Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 561 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
"Her insan ruhu, Mutlak ve Aşkın Olan'ın duygusuyla; yaratılmış evrenin hem başlangıcı ve hem de sonu olan ve de ondan sonsuzca aşkın olan En Yüce Kudret'in duygusuyla boyanmıştır. Bu duygu, insanın kendi dünyasının düzlemi üzerinde ve ötesinde var olan şeyi algılama aracı olan akl-ı selîm (intellect) melekesine aittir. Her ne kadar Hubût/Düşüş'le birlikte, "akl-ı selîm"in tam kudreti kaybolmuşsa da, nurundan geriye kalan yine de, yukarıdaki ayetin açıkça ortaya koyduğu gibi inkâr edilemeyecek kadar güçlüdü
Tükendi
Traditional/Geleneksel Ekol'ün İslâm coğrafyası içinde doğmuş tek Müslüman temsilcisi Seyyid Hüseyin Nasr, bu kitabın birinci kısmında İslâm'ın temel akidevî, itikadî, ahlakî, içtimaî esaslarını kısa ve öz bir şekilde anlattıktan sonra İslâm Bilimi, İslâm Sanatı, İslâm Düşüncesi, kısacası İslâm Medeniyetinin ne olduğunu, nasıl geliştiğini, devamında ise içine düştüğü mevcut durumu ortaya koymaktadır. Kitabın ikinci kısmında ise modern dünyanın tabiatını; Batı'da sekülerleşen din, hayat ve sanat algısını; Ba
İslâm felsefesinin İslam ümmeti için yeniden nihâî bir yorum ve bu yaratıcı ümmetin çağlar boyunca ilerlemesinde itici bir güç olduğu hususunda en ufak bir şüphe yoktur. Kuşkusuz İslâm felsefesi müslümanların hayatlarının bir cevheri, gelişmelerinin bir aynası olduğu gibi toplumlarının batının da bulunan üzüntülerin ve emellerin de bir yansımasıdır. Bu felsefe metafizik, tabiat, ahlak ve siyaset gibi bir çok konuda geniş alanları içine almış ve çeşitli ufukları kapsamıştır. Onu diger toplumlardan ve medeniy
Bu mektupların yazarı Mulay el-Arabî ed-Darkavî, 13. Yüzyılda, Şeyh Ebul-Hasan eş-Şâzilînin kurduğu Şâziliyyenin Fas kolu olan Darkavî tarikatının kurucusudur. Fas, Cezayir ve diğer Kuzey Afrika ülkelerinde tasavvufun gelişmesini sağlamıştır. Mulay el-Arabînin bazı müridleri sonradan şeyh oldular ve yeni kollara kendi adlarını verdiler. Medeniyyenin kurucusu olan Şeyh Muhammed Zafir el-Medenî bunlardan biridir. Türkiyede kayda değer bir etkisi olan el-Medenînin oğlunun, Sultan II. Abdülhamidin de şeyhi oldu
Tükendi
Papalık konusunda bilgi yerine kullanılan o kadar çok kalıp yargı ve spekülasyon söz konusudur ki, bunlar çoğunlukla birbiriyle de çelişir. Bir taraftan dünyanın sekülerleştiğinden, dinin artık toplumsal hayatta önemli bir rolü kalmadığından bahsedilir; fakat diğer taraftan, Avrupa siyasetine yön veren ve dünyadaki her önemli olayda parmağı bulunan komplo teorilerinin merkezinde bir Vatikan tasviri sunulur. Halbuki bu kurum, belli bir dönemde ortaya çıkmış, çeşitli tarihî süreçler içerisinde şekillenmiştir.
