Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 561 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Mesafenin eridiği, şeffaflığın ideoloji haline geldiği, ölümün bile performansa dönüştüğü bir vasatta yaşıyoruz. Kişinin kendisini sergilemek zorunda kalmadığı, kendi başına kalabildiği bir mesafeden mahrumuz. Sermayenin, enformasyonun, iletişimin hızı önünde duran hiçbir engele izin yok. Zaten bu sebeple, şeffaflık güven ile, sır da suç ile bağlantılandırılıyor. İnsanlık tarihi kadar eski bir mesele olsa da mahremiyetle ilgili bugüne has ve yeni sorunlarla karşı karşıyayız çünkü mahremiyet, mekansal, öznel
Her biri yoğun felsefi ve varlık problemini içeren faslardan oluşan elinizdeki metin varlık-mahiyet ayrımı ile başlar, bu ayrım temelinde zorunlu-mümkün varlık ayrımı yapılır, Zorunlu Varlık'ın birliği ispatlanır; Zorunlu Varlık'ın bilme keyfiyeti mutat Meşşâî doktrine göre açıklanır; bilgi temelli yaratma açıklaması yapılır; Tanrı'nın varlığına dair burhan-ı innî ve limmîden bahsedilir; ruh-beden düalizmi temellendirilir; nefsin güçleri görece ayrıntılı olarak ele alınır; vahiy ve mucizenin mutat Meşşâî aç
İsmail Hakkı Bursevî'nin kaleme aldığı Rûhü'l-Mesnevî (Mesnevî'nin Ruhu), açıklamalarındaki özgünlük ve derinlikle Mesnevî-i Şerîf şerhleri arasında farklı bir yere sahiptir. Elinizdeki kitap, bu kıymetli eserde yer alan ilk on sekiz beytin şerhini sadeleştirilmiş hâliyle bir arada sunuyor. Mesnevî-i Şerîf'in özü olan on sekiz beytin şerhi, İsmail Hakkı Bursevî'nin şerh usulünün inceliklerini açık bir şekilde gösteriyor; Mesnevî'nin güzelliklerini ve tasavvuf geleneğinin engin manalarını gözler önüne seriyo
Bazı sarkiyatçıların baslattıgı tartısmaların neticesinde hadis külliyatı ile Yahudi kültürü arasında iliskiler kurulmaktadır. Bazı hadislerin kökenlerinin Yahudi kültürü oldugu, sahabeden kimi isimlerin Yahudilikten ihtida etmeleri nedeniyle, eski Yahudi kültürlerinin izlerini yeni dinlerine yansıttıkları, yine Hz. Peygamber'in bazı arkadaslarının Yahudi çevrelerle olan irtibatları sonucunda hadis külliyatına Yahudi kültüründen sızmaların oldugu gibi iddialar muhtelif vesilelerle dile getirilmistir. Bu çal
Kozmos'daki hakikat Yaratıcı'nın kendisidir... Chittick; 'hakikat' kelimesiyle nitelenmeye sadece Allah'ın kendisinin layık olabilecegini, O'ndan gayrısının hepsinin konumlarının muglak oldugunu savunuyor. Kozmos'un Hakikatin'de bugün, İslam'ın ancak kabuguyla yasandıgını ortaya koyuyor. İrfanî tasavvufî gelenegi hayata geçirerek modernitenin putlarından kurtulup 'öz'e nasıl inilebileceginin ipuçlarını veriyor: "La-makâm makâmı, evvelemirde kainatın zuhuruna sebep olan o askın alemdedir. Hakikî mâna, dogmal
Tükendi
Hz. Muhammed'in Hayatı, çağdaş bir siyer eseridir. Çağdaş Müslüman yazarın taşıması gereken sorumluluk bilinciyle kaleme alınan bu değerli eser, köklü bir araştırmanın ürünü olması yanı sıra, yazarının bir edib oluşuyla kazandığı farklı bir niteliğe de sahiptir. Esere hakim olan üslup, bir taraftan rahat okunur ve anlaşılır olmayı hedeflerken, diğer taraftan konusunun gerektirdiği yoğunluğu rahatça sürdürebilmektedir. Kitabın anlatım üslubuyla kazandığı bu edebî değer, Arapça ilk kaynakları esas almasıyla
İstanbullu lakabıyla anılan ve tarîkat kıyafetleri ve remizlerini resimlerle açıkladığı Mecmû‘âtü'z-Zarâ‘if Sandûkatü'l- Ma‘ârif eseriyle tanınan müellifimiz Yahyâ Âgâh Efendi, 1912 senesine dek irşad faaliyetlerini sürdürmüş bir Zenbûrî şeyhidir. Tarîkatının pîri Muhammed Sâdık Erzincânî (v. 1795) gibi telifata önem vermiştir. Elinizdeki çalışma Yahyâ Âgâh Efendi'nin Usûl-i Mukâbele-i Şerîf ve Merâsim-i Usûl-i İkrâr ve İlbâs isimlerindeki iki risâlesinden oluşuyor. Birinci risâlede Nakşibendiyye, Kâdiriyy
