Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13
Kendisinin, İlim Talep Edenlerin Bahçesi, Hak Yolunun Dayanağı (Ravzatut-Talibîn ve Umdetus-Sâlikîn) olarak isimlendirdiği elinizdeki bu çalışmada Gazali; ahlâka, tasavvufa ve metafiziğe dair görüşlerini açıklamış ve bu alanlara dair birçok kavramı tartışmıştır. Kitabın yazılma amacını Hakk yolcusunun onu iyice kavraması, onunla hayatını tanzim etmesi ve faydalanması olarak açıklayan bu büyük alimin fikirleri, bugünün insanına da yeni ufuklar açmaya devam etmektedir.
İnsanlar için her zaman merak konusu olan ahiret hayatının anlatıldığı bu eserde, ölümle başlayan süreç, Kuran ve Hadis kaynaklı bilgiler ışığında inceleniyor.
Bu çağda yaşadığımız için bu çağın en temel sorunlarını görmezlikten gelemeyiz. Şimdi insanı tanımanın temel etken ve şartlarından biri olan dinin sosyal, siyasal, felsefi, bilimsel ve fikrî yollarla yeniden gündeme gelmesi ilginçtir. Çünkü din. yeniden, özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra, modern insanın gündemine girmiştir. Nasıl gündemine girmiştir? Bu eski dinlerin ihsasına bir dönüş müdür? Hayır, bu, irticaî bir durum, bir geriye dönüş değildir. Bilakis insanın bir gelişim durumudur. Günümüz insanı
Eşsesli (Müttefik), Eşit-anlamlı (Mütevatı), Ayrı (Mütebayin), Türemiş vb. Lafızlar Konuya Söylenen veya Söylenmeyen ile Konuda Bulunan veya Bulunmayanın Anlamının Açıklanması "Bir Konuda Mevcut Olma" Şeklindeki Araz Tanımının Açıklanması "Üzerine Söylenme" ve "içinde Var olma" Arasında Vuku Bulan Karışımlar ve Bunların Hangi Şeylere Götürdüğü "Tek Bir Şey Bir Yönden Araz Bir Yönden Cevher Olur" Şeklindeki Sözün Bozukluğu Cinsler ile .Bölücü ve Kurucu Fasılların İlişkisi; Bu On Yüksek Cinsin Anlaşılmas
Tükendi
O, inançları uğruna bu yolu tercih etmişti. İnanç bütün hayatını kaplamış ve genç yaşta siyasi ve toplumsal olaylara karışmıştı. Onu bu yola inançları...
Çalışmamızda Fârâbînin (870-950) düşüncelerini inceleyeceğiz. İkinci Öğretmenin kendi bireysel kişiliği; yani Fârâbî ile filozoflar ve felsefe arasındaki diyaloğu ele almayı hedefliyoruz. Ancak bu esnada kendi benimizin de farkında olmamız gerekiyor. Bu zorlu diyaloğu farklı sahnelerde seyre sunacağız. Hakikat sorunu merkezinde varlığa gelen felsefî düşünce ve onun tarih içerisindeki dolaşımı sorunlarına değindiğimiz bir giriş sahnesiyle başladık. Burhânî felsefenin zaman ve mekanı temel hareket noktamız ol
Tükendi
1971´de Sıkıyönetimin ilaniyle 15´inci devresini kapatan Büyük Doğu dergisini dört-beş sene sonra tekrar çıkarmaya karar veren Necip Fazıl, daha hazırlık safhasında, genel bir akâmet, iktidarsızlık, fesat ve çürüme ortamiyle karşılaşınca; "Büyük Doğu çıkamaz! Ancak (Rapor 1-2-3..) diye yeni bir tarz düşünülebilir!" hükmüne varır. Raporlar, aylık yazılar şeklinde 1976 - 1980 yılları arasında 13 sayı çıkmıştır. Bu serinin birinci kitabında, ilk iki Rapor, ikinci kitabında 3´üncü, 4´üncü Rapor, üçüncü kitabınd
1971´de Sıkıyönetimin ilaniyle 15´inci devresini kapatan Büyük Doğu dergisini dört-beş sene sonra tekrar çıkarmaya karar veren Necip Fazıl, daha hazırlık safhasında, genel bir akâmet, iktidarsızlık, fesat ve çürüme ortamiyle karşılaşınca; "Büyük Doğu çıkamaz! Ancak (Rapor 1-2-3..) diye yeni bir tarz düşünülebilir!" hükmüne varır. Raporlar, aylık yazılar şeklinde 1976 - 1980 yılları arasında 13 sayı çıkmıştır. Bu serinin birinci kitabında, ilk iki Rapor, ikinci kitabında 3´üncü, 4´üncü Rapor, üçüncü kitabınd