İnsanın ve toplumun sorunları nelerdir? Bu soruya Batı bilimleri açısından bakıldığında "kendi dışından" tespit edilen ve adına "gelişme" denen hedeflere varabilmek için öncelikle insanın ve toplumun tanınması gerekir. İnsanı ve toplumu tanıma/bilme kontrol etmek ve denetlemek için vazgeçilmez bir başlangıç aşamasıdır. Batı'da psikoloji "insan"ı, sosyoloji de "toplum"u denetlemek ve belli hedeflere yönlendirmek amacıyla geliştirilmiş ve fakat bugün insana acı vermekten başka pratik değeri kalmamış bilimler
İslâm felsefesinin İslam ümmeti için yeniden nihâî bir yorum ve bu yaratıcı ümmetin çağlar boyunca ilerlemesinde itici bir güç olduğu hususunda en ufak bir şüphe yoktur. Kuşkusuz İslâm felsefesi müslümanların hayatlarının bir cevheri, gelişmelerinin bir aynası olduğu gibi toplumlarının batının da bulunan üzüntülerin ve emellerin de bir yansımasıdır. Bu felsefe metafizik, tabiat, ahlak ve siyaset gibi bir çok konuda geniş alanları içine almış ve çeşitli ufukları kapsamıştır. Onu diger toplumlardan ve medeniy
Tükendi
Yayılımının genişliği ve müntesiplerinin çokluğu bakımından İslâm dünyasında halen yaşayan tarîkatlar arasında ilk sırada gelen Nakşibendîlik hakkındaki bu eser, konunun dünya çapında uzmanlarından Prof. Dr. Hamid Algar'ın bir ömür süren araştırmalarını ortaya koyuyor. Tarîkatı teorik/irfanî, siyasî, sosyolojik ve tarihî bakımlardan kapsamlı bir incelemeye tabi tutan bu eser, her biri belirli bir noktayı derinliğine inceleyen makalelerden meydana geliyor. Eserin en önemli yönlerinden birisi, araştırmanın ya
Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed el-Gazâlî, düşünce tarihinin anahtar şahsiyetlerinden biridir. Ansiklopedik diye nitelendirilen çok yönlü düşünür tipinin en başarılı örnekleri arasında yer alır. Gazâlî'nin bu çok yönlü düşünce dünyasının çeşitli yanları, azımsanamayacak ölçüde araştırma konusu yapılmıştır. Bu kitap ise onun iktisadî düşüncesi üzerine yapılan ilk doktora tezi olma özelliği taşımaktadır. Hiç şüphesiz Gazâlî, günümüzde anlaşılan anlamda bir iktisatçı değildir. Diğer taraftan, onun eserlerinin o
Allah Teâlâ insanlara hidayet rehberi olarak Kur'ân'ı gönderirken, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) de bu kitabın hayata nasıl geçirileceğini öğretme görevini vermiştir. Bu nedenle Allah Rasûlü'nün üstlenmiş olduğu misyon dinin ayrılmaz bir parçasıdır. Binaenaleyh, başta muhaddisler olmak üzere farklı alanlardaki İslâm bilginleri, Son Elçi'nin üstlenmiş olduğu büyük görevi ifa ederken söylediklerinin ve yaptıklarının sonraki kuşaklara olduğu gibi aktarılmasının son derece önemli olduğunun bilincindeydiler. İslâm bil
Tükendi
Modernizm'in Islâm dünyasina girisiyle birlikte genelde Islâm özelde hadisle ilgili birtakim meseleler hararetle tartisilmaya baslanmistir. Hadisle ilgili tartismalar içinde önemli konulardan biri de kadinla ilgili hadislerin sihhati ve yorumudur. Kur'ân'da kadinla ilgili âyetleri de birlikte düsündügümüzde kadinla ilgili meselelerin temel tartisma konulari oldugu ve hassasiyet gerektirdigi açiktir. Kadinla ilgili meseleler gelenek ile modernlik arasinda sikisip kalmistir. Sahîh Sünnetten uzaklasan geleneks
Elinizdeki kitap, sadece bir Osmanlı edebiyatçısı değil, aynı zamanda bir Osmanlı beyefendisi olan Walter G. Andrews'un, namıdiğer Walter Bey'in Osmanlı şiirini nasıl sırtına yüklendiğinin hikâyesini anlatıyor. İçerisinde yer alan her bir yazıda, Andrews'un Acem taklidi yaftasıyla bir zamanlar hor görülen Osmanlı edebiyatının dünya edebiyatı içinde hak ettiği yeri ve değeri bulması için gösterdiği gayretler, Osmanlı edebiyatı çalışmalarına yeni bir soluk getirmek için verdiği emekler dile getiriliyor. Bu yı
