Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 561 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Zamanımızın temel sorunlarının -kanser, cinayet, kirlilik, nükleer güç, enflasyon, enerji kaynaklarının azalması- dinamikleri hep aynı. Bir bütün olarak yeryüzü için dramatik ve potansiyel açıdan tehlikeli bir degisim sürecine, bir dönüm noktasına eristik. Gerçekligin yeni bir tezâhürüne yani dünyamızı dönüstüren kuvvetlere sosyal bir degisim için pozitif bir hareket olarak devam etme imkânı saglayacak bir görünüme ihtiyaç var. "Bu olaganüstü eser, bilimin ve metabilimin çagdas kültürümüzdeki yeri hakkında
Bu kitapta bir araya getirilmiş yazılar, bizi kendi havasıyla kuşatan entellektüel ve bilimsel kaygılarla, dünya gerçeğinin farklı ritimleri ve değişik kesitlerine bütüncülük zaviyesinden yaklaşma cehdinin ürünleri olarak algılanabilir. Burada, insanı Ben ve onun tekevvün demetlenişini tanırken, kesinsizlik ve tesadüflere zar atılmaz; bilakis insan, iç realitesine ve dış varlık alanlarına doğru, gözden geçirilir; onun hakkında kusursuz bir tablo elde etmenin imkanı sınanır... Ve, "hiçbir şey diğeriyle alaka
Elinizdeki kitap, insanlığın civilization bataklığında can çekiştiği, yeni bir medeniyet ve iktisat paradigması ihtiyacının konuşulduğu bir zaman diliminde, biri medeniyet diğeri iktisat başlığını taşıyan iki konuyu ele almaktadır. Medeniyet, bir toplumun değerler sistemi çerçevesinde ortaya koyduğu hayata dair etkinliklerin toplamıdır. İktisat, hayatta var olmanın mücadelesidir. Aynı zamanda medeniyetin pratiğidir. Her medeniyetin kendine has bir iktisat tasavvuru vardır. Bu gerçeklikten hareketle Medeniye
Selçuklulardan gelen ilmi ve kültürel mirasın üzerine inşa edilmiş bir sistem olma özelliği taşıyan Osmanlı düşüncesine en çok tesirde bulunan ekol, hiç şüphesiz ki, Mevlana'nın yanı sıra- İbn Arabi-Konevi-Molla Fenari çizgisinde şekillenen Ekberiyye Ekolü'dür. Bu çizginin önemli isimlerinden birisi ve aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin ilk şeyhülislamı olan Molla Fenari, Anadolu'daki İslami ve tasavvufi düşünceyi daha çok Ekberi ekolün anlayışıyla şekillendirmiş muhakkik sufîlerden olduğu gibi, aynı zamanda
Bir tarafta sağlam ve derin kökleri olan ve böylece dünyada bir var olma noktası (“merkezi”) bulunan, diğer tarafta açık ufuk perspektifiyle dünyaya bakan ve yeni imkânlara kapı aralayan bir özne olmak mümkün müdür? Bu soru, Akıl ve Erdem’in temel sorunsallarından birini oluşturuyor . Bir yanda dünyayla entegre olmak ve modernleşmek adına kendi varlığına sırtını dönmek, öte yanda kendi olmak adına her şeyi ötekileştirmek ve küçük milliyetçiliklere hapsolmak, Türk modernleşmesinin ürettiği sonuçlardan bir
Tevrat ve Kur'an'da farklı şekillerde anlatılan Yusuf kıssası, tefsir kitaplarında da halk anlatılarında da değişik biçimlerde aktarılmıştır. Bazı şairlerin müstakil eser yazmalarına ilham olan kıssa hakkında Batı'da da Doğu'da da bilimsel ve yorum-bilimsel araştırmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan biri de Yusuf kıssasının birçok bakış açısıyla ele alındığı bu eserdir. Celal Settarî, konuyla ilgili çalışmaları bir araya getirerek daha sahih ve gerçekçi bir yorumla kaleme aldığı bu eserde "kıssaların en güz
Ramazan ayı, eşref-i mahlukat olan insandaki güzelliğin ortaya çıktığı manevi bir mevsimdir. Bu ayda tutulması farz olan oruç ibadetiyle hayatımız bambaşka bir şekil alır, yine bu aya mahsus teravih, mukabele ve itikâfla, fıtratımıza uygun davranarak Fıtır Bayramı'na ulaşırız. Kur'an-ı Kerim'de oruç nasıl anlatılmıştır? Efendimiz (sas) oruçla alakalı hangi müjdeleri vermiştir? Teravih namazı ilk defa nasıl kılınmıştır? Mukabele nasıl okunmalıdır? İtikâfta nelere dikkat edilmelidir? Elinizdeki kitap Ramazan
