Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 339 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
"Alevîlik konusuna yeni başlayanlar için basit ve anlaşılır şekilde Alevîlikteki belli başlı kavramları anlatacak bir kitaba ihtiyaç vardı. Alevîliği tanımak ve anlamak isteyen okur için yararlı olacağını düşündüğüm Ali Rıza Özdemir'in bu çalışması, işte bu ihtiyaca cevap vermektedir. Bu çalışma Alevîlikte sık kullanılan terim ve kavramların en önemlilerini anlatmakta ve fazla detaya inmeden gerekli bilgileri sunmaktadır. Dolayısıyla bu kitabın okurlardan gerekli ilgiyi göreceğinden şüphem yoktur.
Tükendi
Şu Bizim Bektaşîler, Bektaşîlerce "Nasipsiz Bektaşî" olarak nitelendirilen Dr. A. Yılmaz Soyyer'in yeni bir çalışmasıdır. Nasip ya da ikrar, Bektaşî olabilmenin ilk adımındaki törendir ve Bektaşîler bu "Nasipsiz Bektaşî" nitelendirmesiyle Dr. A. Yılmaz Soyyer'i ne kadar da benimsediklerini ortaya koymakta; bir nasip âyininden geçmemesine rağmen fahren kendilerinden saymaktadırlar. Kitabın tamamında ya 19. Yüzyıl mezar taşlarından ya da muhtelif el yazması eserlerden yola çıkılarak "Bektaşî yolu"na dâir mühi
Vilayetname'nin en eski kopyası, Hacı Bektaş Tekkesi'nden gelen kopyadır. Ankara Kütüphanesi'nde bulunan bu kopya, 1034 yılı Rebiüevvelinde yazıldı. Çalışmamızda, Abdülbaki Gölpınarlı tarafından tıpkı basımı ve çevirisi verilen bu kopya, esas alındı
Tükendi
"Yol"un ve "aşk"ın izinde zakirliğin hikayesi... Ulaş Özdemir'in etnomüzikoloji çalışması Kimlik, Ritüel, Müzik İcrası'nda, cemlerde müzik icra ederek hizmette bulunan zakirler üzerinden müziğin Alevi kimliğinin dışavurumundaki rolü incelenmektedir. Zakirlerin ritüel içinde temsil ettikleri ve son yıllarda ritüel dışına da taşıdıkları Alevi ve zakirlik kimliğine odaklanan bu çalışma, zakirlerin 2000'li yıllardan itibaren kamusal alanda artan görünürlüklerini, bununla birlikte dönüşen müzik icra pratikleriy
Tükendi
Bizim erkeklerimize göre kadın dediğin evde oturur, işini yapar, gücüne bakar, bir yere gitmez... Alevilerde kadın-erkek eşittir yok. Onlar sözde... Çoğu [kadın] ceme giderken bile eşinden izin alıp gidiyor. Çok fena küsüyorum, kararıyorum o insanlara... Mal mülk için O kız, bu oğlan,' diyorlar; Kız ele gidiyor, alıyor götürüyor malı,' diyorlar. Kızı el görüyorlar. Babam Sünni olmasın, isterse köyümün en kötüsü olsun; yeter ki kızım dışarı gitmesin,' derdi; dediği de oldu. Alevilik, kadın-erkek eşitliği
Tükendi
On İki İmam hakkında Alevi edebiyatı zengin bir külliyata sahip olmasına rağ-men, Alevi toplumunda On İki İmam'ın hayatlarını, fikirlerini, mücadelelerini bi-lenler günümüzde yeterli düzeyde de-ğildir. Haklarında en fazla bilgi olunan imamlar Hz. Ali ile oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'dir. Görmüş olduğunuz kitabın temel amacı, Aleviliğin merkezi kavramlarından Velayet'i açıklamak ve bu kavrama hayat veren On İki İmam'ın hayatını kısa olarak anlatmaktır. Çünkü On İki İmam'ın fikirleri yol gösterici, hayat
Tükendi
Alevi Hukuku doğal bir hukuktur. Aleviler tarihleri boyunca; Alevilere özgü, varolan hukukun dışında ve bütünüyle ona yabancı bir hukuk sistemi yaratarak yaşamlarını devam ettirmişlerdir. Toplum kendisini varetmek için kurallar geliştirmiştir. Alevi Hukuku olarak adlandırdığımız bu sistem düşkünlük kurumu da dahil toplumsal yaşamın devamını sağlayan birçok kuraldan meydana gelir. Bu kurallar soyut, o toplumun dışında başka bir irade tarafından dayatılan ve topluma yabancı olan kurallar değildir. Tersine
