Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
“Usta bir yönetmen elinde çekilmiş etkileyici bir intihar sahnesiydi sanki. Ağır çekimde ilerliyor, ufak kabarcıklar çıkarıyor, yer yer kımıldanıyor ama her şekilde güzel görünüyordu... Düştü, düştü ve görkemli bir şekilde kondu. Çakılmak değildi bu. Sanki yerini bulmuştu. Ahmet, bütün gücüyle peşindeydi. Bacaklarını çırpıyor, elleriyle kollarıyla kendini ona daha da yaklaştırıyordu. Sadece birkaç kulaç kalmıştı ama yapamadı. Eli varmadı. Bir şey değişmeyecekti. Değil den
Tükendi
“Kimse bugüne kadar bana gelip de seni rüyamda gördüm demedi. Yani düşün onca ömür tüketmişim. Onca kişiyle hukukum olmuş ama kimse gelip de demedi. Başkasının rüyasına girmedim hiç. Yalandan bile olsa ona da razıydım ama biri gelip duymak istediğim o cümleyi söylemedi. Allah sanki yalnızlığı herkese pay ettikten sonra kalanını öylece bana bırakmış. İstasyonda herkesi uğurlayan, herkesin arkasından el sallayan adamım ben. Onlar bavul alıp gittiler de özlemlerini taşıyan ben kaldım.
Tükendi
Patty Üniversiteye Gittiğinde, 1900´lü yıllarda üniversite hayatına dair oldukça esprili ve eğlenceli bir kurguyu barındıran ve okuyucuların, baş kahraman Patty Wyatt ve kız arkadaşlarının keyifli üniversite maceralarına eşlik etmesine olanak tanıyan bir kitaptır. Patty şahsına münhasır, her zaman mutlu olmayı bilen, zeki, hatta yer yer kurnaz, şakacı ve bu şakacılığından dolayı çevresindeki pek çok insanı çileden çıkarırken aynı zamanda herkes tarafından sevilen, şeytan tüyü barındıran bir kızdır. Pek çok
Tükendi
İngiliz yazar Edward Garnett bu kitabında Tolstoy’un hayatını sekiz ana başlıkla ele almıştır. “İlk seneler, Kafkasya, Sivastopol” da 1847-1851 yılları arasında Tolstoy’un Kazan, Moskova ve Petersburg’da geçirdiği günlerini anlatıyor. Kafkas köylerinde, Tuna boyundaki Rus ordusunda ve Sivastopol civarındaki sekiz aylık askerlik hayatının Tolstoy’un insan mizacını anlayışını çok genişlettiği ve derinleştirdiğinden bahsediyor. Özellikle Sivastopol hikâyelerinde Napolyon harplerinin insanların bedenlerinde ve
Tükendi
Tema ve Değerler • Birey ve Toplum • Değerlerimiz • Hayal Gücü ve Gizemler " Babası haince vurulunca pusuda, Dağa çıkıp öcünü aldı Kezban da... " Yanlız Efe " adı dolaştı hep dillerde, Nam saldı Kezban ovada, dağda. " Keyifli Bir Yolculuğa Çıkmaya Hazır Olun !
