Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Şiir, kelimelerin şairin dilinde dans etmesidir. Şiir, sözün sanata dönüşmesidir. Şiir, şairin iç dünyasının sanatsal kelimelerle dışa yansımasıdır. Şiir, lisanın mucizevi bir şekilde farklı terennümlerle kendini belli etmesidir. Şiir; gönüllere ve ruhlara hitapla insanın farklı mecralarda gezintiye çıkmasıdır. Şair Abdulkadir Doğan’ın “Tecelli Ettin Suya” adıyla kitaplaştırdığı şiirleri ile yerle gök arasında bir gezintiye çıkmaya ne dersiniz? “Aynı kutup yüzünden Çekenim yok ki benim. Yerle gök ar
"annem zeytin babam kömürdü şimdi ikisi de kara toprak bir resim yaptım öğretmenime o resmime bakıyordu ağlayarak" Hidayet Karakuş'un daha önce Kaynak Yayınları tarafından “Çakıl taşı” ismiyle basılan kitabını, yeniden düzenlenmiş ve yeni şiirlerle genişletilmiş olarak sunuyoruz.
Tükendi
rüzgârın parmağını gördüm. hareketsizliğe dokundu. ne olduğunu neden dokunduğunu tuşun kendi parmağını seçtiğini bilmeden defalarca aynı tuşa dokundu.
çeşmeler uzun boynum kısa kaç gülle kaç testi kaldı gözlerim biriken suda nicedir gırtlağımda koşan atlar tut ki yolu çizdi yol tutuşsa kararacak ağaçlar yağmur toprağa hevesli
Üşütüyor şairi, Almeria ipekleri Geceye çalan gömlek, sırmalar ve pazartesi Her sözün sessiz sabahlara vardığı Sessiz ve üşüten sabahlara Şair geceye bir gömlek dikiyor Sırmalı, ipekten gömlek Oturtuyor başköşeye gömleği Üşüyor Almeria, şairler ve ipekleri
Afrika’da uzayan sesi aldım kucağıma Kulağıma değil asla kucağıma Derimin yırtılmasını bağırıyor Bir başkası bana Afrika’da Ona beni bırak diyeceğim Bırak ben başka çığlıklara gebeyim Gözbebeğimde gölgelerin sıcaklığı yürüyor Yandıkça yana yakıla bir telaş yürüyor Aklımda hep aynı soru Biz yeryüzünde ne hakla
Deli kuş bilir misin nedir türküler kadar sevdalanmak duyabilmek yüreğinde bir depremin uğultusunu Suya düşen bir karanfilse yüreğin bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm vursun seni o taştan bu taşa o çağlayandan bu çağlayana sürüklesin Kavgadan uzak kalmışsan sevdadan da uzaksın demektir devinmez yüreğinin mağması çatlamaz sabrın karataşı unutma
Bizi en ince yerimizden yakalıyor hep; birimizi, bazılarımızı değil, hepimizi… Kendini anlatıyor, ama dizelerinde hepimiz kendimizi buluyoruz, üstelik onlarda sadece biz varız sanarak. “Bize ait olanı” duyuyoruz onun sesinde. Hepimiz şiirinin kahramanlarıyız; bir türlü layıkıyla söylemeyi beceremediğimizi o üç kelimeye sığdırıveriyor: “Ben sana mecburum!” Attilâ İlhan şiirinin tek teması aşk değil elbette; bu kitapta beş bölümde topladığı şiirlerinde, dönemin siyasi havasını, çalkantılarını, gerilimi, diren
Tükendi
Bir evladın babasının ölümünden sonra babasına atfen bir şiir kitabı yazması şiirin tacı, acının vicdanıdır. Bir baba ölümü nasıl kanar insanda? Mısra mısra koparak ve sonrasında alev alev yanarak… Rukiye Nazarlouy, inim inim destanlar söylemeyi başararak, baba kaybından bir şaheser çıkarmıştır. Ali Uğur Gündem * * * * * Baba, ruhun çırasıdır. Baba, karakterimizin aynasıdır. Baba, idrakimizi giydiren İdris’tir. Baba, ocağımızı söndürmeyen güven ateşidir. Baba, sığınışlarımızın en büyük ve büyülü su
