Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 220-240 / Aktif Sayfa : 12
Aile, insanı olgunluğa ulaştıran, insani duyguları besleyen ve geliştiren küçük bir top- luluklar, tesirini dini, ahlaki, ilmi, siyasi, iktisa- di ve içtimai hayatımızda gösterir. Bir vücutta hücrelerin vazife yapamaz hale gelmesi, bedenin yok olması, ölmesi demektir. Aileler de kendine düşen vazifeleri yapmaz, ya- pamazsa, içinde bulunduğu cemiyetler çöker, yokluğa mahkum olurlar.
Mahlûkatın en şerefli varlığı olan insanın ahlaki görevlerini iki maddede toplamak mümkündür. Bunlar: 1-Allah’a ta’zim etmek. O’nun emirleri doğ- rultusunda kulluk yapmaktır. 2-Mahlûkata şefkat ve merhamet etmek. Muhtaçlara yardım etmektir. İnsanın yaratılış gayesi, Allah’ı bilmek, O’na inanmak ve O’na kulluk yapmaktır.
Hamd, bir nimet verilsin verilmesin, övüleni sahip olduğu nitelikleriyle övmektir. Şükür de, verilen nimet sebebiyle şükredileni övmek, Medh ise; kişiyi cömertliği veya güzelliği veya becerisi, yeteneği gibi sebeplerle övmektir.
Varlığımızın bir sahibi olduğu gibi, yaşamı- mızın da bir anlam ve amacı vardır. Bu dünya- da canlı ve cansız her şeyin sivrisinek ve küçük çöpün bile işe yaradığını gören insanın, kendi- sini amaçsız, varlığını anlamsız bulması büyük bir çelişki olmaz mı? Elbette ki hiç kimse kendi varlığını gereksiz, kendisini önemsiz bulmaz. Zira; insanın iç alemi, bir dünya, hatta bir kainat kadar geniştir. İnsan sanatta, ilimde ve spordaki ferdi başarıları, şahsi kabiliyetleri, ih- tirasları, duyguları, hayalleri, ibad
Yüce mevlamızın, haram lokmaya batıl yol- larla elde edilmiş servetlerle, haksız kazançlar- la, kurulmuş ihtişamlı yaşantıya dikkatlerimizi çekmesi ve biz Müslümanları böyle bir hayattan uzaklaştırması, şüphesiz çok çeşitli hikmetleri içine alır. Haram helal araştırmaksızın dünya nimetle- rinden faydalanma hırsı, fitne ve fesadın cemi- yette yayılıp genelleşmesine sebep olur.
Olgun mümin o dur ki, hak davasının nefe- ridir. Bu davanın tehlikelerinden asla korkmaz. Kırılır, fakat asla eğilmez. Müslüman olmanın vakar ve haysiyetini korur. İzzetini kaybedip zillete düşmez. Olgun mümin içki içmez, kumar oynamaz. Haram yemez, olgun mümin şüpheli şeylerden bile sakınır. Faiz yemez, ihtikar yapmaz, insan- ları aldatmaz. İçki içilen, kumar oynatılan yer- lerde bulunmaz. Olgun mümin gıybet etmez, iftira atmaz. Laf taşıyıp müminler arasında bozgunculuk ve fitne çıkarmaz. İnsanları arkalar
Tapusu bize ait olan evlerimizin başköşesini televizyon, gündemini de dizler ve magazin programları işgal etti. Geniş odalar, salonlar, mutfaklar, mobilyalar arasında afiyeti, huzuru ve bereketi kaybettik. Daha konforlu bir hayat, daha iyi bir ev, daha iyi bir araba hayalleri kurarken İslami hedef ve ideallerimizi unuttuk. Okçular Tepesi'nde Abdullah b. Cübeyr (r.a) bilinciyle müdafaa etmemiz gereken son tepe evlerimizdir. Bu büyük müdafaada en büyük görev, annelerimize düşmektedir. Bir evde asli görevin
Allah'ın Âlemlere Rahmet Olarak Gönderdiği Son Elçisi Hz. Muhammed (S.A.V.), Peygamber Sıfatıyla İlahî Mesajı Aktarmakla Kalmamış, Aynı Zamanda Bir Beşer, Eğitimci, Aile Reisi, Hâkim, Kumandan Ve Devlet Başkanı Olarak Bu Mesajı Hayatına Yansıtmış Ve Örnek Bir Kişilik Sergilemiştir. Hz. Peygamber Hakkında Nisbeten Çok Yönlü Bilgi Vermeyi Amaçlayan Bu Kitapta, Onun Genel Olarak Hayatı; Yüce Ahlâkı, Günlük Yaşantısı Ve İbadetleri; Ailevî, Siyasî, Hukukî Ve Askerî Kişiliği; Kur'an'a Göre Konumu, Mucizeleri Ve İ
Önce bir defa şu suali sormağa mecburuz: Acaba hangi sebepten dolayı bütün insanlıkta ilim yavaş yavaş ilerlerken Asr-ı Saadet'le birden bire bugünkü manada hakiki ilim olmaya başlıyor? Bu başlayışın kaynağı, insanlığa bu hızı veren tılsım nedir? Bu sualin cevabını Kuran'ı Kerim'den başka bir şeye bağlamak mümkün mü? İnsanların ilim sahasındaki bu büyük inkişafların tılsımı dünya ve ahiret saadeti getiren Kuran'ı Kerim'den başka bir şey değildir.