Bu kitap, yazarın Modern Dünyanın Bunalımı adlı eserindeki konuların genişletilmiş ve derinleştirilmiş hâllerini içeren tamamlayıcı bir çalışmadır. Batı dünyasının (bilimin, felsefenin, psikolojinin temel kavramlarının ve eylemlerinin) dibe vuruşunu, lâdinî (dünyevî/profan) düşüncenin merkezini oluşturan niceliğin modern dünyada niteliğin önüne geçmesinin yansımalarını anlatıp eleştiren kitabın amacını René Guénon şöyle açıklamaktadır: "Elinizdeki eserde, geleneksel ilimlerin gerçek mahiyetinin ne olduğunu,
Aydınlanma Çağı'nın entelektüel birikimi, mistik ve kutsalı kurumsal Hristiyanlık'tan söküp atmış ve adeta Kiliseyi işlevsiz bir hale getirmiştir. Bu kez meydana gelen spiritüel boşluk, farklı dinî geleneklere dayalı yeni akım ve mistik oluşumlar tarafından doldurulmuştur. Bu nedenle, kütüphane ve kitabevleri raflarında çok sayıda ezoterik yayınlar yerini almakta, toplum bunlara karşı büyük bir ilgi göstermektedir. Alman Mistik Düşüncesinin ele alındığı bu kitapta, Batı Hristiyan mistik geleneğinin yaklaşık
Kuran toplumsal çöküşü kıssalar yoluyla pek çok örnek vererek ele alırken iniş amacına uygun bir dille, yaşayan toplumlara ısrarla mesaj vermekte ve olanlardan ders almayanların sonunun da çöküş olacağını vurgulamaktadır. Anomi, çözülme, bunalım ve parçalanmaların çokça yaşandığı ve bu yüzden de toplumsal çöküş tartışmalarının yeniden gündeme geldiği çağdaş dünyada Kuran, toplumsal çöküşü işlerken kullandığı dil, retorik ve seçtiği birey ve toplum tiplemeleriyle çağın insanına ciddi mesajlar sunmaktadır.
Tükendi
Bu eser, mutluluk, deryasının teşnelerini ve marifet yolunun aşıklarını "Manevi İlerlemenin Merhaleleri" ile içli dışlı yapmak amacıyla ayetlerden, hadislerden ve ariflerin sözlerinden oluşturulan bir seçki olup Fars edebiyatının nazım e nesir incisiyle süslenmiş ve manevi inceliklerle donatılmıştır. "Manevi İlerlemenin Merhaleleri"; her bir merhalenin ayrı ayrı ele alınmasıyla dört kitaptan oluşan bir dizidir. Elinizde bulunan "Tahalli" başlığı altında tevbenin adab ve menzilleri anlatılmaktadır.
Varlık özünde, salt maddi olarak algılanan ve sayısallaştırılabilen şeyden ibaret değildir. Zira, yüksek düzeyli bir idrak ve bilgi mertebesinden bakıldığında, varlığın ve hakikatin içkin olandan manevi, soyut ve ruhsal; giderek de Aşkın olan hakikat katlarına doğru kesintisiz bir akış halinde olduğu görülür; hem ‘maddi, bedeni göz' (basar) ile, hem de ‘ruh ve akıl üstü göz' (basiret, fuad) ile.. Onun için de varlık ve hakikatin sınırları maddi, nesnel idrakin yetilerini aşkın olup, ayrıca basiret, hayal ve
Tükendi
İslâm düşünce geleneğini bütüncül bir tarzda anlamaya yönelik yayınlar, tarihî birikime yönelik basite indirgenmiş genellemeci kritiklerin etkisi karşısında teorik yetersizliği aşmaya yardımcı olacaktır. Pakistanlı ünlü ilim adamı ve filozof Mian Muhammed Şerif'in derlediği bu eser, İslâm düşünce tarihi ile ilgili olarak oryantalistlerce yayınlanmış eserler karşısında geleneği yeniden yorumlama arayışlarının ciddi bir misalini teşkil etmektedir. Bölüm yazarlarının büyük kısmının inceledikleri akım ve şahsiy
Tükendi