Hayatın her alanında karşımıza çıkan iktidar kavramı/olgusu bütün belirsizliğine, örtüklüğüne, gizilliğine rağmen kendini öteki üzerinde bazen yasa koyucu, bazen güç, bazen şiddet, bazen baskı aracı olarak yansıtabildiği gibi; daha stabil ve steril politikalar uygulayarak bireysel ve toplumsal varlığını/konumunu pekiştirebilir. Ego (öz-benlik) ve Alter (öteki) arasındaki iktidar ilişkisinden başlayarak, dolayımlanıp toplum üzerinde egemenlik sağlayan ve kurumsallaşan iktidarın işleyişini kavramak onun çözül
Çoğu sanat tarihçisi öncelikle sanatçının kişiliği ile ilgilenmiş, ama sanat eserinin ortaya serebileceği manevi gerçeğe gözlerini kapamıştır. Onların kavramaya çalıştıkları böyle bir sanatsal ifadeye neden olan psikolojik dürtüdür. Şimdi bireycilik ya da psikolojizm olarak adlandırabileceğimiz bu akım, hiçbir zaman bireysel sorunların ya da deneyimlerin sahnesi olmamış İslam sanatının ruhundan olabildiğince uzaktır. Müslüman sanatçı, ilahi kanunlara 'boyun eğmesi' sayesinde güzelliği üretenin ya da yaratan
Mâhiyetlerin müşahhas belirişten önceki teayyünleri onların "önsel teayyünleri" olup, esmâî hakikatlerin sûretleri olarak, akdes bir feyezanla gerçekleşmişlerdir. İkinci bulunuşları ise tekil nesneler içerisinde müşahhas teayyünleridir. Bu teayyün, ilm-i ilahîdeki sâbit sûretlerine göre gerçekleşen mukaddes bir feyezan ile şeriat lisanında Mikaîl olarak bildirilen melek aracılığıyla nesnelere indirilir. Bir de mâhiyetler buradan, mâhevî sûretleri insan zihnine bahşeden melek aracılığıyla, insanın idrak çab
Bu çalışmanın amacı, İslâm medeniyetini teşkil eden dinamiklerin sosyal hayatta birinci derecede etkin, belirleyici ve egemen olduğu bir dönemde, İslâm ilim ve kültür çevresinde yetişmiş büyük bir ilim adamının, İslâm medeniyetine dair özgün tasavvuruna dikkat çekmektir. İbn Haldûn'un İslâm medeniyetine dair açıklamaları, bilimsel nitelikli bir tarif olmakla beraber daha ziyade İslâm medeniyetinin ifade ettiği manaya, öze ve dayandığı esaslara dairdir. İbn Haldûn'un açıklamaları, İslâm'ın başlangıcından 800
Tükendi
Mevdûdî, 1942'de başlayıp 1972'de tamamladığı Tefhîmu'l-Kur'ân'da her sûreye bir giriş yazarak, sûrenin nüzûlünü, içeriğini, dönemin şartlarını ve İslâm'ın karşılaştığı zorlukları ele almıştır. Tefhîmu'l-Kur'ân, rivayet tefsiri olmaktan ziyade Kur'ân âyetlerinin dirayete göre yorumlandığı bir tefhîm (kavrayış) çalışmasıdır. İçinde yaşadığımız çağın sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik şartlarını ve sorunlarını irdeleyen, bu sorunlara çözüm arayan, ayetlerin güncel yansımalarını anlamaya ve anlamlandırmaya ça
Tükendi
Malcolm X'in hikâyesi, sadece bir şahsın veya bir ailenin değil, tüm Siyahların, hatta Siyahlara yaptıkları ile hâlâ gündemden çıkmayan bir yönetimin küçük ölçekli ama derinlikli bir hikâyesidir. Bazılarının ?Amerika'yı titreten adam", bazılarının ?Amerika'da bir isyan çıkarabilecek veya bir isyanı bastırabilecek tek adam" dedikleri bir büyük mücadele adamının ibretlerle ve acılarla dolu bu hikâyesi, engellenemeyen bir özgürlük savaşının, ne pahasına olursa olsun hakikate ulaşma yoluna adanmış yenilmez bir
