Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13
- Dert Etme Allah Biliyor - Allah'a Bırak Olmuş Bil - Huzur Sende Allahım - Allah Bilsin Yeter - Dert Etme Sabret
Tükendi
İnsanın fıtratında var olan ve ona doğuştan ilham edilen yaratıcısını arama, bilme, tanıma ve ibadet etme duygusu evrenseldir. Bu sebeple insanın olduğu her yerde din, dinin olduğu yerde de ruhî-mistik bir yapıdan bahsedilebilir. Mistisizm dinler arasında akıp giden büyük bir ruh nehri olarak görülse de, inançlardaki mistik unsurların birbirleriyle ortak yönleri olduğu gibi, onları farklı kılan yönleri de bulunmaktadır. İslam dünyasında ortaya çıkan mistik, deruni, ahlâkî hayata; ruhanî fikir ve hareketlere
Tükendi
Bu eser, Hz. Mevlâna'nın Mesnevî'sinin çok veciz ve muhteşem bir özetidir. Bu eser, Hz. Mevlâna'nın o şaheserindeki sırların ve verdiği mesajların özlü bir açıklamasıdır. O yüzden mânevî etkisiyle okurun içine işler, yüreğine dokunur. Bu kitap, başta Hz. Mevlâna olmak üzere büyük velilerin Allah aşklarını dillendiren ve sûfîlerin bu dünya ve öte âlemle ilgili sırlarının bir kısmını okuyucularıyla paylaşan bir sırlar hazinesidir. Bu eser, insanı dünyaya ve geçici dünya zevklerine taparcasına bağlanmakt
Menâkıb-ı Eşrefzâde adını taşıyan ve Abdullah Veliyyüddîn Bursevî tarafından kaleme alınan bu eser, Kādiriyye tarîkatının ikinci pîri kabul edilen Eşrefoğlu Rûmî'nin hayatını ve kendisinden sonra şeyhlik makamına geçen tarîkat büyüklerinin menkıbelerini ihtiva etmektedir. Eserin müellifi olan Abdullah Veliyyüddîn Bursevî ise, bizzat kendisinin ifadesine göre, Eşrefoğlu Abdullah Rûmî'nin üçüncü göbekten torunu Şeyh Hamdî Efendi'nin mürîdlerinden olup aynı zamanda Bursa'daki Emîr Buhârî Camii hatiplerindendi
Tükendi
İmam Rabbânî'nin gölgesinde kalmış görünse de İslâmiyâtın bütün alanları itibarıyla onun kadar önemli bir âlim-sufi sima, oğlu ve halefi İmam Muhammed Mâsûm'dur. İmam Muhammed Mâsûm'un, önemli ve ünlü eseri Mektûbât-ı Mâsûmiyye'de ele alıp işlediği konuların ‘asılları' İmam Rabbânî'nin Mektûbât'ında mevcuttur. Ancak, genel anlamda babasının şârihi ve dini-manevi büyük işlevinin kısmen devam ettiricisi olan Muhammed Mâsûm'un "irade" gibi bazı konularda babasını geçmiş/aşmış olması söz konusudur. Onun, irade
Tükendi
Sûfî güneş gibidir, yeryüzünde bulunan her şeyin üzerine doğar. Yer gibidir, her şey onu çiğner. Su gibidir, her şey onu içer. Ateş gibidir, her şey ondan ışık alır. Yer gibidir, eziyete katlanır, ot bitirir. (Ali b. Abdulhamid) Sûfî gelenek, beden içerisinde hapsedilmiş rûhun özgürleşme serüvenini çeşitli yöntem ve uygulamalarla ortaya koyan mânevî bir disiplin olarak insan psikolojisine katkıda bulunmuş ve bulunmaya da devam etmektedir. Bu nedenle, sûfî geleneğin insan mâneviyatına sağladığı katkı rûhî bo
Klasik İslâmî ilimlerden biri olan tasavvufun, insan tutum ve davranışları üzerine çalışmasıyla da dikkat çeken bir dini disiplin olarak, günümüz psikolojisinde ele alınan mevzulardan biri olan kişilik ve benlik gelişimi konusuna katkı sunabilecek bir potansiyele sahip olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü tasavvuf, ruhun manevi kabiliyetlerinin insan benine yerleşmesi ve böylece manevi kişilik ve benlik gelişimini amaçlayan ilmî bir disiplindir. Bu nedenle Sûfî geleneğin ortaya koyduğu tecrübî bilgi ve uygula