Türkiye'de en çok okunan tefsirlerden biri, yirminci yüzyılda yaşamış uluslararası şöhret ve tesire sahip önemli bir ilim, fikir ve siyaset adamı olan Mevdûdî'nin (1903-1979) otuz yıllık ilmî ve fikrî gayretinin ürünü olan Tefhîmu'l- Kur'ân'dır. Mevdûdî'nin, aslı Urduca olan bu eseri, manayı olabildiğince aslına uygun bir şekilde aktarmayı amaçlayan kendine has bir Kur'ân meâli ve lüzum görülen konuların açıklandığı dipnotlardan oluşmaktadır. Elinizdeki kitap, Fâtiha Sûresi ve Duhâ'dan Felak-Nâs'a kadar ola
"Wolfgang Smith'in benim sadece birkaç yorum eklediğim yeni ufuklar açan bu çalışması, bilimin Ezelî Hikmet'in kalbinde yatan metafizikle ve ona bağlı olan geleneksel kozmolojik bilimlerle yeniden birleşmesi konusuyla ilgilenen herkes tarafından dikkatle ele alınmalı. Ayrıca bu, yeni ve daha zengin bir bilim felsefesi arayan fakat modern bilimsel bulguları, yüzeysel bir biçimde Taoizm ve Hinduizm'e uyarlama durumunda kalan herkes için de gerekli bir okuma. Smith bu araştırmada bizi bunun çok daha ötesine gö
İlimlerin tasnifi, âlemdeki varlık hiyerarşisi bağlamında bilgi, ahlâk, mutluluk teorileriyle ilgili bir konudur. İslam düşüncesinde kapsamlı bir ilim tasnifi İhsâ‘u'l-ulûm adlı eseriyle ilk önce Fârâbî'de görülür. Akıl gücü esas alınarak inşa edilen varlığa dair bilgi anlayışında ulaşılmak istenen hedef, eşyanın hakikatine dair tahkik edilmiş bilgiye ulaşmaktır. İlimleri daha çok kalp/keşf merkezli olarak tasnife çalışan Gazzâlî'de dinî bilginin önceliği ve ilimlere ahlâkî bir temel kurma düşüncesi bariz ş
Tarih yapmak kadar, tarihi yazmak da önemlidir. Biz tarihi daha çok bu yazılanlardan, yazanların gözünden okur ve öğreniriz. Tarihte yaşananlara onların durduğu yerden bakar, ona göre yargılar, değerlendirir ve tarafımızı belirleriz. Bu açıdan tarihin, özellikle de İslâm tarihinin doğru öğrenilmesi önem arz etmektedir. Bu da ancak doğru kaynaklardan okunursa mümkün olmaktadır. Bugünün müslümanına tarihe (ve kendi tarihine) bakışının nasıl olması gerektiğini hatırlatan ve ecdadımızın aziz yâdigârlarından bir
Tarih yapmak kadar, tarihi yazmak da önemlidir. Biz tarihi daha çok bu yazılanlardan, yazanların gözünden okur ve öğreniriz. Tarihte yaşananlara onların durduğu yerden bakar, ona göre yargılar, değerlendirir ve tarafımızı belirleriz. Bu açıdan tarihin, özellikle de İslâm tarihinin doğru öğrenilmesi önem arz etmektedir. Bu da ancak doğru kaynaklardan okunursa mümkün olmaktadır. Bugünün müslümanına tarihe (ve kendi tarihine) bakışının nasıl olması gerektiğini hatırlatan ve ecdadımızın aziz yâdigârlarından bir
Hadis usûlünün oluşum safhaları dikkatle okunduğunda, usûlden bahsedilmediği dönemlerde hadis ile hayatı birbirine bağlayan öncüller tamamen dinî bir muhtevaya sahipken, asırlar ilerledikçe bunlara ilmî, fikrî hatta siyasî öncüllerin de eklendiği görülecektir. Akıp giden hayatla değişen dengelerin, hadis ve hadis usûlü üzerinde yoğun bir etkiye sahip olduğu kesindir. Hadis usûlü, önce mütehassıslar tarafından masa başında belirlenip, sonra hadislere uygulanarak sağlamaları yapılan bir kurallar bütünü olmayı
Niyette birlik ve degismez merkeze sürekli olarak yönelmek egilimi, sembolik olarak kıble'ye yönelmeyi gerektirir. Birligi kendinde tam olarak gerçeklestirmeyi basarmıs olan için, tüm zıtlıkların ortadan kalkmıs olmasıyla savas hali de sona ermistir. Zira artık, bütünsel bakıs açısının tüm özel bakıs açılarının üzerinde olması nedeniyle sadece mutlak düzen vardır. Böyle bir varlıga hiçbir sey zarar veremez. Onun için artık kendi içinde de dısında da hiçbir düsman yoktur. Kendi içinde olusturdugu birlik aynı
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 561 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5