Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8
Bakî’den sonra gelen Şairler Sultanı Üstad Necip Fazıl’ın; “İşte, şiir kitabım, bu, hepsi bu kadar!” dediği; bir Şaheser olan Çile. Üstad’ı okumaya yeni başlayanların; uzun zamandır okuyanların, yahut babadan, dededen miras kütüphanelerindeki kitapları ezberleyenlerin vazgeçemediği eserlerden. Büyük Doğu Yayınları olarak okuyucularımızın bu eseri Mehmed Kısakürek’in Üstad zamanında, 1978’de tasarladığı kapaklarla kütüphanelerine koymalarının, onlar için ne kadar kıymetli olduğunu bilerek; hem klasik kapak
Tükendi
“zümrüt, bugün de akşam olacak. kehribar gözlerinin bakmadığı kıyılarıma, bir kenara yazıyorum, altını çiziyorum kalın ve ince. ben hep ıssız sessizliklerde kaybolurum, sitemlerimi yutkunurum, içimde yaşar köleliğim, verilmeyen nasiplerimle. ve hep diri kalır ruhum, zümrüt gözlerini düşündükçe.”
Tükendi
60'lı yıllar toplumcu kuşağının manifesto niteliğindeki şiirlerin büyük ustası; şair, yazar, düşünür Ataol Behramoğlu yazın hayatının 50.yılında...60'lı yıllar toplumcu kuşağının manifestosu niteliğindeki şiirlerden "Bir Gün Mutlaka" 1965'te yayınlandı. "Yarım Yüzyıldan Şiirler" bir almanak-yıllık özelliği taşıyor. Şairin 50 yıllık birikimi, yaşadıkları, anıları, şiirleri, resimlerle bu kitapta yer almaktadır. "Behramoğlu'nun yazdıkları hayatın içinden gelir, uygulamanın sonucunda oluşur. Üstelik onun
Tükendi
yastığa sinmeyen bir kokuyum, hatırlamıyor beni hiçbir ev tütsü yaktığım mağaralar, atımı bağladığım ne ağaç ne bulut çadırımı kurduğum yer bütün uydularda hedef noktası dereye iniyor kızlar geçip göçtüğüm yerlerde, yıkanıyorlar uzaktan uzağa hazırız ocak tüttürmeye, diyorlar ama benim ne bir kapı ne de bir duvak açasım var bu denli birisi olamıyorum birinin
Coşkuyla dolup taşmış bir ruhun Bedenimde varoluşu gibiydi hayat Bir şiir misali Yaşıyordum Her günü Bir önceki günden daha yavaş İnanarak Ve tadına vararak...
Tükendi
Yücel Kayıran yıllardır yazdığı koyu, karanlık, yadırgatıcı ve giderek trajik "iç dünya" şiirini sürdürüyor. Bu kez tek ve yekpare!
Tükendi
Turan'a yürürken yiğit Bozkurt'lar, Türk'ün töresini yaşatacağız, Hainlerin bizden yüreği hortlar, Bütün gönülleri kuşatacağız. Turan kurulunca, Türk'ün birliği, Lafta, zanda değil Türk'ün erliği, Zalimi korkutur Türk'ün varlığı, Bütün gönülleri kuşatacağız.
Şiirlerle dokundum yüzüne, yüreğine... Oralarda kalmayı hayal ettim hep, Gri sabahları bembeyaz etmek, Kıraç topraklara başak başak açmak istedim hep...
Tükendi
İnsanı en çok zanları “ötekileştirir” İnsanı en çok vazgeçemedikleri “tüketir” İnsanı en çok elde ettikleri “fakirleştirir” İnsanı en çok kendini bilmezliği “yabancılaştırır” Yine de bitmez yolculuk Hep bulur gece gündüzünü Hep buluşur nefes nefisle İnsan bu, yaşadım sayar Bir handa soluklanıp Kalbinin duvarlarında yazanları fark etmedikçe…
Tükendi
Bana Değme! Bir sazım ben; kırık, kopuk Bin ah işit, bana değme. Yüzüm var ya rengim soluk. Suya susa, bana değme. Bütün gözler üzerimde. Nazar olsan bana değme. Bu da varmış kaderimde. Kaza olsan bana değme. Su söylerim, ekmek derim. Katık olsan bana değme. Bir gül olsan kıymam derim. Tâc olsan, taht; bana değme. Sularım yokuş yol alır. Ark olsan da bana değme. İlkin çokken, ân azalır. Bulut olsan bana değme.
