrensel bir İslam filozofunun fikirlerini atlayarak eserlerini tamamlaması muhtemel görümemektedir. Çünkü neredeyse sonsuz ölçüde karmaşık ilişkiler ağı içinde dokunmuş bir entelektüel kanaviçenin bütün desenlerini tek bir perspektiften bakarak görmeniz mümkün değildir. Nitekim İbn Sina´nın (ve tabii ki selefi Farabi´nin) ortaya koyduğu ve daha sonra Sünni dünyada Razi ve Şii dünyada Tusi tarafından yaygınlık kazandırılan
İslam düşüncesinin şekillenmesinde önemli bir yeri olan Gazâli kelam, felsefe, mantık, usul-i din, tasavvuf konularında yazdığı kitaplarla haklı bir üne sahip bir filozoftur. Kimileri tarafından felsefeye ve filozoflara yöneltiği eleştiriler nedeniyle İslam felsefesinin donuklaşmasına yol açtığı suçlaması, Gazâli`nin önemli bir düşünür olduğu gerçeğini değiştirmez. Gazâli Tehafüt ve Makasıd kitaplarından sonra kaleme aldığı bu kitabında, yaklaşımlarında daha çok İslami referanslara bağlı olmaya çalıştığı g
İslam düşüncesinin şekillenmesinde önemli bir yeri olan Gazâli kelam, felsefe, mantık, usul-i din, tasavvuf konularında yazdığı kitaplarla haklı bir üne sahip bir filozoftur. Kimileri tarafından felsefeye ve filozoflara yöneltiği eleştiriler nedeniyle İslam felsefesinin donuklaşmasına yol açtığı suçlaması, Gazâli`nin önemli bir düşünür olduğu gerçeğini değiştirmez. Doğu ile batı felsefelerinde çok önemli bir kitap olarak kabul edilen bu çalışma günümüzde de geçerliliğini korumaya devam etmektedir. Gazâli
Tükendi
Gün geçmiyor ki medyada yeni bir çağdaş İslam yorumuyla karşılaşmayalım. Bu türedi yorumların belli başlılarını eleştiren Nihat Nasırın Akılcı Yanılgı isimli kitabı, eklerle güncelleştirilerek ikinci baskısını yaptı. Geçen yüzyıldan beri İslam dünyasında dinin yenilenmesini savunanların bir reform hareketi içinde değil aslında bir deformist (yıkıcı, bozucu) bir anlayış içinde olduklarını vurgulayarak bu yaklaşıma eleştiriler yöneltiyor. Kitapta hadis-sünnet, mezhepler-tarikatlar, akıl-vahiy gibi önemli ko
Tükendi
Aşk yaratılış, kendi olma gibi dinsel ve felsefi içerikli konuların taşıdığı ontolojik konum ve epistemolojik değerin, adı geçen konuların birbirleriyle olan ilişkilerinin ortaya çıkardığı sorunların, daha da önemlisi her eylemiyle bir şekilde kendi olarak sürekli olmanın kavgasını veren insanın özündeki egzistansiyel gereksinimlerine cevap veren olabilirliklerin, önce Tanrı´ya sonra aşka referansla açıklığa kavuşturulması önemli bir çabadır. Okuyucu, bu eserde, Yunus´un ilgili üç konu bağlamında bireyse
Tükendi
Her insanın ulaşmayı gaye edindiği, elde etmeyi arzu ettiği ve değişmeyen bir problemi olarak duran mutluluk, genelde felsefenin özelde ise siyaset ve ahlâkın en temel kavramlarından ve problemlerinden biri olagelmiştir. Bu kitap, IX-XI. yüzyıl arasındaki dönemde "İslâm felsefesi"ni temsil eden filozofların mutluluk görüşlerinin bütün yönleriyle tasvir ve tahlil edilip ortaya konmasını amaç edinmektedir. Mutluluk, filozoflar tarafından psikolojiden epistemolojiye, oradan ahlâk ve siyasete kadar felsefenin
Tükendi
Oliver Leaman´ın, çevirisini sunduğumuz bu kitabı, ortaçağ İslâm dünyasındaki felsefî kavgalara bir giriş mahiyetindedir. Kitap, o dönemin felsefî çevrelerinde tartışma konusu olan, evrenin yoktan/yok iken yaratılışı, ruhun ölümsüzlüğü ya da diriliş, ahlâkın mahiyeti, doğal hukukla dinî hukuk arasındaki ilişki gibi bir dizi konuyu tartışmaktadır. Yazar, Fârâbî, İbn Sînâ, Gazzâlî, İbn Rüşd ve Musa İbn Meymun´un sözünü ettiğimiz bu ve ilgili konulardaki kanıtlarının oldukça geniş bir tahlilini vermektedir. Bu
Tükendi
Onuncu yüzyılda yaşamış bir felsefe cemiyeti olarak İhvân-ı Safâ topluluğu, geride 52 risâle bırakmışlardır. Resâil-u İhvân-ı Safâ ismiyle bilinen bu eser, yüzyıllardır İslâm dünyasının kütüphanelerinde bulunmakta ve okunmaktadır. Bu çalışma İhvân-ı Safânın telif ettiği bu risâleleri yakından ele almaktadır. Kitabın birinci bölümünde bahsi geçen risâleler hakkında kapsamlı malumat verilmektedir. İkinci bölümünde ise sayılar, matematik, aritmetik ve geometrinin bir anlamda metafiziği yapılarak, İhvân-ı Safân
Tükendi
Bugün İslam dünyasında şiddetlenen bu yalancı savaş Ali Şiası'yla Muhammedî Sünnîliğin savaşı değildir. Bu savaş, "Safevî Şiası"nın "Emevî Sünnîliği" ile savaşı olup Safevîler'in Osmanlılar'la savaşının ve bu iki düşman devletin siyasette dini kullanmalarının yansımasıdır. İkincisi, İslam ülkelerinin her yanında yeni yeni canlandırılan ve düzenli programlarla, düzenli işleyen bütçe, hesap, kitap ve taktiklerle icra edilen bu savaş, İslam-Siyonizm savaşından sonra ortaya çıkmıştır. Bu savaş, bütün halkın ve
İslâm felsefesinde Meşşâî Okulun en önde gelen filozofu olan ve İslâm dünyasında eş-Şeyhür-Reîs, Batıda da Avicenna olarak tanınan İbn Sînâ felsefesinde metafizik büyük önem arz etmektedir. Kendinden öncekilere oranla daha açık ve daha metodik olan İbn Sînâ sisteminde metafiziği bir yönden aldığı İslâmî kültür doğrultusunda açıklarken, diğer yandan, birincisini bastıran felsefî kültürde Fârâbînin şerhiyle nüfuz edebildiği Aristo metafiziği ağır basar. Özellikle nefsin veya ruhun varlığı ve cevherliliği husu
Ebu Hâmid Gazâlî, insanlık düşünce tarihinin anahtar şahsiyetlerinden biridir. O ansiklopedik diye nitelendirilen çok yönlü düşünür tipinin hem en başarılı hem de en verimli örnekleri arasında yer alır. Gazâlî?nin bu çok yönlü düşünce dünyasının çeşitli yanları, düşünce tarihinin değişik kolları tarafından ?yeterince denemezse de? azımsanamayacak ölçüde araştırma konusu yapılmıştır. Fakat, onun iktisadî düşünce cephesine hemen hiç dokunulmamıştır, denilebilir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 260-280 / Aktif Sayfa : 14