Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
“İstediği her şeyi büyük bir tutkuyla istiyordu: Bir lambayı, oynak bir şarkıyla dans etmeyi, beni, bir şeftaliyi, sevişmeyi, lezzetli bir yemeği... Ama tutkuyla istediği her şeyden o tutku kadar güçlü bir aldırmazlıkla vazgeçebileceğini de hissediyordum. Her şeyi isteme hakkına, her şeyden vazgeçme gücüne sahipmiş gibi davranıyordu. Sanırım isteklerindeki doğal sınırsızlık, vazgeçebileceğine olan büyük inancından kaynaklanıyordu. Vazgeçebileceğine olan inancını kaybettiğinde istemekten de vazgeçecekti.” Ah
“Yüksekten düşmek, ayakların yerden kesilmesi. Ya da aşık olmak. Veya birine güvenmek. Bana kalırsa hepsi aynı şeydi.” İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyan Nazlı ile Ezel, Jane Austen üzerine ortak bir ödev hazırlamak zorunda kalırlar. Hayatının her anını planlayarak yaşayan Nazlı için bu düzeltilmesi gereken bir problemdir ama zamanla yaşamını sorgulama ve kendini bulma yolculuğuna dönüşür. Hatırlayamadığı geçmişinden kalan düşüncelerine gömülürken ne en yakın arkadaşı Ecem, ne edebiyat ve sanatla b
Tükendi
“Yüksekten düşmek, ayakların yerden kesilmesi. Ya da aşık olmak. Veya birine güvenmek. Bana kalırsa hepsi aynı şeydi.” İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyan Nazlı ile Ezel, Jane Austen üzerine ortak bir ödev hazırlamak zorunda kalırlar. Hayatının her anını planlayarak yaşayan Nazlı için bu düzeltilmesi gereken bir problemdir ama zamanla yaşamını sorgulama ve kendini bulma yolculuğuna dönüşür. Hatırlayamadığı geçmişinden kalan düşüncelerine gömülürken ne en yakın arkadaşı Ecem, ne edebiyat ve sanatla b
Tükendi
“Yüksekten düşmek, ayakların yerden kesilmesi. Ya da aşık olmak. Veya birine güvenmek. Bana kalırsa hepsi aynı şeydi.” İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyan Nazlı ile Ezel, Jane Austen üzerine ortak bir ödev hazırlamak zorunda kalırlar. Hayatının her anını planlayarak yaşayan Nazlı için bu düzeltilmesi gereken bir problemdir ama zamanla yaşamını sorgulama ve kendini bulma yolculuğuna dönüşür. Hatırlayamadığı geçmişinden kalan düşüncelerine gömülürken ne en yakın arkadaşı Ecem, ne edebiyat ve sanatla b
Tükendi
Tarihi ve güncel gerçekleri kurguyla harmanlamaktaki ustalığı ile bilinen Ayşe Kulin, Nefes Nefese adlı bu romanında okurlarına bir kez daha dünyanın farklı bir yüzünü aktarıyor, İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan bir öykü Nefes Nefese. Avrupa´yı kasıp kavuran ve tarihin en acımasız gerçeklerinden biri olan Nazizm´i, dönemin Türk diplomasisinin korumaya özen gösterdiği ince dengeyi ele alırken, bu tarihi planın ön yüzünde de Osmanlı vezirlerinden birinin kızıyla evlendiği Yahudi gencin aşkını ve kaçışını
Zorluklarla dolu bir hayatın içinde yalnız bir adam… Uzun yıllar ardından çok sevdiği şehre, İstanbul’a, geri dönen Koray yaşadıklarıyla sakin hayatından sıyrılarak içinden çıkamadığı düşüncelerle dolu bir hayatın içinde kendini bulur. Ona en çok dokunan şey ise öldürülen kadınlar, sevdiklerini kaybeden insanlar ve cezasını çekmeyen acımasız insanlardır. Peki, Koray bu karanlıklar içinden çıkıp sevdiklerine kavuşabilecek mi?
