Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 280-300 / Aktif Sayfa : 15
Önceki peygamberlerin evrensel bir risaleti yoktu. Mesih, Yahudi kavminin vaat edilenidir, diğer milletlerin vaat edileni değil. Musa, İsrailoğulların...
İnancın ruha büründüğü iman kavramının, İslam düşüncesindeki karşılığını ele aldığı bu eserinde Gazâlî, imanın boyutlarını ve niteliğini tartışıyor, sağlam bir iman için yol haritası sunuyor.
20. yüzyılın en büyük dramlarının yaşandığı Bosna Hersek, bilge devlet adamı İzzetbegoviçin önderliğinde kendini toparlamış, ayağa kalkmış ve Avrupanın göbeği sayılabilecek bir coğrafyada hayatiyet kazanmıştı. Devlet adamı olmanın çok ötesinde bir kimlik çizen İzzetbegoviç, düşünce ufkuyla sadece Bosna halkı için değil, tüm İslâm dünyası, hatta Batı dünyası için bile büyük öneme sahiptir. Elinizdeki kitapta, bu bilge devlet adamının gerek Bosna Hersek, gerekse tüm İslâm dünyası ile ilgili temel sorunlar ve
Tükendi
Kişiliğin oluşum ve gelişiminde; toplumun inşasında estetik, etik ve din vazgeçilmez unsurlardır. Dinin varlığını devam ettirebilmesi, insanın yaratıldığı "kumaş"la alakasına bağlıdır. Yani dinin tefekkürle, haz ve beğenilerle sağladığı uyuma; bu uyumun tabiîlik derecesine bağlıdır. Yani insanın düşünen, akleden bir varlık olduğu kadar hisseden, güzelden hoşlanan ve en genel anlamıyla estetik bir varlık olduğunu dikkate almayan bir din yok olmaya mahkûmdur. Yazara göre, iyi bir toplum için ahlak ve din kada
Klasik İslâm düşüncesinin aslî mevzuları nelerdir? islâmî düşüncenin oluşumunu sağlayan öncü isimlerin ve ekollerin bu düşünce geleneği içindeki yeri nedir? islâm düşüncesindeki temel kavramların ve problemlerin tevili nasıl yapılmıştır? Selef? düşünce, Sünnî düşünce, Şiî düşünce,Kelamî düşünce, Felsefî düşünce, Tasavvuf! düşünce nasıl oluşmuştur? Bütün bir islâmî düşünce geleneğinin çağımız insanına ve düşüncesine açılımı/etkisi nasıl olabilir? Klasik islâm düşüncesini önce ekoller ve kavramlar, sonra isim
İhvân-ı Safâ düşüncesinde Tanrının yaratması iki şekilde gerçekleşmektedir. Bunlardan birincisi kevn kavramıyla ifade ettikleri aracısız, yani yoktan yaratma, ki onlar aklın bir şekilde yaratılmış olduğu kanaatini taşımaktadırlar; ikincisi ise kevnden sonra meydana gelen varlıklar kanalıyla bir yaratmadır, ki bunu da halk kavramıyla ifade ederler. Dolayısıyla İhvân-ı Safa´ya göre yaratma (halk), bir meydana çıkarma ve tekrar asla döndürmeden ibarettir.
Tükendi
Bologna Üniversitesi 1988 'de 900 . yıldönümü kutlamalarının bir parçası olarak , temmuz ve ağustos ayları boyunca üniversite binalarında üçüncü yıllık oturumunu gerçekleştirmesi için European - Arab Itinerant Üniversitesi' ni davet etti.Oturumun açılış seminerinin gerçekleştiği üç gün içinde , İslam felsefesinin Avrupa' ya girişi ya da oradaki ilk temsil edilişi üzerinde duruldu.Elinizdeki bu eser , seminer süresi boyunca sunulan , ikisi hariç on iki tebliğin tamamının yeniden gözden geçirilerek bir araya
Tükendi
Hayatının merkezî noktası ´Tanrı´ olan Simon Weil´e göre, kişinin, hayatının hiçbirşeyi sorgulamadığı kayıtsız bir iman içerisinde geçirmektense bir ateist olması daha iyidir. Ona göre "Tanrı, yokluğundan duyulan acıyı tatmadan anlaşılamazdı. Bir refleksler bütünü, göreneklerin kutsaması, toplumsal bir alışkanlıktan başka bir şey olmayan bu tür kayıtsız bir din, uyuşturucu türden bir inancın rahatlığıdır. Böyle bir iman neye inanıldığının bile bilinmediği birşeydir; çünkü kendisini sorgulamamıştır bile."