Ünlü Venedikli gezgin Marco Polo’nun maceralarını ve gezip gördüğü yerleri anlatan eser; döneminin farklı kültürleri arasındaki iletişimi, insanların yaşadığı iklim ve coğrafyaların kültürleri üzerindeki etkisi ve betimlemeleriyle okuyucularını hem yaşadığı çağda hem şimdiki zamanda eşsiz bir serüvene çıkararak sınırsız bir anlatıma imza atmıştır. Marco Polo’nun yaşadığı onca maceraya rağmen 1324 yılında ölmeden önce son sözleri ise "Kimse bana inanmayacağı için gördüklerimin yarısını bile anlatmadım" olmu
Tükendi
Fatma Aliye Hanım’ın yazmış olduğu ve kadının aile içindeki yerini anlatan Levayih-i Hayat adlı bu kitap, beş kadın anlatıcının birbirlerine yazmış olduğu on bir mektuptan oluşmaktadır. Evlilik hayatında mutluluk, mutsuzluk, eşler arasında uyum, aldatma, aşk ve kadınların eğitimi gibi konular, yazmış oldukları mektuplarla kendi aralarında tartışılmaktadır. Mektupla anlatım tekniği, kadınların kendilerini bir anlatıcıya ihtiyaç duymaksızın ifade etmelerine olanak tanımıştır. Bu yazışmalar Fatma Aliye’nin yaş
Tükendi
2000’lerde İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği başkanlığını yapan Gençay Gürsoy, Bir Hayat Üç Dönem’de sadece bir nöroloji profesörünün anılarını değil, sosyalist siyaset içinde üniversite yıllarından beri yer almış bir mücadele insanının Oltu’da başlayıp, Kars’da, İstanbul’da ve bir dönem Avrupa’da devam eden yaşamından gözlemlerini canlı bir dille aktarıyor. Toplumsal gelişmelerin darbelerle kesintiye uğrayan dönemlerini ele alıyor. Yakından tanıma fırsatını bulduğu bazı şahsiyetlerle ilg
Tükendi
Yabancılara Türkçe öğreten “Yeni Türkçenin Kapıları 3” Türkçenin Kapıları kitap dizisinin B1, kısmen de B2 düzeyine denk gelen üçüncü kitabıdır. Dizi boyunca her bir kitabın bir önceki ve bir sonraki düzeylere ilişkin konular da içeriyor olması düzey kavramının kesin çizgilerle ayrılamayacak bir kavram olmasından ileri gelmektedir. Dolayısıyla elinizdeki kitap bu yönüyle kısmen B2’ye de başlangıç yapılmasını sağlayacak içerikler sunmaktadır. Dizinin diğer kitapları gibi dosya düzenine göre tasarlanmıştır. T
Yabancılara Türkçe öğreten “Yeni Türkçenin Kapıları 1” üç kitaplık dizinin birinci kitabıdır. Yapısal olarak dosya sistemini korudum. Dosya başındaki bilgileri, dosya içeriğini daha açık yansıtacak bir biçimde düzenledim. Herhangi bir dosyaya bakıldığında Söz Edimleri, Sözvarlığı, Söylem Türü, Dilbilgisi ve Dilsel Görev başlıkları görülecektir. Söz edimi terimi ile öğrenenin iletişim gereksinimleri, sözvarlığı iletişim gereksinimlerini karşılarken gereksinim duyulacak her tür sözcük, söylem türü kavramı ile
Yabancılara Türkçe öğreten “Yeni Türkçenin Kapıları 2” üç kitaplık dizinin ikinci kitabıdır. Her biri 5 ders içeren 10 dosyadan oluşmaktadır. Her bir dosyanın sonunda dosya hedeflerine yönelik değerlendirme sayfası yer almaktadır. Ana hatlarıyla Avrupa Diller İçin Ortak Başvuru Çerçeve Belgesi düzeylerine göre A2’ye karşılık gelmektedir. Kitabın yazımı sırasında belgenin kazanımları göz önünde bulundurulmuş olmakla birlikte, tek dayanak olarak bu belge alınmamış, uzun bir zamana yayılan meslekî deneyim de g
Nahid Sırrı Örik, Sultan Hamid Düşerken’de, 20 yüzyıl tarihinin en önemli dönüm noktalarından birini hikâye eder: Roman 23 Temmuz 1908’de, Manastır’da patlayan isyan karşısında Sultan II. Abdülhamid’in askıya almış olduğu 1876 Anayasası’nı tekrar yürürlüğe koymasıyla başlar, 1909’da, tahttan indirilmesine neden olan 31 Mart Vakası ile biter. Nahid Sırrı Örik bu sarsıcı dönemi, yılların devlet adamı Mehmet Şahabettin Paşa, iktidar hırsıyla dolu kızı Nimet, onun siyasi beklentilerle evlendiği İttihatçı Binbaş
