Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
"Kurtlukta düşeni yemek kanundur" korkusunu her an enselerinde hissederek yaşayan köşeye kıstırılmış, kendileriyle ve geçmişleriyle, içinde bulundukları zamanla hesaplaşan insanları anlatıyor Kemal Tahir, Kurt Kanunu?nda. Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen "İzmir Suikasti" olayına karışan ve karıştırılanların dramı olarak da okunabilecek roman, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgasını ve tasfiye sürecini de acımasız bir yalınlıkla ve özeleştiriyle ortaya koyuyor. Esir Şehi
Tükendi
New York Times çoksatanı, fantastik edebiyatın başucu eserlerinden bu kitap, efsanevi bir maceranın kapılarını aralıyor. Eski dostlar, ayrı yollara gitmişlerdi. Şimdi, birbirlerinden saklı sırlarına rağmen yeniden bir aradalar. Savaş dedikodularıyla gölgelenmiş bir dünyadan söz ediyorlardı. Tuhaf yaratıkların, mitik varlıkların, efsanevi yaratıkların hikâyele­rinden söz ediyorlardı. Sırlarından bahsetmiyor­lardı. Ta ki bir gün karşılaştıkları, büyülü kristal asa taşıyan, kederli ve güzel bir kadın onları
Yapı Kredi Yayınlarından bugüne dek yayımlanmış en kapsamlı Edip Cansever külliyatı! Başta, Edip Canseverin, gençlik hatası değerlendirmesiyle reddettiği ilk kitabı İkindi Üstü olmak üzere, kitaplarının sonraki basımlarına girmeyen şiirleri ve dergilerde kalmış birçok şiiri de günyüzüne çıkaran toplu şiirlerinin bu yeni basımı, Şairin tüm şiirlerini ilk kez bir araya getiriyor. Tadımlık MENDILIMDE KAN SESLERI Her yere yetisilir Hiçbir seye geç kalinmaz ama Çocugum beni bagisla Ahmet abi sen de
Dede Korkut'la Değerler Eğitimi Seti - 5 Kitap Takım
Tükendi
Anna Karenina, 1870’lerin Rusya’sında, toplumun üst sınıfına mensup kimseler arasında yaşanan birbirinden bağımsız iki aşk macerasını anlatır. Roman, Moskova’da, St. Petersburg’da ve asilzadelerin yazlık saraylarında geçer. Romanda dürüst bir evliliğin mutluluğu ile yasak bir ilişkinin hayal kırıklıkları karşılaştırılır; sadakat, tutku, kıskançlık gibi temalar işlenir. Bir yandan da o dönemde Rusya’da kadınların durumu, eğitim reformu gibi konular dile getirilir.
Çağından ancak 50 yıl sonra parlayacak olan bir roman türünü müjdeleyen Stendhal, çağdaşları tarafından anlaşılamamış olsa da psikolojiyi öne çıkaran romancıların en başında gelir. En ünlü romanı olan “Kırmızı ve Siyah”ta, kırmızı sözcüğü devrime, siyah da dine simge olarak kullanılmıştır. Yapıtlarını oluştururken önceden tasarlamak yerine doğaçlama bir kurguyu seçen Stendhal, yazma konusundaki yeteneğini para amaçlı kullanmamış, gerçek bir sanatçı gibi davranıp, estetik kaygıyı ön planda tutmuştur.