Tükendi
Eski dini inançlarını ve geleneklerini kendilerine has bir İslami anlayışla birleştirip sürdüren Türkmenlerin, bazı batıni-Şii anlayışları benimsemesiyle ortaya çıkan terim, böyle bir dini ve sosyal yapıya mensup kişi veya topluluktur. Kızılbaş adı, 10. yüzyıldan itibaren İslamiyet'i kabul etmeye başlayan ve bu yeni dini önceki birtakım inanç ve gelenekleriyle kendilerine has biçimde bağdaştıran konargöçer Türkmen oymakları için değişik coğrafya ve dönemlerde kullanılan çok sayıdaki isimlerden biridir. Bu
Tükendi
Fuad Köprülü'nün 20. yüzyılın başlarında formüle ettiği şekliyle paradigmalaşmış, ancak yeterince sınanıp sorunsallaştırılmamış Anadolu dinsel ve kültürel tarihine dair bazı varsayımlar -bazen kimlik siyaseti arenasında farklı pozisyonları desteklemek için ters yüz edilerek de olsa- Alevi-Bektaşi tarihine bakışı büyük oranda şekillendirmeyi sürdürmektedir. Nitekim "sözlü kültür-yazılı kültür", "yüksek İ?slâm-halk İ?slâmı", "ortodoksi-heterodoksi" gibi çift kutuplu karşıtlıklar ve "senkretizm" gibi normatif
Tükendi
Son dönem Bektaşi babalarından Yusuf Fahir Ataer'in, Tarih Dünyası, Yeni Tarih Dünyası, Tarih Coğrafya Dünyası dergileri ve Son Havadis gazetesinde neşrettiği yazı dizileri, ilk defa bir araya getirilerek okuyucuya sunuluyor. Geniş bir araştırmanın ve tecrübenin neticesi olarak ortaya çıkan bu yazılarda; ilk dönem İslam tarihi ve Kur'an-ı Kerim ile alakalı tartışmalı mevzular, Ehlibeyt'in yaşadıkları, Şiiliğin ve Sünniliğin doğuşu, Anadolu Aleviliği, Aleviliğin kolları, usulleri, erkan ve itikat farkları,
Yazar Şükrü Yıldız şimdiye kadar Alevilik penceresinden dünyaya bakan TV kanallarının kuruluşu ve değişik kademelerde yöneticiliğini yaptı. Bu kitap yazarın 6. Kitabıdır. ... Gerçek, Kerbela acısı gibi karşımızda durmaktadır. Yüzümüz yerde, özümüzü dara çekmektedir. Hakikate bizi davet etmektedir. Hüseyin Kerbela çölünden "sen nerdesin" diye bize seslenmektedir. "Biz Cemevleri" derken, "dedelere aylık" derken, devlet kapısında pasaport yol harçlığı sırasına girerken, o ?Aç Kal Alçalma" diye uyarmakt
Tükendi
Atavi Hazretleri vaizin bu son sözleri üzerine birden şimşek gibi yerinden doğrulup ayağa kalktı. Göz açıp kapayıncaya kadar vaaz kürsüsünün önüne gelip bir doksanı aşkın boyuyla ve heybetli haliyle Osman Hocayı cüppesinin yaka kısmından iki eliyle kavrayıp sımsıkı tutarak yerinden kaldırıp kürsünün üç dört metre önüne savurdu. Tok ama celalli halinden ötürü ve nefes nefese bu yüzden de biraz boğuk bir sesle: "-İmam Ali hiçbir zaman imametten kaçmamıştır, kaçmayı dahi düşünmemiştir. Bu hikâye de diğer benze
Tükendi
Adem, Havva ve Şit'le başlayan insanlık macerasının Hazreti Muhammed'e kadar uzanan öyküsü, onun yeni dini ilan etmesiyle birlikte yaşanan sorunlar, her şeyden önce amcasının oğlu Ali ile olan ilişkileri, Kerbela olayı... Erdal Gezik, çocukluk günlerinden itibaren dinlediği; tarihsel verilerin, efsanelerin, mitos ve söylencelerin birbirine karıştığı "büyüklerin" sohbetlerini yıllar sonra anlamlandırma çabası içine giriyor. Bir yandan incelikli bir sözlü tarih çalışması yürütürken bir yandan da temel bir so
Tükendi
