Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13
Yer O’nun için... Gök O’nun için... Deniz kıyısındaki kum tanelerinin her biri O’nun için... Tüm alem O’nun, O ise tüm alem için... Kul ve resul planında vücuden en evvel, manen en ahir... O ki Allah’ın sevdiği kulu, son resulü... Hürriyetini bulmak isteyen O’na esir olsun. Allah’a kul olmak isteyen O’na uysun. Kurtuluş O’nda... Ferahlık O’nda... Selamet O’nda... Aranıp da bulunamayan hiçbir güzellik yok O’nda... Öyleyse bugün kimin gönlü bunalıyorsa, kim başına gelen imtihanlardan yorgunsa, kim sı
Dini ve toplumsal boyutlarıyla kadının, gerek aile hayatında gerekse siyasi, hukuki, sosyal ve ekonomik alanlardaki konumunu bir taraftan dini kurallar, diğer taraftan sosyal ve siyasi çevre, etnik yapı ve İslâm öncesinden gelen kültür mirası belirlemiştir. Bu sebeple İslam dünyasında kadının her yerde ve her dönemde aynı konumda olduğunu söylemek mümkün değildir. Emirleri eğmeden, bükmeden ,kendi heva ve hevesine, aklına ve mantığına, zamana ve zemine göre bin türlü bahanelerle eğip büküp, yamultmadan, “em
Kur’an, hidayete giden yolda insana rehberlik eden, ona anlamlı bir hayat vadeden bir kitaptır. İnananlar, kendi çağlarının sorunlarına cevap arama yolculuğunda tarih boyunca Kur’an’ın rehberliğinden yararlanmak amacıyla Tefsirler telif etmişlerdir. Ancak yazılan her tefsirin, müellifinin içinde yaşadığı zaman diliminin ve coğrafyasının izlerini yansıttığı açıktır. Dolayısıyla farklı zaman dilimlerinde telif edilen tefsirler arasında da bir değişim gerçekleşmiştir. Çünkü “değişim” kavramı “zaman” kavramı il
Tükendi
Geçen asırda Hindistan Müslümanlarının yetiştirdiği, dünyaca tanınmış birçok dile çevrilmiş olan eserlerin yazarı Ebu’l-Hasen Alî en- Nedvî genç yaşından itibaren birçok ülkeyi ziyaret ederek oralardaki ilim adamlarıyla tanışmış ve Müslümanların durumlarını yerinde görüp tanıma fırsatı bulmuş bir âlimdir. İşte bu zât da içinde bulunduğu ve büyük çoğunluğun Hanefî mezhebine bağlı Müslümanların muhtaç oldukları ve günlük ibadetlerinde ihtiyaç duydukları doğru bilgileri ihtivâ eden kısa ve öz bir kitabın yazıl
Tükendi
“Sırat-ı Müstakim dergisinde yayınlanmış olan bu sohbetler, Vacibin İspatı, Nübüvvetin Hakikati, Kaza ve Kader meseleleriyle, Dinsizliğin Mahzurları ve benzeri bazı önemli konular hakkında aklî ve naklî birtakım mülâhazaları içermektedir. Zevk ve vicdanîliğin doğru ölçütü, “fıtrî-tabiî” esenliktir; dinsizlik, onu temelinden bozan; insanı kendinden aşağı derecelere indiren yırtıcı canavarlardır. Dinsizlik hastalığı, vicdanı öyle mânevî azaplarla sıkıştırır ki, cehennem meşakkati onlara nispetle cennet nimetl
Tükendi
Kur’ân lafızlarının muhafazasını amaçlayan kırâat ilmi, ilâhî vahyin manalarını korumak ve orijinal hâliyle nakletmek üzere zaman içerisinde önemli bir literatür geliştirmiştir. Gerek teorik gerekse pratik ve teknik çözüm önerileri ortaya koyulan bu telifât bünyesinde yer bulan eserlerin müellifleri, alana mahsus terminolojiyi kullanarak kendilerine özgü bir üslup ve düzen içinde konuları işlemişlerdir. Bu açıdan kırâat sahasının muhtelif meselelerinin ele alındığı eserler, kırâat ilmini tahsil edenlere, ih
