Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Her sır bir gerçek barındırır… David Gemmell Legend En İyi Fantastik Roman Ödülü Adayı “Brent Weeks, okuru hikâyenin içine çeken ve bir daha da gözlerini kaçırmasına izin vermeyen bir üsluba sahip.” –Robin Hobb “Brent Weeks’in bu kadar iyi olması canımı sıkıyor.” –Peter V. Brett Eski tanrılar uyanıyordu. Körelten Hançer’in hedefi olan Gavin Guile hiçbir rengi göremez olmuş, üstüne üstlük bir korsan gemisine köle düşmüştü. Renklerin çığrından çıkması an meselesiydi ve Kromerya mağlup olmanın e
Antoine De Saint- Exupêry, yaşadığı zor ve çetin deneyimlerle son derece derin bir kişilik kazanmış; hayat görüşü, bakış açısı çok zengin ve geniş bir hal almıştır. İçe bakışı çok güçlü ve ayrıntılı olduğundan, toplumda insan mutluluğunun önceliği ve temelini aşk, sevgi ve sorumluluk olarak görmüştür. İnsanın; içinde kendisinden öte, kıymetli değerleri aramasının önemini irdeler eserlerinde. Kale adlı eserinde ise bu durum daha da belirgindir. Bir Kral’ın baba nasihatlerini hatırlayarak yaptığı içsel yolcul
Hüseyin Rahmi Gürpınar 1864’te İstanbul’da doğmuş, 8 Mart 1944’te Heybeliada’da yaşamını yitirmiştir. Edebiyatımızın en önemli romancı ve hikâyecilerinin arasında yer almaktadır. Hüseyin Rahmi, resmî ya da özel olarak düzenli bir eğitim almamıştır, tamamıyla kendi kendini yetiştirmiş bir yazardır. Küçük yaşta yazmaya başlayan Hüseyin Rahmi’nin, on iki yaşında kaleme aldığı Gülbahar Hanım adlı piyesi diğer bazı kitaplarıyla birlikte Aksaray’da çıkan bir yangında yanmıştır. Üstadı saydığı Ahmed Mithat Efendi’
“Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır.” – Malcolm X Hitap becerisi yüksek, cesur, etkileyici, mücadeleci ve inatçı bir adam değildi o sadece... Malcolm X, bir azınlık mensubu olarak haklarının peşinden koşma cesareti gösteren ve bu yolda geri adım atmadan, insani değerlere sahip çıkmak uğruna hayatını gözden çıkarabilen ilham dolu bir siyahiydi. İnsanca yaşamak için yaşamını tehlikeye atabilecek kadar davasına bağlı biri... BENİM OLAN TEK ŞEY GÜNAHLARIMDIR, Malcolm X’in mü
Niçin çektin aramıza bu nikabın Haram eyledin gözlerime afitabın Hasret gönül bağım mahbubene Gel ey sevgili, okşa saçlarımı merhametinle... Sevdan mürare yılgın dudaklarımda Çıktım bilinmez bir firara ıslak sokaklarda Bir tanrı yakardı cehenneminde Bir de sen yaktın ey sevgili, bakışlarında Kurşuni sabahlara uyanıyorum her gece Yüreğimde pare pare yarelerin faili Karanlık bir güneş kadar anlamsızım yokluğunda Gel ey sevgili, gel ey sevgili.