Yunus Emre
Tükendi
Rabbimiz ahlaki kurallara ve etik değerlere çok büyük önem vermiştir. Son Peygamberi ve sevgili Habibi olan Hz. Muhammed'i (Sav) özel bir terbiyeden geçirdikten sonra, güzel ahlakı insanlara öğretmek, benimsetmek ve bizzat kendisi örneklik yaparak yaşamak ve yaşatmak gayesiyle göndermiştir. Evet, Allah Resûlü ile güzel ahlak ve etik değerler tamamlanmıştır. O halde, Onun hayatında yer almayan, eksik kalan hiçbir ahlaki davranış yoktur. Allah Resûlü, güzel ahlakın ve değerlerin istisnasız tümünü kendi şahsın
Tükendi
Elinizdeki bu kitapta İbn Arabî sonrası tasavvuf tarihinin en önemli problemi konumunda olan vahdet-i vücûd tartışmaları ve bu tartışmalar içerisinde Abdülganî Nablûsî'nin yeri ve önemi incelenmiştir. Sûfîler ilk devirlerden itibaren tasavvufun gerek bir dindarlık modeli gerek bir ilim olması nedeniyle ortaya koydukları dünya görüşleri dolayısıyla toplumsal ve entelektüel açıdan çeşitli tartışmalarda taraf oldular. Bu tartışmalar sonucunda bazı din bilginleri ve dînî gruplar tarafından bid‘atçilik, ilhâd ve
"Kitap, tasavvuf geleneğini Osmanlı'dan Cumhuriyet'e taşıyan Ken'an Rifâî'nin sohbet notlarına dayanıyor. Talebesi Meşkûre Sargut'un tuttuğu bu notları, tasavvuf hayatının esasını teşkil eden ‘dervişlik' anlayışı üzerinden akademik bir çalışmayla gün yüzüne çıkarmak, çağımızda tasavvufun nasıl yaşanacağına dair mesajlar içermesi bakımından ayrı bir önemi hâizdir." Prof. Dr. REŞAT ÖNGÖREN "Tasavvuf tarihinde entelektüel ürün ortaya koyma sadedinde ustaların üç tarzda hareket ettiklerini görürüz. Hem eser yaz
Tükendi
Bu eser, her ne kadar Gazâlî gibi sarsılmaz bir ilim dağını anlatıyorsa da, bu bağa giren okuyucu tarihe ün salmış İbn-i Sînâ gibi filozofları, Hallâc-ı Mansûr ve Sühreverdî gibi tasavvuf yolunda can vermiş büyükleri de ziyaret edecektir. Ve burada tasavvufun dereceleriyle beraber Abdülkadir Geylani, Ahmed er-Rufâî, Muhyiddin Arabî, Sâdî-i Şirazî, Ferîdüddin Attâr ve Celaleddin Rumî misali büyüklerle, Ömer Hayyam gibi çok renkli ve tartışmalı kimselerle de tanışacaktır. Sonra bunların karşısında yer almış o
Ey uğraş olarak Kur'ân ile meşgul olan, ancak bu hususta gevşek davranıp Kur'ân'ın sadece zâhirî mânâlarını ve lafızlarını hızlıca kapan kişi! Sen nereye kadar okyanusun sahilinde gözün kapalı dolaşarak Kur'ân'ın harikulâde ahvâlinden gâfil olacaksın? Artık Kur'ân'ın güzelliklerini görüp de, hoş ve tatlı şeylerini sahile çıkartma zamanı gelmedi mi? Onun derinliklerine dalarak mücevherlerini çıkartıp da, zengin olma zamanı gelip dayanmadı mı? Okyanusun sadece sahillerine ve manzarasına sürekli bakıp da in
"Alem ancak ilimle anlaşılabilir. İlim arttıça da alemdar değişir ve çoğalır. İşte biz bu ayrı ayrı alemleri süratle bir noktada toplayabildiğimizde insan oluruz." "Ahiret alemi diye bahsedilen insanın düşünceleridir ve kişi bu alemde hangi düşüncelerle yaşıyorsa gittiği alemde de o düşüncelerle yaşayacaktır." "Kainat, bir noktadan ibaret iken kalem bu noktayı uzatıp harfler, of harlerden kelimeleri yazmıştır. Her kelimeye birer isim, her isme de ayrı bir huy verildiği için dağdağalar çoğalmıştır. Eğer