Reneé Weber bu eserde, bilim ve mistisizm arasındaki atkıyı örmeye yönelik diyaloglar gerçekleştiriyor. Bu kışkırtıcı ve düşündürücü konuşmalar Stephen Hawking´ten Dalai Lama´ya, Krishnamurti´den David Bohm´a kadar bir zamanlar sıradışı kabul edilen, ama şimdi alanlarında belirleyici paradigmaların sahibi olan kişilerle yapılmıştır..
Tükendi
İslâm düşüncesinin sahip olduğu zenginlik ve çeşitlilik yapılan her yeni çalışmayla günden güne daha iyi anlaşılmaktadır. İslâm düşüncesi tarihinin en göz alıcı dönemlerinden biri olan 11. yüzyılda yaşayan ve Mutezile´nin ´kadılar kadısı´ olarak andığı Kadı Abdulcebbar da İslâm ilim ve düşünce tarihinin en ilgi çekici simalarından biri olagelmiştir. Bu Eser, Kadı Abdulcebbar´ın´ın el-Muğni adlı ansiklopedik eserinin eş-Şer´iyyat başlıklı fıkıh usulüyle ilgili görüşlerini topladığı cildinin tercümesidir. Mut
Tükendi
Fârâbî’de Bilgi Teorisi, büyük Türk filozofu “Muallim-i Sânî” Fârâbî’nin “bilgi” problemi hakkındaki görüşlerini inceleyen bir çalışmadır. Onun dönemine kadar felsefe tarihindeki bilgi anlayışları özetlenmiş, Fârâbî’nin bütün eserlerine serpiştirilmiş bulunan konuyla ilgili görüşleri toparlanarak Bilginin imkânı, kaynağı, değeri ve sınırları problemleri bir sistem dahilinde belirlenmiştir. Filozofun görüşleri yorumsuz olarak verilmeğe gayret edilmiştir. İbrahim Hakkı Aydın’ın bu çalışmasının İslâm felsefesi
Tükendi
Plantinganın, Tanrının varlığını kanıtlamak için ontolojik argümanı yeniden yorumlayarak savunmasının yanında, klasik teistik argümanları eleştirerek, Tanrı inancını temel inanç olarak görmesi ve herhangi bir argümanla temellendirilmese bile rasyonel bir inanç olarak kabul etmesi bugün Batılı felsefe çevrelerinin ilginç tartışma konuları arasındadır. Plantinganın ana düşüncesi, dinî inançların rasyonel olması için doğrulanmış başka inançlar tarafından desteklenmek ve onaylanmak zorunda olmadığı şeklindedir.
Tükendi
İbn Arabînin düşüncesi ile kullandığı sembolik dil arasındaki ilişki göz önünde bulundurulmadan onun fikirleri tam olarak anlaşılamaz ve açıklanamaz. Bu çalışmada, İbn Arabînin felsefesini açıklarken en sık biçimde müracaat ettiği üç sembol üzerinde duruluyor. Bunlar; ayna, harf ve ışık sembolleridir.
Tükendi
Bu kitap öncelikle bir ilim dalı olarak Felsefenin tanımını ve gerekliliğini açıklayarak Felsefenin Derinliklerine girmeye çalışıyor. Felsefenin Temel Kavramları, Felsefenin Doğuşu belli başlı felsefe okullarının genel olarak görüşleri, Felsefenin Düşünce Sistemi üzerindeki etkileri, Felsefenin diğer ilimlere katkıları ayrıntılı olarak bu kitapta ele alınmakta. Bütün bunlarla beraber İslam Felsefesinin Temelleri, İslam Felsefesinin diğer felsefi sistemlerle karşılaştırılması ve İslam Felsefesinin özgünlüğü
Sebeplilik Prensibi aklın ve ilmin çok sağlam bir dayanağıdır. Bu prensibe göre her şeyin varlığının bir sebebi vardır. Öyle ise kâinatın da bir sebebi olması gerekir. Ancak, sebeplilik prensibi bir teselsül oluşturduğundan felsefe ve İslam´da Kelam İlminin en büyük problemini doğurmaktadır. Bu kitapta bu problemin çözümünü bulacaksınız. Kitap, felsefenin temel problemi, kâinatın kaynağı, zaman ve zamansızlık, madde ve enerji, ahlâk ve din konularına da girmektedir.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 280-300 / Aktif Sayfa : 15