Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Bir dere kıyısında yüksek bir duvar vardı. Duvarın üstüne de, susamış dertli bir kişi çıkmıştı. Suya ulaşmasına, susuzluğunu gidermesine o duvar engel oluyordu. Ansızın suya bir kerpiç parçası attı. Suyun sesi, bir sevgilinin sesi gibi tatlı idi. O adam, suyun sesini duymak için duvardan kerpiç koparıp suya atmaya başladı. Sudan da "Ey İnsanoğlu!" diye ses geliyordu. "Böyle kerpiç atmaktan sana ne fayda var?" Adam cevap verdi: Ey su! Bu atıştan benim için iki fayda vardır. Birinci fayda: Benim suyun sesini
Kimlik, kim olduğuna karar vermektir... Kişinin varoluşunun ifadesidir... Kendini tanımlamasıdır... Bireyin kendi farklılığını ortaya koymasıdır... Kimlik bütün şartlarda sahip olunan niteliklerin toplamıdır. Bir kişi ya da toplumu kendisi yapan ve diğerlerinden ayıran niteliklerin tamamıdır... Yani kimlik, beni ben yapan değerlerin toplamıdır...Kimlik aynı zamanda kişinin resmidir... Toplum içindeki adresidir... Kimlik kavramı bir değerler manzumesidir. Bir kimseye, kimliksiz demek, değerlerden yoksun, ade
Tükendi
Tek bir cümle... Adeta mühür gibi... Yüzyıllar öncesinde söylendi ve günümüze kadar erişti... Büyük bir sırdır Ene'l Hakk. Anlamı ilk defa bu kadar açık bir şekilde ortaya kondu ve dergâhların dışına taşarak, halka ifşa edildi. Kadim bir bilgidir Ene'l Hakk. Bu bilginin derinlerine nüfuz edebilmek ve ne anlatmak istediğini kavrayabilmek için, büyük zincirin bir halkası olmak gerekir. Bilimsel bir ifadedir Ene'l Hakk. Kuantum biliminin ilk bulgularını işaret eder. "Parça bütüne aittir ve bütünün bilgisini ta
Ebû'l Ferec İbnu'l Cevzî'ye ait olan "Sulvetu'l Ahzan bima Ruviye an Zevi'l İrfan" adlı bu eser; velî ve zâhid zâtların ve özellikle sahabenin yaşamış olduğu ibret dolu güzel hikâyelerden oluşuyor. Eserin son bölümünde ise Muharrem ayı ve aşure gününün fazileti, "Âdem Rabbinden kelimeleri aldı" (Bakara Sûresi, 37) âyeti ile "Kim Allah'a güzel bir borç verirse, Allah ona kat kat fazlasını verir." (Bakara Sûresi, 245) âyetinin tefsiri yapılmıştır.
Muhammed b. Ebubekir er-Râzî, Türk asıllı olup Rey şehrinde doğdu. Tahsilini Buhara ve Semerkant'ta tamamladı. Hanefî mezhebi fakihlerinden olan Râzî, itikadî konularda Mâtürîdî mezhebine bağlıdır. Onun en belirgin özelliklerinden biri tasavvufî yönüdür. Sadreddin Konevî ile olan dostluğu ve eserlerinde mutasavvıflar için "Ehlü'l Hakīkat" tâbirini kullanması tasavvufa olan ilgisini gösterir. Müellif; tevbe, mücâhede, uzlet gibi tasavvufun ana kavramlarını açıkladığı bu eseri için şunları söylemektedir; ‘A
İmam-ı Gazâlî'nin en büyük eseri olan İhyâu Ulûmi'd-Din, her dönem Müslümanlar için ilk akla gelen başvuru kaynağı olmuş ve bu esere büyük güven duyulmuştur. İhyâu Ulûmi'd-Din, dört ana bölümden ve her bölüm de onar konudan oluşmaktadır. İhyâu Ulûmi'd-Din içinde yer alan konuların her biri, eserin orijinal anlatımı asla bozulmadan, akıcı ve duru bir dil kullanılarak çevirisi yapıldı ve başlı başına birer kitap haline getirildi. İhyâu Ulûmi'd-Din' in üçüncü bölümü olan Helak Edici Şeyler Bölümü' nün ikinci
ALLAH weiß über alles Bescheid. Glaubt ja nicht, dass Er unachtsam dessen ist, was ihr an Ungerechtigkeit zu verspüren bekommt. Denn ALLAH ist zu seinen Geschöpfen barmherziger, als eine Mutter zu ihrem Kind. Ohne die Gegenleistung deines Gebetes zu verfolgen: Vertraue Ihm all deine Sorgen und Angelegenheiten an und hinterfrage Seinen Willen und Seine Entscheidungen nicht! Denn ein Diener kontrolliert seinen Schöpfer nicht! Und gewiss, zweifelt er auch nicht an Ihm! Du kannst dir sicher sein: Wenn du dich A
Elli Dört Farz Şerhi, havas ve avam tabakasından her Müslümanın öğrenip bellemesi gereken temel din emirlerini ve yasaklarını bildiren bir kitaptır. Asıl metni kısa bir liste teşkil eden bu farzların açıklamaları esnasında kitaba binlerece fıkhi, itikadi, ahlaki mesele ve hüküm yazılarak, bir nevi din ve ahlak ansiklopedisi haline getirilmiştir. Neresinden başlansa, ne kadar okunsa mutlaka yararlanılacak, ahiret azığı teminine ve edebi saadete vesile olacak hayarlı ve mübarek bir eserdir.