Abdülganî en-Nablusî (Allah sırrını takdis eylesin), daha çok Şeyh-i Ekber İbnü'l-Arabî hazretlerinin tercümanı, şarihi, takipçilerinden olarak tanınır; hâlbuki sadece Ekberiyye'nin değil, pek çok tarikatın güzelliklerini cem eden bir sufidir. Kādiriyye ve Nakşibendiyye tarikatlarından icazetli bir şeyh olan İmam Nablusî'nin erken yaşlarında tanıştığı tarikatlardan biri de Mevleviyye'dir. Babasıyla beraber semâ meclislerine iştirak ettiği, Şam Mevlevîhanesi postnişîniyle derin bir muhabbet bağı olduğu da bi
Hz. İsa Hıristiyan ilahiyatından tesisin ikinci ilahi unsuru olarak boynu bükük, gözü yaşlı, elinde asasıyla insanlar arasında gezinen ve bu dünyadan çok manevi aleme has, adeta insanlık ötesi bir figür olarak resmedilmiştir. Kiliselerde çarmıhta acı çekerek hayatını veren bu Mesih görüntüsü, Batı'nın kurgusal Hıristiyan teolojisinin merkezini oluşturmuştur. Müslümanlar elbette Hz. İsa çarmıhta öldüğüne inanmamaktadır; ancak hepsi bu kadar. Pek çok Kur'an ayetinde rağmen, onun nebevi mesajı hakkında doğru b
Kişinin Allah'ı tanıması; kişinin kendisini, kendi özbenliğini tanımasıyla yakından ilgilidir. Bu durum kadim bir ahlâkî ilke olan "kendini bil" ya da "kendini tanı" düsturuyla ya da İslâm irfanına kaynaklık eden hadislerden biri olan "Kendini bilen Rabbini bilir" hadisiyle de açıklanabilir. İnsanın kendini tanıması bir anlamda kendi gönül âlemini tanımasıyla mümkün olur. Gönül, Hakk'ın tecellî ettiği bir aynadır. Orada görende görünende Hakk'ın kendisidir. Ya da diğer bir ifadeyle "kendini bilmek" Yunus'un
Bu eser, Abdülkadir Geylaninin farklı yerlerde kaydedilmiş olan irili ufaklı görüşlerinin derlenmesinden ibarettir. Risalelerin çoğu, Geylâni hakkındaki en önemli kaynak ve menkıbname olan Behcetü'l-Esrar'dan derlenmiştir. Bunun dışındaki Mektübât, Gavsiye ve Fatiha Süresi Tefsiri ise müstaki eserlerdir. Anadolu insanı Hz. Geylani'yi daha çok el-Gunye, el-Fethur-Rabbani, Cilâlü'l-Hatır ve Fütühul-Gayb gibi eserlerinden tanır. Onun bu eserlerindeki üslûbu da gerçekten içten ve muhatabı cezbeden, heyecanlandı
Göklere, semalara yücelmenin hikayesidir bu... Sonsuzluk hediyesini dünyaya taşıyan büyük bir insanın hikayesi... Yazarın genç oğluyla birlikte namazla yaptığı içten bir muhabbet... Bu muhabbet aynı zamanda sizin kendi yolculuğunuzun da macerası...
Allah'ı bilmek ancak Onun tecelligâhı olan suretleri bilmeyle mümkündür. Bütün âlem, Allah'ın isim ve sıfatlarının tezâhür ve tecelli yeridir. Allah bütün yaratılmışların sahibidir.Kâinattaki düzeni, yaratılmışlardaki harika sistemleri inceleyip gönül gözüyle seyredebilirsiniz bütün âlemin Yüce Allah'ın tecelli sahnesi olduğunu görebilirsiniz. Evrende her varlık kendine özgü bir amaca hizmet eder. Aralarında hiç benzerlik ve ilişki bulunmayan iki ayrı varlık türü, aynı bütünün parçaları gibi birbirlerine ya
Tükendi
İslâm ‘da Entelektüel Gelenekler, İslâm dünyasının büyük medeniyetlerden birine dönüşümündeki, mantığın ve aklın kilit rolünü incelemek için birkaç seçkin âlimi bir araya getiriyor. Bu kitabın alam İslâm'ın başlangıcından günümüz dünyasına kadarki meseleleri ve perspektifleri ilgilendirdiğinden dolayı geniştir. Aziz Esmail, Hugh Kennedy, Oliver Leaman ve Muhsin Mehdi'nin katkıları, esas itibarıyla entelektüel hayatın Müslümanlar için önemine ve İslâm'ın ilk yüzyıllarında entelektüel bilimlerin yükselmesine
Sahabe, Peygamber'den (s.a.v) kalma kutsal mirası bize kadar ulaştıran zincirin ilk ve en önemli halkasıdır. Bu ilk halka, hadis rivayeti açısından fevkalade önemlidir. Zira onlar, hadisleri bizzat kaynağından işitmiş, nebevi sünneti bilfiil müşahede etmişlerdir. Dolayısıyla onların güvenilirliğine yönelik mesnetsiz iddia ve şüpheler, doğrudan doğruya nakledilenin sıhhatini tehdit anlamına gelmektedir. Sahabeden hiçbirisi, yönelttikleri çeşitli eleştirilere rağmen, İslam toplumunun dini ve içtimaı açıdan te
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 561 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6