Romanlarında Anadolu insanının gerçek dünyasını destansı boyutlara taşıyan, yaşanmış ve yaşanan gerçeği mitlerin, efsanelerin evreninde çoğaltan Yaşar Kemal, sadece bir romancı ve halkbilimci değil, gazetelerimizde modern röportaj yazarlığının da kurucusudur. Onun, her biri yayımlandığı dönemde olay yaratan röportajlarında gerçek, hayat buldu ve okuyucuyu sarstı. Bu Diyar Baştanbaşa dörtlüsünün üçüncü kitabı Peri Bacaları bir İstanbul çocuğunun gözünden Anadolu köylerine uzanır, süngercilere varır, Van G
Kuşlar da Gitti, İstanbul un çürüyen, kirlenen yüzünün ve insanlığın da şehirle birlikte yok oluşunun romanıdır. Kuşların bir zamanlar mekan tuttuğu İstanbul da çocuklar onları yakalayarak cami, kilise ve sinagogların kapılarında "azat buzat beni cennet kapısında gözet" diyerek satarlar. Ancak çocuklar satamadıkları kuşları yemek zorunda kalırlar. "Sağlam bir kitap, yoğun bir insan sevgisi ve şiir, tam bir başyapıt." - La Croix, (Fransa) "Saklanacak, tekrar tekrar okunacak, üstünde günlerce düşünülere
YALNIZ BİR KADIN MUTLU OLABİLİR Mİ? "aşklarını kendileri yaratır, sonra da elleriyle yok mu ederdi bütün kadınlar, yoksa ben mi böyle tuhaftım? Yalnız bir kadın güçlü olabilir miydi? Mutlu olabilir miydi?" Başına buyruk haliyle; hataları, sevapları, acıları, sakarlıkları, sonsuz içtenlikteki aşkları ve zaaflarıyla hepimizden bir şeyler taşıyan, ama aynı ölçüde özgün, benzersiz bir karakter, Handan 70'lerin çocuğu Handan, hayatının son derece hassas bir noktasında (yaralı bereli orta yaşında), Ha
“Anlam zorbalığı da nedir?” “Şunu demek istiyorum: Anlamak elbette önemlidir, baktığın, içinde birlikte yaşadığın şeylere anlam vermek, onlarla anlamlı bir ilişki kurulabildiğine inanmak ve bu şekilde kendi varlığına da tesadüfle oluşmadığına inandığın mutlak ve sarsılmaz bir anlam vermek. Ama işte, yaşamın her safhasında, hem içinde yaşadığın dünyaya hem dışına fırlatılmış olduğun Doğa’ya ve hem de insan uğraşı olarak kültürle insanlaştırmaya çabaladığın yeryüzüne anlamsızlık ihtimalinden korkarak anlam
Tükendi
Bu kitaptaki insan hikâyeleri, İstanbul’da geçmektedir. Kişilerin ve olayların, gerçek kişi ve olaylarla veya kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur. (Birisi dışında!)
Tükendi
“Aşkın alabileceği tüm şekiller, sevginin bizi cezalandırabileceği yollarla birleşiyor ve Ercan Akarsu’nun cesur romanında karşımıza çıkıyor.” TESS GERRITSEN Artık her şey bitti dedikten sonra gerçekten ne kadarını bitirebildiniz? Arel’in hikâyesi de yarım bırakılan her ne varsa, tam da oradan başlıyor. Bittiğini sandığınız kaç hikâyeniz var?