Tükendi
Yeryüzünde yeni bir hakim olduğuna dair yapılan ilan, en mükemmel ifadesini Jean-Jeacques Rousseaunun Sosyal Kontrat doktrininde bulmuştur. Ama son tahlilde belirtilmesi gereken gerçek şudur ki hikayelerle, rüyalarla, ütopyalarla bundan böyle bir yere varamayız. Hayır, bu herşeye gücü yeten insanın ilanı anlamına gelen yetkinleştirilmiş ifade, varlığın kendi orjininde, Tabiat içinde kökleşmiş bir mitten başka bir şey değildir. Dolayısıyla bu mit ile beyan edilen güç, özgürlük ve eşitlik temeline, bizzat Tab
Ahlaklı ve dürüst yaşamayı bize öğütleyen İslam'ı, detaylı ve anlaşılabilir bir dille okurlarına sunan Ferudun Özdemir'in kitaplarından oluşan bu setimizde, geçmiş ve güncel bağlamda toplumsal ve bireysel sorunlarımıza ve çıkmazlarımıza tasavvufi çareler bulacaksınız. Allah'ın yaratışlarını daha doğru bir biçimde akıl süzgecinden geçirmek için 6 kitap bu sette toplandı! Kalb-i İhya Allah Büyük La Tahzen Üzülme Allah Bizimle Bu da Geçer Ya Hu Allah Var Problem Yok! Allah De Kalbim
Tasavvuf, irşad ve ahlâk konularını kapsayan sohbetler, tevhid düşüncesinde odaklaşır. Bu meyanda tasavvufun ne olduğu, kime şeyh ve sofi denileceği, giysi ve kıyafetlerle sofi olunamayacağı en yakın biçimde ifade edilir. Bu kitapta Abdulkadir Geylani Hazretlerinin sohbetlerini bulacak, okudukça teneffüs edecek, tasavvufun derinliklerine dalacaksınız.
Tükendi
Bu kitap, bir kaç risalenin bir araya gelmesiyle meydana gelmiş derleme bir eserdir. Eserde geçen risalelerin konusu tasavvufî menkıbeler ve vecizelerdir. Bu menkıbe ve vecizeler, irşadlarının aydınlığı yaşadığımız yıllara sarkan, yakın yıllarda yaşamış ve bu bakımdan zamanımızı etkilemiş, hatıraları henüz tüm canlılığı ile yaşayan şeyhlere aittir. Özellikle Doğu Anadolu yöremizde yaşamış ve irşad nurunu saçmış olan, Gavs-ül Azam Seyyid Sıbğatullah Ervasî, Seyda Şeyh Abdurrahman Tağî ve Şeyh Fethullah Verka
Tükendi
Yüzyıllardır süren çok eşlilik tartışmaları günümüzde halen sıcaklığını koruyor. Osmanlı döneminde serbest olan çok eşli evlilik Cumhuriyet döneminde yasaklanmıştır. Devam eden yasağa rağmen günümüzde çok eşli evlilik halen bir gelenek algısı ile yapılmaktadır. Genelde İslam toplumlarına mal edilen çok eşli evlenme biçimi elinizdeki kitapta da görüldüğü gibi insanlığın ilk dönemlerinden günümüze kadar birçok din ve kültür tarafından öngörülmüş ve farklı toplum tabakaları tarafından uygulanmıştır. Dünya top
Tükendi
Ey salih kişi, sen bil ki, mütekebbirlik ve bencillik kötü huylardır. Gerçekteyse Hak Teâlâ'ya düşman olmaktır. Çünkü, kibir ve azamet ancak Allah'a mahsustur. Bundan ötürüdür ki, yüce Kur'ân'da cebbar ve mütekebbir olanlar zem edilmiştir. Nitekim Hak Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Hak Teâlâ, bütün kibirli ve cebbâr olan kalpleri mühürler."
