Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
mahcupluğun bir omzu olsa ve yaslansam ona ve tüm kalbimle dönsem yüzümü yine kalbime kimseye söylemesem her akşam gidiyorum hepsi bu gözcüler, bekçiler ve meraklı bakışların olmadığı bir orman var kalanların sessizliğe saklandığı ve ağaçların ancak göğe tutunarak büyüdüğü bir orman bahçeler bir de eskitmemek için dar zamanları ki tutunmaktır aslı, eşyanın eşyaya insanın ise insana uzayıp giden düzlüklere ölçüsünü hiç sormasam
Edebiyatta 60. yılını geride bırakan Güven Turan’ın Toplu Şiirler (1963-1993) (YKY, 1995) kitabında yer alan; 1991 Yunus Nadi Yayımlanmamış Şiir Kitabı Ödülü sahibi Bir Albümde Dört Mevsim ayrı baskısıyla yayımlandı. Denize giren at çılgın soluğuyla dövüyor havayı suya dönüşüyor yelesi ve kuyruğu Neyi hatırlatıyor kıyıya çıkışı Bir cambaz ipten inen Silkindikçe
Sessizlik lisan iken demde Binbir söz ettim de geldim Yalnızlık fersahken âdemde Koca arza yettim de geldim   Nâr-ı aşkta gözlerin kömür Al bu aşkı gönlünce sömür Fani canda sürer iken ömür Ben özde bittim de geldim Ere mihnet midir doğu batı Cana minnet şahta iken atı Senden gayrı her bir fırsatı El tersimle ittim de geldim   Göğe uzanır âşığın iki kolu Maşuk’un yolu dikenle dolu Aşkın gösterdiği cümle yolu Yalın ayak gittim de geldim
Dante’nin Yeni Hayat’ta il primo amico(“en iyi dostum”) diye adlandırdığı Guido Cavalcanti, İtalyan şiirinin “Tatlı Yeni Üslup” akımının en güçlü şairlerindendir. Ve bu kitap, 13. yüzyıl İtalyan şirinin en önemli adlarından Guido Cavalcanti’nin bütün şiirlerini içeriyor.Kitabın karşılıklı sayfalarda çift dilli olarak hazırladığımız bu baskısı, Cavalcanti ve şiirine dair bir sunuş yazısının yanı sıra şairin şiirlerindeki kimi önemli imge, kişi ve unsurlara yönelik notlarla zenginleştirilmiş olarak Kemal Atak
Haydar Ergülen şiirlerinde, harflerin mitolojik ve mistik açılımlarından faydalanır. Ergülen eşi İdil ve kızı Nar’a sevgisini çoğalttığı şiirleriyle tanınır. Özellikle Aşk Şiirleri Antolojisi ve İdilikler şairin eşine ve kızına bağlılığını gösteren, şiir anlayışını açıklayan kitaplardır. Haydar Ergülen’in bütün şiirleri Nar’a çıkar. İdil ve Nar; onun şiirlerinin kaynağı, gözdesi ve çoğalan sesidir. Haydar Ergülen İdil’e ve Nar’a sevgisini çoğalttığı şiirlerde harflerin simgelediği sayı, renk ve duygularla s
Tükendi
Bir kitapta karşılaştım sana. Çizdim adının üstünü, Düşünmedim bir zerre bile. Bir yolda gördüm seni, Parke taşları kırık döküktü, ruhum gibi. Sokak lambaları mahzun yanar halde, Dudakların ıslak ıslaktı. Gözlerinde yanan ateşe rağmen, Üşüyordu bedenin, Ve düşüyordu her saniye aklımdan.
Tükendi
1979’larda dok, demir ve karayolu işçileri ile yoksul köylülerle hep beraber devrim düşleri kurup ve hep birlikte de harmanlandığımız o Van Gölü’nün en berrak, en güzel, en mavi, en kızıl ve güneyinde bir güzel orman da barındıran en yeşil körfezinde, Tatvan da başladı herşeye... O zamanların eylül sabahlarında Tatvan, her zaman taptaze bir harman yeri gibi kokardı. ... sömürünün sütunlarında zulmün keskin dişlerinde yoksullar hep siyah ölür ... şimdi senden ölmeye ayrılıyorum… şimdi d
Doğduğumuzda Bizim için yaptırdığı sandıklara Gümüş aynalar Lacivert taşlar Ve Halep’ten kaçak gelen kumaşlar Dolduran annemiz Bir zaman sonra Bizi koyup o sandıklara Yol Rüzgâr Ve konakları fısıldayacaktı kulağımıza. Yalnız kalmayalım diye karanlıkta Çocukluğumuzu ekleyecek Avunmamızı isteyecekti O çocuklukla. Sırtımızdan jiletle akıtılan kanın Karıştığı uzun ırmağa Bırakıldığımızda Annemiz bu kadarını istemezdi Bu yüzden O uyurken Uzaklaştık Diyorduk sulara.
Tanrı görmesin harflerimi İnsan bir hata diyor durmadan Ve hatasını düzeltmek için Acı veriyor Sadece acı.
Sana geldiğimde Kanatlarımı Siyah taşlarla örülmüş O ıssız şehrin üzerinde açacak Bulduğum bir ağacın dallarına tüneyecek Ve acıyla bağıracaktım. Her kadın kendi ağacını tanır. Uçtum o gece. Karanlığın girmeye korktuğu şehri geçtim. Gölge olmayınca ruh yalnızdı. Uludum.