1971´de Sıkıyönetimin ilaniyle 15´inci devresini kapatan Büyük Doğu dergisini dört-beş sene sonra tekrar çıkarmaya karar veren Necip Fazıl, daha hazırlık safhasında, genel bir akâmet, iktidarsızlık, fesat ve çürüme ortamiyle karşılaşınca; "Büyük Doğu çıkamaz! Ancak (Rapor 1-2-3..) diye yeni bir tarz düşünülebilir!" hükmüne varır. Raporlar, aylık yazılar şeklinde 1976 - 1980 yılları arasında 13 sayı çıkmıştır. Bu serinin birinci kitabında, ilk iki Rapor, ikinci kitabında 3´üncü, 4´üncü Rapor, üçüncü kitabınd
1971´de Sıkıyönetimin ilaniyle 15´inci devresini kapatan Büyük Doğu dergisini dört-beş sene sonra tekrar çıkarmaya karar veren Necip Fazıl, daha hazırlık safhasında, genel bir akâmet, iktidarsızlık, fesat ve çürüme ortamiyle karşılaşınca; "Büyük Doğu çıkamaz! Ancak (Rapor 1-2-3..) diye yeni bir tarz düşünülebilir!" hükmüne varır. Raporlar, aylık yazılar şeklinde 1976 - 1980 yılları arasında 13 sayı çıkmıştır. Bu serinin birinci kitabında, ilk iki Rapor, ikinci kitabında 3´üncü, 4´üncü Rapor, üçüncü kitabınd
Dini tecrübe, daha dindar ve temiz kalpli olanlara başta olmak üzere herhangi bir insanın yaşadığı ve salt doğal nedenlerin sınırları içinde açıklanması kolay olmayıp, en azından onu yaşayan kişiler için ancak doğaüstü bir kaynağa başvurulduğunda tatmin edici bir açıklamaya kavuşabiln olağanüstü haller ve olaylardır. Batı dünyasında bu tür olaylar dini açıdan olduğu kadar psikolojik ve felsefi açıdan da uzun zamandır araştırılıp irdelenmektedir. Bizşm klasik literatürümüzde dini tecrübe türü haller ve ol
Tükendi
İslâm felsefe geleneğinde kurucu bir role sahip olan Fârâbî (ö. 339/950), felsefenin neredeyse bütün alanlarında özgün ve yaratıcı ürünler ortaya koymuş eşsiz filozoflardan biridir. Sayısı 100’ü aşan eserlerinin büyük bölümü mantığa dair olup İslâm dünyasında asıl mantık çalışmaları onunla başlamıştır. En büyük başarısı mantık sahasında kendini gösterdiği için Aristoteles’ten sonra “İkinci Muallim” (Mu‘allim-i Sânî) unvanı ile anılmıştır. Felsefî inşa sürecinde doğru ve kesin bilgi veren ve felsefenin ideal
Tükendi
Büyük Türk-İslam filozofu Fârâbî´nin Harfler Kitabı (Kitâbu´l-Hurûf) adındaki bu eseri, adını içindeki makalelerin harflerle isimlendirildiği Aristoteles´in Metafizik´inden almıştır. Filozofun eserleri ve düşünceleri göz önüne alındığında anlaşılması ve konumlandırılmasındaki zorluk ve problematik ile ön plana çıkan eser, metni neşretmiş olan Muhsin Mehdî tarafından ´Fârâbî metafiziği´ olarak sunulmuştur. Ancak kitabın Aristoteles metafiziğindeki içerik ve sistematik yapıyı aynıyla devam ettirdiğini söyleme
Büyük Türk-İslam filozofu İbn Sinâ'nın Oluş ve Bozuluş (el-Kevn ve'l-Fesâd) başlığını taşıyan bu eseri, filozofun eş-Şifâ isimli felsefe ve bilimler ansiklopedisinin doğa bilimleri alanındaki üçüncü kitabıdır. İlk iki kitapta doğa bilimleriyle ilgili problemleri inceleyerek diğer kitaplar için de geçerli olacak şekilde bu bilimlerin ilkelerini belirleyen İbn Sinâ, bu eserinde doğa bilimlerinin bir problemi olarak "oluş-bozuluş" konusunu incelemektedir. İbn Sinâ konuyu ele alırken tıpkı Aristoteles'in de ya