Mevlânâ Araştırmaları -7-, kitabı salgın hastalığa yakalanarak fani âlemden dâr-ı bekâya göç eden büyüğümüz Afganistanlı şair ve arif kişi Hayderî-i Vucûdî adına ithaf edilmiştir. Bu nedenle kısa bir hayat hikâyesinin yanı sıra Türkiye ile ilgili hislerini yansıtan bazı şiirleri, burada kendine yer buldu. Onun hissiyatı ve dizeleri mazlum milletler için bir çağrı niteliğindedir. Kitabımızda Mevlevilik sahasına giren Üsküdar Mevlevihânesi Son Postnişîni Ahmed Remzi Dede’nin Soy Risalesi ile Halebli Dervîş ‘A
Çağlar geçse de değerinden hiçbir şey kaybetmeyecek birçok klâsik eser bulunmaktadır. Bu klâsiklerden birisi de ünlü mutasavvıf Kuşeyrî’nin er-Risâle adlı eseridir. Biz de onun bu kıymetli eserinden seçmeler yaparak sûfilere ait olaylar ve hikmetli sözlerden derleme yaptık. Bu seçmelerin, bazen karşılaştığımız olaylarda bizim için bir ışık olacağı, bazen bizi teselli ederek içimize bir ferahlık ve huzur vereceği, bazen de hayatımıza yeni bir yön çizmemize vesile olacağını ümit ediyoruz.,
Tarihleri II. Abdülhamid döneminde 01 Eylül 1900’de İstanbul’da kurulan Dâru’l-Fünûn-i Şahane bünyesinde açılan Ulûm-i Âliye-i Diniyye Şubesine dayanan İlahiyat/İslami İlimler Fakülteleri 2020 yılı itibariyle 120. yıllarını idrak etmiş bulunmaktadır. Bu uzun zaman dilimi içerisinde bu kurumlar açısından çok faklı dönemler geçirilmiş, gelgitler yaşanmıştır. Din eğitimi tarihimizin özgün ve oldukça gelişmiş bir aşamasını temsil eden bu Fakülteler, ülkemizde din eğitimini ve din hizmetlerini yürütecek kadrola
Bir siyaset bilimcinin gözüyle şekillenen elinizdeki kitap, Peygamberimiz (sas.) dönemindeki yönetim tarzını, ilişki biçimlerini ve stratejileri bugünün kavram setiyle anlamlandırmaya çalışmaktadır. • Hz. Peygamber’in kurduğu siyasi yapıya devlet demek mümkün müdür? • Hz. Peygamber’in yöneticilik vasfıyla Peygamberliği ayrılabilir mi? • Hz. Peygamber’in liderlik özelliklerinden hangileri örneklik teşkil eder? • Resûlullah’ın ortaya koyduğu siyaset tarzı bize ne tür mesajlar vermektedir? • Asr-ı Sa
İnsan ve kâinat, ilahî isimlerin bilinmesi ve tecelli etmesinin bir vesilesidir. Kulun çeşitli hâlleri de bu isimlerin bilinmesine vesiledir. İnsanın Yaratıcı’yla münasebet kurmasında vazgeçilmez önemi olan esma-i hüsna bilgisi, Allah-âlem ilişkisine ışık tutar ve insana Rabbini tanıtır. Bu sebeple geleneğimizde esma şerhleri ve kulun bu isimlerle tahalluku meselesi özellikle tasavvufî literatürde mutena bir yere sahip olmuştur. Ali Salâhaddin Yiğitoğlu’nun, Bahâüddinzâde Muhyiddin Mehmed’den tercüme ettiği
Aklın amel defteri bir hayli kabarık. Sevabı mı yoksa günahı mı daha çok, söylemek zor. İnsanların hayatını kolaylaştıran icatları yapan da Elhamra Sarayı'nı ve Selimiye'yi inşa eden de akıl, milyonlarca insanın ölümüne neden olan savaşları yöneten de kitlesel imha silahlarını yapan da akıl. Elbette farklı akıllar bunlar. Dolayısıyla temel soru şu: Bu fark nereden geliyor? Akıl, kendi özündeki iyiliği unutup neden kötülüğe râm oluyor? Kötüyü kutsayan ve meşrulaştıran akıl nasıl bir varlıktır? Kendi tabi
Kur’an-ı Kerim’in tamamının ya da bir kısmının ezberlenmesi, Hz. Muhammed (s.a.s.) zamanından bugüne devam edegelen bir pratiktir. Hafızlık eğitimi, günümüzde çoğunlukla Allah rızası, bir geleneğin devam ettirilmesi, istihdam imkânı ve iyi bir Müslüman olmak için tercih edilmektedir. Diğer taraftan kararlılık ve azim gerektiren bu eğitimin başarıyla tamamlanması için bireyin psiko-sosyal durumunun göz önünde bulundurulması gerekir. Bu doğrultuda söz konusu eğitimin tamamlanmasında aile, Kur’an kursu öğretic