İnsanların din konusunda bilmeleri zaruri olan başlıca hususları, Allah’ı kâinatın yaratıcısı ve yöneticisi olarak tanımak, O’nun nimetlerini ve O’na karşı yapılması gereken vazifeleri bilmek, küfür ve irtidada sebep olacak şeylere vâkıf olmak şeklinde gösteren Cafer es-Sâdık’a göre Allah hiçbir şeye benzemez, hiçbir şey de O’na benzemez. Allah kulların tasavvur ettiği her türlü hayal ve vehmin ötesindedir, gözler O’nu idrak edemez. Cafer, Hz. Peygamber’in miracda Allah’ı görüp görmediği hususu kendisine so
Tükendi
İmam Zeyd zulme karşı verdiği mücadele ile sembolleşen ve müctehid seviyesindeki ilmi sayesinde Peygamber geleneğinin ender simalarındandır. Bu eser; kalemi ve kılıcı şahsında bir araya getiren İmam Zeyd'i, dönemini, fıkhının esaslarını, Zeydiye Mezhebi'nin yayıldığı coğrafyayı en geniş ve en gerçekçi bir şekilde incelemektedir. Çağımızda İslam dünyasına birçok kıymetli eser kazandıran M. Ebu Zehra'nın önemli çalışmalarından biridir.
Tükendi
- İbn ‘Âşûr Özelinde – Muhammed et-Tâhir b. 'Âşûr (1879-1973), İslâm âleminin en çalkantılı dönemlerinden olan XIX. ve XX. yüzyılda yaşamış Tunuslu bir âlimdir. O, yaşadığı dönemin bütün zorluklarına rağmen tefsir, hadis, fıkıh gibi çeşitli ilim dallarında pek çok eser vermiştir. Ancak ülkemizde yazdığı eserlerden genellikle Makâsıdu'ş-şerî'ati'l-İslâmiyye ve kısmen et-Tahrîr ve't-ten-vîr, Usûlü'n-nizâmi'l-ictimâ'î fi'l-İslâm gibi sadece birkaç eseri tanınmakta olup başta hadis olmak üzere diğer alanlardaki
Bir toplumun tarihinde ortaya çıkmış olan önemli belgeler, sözleşmeler ve antlaşmalar birer göstergedir. Bu göstergeler tarihin dönemeçlerine işaret ederler ve geçmişi yansıtırlar. Bizler bu belge ve göstergelere yaslanarak kendi geçmişimizi hatırlar ve nereden nereye geldiğimizi anlarız. Peki, Mecelle bugünkü gençliğe neyi hatırlatmakta ve ne anlama gelmektedir? Sanırım pek çoğu bunu duymamıştır, duyanlar da okumamıştır, okuyanlar da anlamamıştır! Duymayanlar haklıdırlar, çünkü Mecelle tarihimizin önemli b
Tefsire Adanmış Bir Ömür serisine konuk ettiğimiz M. Sait Şimşek uzun yıllar tefsir akademiyasında hocalık yapmıştır. Bu süre zarfında çeşitli eserler telif etmiş ve çok sayıda lisans ve lisansüstü talebe rahlesinden geçmiştir. Bu yönüyle Türkiye coğrafyasına mührünü vurmuş saygın bir şahsiyetin biyografisini ve ilmî hüviyetini bu kitapta bulacaksınız. Kitap, bu yönüyle hem bir alimin portresini sunacak hem de talebelerinin hocalarına vefasının canlı tanığı olacaktır.