Tükendi
“Artık ona karışamazsınız. Bey´in huyunu içinizden kimse benim kadar bilmez. O kendi hâlinde bir adamdır. Karşısına dünya güzeli çıksa başını kaldırıp da bakmaz. Kocam beni bilir, ben kocamı bilirim. Ötesi sizin neyinize gerek... Neyinize gerek sizin hanımlar? Koca benim değil mi? Sıtma tutsun, karın ağrısı tutsun, ne tutarsa tutsun... A bana öğüt vereceğinize, büsbütün ateşe körükle gidiyorsunuz. Sizin sözünüzden çok kocamın sözüne inancım vardır.” diyen bir Hanım’ın, hizmetçi parçasını kocasının önüne att
Tükendi
Cleland´ın son derece eğlenceli kitabı, İngiliz kurgusunda benzersiz bir yere sahip olan bir erotik film klasiğidir. İngilizce´nin en ünlü erotik romanı olan “Bir Fahişenin Anıları” yaygın olarak Fanny Hill olarak bilinir. Hayat çizgisi, Fanny’i bambaşka serüvenlere sürüklerken, hayatından çalıp götürdükleri ve getirdikleri Fanny’ i değiştirecek, olgunlaştıracaktır. Fanny fahişeliğe düşüyor. Ardından saygınlık kazanıyor! Cinsel maceralarının bol ve açık ayrıntılarıyla canlı şekilde renklendirilen bir itir
Max BEER’in en önemli yapıtlarındandır. Karl Marx’ın biyografi ve otobiyografisini bu kadar itina ederek yazması, “Kapital’in değerini bir o kadar daha artırmıştır. Karl Marx sadece sermayenin kullanımını değil yaşamı da planladığını bu kitapta göreceğiz. Zira kitabın başında; “Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok” diyerek geleceğin mücadelesiz mutlu geçmeyeceğine işaret etmiştir. Ayrıca “Üretime uygulanan emek miktarı, değer ölçüsünün esasıdır.” diyerek, daha sonra Ricardo’nun; “Se
Tükendi
Bu kitap, çocukların dünyasını yakından bilen bir öğretmen yazarın kaleminden çıkmıştır. Kitapta yer alan her sevgi hikâyesinin mutlaka yaşanmış bir karşılığı vardır. Anlatılan olaylar, durumlar, duygular uydurma kurgular değil, yaşanmışlıkların birebir yansımalarıdır. Yetişkinlerden hem etkilenerek hem de onları etkileyerek gerçek hayatın içinde büyüyen çocuklar, kitapta sunulanları rahatça anlayacaklardır. Zaten bu hikâyeler hem çocuklar hem yetişkinler tarafından okunsun, özellikle de aile ortamlarında o
"İnsan akılcı düşünen bir hayvan değildir, düşüncelerini akıl kılıfına uyduran bir hayvandır."  Safsata bilgisi sizi neden daha mutsuz eder?  Hangi safsataların Latincesi size ortamlarda puan kazandırır?  Ad hominem nedir hepimiz öğrensek, Demokrasi Endeksi’nde 36 sıra atlayıp Papua Yeni Gine’ye yetişir miyiz? Almanya kıskançlığından çatlar mı?  Neden bizden bir Devlet, bir Retorik, bir Organon çıkmamış? Yunan bu işlere 2300 sene önce başladıysa niye bugün Mars’ta sirtaki yapmıyor, yerçekimsiz ortamda t
Burada anlatılan hikâyeler, hayatları Troya Savaşı'nın ilmeklerine dolanmış kadınların hikâyeleri. Gecenin yarısında bir kadın uykusundan uyanır ve sevdiği şehrin alevler içinde olduğunu görür. Grekler ve Troyalılar arasındaki on yıllık savaş artık sona ermiştir. Troya düşmüştür. Kaderleri artık Greklerin elinde olan Troyalı kadınlardan onlar adına Akhilleus'la savaşan Amazon prensesine, Odysseus'un dönüşünü bekleyen Penelopeia'dan kan davaları yüzünden her şeyi başlatan üç tanrıçaya... “Bana şarkını söyle