"Eger biz bu harflerin sırları ve onların hakikatlerinin iktiza ettigi seyler hakkında açıkça söz etseydik, o zaman sag el yorulurdu; kalem körelirdi ve mürekkep kurur tükenirdi; kagıtlar, kırtasiyeler ve levhalar islenmis ince deri bile olsalardı, o sırları gene de ihtiva edemezlerdi, tasıyamazlardı. Hiç kuskusuz bunlar Allah Tealâ'nın söylemis oldugu kelimelerden ve sözlerdendir. Bu kelimeler üzerinde dikkatini yogunlastıran ve bunların anlamlarını kesfeden kimse için burada bir sır ve harika bir isaret v
Mâturîdîliğin "akılcı" bir mezhep, Mâturîdîlerin de "Mürciî" ve "ehl-i rey" olduğu eskiden beri çeşitli çevreler tarafından farklı amaçlarla gündeme getirilen bir iddiadır. Elinizdeki eserde bu iddia Ebû Hanîfe, Mâturîdî, Nesefî, Pezdevî ve Sâbûnî'nin aralarında olduğu önde gelen Hanefî âlimlerin eserlerinden hareketle tarihsel bir sıralama ve nesnel bir metotla incelenerek araştırılmış ve Mâturîdîlikte "bilgi teorisi"nin esaslarını Kur'ân ve sünnetin belirlediği açık ve net delillerle ortaya konmuştur. Bu
Bu kitap Timurun kendi ağzından saltanat mücâdelesini, orduyu ve devleti yönetme ilkelerini, toplum görüşünü, din anlayışını, felsefesini ve kişisel ideallerini anlatır. Bu eserin Melfuzât denen kısmında Timur, ilk saltanat kavgasından son Ankara Savaşına kadar gerçekleşen olayları kendi perspektifinden otuz bir fasıl (kengeş) içinde hikâye eder. Eserin ikinci bölümü olan Tüzükât kısmında ise, devlet kurma ve yönetme ilkeleri ve onun uygulamalarını ortaya koyar. Tüzükât sadece bir tarih eseri değildir; aynı
"21. yüzyılda dünyanın yarısından fazlası karantina altında yaşarken, ekranlardan bize tarihe tanık olduğumuz söylendi ama büyük ihtimal, bu kitap elinize ulaştığında yaşadıklarınızı siz bile hatırlamakta güçlük çekeceksiniz. ‘O yaşadığımız neydi?' diyeceksiniz. Maske ile sokağa çıktığınız ilk günü hatırlayacak mısınız mesela? Pencereden korku ile bakışınızı... Yazmadıysanız, yaşadıklarınıza bir dostunuzun kulağını şahit tutmadıysanız birkaç yıl sonra karantina günleri sadece bir cümle olarak kalacak zihnin
İçinde bulunduğumuz hâl'i sultanlar bilseydi, bu hâl'i elde etmek için kesinlikle bize karşı kılıçlarıyla savaş açarlardı. (Cüneyd-i Bağdâdî) Çalışmanın amacı, ulaştıkları değerleri "harabede define bulmaya" benzeten tasavvuf düşünürlerinin ya da sûfîlerin varlığa ve varoluşa ilişkin temel yaklaşım biçimlerinin ortaya konulup, belirli bir felsefî çerçevede yorumlanarak açımlanmasına özgülenmiş bulunmaktadır. Bu çabanın kaynağında, sûfîlerin dili algılayış ve kullanış yöntemlerindeki çeşitlilik yatmaktadır.
Esmâ-i Hüsnâdaki her isim, Yüce Allaha ait bütün zâtî, vasfî ve fiilî kemâlleri içermektedir. Yüce Allahın bütün isimleri birbiriyle irtibatlıdır ve birbirine açık ya da örtülü referanslar içermektedir. Bir yanıyla her isim, ilâhî isimlerin tamamını kapsamaktadır. Fakat ilâhî anlamların ve kemâllerin açık ya da gizli oluşunda isimler arasında farklılıklar bulunmaktadır. Hakkın celâl ve cemâl isimleri için de bu söylenenler geçerlidir. İlâhî celâl cemâli, ilâhî cemâl celâli içinde gizlemektedir. Kadına ilâhî
Türkiye'de Osmanlı Devleti Tarihi adlı hacimli eseriyle tanınan Joseph von Hammer-Purgstall'ın Kırım Hanlığı Tarihi adıyla çevirdiğimiz bu eserinin orijinal ismi "Türkçe Kaynaklara Göre Osmanlı Hakimiyeti Altındaki Kırım Hanlığı Tarihi, Şahin Giray'ın Bir Gazeli Ekiyle Birlikte" (Geschichte der Chane der Krim unter Osmanischer Herrschaft aus Türkischen Quellen, Zusammengetragen mit der Zugabe einen Gasels Schaingerai's) şeklindedir. Zengin bir kaynakçaya sahip olan eserde yazar, Osmanlıca birçok elyazma e
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 561 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4