Bu eserde Allah aşkı hakkında konuşması yasaklanan bir sufinin aşk yolundaki arayışına, bu arayışında manevi âlemden gelen rüya ve ilhamlarla kendisine uzatılan ele ve ilim yolunda yaptığı seyahatlere kendi ağzından anlatımıyla tanık olacaksınız. Tasavvufi düşüncenin kurucu isimlerinden olan Hakîm Tirmizî, hemen hemen tüm İslami ilimleri tasavvufi bakış açısıyla ele alan çok üretken bir yazardır. Eserleri ve fikirleriyle İslam düşünce tarihinde önemli bir yere sahip olan Tirmizî'nin hayatı hakkındaki bilgi
Tükendi
Tasavvuf, "hâl" ilmidir. Dervişten, deneyimlediği "hâlleri", okuyabildiği ölçüde, başka bir deyişle, varmış olduğu menzillerdeki idraki ve irfanı nispetinde bir deftere not etmesi istenir. Acaba bazı "şeyleri" yaşarken kavrayabilmiş midir diye... Dervişin Safâ/Seyir/Semâ Defteri bu çerçevede mütalaa edilmesi gereken bir sûfî üçlemesidir. Üçlemenin son kitabı Dervişin Semâ Defteri semâzen bir dervişin, semâ'ın özünü yakalama tecrübesinin notlarını içermektedir. Semâ, Hz. Mevlânâ'nın tasavvufa yaklaşımının
Tasavvuf, "hâl" ilmidir. Dervişten, deneyimlediği "hâlleri", okuyabildiği ölçüde, başka bir deyişle, varmış olduğu menzillerdeki idraki ve irfanı nispetinde bir deftere not etmesi istenir. Acaba bazı "şeyleri" yaşarken kavrayabilmiş midir diye... Dervişin Safâ/Seyir/Semâ Defteri bu çerçevede mütalaa edilmesi gereken bir sûfî üçlemesidir. Üçlemenin ikinci kitabı Dervişin Seyir Defteri 21. yüzyıl insanının dokusuna uygun bir terminolojiyle bu hayli girift âlemi özünü muhafaza ederek tanıtmaya gayret etmekte
Gerçek anlamda bir şaheser olan Fîhi Mâ Fîh, Hz. Mevlâna'nın çeşitli ortamlardaki konuşma ve sohbetlerinden, ayrıca kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplardan oluşan gerçek bir maneviyat ve irfan hazinesidir.  İngilizcesi, Almancası ve Fransızcasıyla Batılı düşünürleri, Mesnevî kadar derinden etkileyen Fîhi Mâ Fîh pek çok kişinin İslâm'a ısınmasına ve hidayetine vesile olmuş ve olmaya da devam ediyor.    Bu kitap, bizim yeterince bilip takdir edemediğimiz eşsiz klasiklerimizin en başta gelenlerindendir.
Kalbi Allah'a bağlama sanatı ile psikolojik sorunlarımızı nasıl çözeriz? Tasavvuf Yolculuğundaki Hâller ve Bunların Psikolojik-Terapik Etkileri Tasavvuf, kalbi Allah'a bağlama sanatıdır. Tasavvuf, insan-hayat ve dünyaya ilişkin kavrayışımızın derinleşmesinde bize çok önemli imkânlar sağlar. Tasavvufî anlayış, varoluşsal ve kalıcı değerlerin ne olduğunu anlamanın ve kendimizi keşfetmenin son derece önemli bir yoludur. Kendini keşfeden insan, tasavvuf sayesinde ‘Kendini' ve ‘Rabbini' tanır. İnsanın kendine
Namaz bizi nasıl güçlü kılar ve karakterimizi nasıl geliştirir? Namazın Karakter Gelişimi Üzerindeki Olumlu Etkileri Kalp Allah'a huşû ile yönelir, dil Allah'ı anar, akıl tüm dünyeviliğinden arınır, beden ile en üst düzeyde saygı gösterilir. İşte namaz, böyledir. Namaz, dünya ve ahiretle ilgili bütün bağlardan soyutlanma ve hakikatlerin tek bir gerçekte birleşmesidir. Bu bağlar, Allah dışındaki her şeyi kapsar. Hakikatler ise, Allah için olan ve Allah'tan gelen her şeyi içine alır. Bu hakikati hakkıyla ya
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7