Müslümanların hayatını düzenleyen İslam hukukunun (fıkıh) temel referansları Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Nebevî’dir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılabilmesi için Sünnet-i Nebevî’nin anlaşılması zarureti vardır.Zira Resûlullah (s) Kur’ân-ı Kerîm’in mübelliği olduğu gibi hem mübeyyini hem de müfessiridir. Gerek Kur’ân-ı Kerîm’den gerekse Sünnet-i Nebevî’den hüküm çıkarabilmek (istinbât) için usûl ilmini bilmek gerekir. Bu açıdan usûlü’l- hadîsi yani hadîs usûlü önemlidir. İmam Şafiî’den bu yana Ehli Sünnet’in hadîs
Allah Resûlü’nün sünneti devre dışı bırakılarak Kur’an’ın anlaşılması ve pratiğe yansıtılması mümkün değildir. Bu gerçekten hareketle İslam ilim geleneğinde sünnete büyük bir önem verilmiştir. Allah Resûlü’nün söz, davranış ve takrirlerini herhangi bir tahrife uğratmadan aktarma işi daha sahabe döneminden itibaren Müslümanların en önemli gündem maddelerinden birini teşkil etmiştir. İlerleyen dönemlerde bu hadis rivayetleri önce yazılı hale getirilmiş, ardından bu yazılı malzemelerin derlenip toparlandığı, s
Tükendi
William James Durant ABD’li seçkin bir tarihçidir. Hangi milletten olursa olsun, bir Müslümanın kaleminden çıkan bir İslâm medeniyeti tarihinde zaman zaman bazı hükümlerin tarafsızlığından şüphe edebilir, İslâm lehine tefsir edildiğini mülahaza edebilirdik. Bir Hıristiyan tarihçi için de şüphesiz bunun aksi varittir. O da tarafsız olamaz hatta aleyhte tefsirlerde bulunabilir; nitekim bunun birçok örneği de vardır. Will Durant gönlünün Hıristiyanlıktan yana olduğunu, eserinin ön sözünde şu satırlarla ifade e
Tükendi
Mehmet Şahin 28 Eylül1959 yılında Nevşehir Ürgüp Taşkınpaşa Köyü’nde doğdu. 1968 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti. Çocukluk dönemini geçirdiği Fatih Balat semtinde ilk ve orta öğrenimini tamamladı. 1973 yılında MTTB ile tanıştı. Orta Öğrenim Komitesi’nde görev aldı. 1975 yılında kurulan Akıncılar Derneği bünyesinde İslâmî faaliyetlerini sürdürdü. MTTB Genel Merkez, Fatih Akıncıları, Eminönü Akıncıları, Güngören MTTB ve Akıncıları, Bağcılar Akıncıları, Küçükçekmece MTTB, Kasımpaşa Akıncıla
Tükendi
Mustafa Atak, bu hassas çalışmasında, psikoloji tarihinden başlayarak, nefsin yapısını farklı yönleri ile araştırmış ve bazı yeni terapi temayüllerine de işaret etmiştir. Zât-ı âlileri, bu yeni ilmin uyanış dönemlerinde, büyük çabalarla organize ettiği Ulusal/Uluslararası Maneviyat Psikolojisi sempozyumlarında büyük hizmetlerde bulunmuştur. Bahusus bu önemli eserin, birçok genç arkadaşlarımız için cesaretlendirici, motivasyon uyandırıcı bir fonksiyonu olduğuna da inanıyoruz. Psikiyatrist Dr. Mustafa Merter
Tükendi
Çölün getirmiş olduğu zor yaşam koşulları çerçevesinde sürekli hayatta kalabilme, günlük gıda temini gibi çeşitli etkenler sebebiyle rakipleriyle mücadele etmek durumunda kalan insanlar, bu sebeplerle katı, acımasız ve merhametsiz olarak vasıflandırılarak, medeniyet ile bağlantılarının olmadığı öne sürülmüştür. Ancak onların günlük hayatlarında ortaya koydukları bu mücadeleler anlatılırken, olay ve olgulara ya çok yönlü bakılmamış ya da tarih anlatısı bizi bu şekilde bakmaya mecbur bırakmıştır. Uzun asırlar
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 220-240 / Aktif Sayfa : 12