Tükendi
Dünya bir tiyatro sahnesidir. Herkes rolünü oynar ve dünyadan ayrılır. Ferîd Kam Ferîd Kam, yakın dönem Türk düşüncesinin önemli simalarından biridir. Kitaplarında ele aldığı meseleler ve onlara getirdiği çözümler açısından kendisine bazı yabancılar Filozof unvanını uygun görmüşlerdir. Mehmed Akif de ona Üstad-ı hakîmim demiştir. Şair, edebiyat tarihçisi, felsefe tarihçisi ve düşünür olarak Ferîd Kam, dünden bugüne ışık tutm
Tükendi
Bu kitap, 1903-1978 yılları arasında yaşamış ünlü Fransız Doğu bilimcisi, daha özel olarak İran çalışmaları (İranoloji) uzmanı Henry Corbin´in İslam Felsefesi Tarihi adlı ünlü eserinin İbni Rüşd´ün Ölümünden Günümüze Kadar alt başlığını taşıyan ikinci ve son cildinin dilimize çevirisidir. Corbin´in bu eserinin ilk cildini Prof.Dr. Hüseyin Hatemi´nin çevirisi ve bu çeviriye eklediği sunuş ve notlarıyla daha önce İslam Felsefesi Tarihi, Başlangıçtan İbni Rüşd´ün Ölümüne Kadar (1198) başlığıyla yayımlamıştık.
Tükendi
"Şüphe ve ümitsizliğe düştüğünüz anda, bütün his ve düşüncelerden sıyrılarak vicdanınıza serbestçe konuşmak imkanını veriniz." "Vicdani hükümlerdeki birlik, Allah´ın tek oluşunun delilidir." "Bir kusur karşısında Allah´ın huzuruna cesaretle çıkmasını bilmeyenleri yeni ve daha büyük kusurlar ve ıstıraplar beklemektedir." "Kusursuzluk insanın değil, Allah´ın vasfıdır. İnsanı Allah´a yaklaştıran kusur yapmamak değil, kusurlarını görmek ve bunları Allah´ın istediği şekilde telafi edebilmektir." "Allah´tan bahse
Tükendi
Felsefe ve din arasındaki ilişkiyi çatışma boyutuyla ele almak, gerçekten de kişinin kendi öznel yaklaşımıyla belirlenecektir. Klasik dönem İslam felsefi düşüncesinin mümtaz isimleri arasında yapılan bu inceleme, felsefe ve din arasında dini açıdan görülen ilişkinin, felsefi açıdan görülen ilişkiden daha karmaşık olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Felsefi açıdan görülen ilişkinin, büyük bir ihtimalle bu ilişkiyi açıklayan teorilerin özü gereğince, daha basit olduğu kabul edildiğinde, çatışmanın dinamiklerinin h
Gazali; felsefî, ilmî ve dinî perspektifleri ustalıkla yansıttığı, akıl-vahiy uyumunu Allahın yarattıklarındaki hikmetlerden yola çıkarak gözler önüne serdiği bu eseri kaleme alma sebebini şöyle açıklıyor: Bu kitabı, akıl sahiplerini uyandırıp onları harekete geçirmek amacıyla, Kuran ayetlerinin büyük bir bölümünün işaret ettiği hikmetlerin ve nimetlerin farklı yönlerini tanıtmak için yazdım. Çalışma her bir bölümde farklı bir canlının yaratılmasındaki hikmetlerden, onun kainattaki varlığının öneminden,
"Ben namaza başladığımdan beri, ruhumda büyük bir huzur hissetmekle birlikte, aklımda hiç de hoş olmayan bir hayli düşünce kaynaşmaya başladı. Birisini uzaklaştırayım derken bir başkası hücum ediyor ve onun yerini fazlasıyla dolduruyor. Bundan çok rahatsızım." Hayati Bey, tahmininde yanılmamıştı. Bu genç öğretmen de namaza başlar başlamaz şeytanın hücumuna maruz kalmıştı. Âdemoğlunun o amansız düşmanı, vesvese denilen oklarını bu gencin de aklına ve kalbine aralıksız atmaktaydı. Ona cevap vermekte acele et
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 296 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13