Tükendi
Aldığı iyi eğitimlerin sonucu fıkıh alanındaki bilgisi ve eserleriyle büyük bir alim; Hüseyin Ahlati vasıtasıyla tasavvufla tanışması ve Batınilik etkisiyle bir tasavvuf ehli olarak ortaya koyduğu görüş ve düşünceleriyle inanç ayrımı olmaksızın etrafına binlerce insanı toplamayı başarmış bir sufi; Fetret devri sonrasında sosyal ve siyasal kaos ortamında yaydığı mal paylaşımı, eşitlik fikirleriyle insanları otoriteye karşı ayaklandıran bir önder, isyanın başarısızlığa uğramasından
Tükendi
Ünlü bir sûfî bizlere şu müjdeyi verir: "Eğer insanlar, nasıl bir Allah'ın kulu olduklarını bir bilselerdi, sevinçten uçarlardı!" Elinizdeki eser, işte o bilgiye ermiş, yani "nasıl bir Allah'ın kulu olduklarının" farkına varmış, seçkin insanların Allah'a olan sonsuz muhabbetlerini, onların tarifsiz Allah aşklarını dillendiriyor. Gerçek Sevgili'nin O olduğunu, O'nun ve Elçisi'nin dışındaki sevgililerin geçici, yanıltıcı ve boş olduğunu, bu kitabın sayfaları arasında gezinirken sizler yakinen göreceksiniz. Va
Hz. Mevlânâ'nın "birlik dükkânı" olarak tanımladığı, içinde birbirinden hikmetli hikâyelerin, kıssaların, mesellerin ve beyitlerin bulunduğu Mesnevî-i Şerîf'in günümüze kadar birçok tercümesi ve şerhi yapıldı. Mesnevî'deki bazı uzun hikâyeler de birçok dilde muhtelif girişimlerle derlenerek yayımlandı. Fakat Ben Sağırım Efendim: Mesnevî'den Hikmetli Hikâyeler, Fars dünyasının yerel ve hikemî eserler ile edebiyat alanındaki en itibarlı isimlerinden biri olup bu alanda hatırı sayılır bir ağırlığı bulunan, y
Zikir, bilmek, hatırlamak, dile getirmek ve gereğini yapmaktır. Öncelikle bir şeyi bileceksin, onu hatırlayacaksın, hatırladığını zihin, duygu veya sözel olarak dile getireceksin ve gereğini yapacaksın. Vahiy Allah'ı ve isteklerini dile getirdiği, bildirdiği ve hatırlattığı için aynı zamanda zikir olarak isimlendirilmiştir. Allah'ın vahyine zikrullah da denilmektedir. Kur'an Allah'ı ve isteklerini bildirdiği için aynı zamanda zikrullahtır. Bir şeyin genel ismi parçasına da isim olarak verilebilmektedir. A
Hadis usûlünün oluşum safhaları dikkatle okunduğunda, usûlden bahsedilmediği dönemlerde hadis ile hayatı birbirine bağlayan öncüller tamamen dinî bir muhtevaya sahipken, asırlar ilerledikçe bunlara ilmî, fikrî hatta siyasî öncüllerin de eklendiği görülecektir. Akıp giden hayatla değişen dengelerin, hadis ve hadis usûlü üzerinde yoğun bir etkiye sahip olduğu kesindir. Hadis usûlü, önce mütehassıslar tarafından masa başında belirlenip, sonra hadislere uygulanarak sağlamaları yapılan bir kurallar bütünü olmayı
Güzel sözlü ve güleç yüzlü ol. Konuşursan doğru konuş, Asla yalan söyleme, kendini rezil etme. Söz verir isen yerine getir, Sözün en güzeli kısa ve anlamı derin olandır. Sözleri güzel olanın güzelliği artar. Hak şerleri hayr eyler Zannetme ki ğayreyler Arif ânı seyreyler Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Sen Hakk'a tevekkül kıl Tefviz et ve rahat bul Sabreyle ve razı ol Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13