Âlemdeki düzen ve istikrarın bekâsı insan hayatının bekâsına bağlıdır. İnsan hayatının en güzel ve kâmil manada bekâsı, onun üreyip neslini devam ettirmesine bağlıdır. Neslin üreme ve devamı da karşı cinslerin birlikteliğine bağlıdır. Bu birlikteliğin (izdivacı) insanın taşıdığı yüce onur ve üstün vasıarına mutabık bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Bunun yolu da Hz. Adem’den beri carî ve meşru olan nikah akdinden geçmektedir. Nikahta sadakat, sevgi-saygı, merhamet, sorumluluk ve îsâr ahlakı hakimdir. Nefsi
Günümüzde gençlerin zihinlerini karıştıran onlarca soru dolaşıyor: * Ben kimim, niçin yaşıyorum? * Bu âlem kendiliğinden mi oluştu, yoksa bir yaratıcısı var mı? * “Allah Var!” diyorlar. Peki, Allah varsa nerede, nasıl yaşıyor? * Kaderimizi Allah önceden yazarmış. Öyleyse bizim suçumuz ne? * Bilim çağında doğrular akılla bulunur. Peygamberlere ve kitaplara ne lüzum var? * Ahiret, cennet, cehennem varmış. Kim gitmiş, görmüş? * Mezarda çürümüş, dağılmış kemikler yeniden nasıl dirilecek? * Melek, cin, şeytan, r
Eski ulemanın kitaplarına bakıldığında görüşlerini net biçimde aktardıkları görülür. Onların sözleri daha veciz, ilimleri daha doğru, kitap ve sünnet anlayışları daha derin, şeriatın amaçlarını kavrayışları ise daha samimi idi. Zaman geçtikçe, bağlılığın, amelin, ilmin azalması ve ilim tahsilindeki ciddiyetin kaybolmasıyla birlikte; eski âlimlerin sözlerinden pek çok ifadeyi anlamak zorlaştı. Bu yüzden son dönemde kitap sayıları ve bu kitaplardaki sözler arttı. İlim adamları Bu kitap, eski ulemanın ilimde i
Diş ve ağız temizliği için bütün peygamberlerin misvak kullandığı sabittir. Misvak kullanımının peygamberlerin yaşamış oldukları beldelerde görülüp, diğer kentlerde izine rastlanmaması misvak kullanmanın vahiy ile bildirilen bir emir olduğunu desteklemektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) yüzyıllar önce “Misvak (kullanmak), ağzı temizler ve Rabbi razı eder” ve “Misvak (kullanmak), ağız kokusunu güzelleştirir ve Rabbi razı eder” buyurmuştur. Nebî (a.s.) temizliği ve görünüşü güzelleştirmeyi, Müslümanın alamet
Büyük âlimlerin büyük olmalarının sebebi nedir? İlki, onların kendi şahsiyetlerinden/dehalarından kaynaklanır. Diğeri ise ortam, muhit ve kendi elde ettikleri şeyler sebebiyledir. Bazen insanı hayra götürüp, onu ısrarla hayra çeken durumlar olur. Bazen de insanı hayırdan uzaklaştıran şeyler olur. Büyük âlimler kendilerini hayra sımsıkı çekip götüren bir muhite eriştiler. Bu hayırlara güzellikle icabet ettikleri için olağanüstü başarılara imza attılar. Büyük âlimlerin hayatını öğrendiğimiz zaman, doğru kayna
İslam dünyasında nüzûl-i İsâ meselesi kimi zaman bir kurtarıcı beklentisiyle, kimi zaman hatm-i nübüvvetle ilişkili olarak gündeme gelmiştir. Özellikle XIX. yüzyılın sonlarından itibaren Hint alt kıtasında çokça tartışılan bu konuda geniş bir literatür ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine dönemin âlimleri ümmeti yanlış fikirlerden korumak için pek çok eser telif etmişlerdir. Bu amaçla telif edilen önemli eserlerden birisi de bu kitaptır. Hz. İsâ’nın yeryüzüne yeniden geleceği dönemin Kıyamet’in yaklaştığı bir za
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13