“Paris Esrarı” adı ile Türkçeye çevirdiğimiz bu roman, 1842- 1943 yıllarında Paris’te çıkmakta olan Journal des Debats, gündelik gazetesinde tefrika edildi. Gerolştayn Prensi Rodolf’un Paris’in izbe mahallelerinde, yardıma muhtaç insanlara yardım etmesi üzerine kurulu bu romanda Eugene Sue, Paris ayak takımının maceralarını, suçlarını gözler önüne sererek toplumsal düzenin bozukluklarını dile getirir. “Les mysteres de Paris” neden böyle bir başarı kazandı? Bunu, romanı okuyup bitirdikten sonra anlayacaksını
Tükendi
“Ben altınla kaplıyım.” dedi Prens. “Üstümdeki bütün bu altın yaprakları tek tek çıkarmalı ve yoksul halkıma vermelisin. Yaşayanlar, altını hep mutluluğun kaynağı olarak görüyorlar.” Mutlu Prens, dünyanın en çok okunan yazarlarından biri olan Oscar Wilde’ın 1888 yılında yayımlanan bir öykü derlemesidir. Kitaba adını veren Mutlu Prens yazarın en tanınan öyküsüdür. Sade ve basit bir üslupla kaleme alınmış, içinde beş adet öykü barındıran bu eserde Wilde, insanların ikiyüzlülük, sevgisizlik, bencillik
Üretmeden tüketen tek yaratık insandır. Ama buna rağmen bütün hayvanların efendisidir. George Orwell’in klasikler arasına giren ve 1945 yılında yayımlanan eseri Hayvan Çiftliği, dönemin politik atmosferini ve II. Dünya Savaşı’nın yarattığı toplumsal yıkımı eleştirel dille anlatan bir hicivdir. Yazarın deyimiyle alt başlığı Bir Peri Masalı olan eser, 1996 yılında, geçmiş tarihler için verilen Hugo Ödülü'nü 1946 senesi için almıştır. Eser, çiftlik sahibi Bay Jones ve işçilerinin, hayvanları beslemeyi un
“Hep olduğu gibi Caddebostan yeni başlayan aşklara uğursuzluk getirecek; Mehmet Emin’in hayata doyamadan, genç yaşta ölüp gitmesine sebep olacaktı. Zaten annemin zamanından çok önceleri, Caddebostan’a adını veren o geniş bostanlarda cadı ve hortlakların yaşadığına inanılırmış. Bu kara leke zamanla Cadı Bostanı olarak anılmasına neden olmuş; hatta ne kadar hırsız, mahkûm ve ayaklanan yeniçeri varsa orada konaklarmış. Bir zamanlar…” “Annemin ölmesinden her korktuğumda duygumu sokaklara serptiğimi hayal
“Gerçek aşkı görmeyenler aşktan bahsedemezler.” Aşk denilince akla ilk gelen, filmlere ve kitaplara konu olmuş olan Leyla ile Mecnun hikâyesi, edebiyatımızın lirik şairi Fuzuli tarafından yazılmıştır. Eser Mecnun’a ait olduğu söylenen lirik şiirlerin arasına nesirlerin eklenmesiyle hikâye haline getirilmiştir. Mecnun, talihsiz bir aşkın vücut bulmuş hâli olarak kalır ve Leyla’nın bakir hayaliyle yaşayıp ölmek ister. Çoğu aşk hikâyesinin aksine sevgililer kavuşamazlar ve ölüm bu aşkın tamamlandığı yer olur.
Küçükken sahilde oyunlar oynayan masum çocuklardık hepimiz. Sonra kimimiz iyi, kimimiz kötü roller üstlendik. Kötüye neden kötüsün, iyiye neden iyisin diye sormak aklımıza gelmedi. Herkes; herkes kadar iyi, herkes kadar kötüydü. Bir çember etrafında dönüp durduk. Kimi birilerini, kimi dünyayı, kimi de kendini kurtarmayı düşündü. Herkesin yaşama yüklediği anlamlar farklılaştı. Ama önemli olan bir şey vardı elbet. Sadece bir gün değil, her gün özgür olmak için güzel bir gündü.
Hikâye anlatma sanatı, son yıllarda giderek yaygınlaşıyor ve daha çok kişi tarafından sevilip benimseniyor. Artık çocuklar kadar yetişkinler de bu söz zanaatının çekimine kapılıyor ve hikâyelerin dünyasında vakit geçirmek istiyorlar. Sadece aile arasında ya da arkadaş çevresinde değil, profesyonel alanda da hikâye anlatıcılığından geniş ölçüde yararlanılıyor. Okulda dersi eğlenceli hale getirmek isteyen öğretmenler, iş arkadaşlarını ya da çalışanlarını etkilemek isteyen yöneticiler, dan
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5