“Ruh Bilimi’nin temellerini atmış Rudolf Steiner’ın kıymetli derslerinin derlendiği bu eserde ruha bilimsel bir açıdan yaklaşan antropozofi biliminin derinliklerine ineceğiz. Ruhun üç bölümü olan Sezgin Ruh, Entelektüel Ruh ve Bilinç Ruhu’nu tanırken ruhu ve Ego’yu nasıl geliştirebileceğimize dair bir öngörü edineceğiz. Ruh anlayışının batıl inançlardan arınmış bir halde ele alınmasıyla ruh ve dünya arasındaki benzerliklere, ruh ve dünyanın birbirinden nasıl etkilendiğine, duru görü denen ruhsal dünyayı gör
Tükendi
Daha hiçbir şey yokken uçsuz bucaksız bir su vardı. O vakitler "Kişi", yer ile gök arasında pek mutluydu. Fakat bir gün kaybedenlerden olup, huzurdan kovuldu ve Erlik (Şeytan) adını alarak dünyaya gönderildi. Tüm itibarını kaybeden Erlik, topraktan yaratılan insanoğluna bitmek bilmeyen bir kin ve düşmanlık duymaya başladı. Zaman aktı, çağlar ve coğrafyalar değişti ama ezeli düşmanlık hiç bitmedi. Unutulmaması lazım gelen nice şeyler unutulup gitse de kimi kadim sırlar masallara, efsanelere, destanlara ve mi
Paul Valéry en eski yazınsal biçem olan diyalogdan hareketle, zihinsel bir “büyük patlama”nın ürünü bir metin ortaya koyuyor. SABİT FİKİR birbirini yadsıyan, besleyen, çürüten, doğuran konuşmalardan örülü bir kitap, bir anlamda Valéry’nin denizde taş sektirme egzersizleri. Sabit Fikir Valéry’nin düşünce dünyasının ve ilgi alanlarının nerelere uzanacağının kısa bir özeti. “Büyük acıların pençesindeydim; çok etkin ve çok şiddetli kimi düşünceler zihnimden ve dünyamdan geriye kalan her şeyi perişan ediyordu. H
Fransız edebiyatının usta kalemi André Gide’in kurmaca yapıtlarının önüne geçen devasa eseri, neredeyse 60 seneye yayılan bir yazma eyleminin ürünü olan “Günlükler”nin ilk cildi, ilk kez eksiksiz olarak Türkçede… Şimdi üç aylık kuraklıktan sonra fırtına. Yağmuru bir gösteri gibi izlemek için eve döndüm. Gördüğüm şeyi betimlemeyi sevmiyorum artık; işin tadını kaçırıyor. Yalnızca bakmayı daha çok seviyor, böylece hiçbir şeyi kaçırmadığımı, her görüntünün ona gereksinim duyduğum anda yeniden ortaya çıkacağını
Kararlı bir feminist ve aktivist olan Robin Morgan'ın en çarpıcı kitaplarından biri. Geleceğe adanmış bir masal ve geçmişe yönelik bir tahmin. Paralaks, öyküler ve birbirine bağlılık hakkında bir öykü. Derinlikli, anlayışlı ve duygusal… Matruşka bebekleri gibi her öykü birbirine geçiyor. Büyüklüğü ve karmaşıklığı görmeyi öğretiyor, dünyanın tüm değişkenliği ve değişimi için dengeyi arıyor. “Okudum çünkü bir kere okumaya başlayınca kitabı elimden bırakmak istemedim. Okumaya devam ettikçe, durasım gelmedi. Öy
Tükendi
Bazı durumlarda eleştirmen ile metin arasındaki ideal mesafenin belirlenmesi için, öncelikle okuma sürecinin bir deneyime dönüşmesine, metinle özdeşleşmeye izin verilmesi gerekir. Fazla yaklaşmak ile fazla uzaklaşmak arasındaki skalada, risk, metnin toplumsal bağlamdaki anlamını ıskalamak ile metni toplumsala gömmek arasında değişen yoğunluklarda kendisini gösterir. Romanlar üzerine yazmanın zorluğu çoğu zaman bundan kaynaklanır. Kendi dilini arzulamak, metni kendi diline boğmak, onu görünmez kılmak değildi