Nahid Sırrı Örik’in Kıskanmak romanında olayların ve karakterlerin temel meselesi, en yoğun haliyle yaşanan bir duygudur: Bir kız kardeşin ağabeyine duyduğu kıskançlık. Nahid Sırrı Örik, iki kardeşin İstanbul’da bir konakta başlayan, Zonguldak’ta bambaşka bir yöne sapan yaşamlarını bunun üzerine inşa eder. Kıskanmak 1946’da, kitap halinde ilk basıldığında, basında çıkan bazı değerlendirmelerde hem beğenilmiş hem de karakterleri aykırı bulunarak yadırganmıştı. Aradan geçen zaman, karakterlerin işlenişinin öz
Nahid Sırrı Örik’in Kıskanmak romanında olayların ve karakterlerin temel meselesi, en yoğun haliyle yaşanan bir duygudur: Bir kız kardeşin ağabeyine duyduğu kıskançlık. Nahid Sırrı Örik, iki kardeşin İstanbul’da bir konakta başlayan, Zonguldak’ta bambaşka bir yöne sapan yaşamlarını bunun üzerine inşa eder. Kıskanmak 1946’da, kitap halinde ilk basıldığında, basında çıkan bazı değerlendirmelerde hem beğenilmiş hem de karakterleri aykırı bulunarak yadırganmıştı. Aradan geçen zaman, karakterlerin işlenişinin öz
Postmodernizm ve Mahremiyetin Dönüşümü, özellikle son yüzyılda dünyayı derinden etkileyen Batı düşüncesiyle Batılı yaşam tarzlarını sorgulayan farklı zamanlarda yazılmış eleştirel metinleri bir araya getiriyor. Şimdilerde modernitenin toplum tasarısının nihayete erdiğine ilişkin bir mutabakattan söz ediliyorsa dahi modernite sonrası yürürlüğe giren postmodernitenin uyandırdığı beklenti, kısa zamanda birçok eleştirel dikkatin de konusu hâline geldi. Bazı eleştirmenlerce Batı medeniyetinin en baskıcı, en tota
Tükendi
Seslendiğin insanların ARTIK olmaması… Seslendiğin insanların HENÜZ olmaması… Mevcut olmayan bir şeye seslenmek, hem “gitmiş”e hem de “gelmemiş”e yönelik bir “dokunamama” hâlidir. Var olmayana seslenmek, “artık” ile “henüz” arasında sesin zamansız konumlanışıdır.
Tükendi
Karşına çıkan herkesin işini tek bir yumrukla bitiriyorsan hayat son derece sıkıcı bir şey haline gelebilir. Canavarlar Birliği’nin gizli sığınağından henüz ayrılan Garou’nun yolu, başı birazcık belada olan Saitama ile kesişti. Ne var ki Saitama, Garou’nun Kahraman Avcısı olduğunu hâlâ bilmiyor. Bu sırada, Garou’yu takip etmekle görevli Deşen Kral da öldürücü dürtülerini daha fazla dizginleyemeyerek Garou ile bizzat yüzleşiyor!
İbn Rüşd’ün İslam coğrafyasında ve Müslüman arasında daha az bilinmesinin sebebi Müslümanların Gazzali çizgisinde gitmeleri sebebiyle olmuştur. İbn Rüşd İslam filozofları arasında sayılmış ve felsefenin de dini çevrelerde benimsenmemiş olması onun hak ettiği yerde olmamasına sebep olmuştur. Halbuki İbn Rüşd ilk olarak İslam Hukukçusudur. İslam hukukçusu olma özelliğinin üzerine Tıp, Astronomi, Felsefe ve Mantık özelliklerini de eklediğimizde karşımıza bir İslam Düşünürü çıkar. İbn Rüşd, Din ve felse
Tükendi
“Gece Yarısı Güneşi, bu dağın üzerindeki tüm karı eritiyorsun.” Safir Mila Safkan, henüz çok küçükken hayatının taşlarını yerinden oynatan bir olay yaşar ve kendini ansızın bir yetimhanenin soğuk duvarları arasında kimsesiz bulur. Sahip olduğu şeyler, her ne yaşarsa yaşasın iyi kalan kalbi ve tutkuyla bağlı olduğu dansıdır. Kalbi yalnızca bir tek şey için, bale için çarpar. Ta ki ikincisini bulana kadar: Hazer Han'ı. Katılacağı müzikali kazanma hedefiyle, kendisini seçen bu adamın gözetimi altında dans etme
“Gece Yarısı Güneşi, bu dağın üzerindeki tüm karı eritiyorsun.” Safir Mila Safkan, henüz çok küçükken hayatının taşlarını yerinden oynatan bir olay yaşar ve kendini ansızın bir yetimhanenin soğuk duvarları arasında kimsesiz bulur. Sahip olduğu şeyler, her ne yaşarsa yaşasın iyi kalan kalbi ve tutkuyla bağlı olduğu dansıdır. Kalbi yalnızca bir tek şey için, bale için çarpar. Ta ki ikincisini bulana kadar: Hazer Han'ı. Katılacağı müzikali kazanma hedefiyle, kendisini seçen bu adamın gözetimi altında dans etme
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6