Bu şiiri nerede mi yazıyorum: Öksüz rüzgârların taşıdıklarında, bazı yorgun sularda, adını ezberleye ezberleye sakındığım kış soğuklarında, oturup masamda karaladığım nehirlerde, gecenin mecalsiz ışığında, uçmayı yalnızlıkla tariflediğim karanlık odalarda, sütü kesilmiş bir annenin sise buluta yönelttiği bakışlarında, bir üryan olarak sığındığım koynunda, mırıldandıklarınla ıslanan dilinde, kokunla soluduğum boynunda
Tükendi
Karanlıkta Beyaz Kuşlar, Ahmet Haşim’in dışarıda tek bir dizesini bırakmamak gayretiyle hazırlanmıştır. Göl Saatleri ve Piyâle kitaplarında yer alan şiirleriyle birlikte, dergilerde kalan, kitaplara girmemiş hatta tamamlanmamış şiirlerini de muhteva etmektedir. “O belde Hangi bir kıt’a-i muhayyelde? Hangi bir nehr-i dûr ile mahdûd? Bir yalan yer midir veya mevcûd Fakat bulunmayacak bir melâz-ı hûlyâ mı? Bilmem, yalnız Bildiğim sen ve ben ve mâî deniz Ve bu akşam ki eyliyor tehzîz Bende evtâr-ı hü
çünkü yaşlanıyoruz bir kez daha okunarak bir kez daha kayarak sırtından dünyanın porselen mekanlara giriyoruz oysa reklam şiire düşman güzelim, annen şiire düşman gerçek şeyler istiyor benden, dokunabileceğin şeyler oysa ben uyuyamıyorum hijyenik odalarda fonda onlarca marillion şarkısı ya da keşke olsaydın burada, keşke bir kez daha deneseydik örümceği, kurdu-kuşu, en çok da ötekini
Seni ben o gün sevdim Bana baktın sanki her şeyi anlattın Çırpınışın bir kumru kuşu gibi Etrafımda sen uçan kuşun mutluluğu gibi Ben seni o gün sevdim Ağlarken gözyaşlarımı silen İncitmeden bana yüreğini veren Kumru kuşu ölümsüz sevdası gibi Ben seni o gün sevdim O gün yağmur hiç yağmadı Gökyüzü hiç kararmadı Bana gülerken kuş sesleri sen diyordu Ben seni o gün sevdim Bir kumru kuşu gibi sev beni Be sevda Benim yanımdan ayrılma Be sevda Beni ölümsüz sev Be sevda Beni sen sev Sev be se
On altı yaşında kalbime saplanan bir ok, Gecelerimi çaldı benden gözümde uyku yok. Belki o da sever dedim, bekledim yıllarca… Heyhat! Bende gönlü yok. Zaman tükendi, gözyaşı tükendi. Geçti yıllar ömür tükendi. Sevdamın bahtı yok. Sevdamın bahtı yok.
Tükendi
Çözdüm Dünyanın Bütün Müşkillerini, Şeyh Azeri-i Tusi’nin Cevahiru’l-Esrar adlı eserinin dördüncü bölümünün Türkçeye çevirisi olup, şairi bilinen ve bilinmeyen meşhur kaside, gazel, kıt’a, mesnevi ve rubailerde anlaşılmasında güçlük olan beyitlerin izahlarını, bazı muamma ve bilmecelerin açıklamalarını içermektedir. Şeyh Azeri yazdığı şiirlerle kısa sürede şehzade saraylarında itibar kazanıp önemli şairlerden olmasına rağmen, dünya işleri ile pek ilgilenmemiş, daha çok ibadete yönelmiş, bir müddet sonra
Tükendi
Gitmek bu şehirden ne fayda Hasret bagajlara konmaz ki Ve özlemle yazılan satırlar Asırlarca solmaz ki
Tükendi
Türk şiirinin mihenk taşlarından biri Orhan Veli. Şiirde hece ve ölçüyü reddederek serbest nazımla yeni bir akıma dönüşen Garip Akımı’nı başlattı. 36 yıllık ömrüne şiirlerin yanı sıra birçok hikâye ve deneme de sığdıran Orhan Veli, “Aşk Resmigeçidi” isimli son şiiriyle okurlarına veda etti. “Âşık olduğum zamanlarda Şiir yazmak âdetim değildir Hâlbuki asıl şaheserimi Onu en çok sevdiğimi Anladığım zaman yazdım.” “Benim de mi düşüncelerim olacaktı, Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım, Sessiz, sedasız
1952 yılında Telafer’de doğdu. Irak Türkmenlerindendir. İlkokulu Karakoyunlu Köyü’nde, liseyi Talafer’de, edebiyat fakültesini Musul Üniversitesi’nde bitirdi. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra Türkiye de doktora yapmak istedi ancak Irak ordusuna yedek asker olarak alınınca bu isteği gerçekleşmemiştir. Sonradan siyasi suçlu olarak tutuklandı ve yedi yıl hapis cezasına çaptırıldı. Mahpushaneden çıktıktan sonra muhalif fikirleri yüzünden görevinden atıldı. Geçimini sağlamak için bir mağaza açmak zorunda
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3