Tükendi
İçindekiler; Kalıntı1(Ciltli) Kalıntı 2(Ciltli)
Tükendi
İçindekiler; Operatöre Bağlanıyorsunuz 1(Ciltli) Operatöre Bağlanıyorsunuz 2(Ciltli)
Tükendi
Esrarengiz bir kayıp, cevapsız sorular... Dört yaşındaki Nicolas’ın kaybı tüm İspanya’yı sarsmış, ardından da sıradan bir “gündem” olarak hafızalarda kalmıştı. Bir çocuğun, sadece üçüncü sayfa haberlerinden ibaret olmaması ve ailesinin dinmeyen gözyaşlarının sonunun gelmesi gazeteci Ines Grau, dedektif Ana Aren ve ekibinin elindeydi. Çözümü gittikçe imkânsızlaşan “kayıp” düğümü, kaybolmaya başlayan yeni çocuklarla içinden daha da çıkılmaz bir hâle gelmişti. Nicolas ve kaybolan diğer çocukların akıbeti çözüm
Tükendi
Tarık’ın elindeki atı inceledik, altına benziyordu ve ışıl ışıl parlıyordu. Parlak olması düşündürücüydü. Nasıl olmuş da mağarada bu kadar temiz kalabilmişti? Pek aklımız almadı. Bu arada altın öküzlerin bir de sabanı olduğu söylenmişti, atın arkasında saban da yoktu. Altın öküzü değil ama altın atı bulmuştuk hem de çok kısa sürede, inanılır gibi değildi. Anlatılanlara göre; daha önce o kadar kişi gelmiş, bir şey bulamamıştı. Hiç beklemeden köye dönüş yolculuğuna geçecektik. Mağaradan çıktığımızda hepimizi
Çocuklara umut etmenin, hayâllerine sarılmanın önemini sevgiyle, neşeyle sararak notalarla anlatan bir hikâye... Bu eğlenceli hikâye miniklere pes etmemeyi, umuda sarılmanın önemini ve duyarlılığın önemini anlatıyor. Hepimizin duymaya ihtiyacı olan o sihirli kelimelerle ifade ediyor: ‘’İçinizde esen umut dolu rüzgâra ses verin
İçindekiler; Kalp Ne İsterse O Olur 1 (Ciltli) Kalp Ne İsterse O Olur 2 (Ciltli)
Tükendi
20 yüzyılın en etkili kalemlerinden Simone de Beauvoir’ın ilk romanı Konuk Kız 1943’te, İkinci Dünya Savaşı devam ederken yayımlandı. Bu tarihte Fransa, Almanya’nın işgali altındaydı ve işbirlikçi Vichy Hükümeti vatan, aile, çalışma gibi değerleri öne sürerek kitleleri elinde tutmaya çalışıyordu. Konuk Kız, bu anlayışa tamamen karşıt bir kurgu ve atmosfere sahiptir. Savaş yaklaşırken Paris’te bir tiyatroyu ayakta tutmaya çalışan Pierre ve Françoise çiftiyle himayelerine aldıkları, taşradan gelen genç kızın
“Ben küçük bir çocukken dünya haritasında çok sayıda boş alan vardı, parmağımı üzerine koyar ve ‘Büyüdüğümde oraya gideceğim,’ derdim. Bunlardan bazılarına gittim… Ama bir tanesi vardı ki ‒deyim yerindeyse en büyüğü, en bilinmeyeni‒ oraya gitmek için yanıp tutuşuyordum. O zamana kadar orası, küçük bir çocuğun üzerinde keyifli düşler kurabileceği haritadaki boş bir alan olmaktan çıkmıştı. Karanlık bir yer olmuştu.” Joseph Conrad
“Ben küçük bir çocukken dünya haritasında çok sayıda boş alan vardı, parmağımı üzerine koyar ve ‘Büyüdüğümde oraya gideceğim,’ derdim. Bunlardan bazılarına gittim… Ama bir tanesi vardı ki ‒deyim yerindeyse en büyüğü, en bilinmeyeni‒ oraya gitmek için yanıp tutuşuyordum. O zamana kadar orası, küçük bir çocuğun üzerinde keyifli düşler kurabileceği haritadaki boş bir alan olmaktan çıkmıştı. Karanlık bir yer olmuştu.” Joseph Conrad
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2