Kopuk’un isimsiz ana karakteri bir foto muhabiri. Korku ve karmaşanın hâkim olduğu bir kente yolculuğa çıkar: Orada tanıştığı rehber, tek yol göstericisidir. Foto muhabirinin geçmişine dair varla yok arası, bölük pörçük anı parçaları vardır. Rehber ise aksine, kendisinin ve öncekilerin yaşadıklarının bilgisine sahip; kişisel ve toplumsal tarihinin bilincindedir. Foto muhabirinin kentteki cenazeye katılması ve çocuğunu arayan anneyle karşılaşmasıyla hayatında bir şeyler değişmeye başlayacaktır. Bu sır
Rauf ve Faik abinin yeni açtığı Bar Filozofları’nda Barış’ın yaşamında derin izler bırakan olayların bir muhasebesi niteliğinde olan bu ince ama bir o kadar da yoğun kitap, geçmişte kurulan bağların gücüne gönderme yapmaktadır. Yaşamın düz yoldan ilerleyen bir olgu olmadığını, karşılaşmalar ve yeni insanlar sayesinde geçmişin en derin dehlizlerinde saklanan olayların gün yüzüne çıkabilme gücüne vurgu yapan bir kitap ile karşı karşıyasınız. Barış, barda yeni tanıştığı Nott ile muhabbet etmek ve kendisini yak
İntihar etmeyeceksek içelim bari! Denebilir ki, Türkiyede aydın sorununu Türkiyenin tarihsel dönüşümüne somut insana eklemleyen romanlar, ilk kez Adalet Ağaoğlunun çabasıyla gerçekleştirilmiştir. Ağaoğlu, günümüzün hiç kuşkusuz en önemli romancısı. Bir Düğün Gecesi, yalnız uzmanların, eleştirmenlerin üzerinde düşünce birliğine vardığı bir roman değil; aynı zamanda geniş bir okuyucu kitlesi tarafından benimsenen, tartışılan bir eser. Hilmi Yavuz Oğuz Atayın Tutunamayanları ile aydınların iç dünyasın
Orhan Duru’nun öykü kitapları yeni bir editörlükle ve ayrı basımlarla Yapı Kredi Yayınları’ndan yayımlanmaya devam ediyor. Bir Büyülü Ortamda, klasik öykünün kalıplarını bozarak başka bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı’nın ele avuca sığmaz yazarı Orhan Duru, güncel olayları, siyasi ve toplumsal olguları, bireyi köşeye sıkıştıran gelişmeleri bir bilimkurgu atmosferi içinde bilinmez, şaşırtıcı ve gülünç yönleriyle ele alıyor. Onun kaleminde gerçekler fantastik biçimler alıyor, inançlar saçma sapanla yer d
Tükendi
“İçinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insanhiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez vekimseden de böyle yapmasını bekleyemez.Ne kadar çok insanı seversek asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.”Sabırlıdır, naziktir.Kıskanmaz, üstünlük kurmaz ve kibirli davranmaz.Kabalık etmez, çekip gitmez.Aşk daima korur, güvenir, umudunu yitirmez ve direnir.Hayata direnir, zamana direnir; onu istemeyen bir yüreği dahi dize getirir.Ve baz
Toplumsal alanda bireyin tüm yönlerini ustalıkla dile getiren Orhan Kemal, yalnızca sokaklarda ekmek kavgası veren insanları değil, evlerin içinde süren aile çekişmelerini de en iyi anlatan yazarlardan biridir. Orhan Kemal´in ev içi yaşamlara ilişkin yazdığı en yetkin kitaplardan biri olan El Kızı, toplumun aile içindeki yansıyışını da mükemmel biçimde ele alır. Orhan Kemal´in kitapları bir okurun hayatta w rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kada
Yeni bir binyılın arifesinde, Birinci Dünya Barışı Vakfı’nda çalışan Zamir’in görevi ne pahasına olursa olsun savaşları durdurmaktır. Baş döndüren barış senaryoları, komplolar ve mücadeleler içinde Zamir şu soruya yanıt arar: İnsan nasıl barışır? “Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. Demek ki Samanyolu ve içindeki güneş ve etrafındaki dünya ve üzerindeki insan ve aklındaki her şey bir şarapnel. Düşüncesi, inancı, duygusu, icadı, hepsi. Demek ki insan i
Tükendi
Üşüyor mu deniz üstüne boşandıkça yağmur? Ondan mı dersin tüyleri böyle ürperiyor? Ben de gidersem bi gün bu biçim bi sağnakta Alı al moru mor bir sandal gibi acaba Yıllar sonra yılmayıp yine Çarpar mı yüreğim yurdumun sahillerine?
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5