peş peşe limon günleri, pas, kurtlardan kurtulma akşamları aceleyle kırılan karpuzlar ajanslar aceleyle deniz ve çimlerin önünde deniz ve seni güneşten kâğıtlara sarmıştım kabuklu böcekleri eline alışını ve başka gezegenlere uçuruşunu koştum kapandım lavaboya sarılıp söktüm bıçağı musluktan yağmacı kuşlar saldırgan çiçekler yaz salıncakları kapalı, yatağın boş ışıklı ve evcil hayvanlar sustu radyodan bütün gün saçlarının dağınıklığını söylediler
Elime bir kitap geçmeli ki! Hedefe giden ok gibi. Elime bir kitap geçmeli ki! Yelelerinden tutup gazalara süreyim. Elime bir kitap geçmeli ki! Atıma eyer, yoluma rehber, göğsüme kalkan, hasmıma tırpan olsun
Tükendi
Bir su damlasıyım Bir değirmenden sızıyorum Bir yosun parçasıyım, Göçmen. Taşa rağmen Yaşa rağmen Öyle kayıp gidiyorum.
Tükendi
İçimizdeki boşluğa tutunarak umut etmeye çalışıyoruz: Bizim rüyalarımız olmadan dünya güzel olamaz Bizim şarkılarımız olmadan insan sevmeyi bilemez Bizim merhametimiz olmadan tanrı kimseyi bağışlayamaz Bizim dudaklarımız gülmeden çocuklarımız çiçek açamaz.
Kâinata sığmazken Beytullah’ın şulesi, Kibrin gökdelenlerine emsâl oldu, Babil’in şirk kulesi... Ya Süleyman! Yetmiş iki dilde sussak da, Canımızdan okudular bizi. Harut ve Marut’un ayak bilekleri, Zühre’nin göğe çakılan gözleri kadar kanayamaz, Çatlasa göğsümüzdeki nâr… Meğer ki; kehanet ile kerameti, bir tutmakmış intihar! Müştak Baba’nın; “Unuttum aslımı, nefs-i hevâya olmuşum tâbi” dediği ândayız... “Asra yemin olsun ki” hâlâ ziyandayız!
“Neden Orhan Veli? Küçükken uyumak için yatağa girdiğimde Müşfik Kenter'in sesiyle sabaha kadar Orhan Veli şiirleri dinlerdik. Kulağımıza fısıldardı usulca. Öyle yavaş yavaş uykuya dalar, rüyalar görürdüm. Altı kişiydik ama Müşfik Kenter'in sesi ile yedi oluyorduk sanki. Ailemizden biriydi Orhan Veli. Orhan Veli demek çocukluğum demekti, Orhan Veli demek babam demekti, Orhan Veli demek incelik demekti, hayat demekti, insan demekti...” Türk edebiyatının sevilen şairi Orhan Veli'nin seçme şiirleri
Bu kitabı yazmamdaki amaç okurlarımı etkilemek ya da bir şey öğretmek değil. Bu kitap da her kitapta olduğu gibi hep iyi şeyleri örnek almayı, hayatı sevmeyi, paylaşmayı gözler önüne serecek bir tarzda. Nice başka eserlerde, şiirlerde buluşmak üzere.
Tükendi
Severim, Demiş Şair!
Tükendi
Can yoldaşım dedim yaBu sükûnet, bu huzurGenzime takılıyor seninle konuşuncaParçalanmış kamyonlar, canhıraş bir kavga yokÇıldırmış sirenler yok, herkeste delice bir neşeHer yerde ve her şeydeBilmemenin sevinci.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8