gençlik bir gökkaldıran portakalı dalıp gidip turuncusuna yollar dürerdin aşkla sen bir zaman akdenizden ığdır ovasına değin karlı dağ titreyişi sıcakta sarıp sarmalardı kar çiçeği sözcüklerini senin sevdiklerinin yaşlılığına da erdin gökte güneş kararmış portakal ölüm mü o yaklaşan sanırsın dizlerinin dibine yayılmış bir duman asıl böyle sevdada kal incitmesin son üzümün ezilişi ağzında bir soyulmamış portakal gibi yuvarlanıp dursun aramızda zaman
Herkes yenilebilir dostum, bir kuş düşebilir çatıdan Soğuktu, üşümüş olur, donmuş olur, bir sebep olur Bir şehir yitebilir, haritada gizlenir, bir ırmak kurur Kazanmak şart mı, böyle atlar gibi koşmak şart mı? Unutma balkonlarda kuşlara yem serpen hep olur
“Hasretinden çatlasın Hüzzam şarkılar Suzinak çalsın akşamlar Sönsün sol yanımda yangınlar. Bir öpücük kondur Dağların ucundan Kemanın tellerine Ay aysın gönlüme.” Dürüst, yalın ve romantik anlatımıyla Fazıl Çolak, hayatın ve aşkın en güzel renklerini, yürek sızlatan acılarını, yârin gözündeki ışığı, Şiraz’daki sarhoşluğu en saf haliyle dizelere aktarırken ÜZÜM GÖZLERİNDE KALDIM, aynı zamanda aşkın naifliğine dair bir hatırlatma görevi görüyor.
Birkaç sözle geçiyor ilişkiler, sözleniyoruz Shakira’yı çamaşır yıkamaya çağırıyorum Ve herkesin aklını yıkıyorum otomatikman Dışarda hayat devam ediyor sit-com kıvamında Arkamızda kahkahası eksik bir hayat Benimi aldırmamı söylüyor doktor Ve bensiz kalıyorum bir anda seninle Oturduğum yerde kalıyorum çöreklenip Kafasını çıkarmayan yılan pozunda Bir Dark alabilir miyim? barmen Jan Dark öldü, diyor yanımdaki adam Ya da öyle sanıyorum sırıttığı için Hayır gece uzaklaşıyor içtiğim için Bizi getiren trenlerde k
“Yaşam, varlığın kendinden yola çıkışıysa Kendimle yeniden tanışmalıydım, vardığımda”
Tükendi
Hayat, bildiğimizi sandığımız şeyleri bize hep yeniden öğretmekle meşguldür; okuduğumuzu sandığımız şiirleri de hep yeniden okutmakla...
BİR ACIYA KİRACI Sen yarım kalmış bir aşkın Kaçınılmaz surgunu, Katlanan göğsundeki kayaya. Sen orda şimdi bir huznu köpurt, Ben bir çocuğa su vereyim burda. Ben ki kiracıyım bir acıya. Sen imzalarsın sabah akşam Defterini bensizliğin, Bense kanla öderim Kirasını kaldığım evin. Bir takvimi tersten açardık Eğer isteseydin.
Sizden mi duymuştum, yoksa yalnız Ellerinizin sesi mi? Şöyle bir şeydi: Kan yukarı çeker seni, sen aşağı inmelisin. Evvelâ çölü̈ geç, çölün bir yerinde gizli Kumların altında bir hazine gizli, lâ.
Muhit Kitap günümüz Türk şiirinin önemli isimlerinden Arif Ay’ın eserlerini yayımlamaya devam ediyor. Geleneğin yansımalarıyla şekillenen Arif Ay şiiri, istikrarlı bir bilinci taşır. Şiirlerinde derin şahsiyetinden de izler bırakan Arif Ay, temel kaynaklardan beslenerek duyarlı bir ahengi yakalar. Onun şiiri, olup biten karşısında kayıtsız kalamayan, kadim ve modern söylemlerin ustaca harmanlandığı bir çizgide yer alır. Sen geçerken Yıldızlar kaydı her yere Armağan olsun diye gökyüzü Dilini bilmedi
Bana şiir gelirken toprağa şimşek gelir Ölürkenki o gülüş, tutsak dirilten umut Çiğnenmiş güller gibi kara yere saçılmış Ölmüş ozanlar gelir, gönlü kor yüzü bulut Ey kişi, ey maroken, ey mersedes, pangonot Ey yalan, ey alçalma: çiftleşir, vergi verir Ey yoksulun kanına ekmeği banan hoca Ey çorak dağlarında yalvaç taşlayan kibir Yağdırıp duruyorken esirgeyen o Tanrı Bana şiir gelirken söyle sana ne gelir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6