Alevilik sır kabul ediliyordu. Bu sır mezhep boyutlu sanılıyordu. Önce o sırrı çözdük. Ancak bunun kadar önemli bir başka sır daha vardı: Anadolu Aleviliğinin etnik yapısı. Onu da çözdük. Kırgızistandan Ukraynaya kadar uzanan Türk dünyasındaki tolu (dolu) nasıl oluyor da Alevi cemlerinde yaşıyor? Kül Tigin mezarındaki yapı özelliğinin Anadolu dergâhlarındaki izleri nedir? Macaristandaki kara kazanların Hacı Bektaşta işi ne? Batı Hunlarının Ağaçeri kolunun geyiği, Abdal Musaya nasıl geldi? Oyun, ozan, kam, ş
Tükendi
Toplumsallaşmanın önemli unsurlarından biri din olgusudur. Hak ve özgürlükler kapsamını genişlettikçe inanç özgürlüğü de aynı paralellikte kendi alanını genişletmektedir. Alevilik konusu yüzyıllardır bu alanda kendine yer açmaya çalışmakta, geçmişten itibaren sırtlandığı sorunları çözme çabası vermektedir. Uzun ve çok boyutlu bir tarihsel sürece sahip olan Alevilik sorununun çözümü aslında tüm toplumun inanç konusundaki iç içe geçmiş sorunlarına bir cevap üretebilecektir. Elbette bu sorunlar tüm topl
Tükendi
İlk örneklerini Anadolu Aydınlanması olan 13. Yüzyılda saptadığımız Alevi-Bektaşi fıkraları, özünde egemen yönetim ve din anlayışına Türk halkının tepkisini yansıtmaktadır. Bu eserde fıkraların tarihsel, siyasal, sosyal boyutları ve bağlantıları geniş biçimde incelenmiştir. Çalışma, Lamizade Abdullah Çelebi'nin Letâifnâme'sinden Yörük ve Tahtacı fıkralarına kadar tarihi eserlerden derlediğimiz fıkraları içermektedir. ?Anadolu halkının yaratıcılığı, evrene özgür bakışı, dünya görüşü, bağnazlığa başkaldırı
Hacı Bektaş Velî, kültür ve medeniyet tarihimiz içerisinde çok önemli yeri olan büyük bir şahsiyettir. O, tıpkı Ahmed Yesevî, Mevlânâ ve Yunus Emre gibi, Anadolu coğrafyasının dinî ve kültürel hayatı üzerinde yüzyıllar boyunca etkili olmuş ve Anadolu insanını ciddi bir şekilde yönlendirmiştir. Bu yüzden sadece Anadolu coğrafyası üzerinde değil, Anadolu dışında Balkanlar gibi yakın coğrafyalarda da aynı şekilde etkileri, yüzyıllar boyunca geniş halk kitleleri ile toplum kesimleri üzerinde görülmüş ve halen d
Tükendi
Piri piransın ey şeha ismin Veli Ceddin Sultan Numan mekânı Mardin (Aşık Seyyid Nevruz) ... Sabah sağar sığını Abdülaziz Dağı otlağıdur Evliyanın türbesinen iki gün ırağıdur Akşam gelür sağılur ol dağ sığın otlagıdur Evliya hükmü budur ki hikmedini tanıdur. (Seyyid Edna-i) Dede Garkın 12. ve 13. yüzyılda yaşamıştır. Dede Garkın Mürşit Ocağı'nın kurucusudur. Dede Garkın adı tarihi kaynaklarda ilk olarak 1240 yılında meyda
Tükendi
Raşit halifelerden son iki halife dönemlerinde başlayarak İslam coğrafyası ve İslam ümmeti yer yer fitne ve karmaşaya mahkûm olmuştur. Ömer b. Abdulaziz gibi istisnaları olsa da genel anlamda ümmetin liderliğini üstlenmiş olan Emevi ve Abbasi hanedanlarının zalimane uygulamalarına şahit olunmuştur. Bu dönemlerde İslam'ın tevhid, adalet, kardeşlik ve özgürlük söyleminin tersi istikamette yol alınmıştır. Toplumu kullaştırma yoluna sapılmıştır. İslam bilgi sistemi de devlet politikaları yönünde dönüştürülüp de
Tükendi
Çokça sözü edilen, fakat yeterince irdelenmediği görülen "Abdalan-ı Rum" olayını anlayabilmek için toplumsal dönüşümün tarihsel boyutlarını irdelemenin gerekliliği de ortaya çıkmaktadır. Bu aynı zamanda bir bakıma "arka plan" çözümlemesidir. Açık ki, kültürler birbirinin süreğidir. Sürekli değişerek, dönüşerek kendini yeni koşullara uyarlar, yeni bir çağa taşır. Bu, tarihin kaçınılmaz döngüsüdür. Bu durum gelenekte 'kökün üstünde bitmek' ya da 'ot kökün üstünde biter' biçiminde betimlenir. Her olgunun bir k
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 339 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5