Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13
Safahat, görünüşte 7 ayrı kitaptan oluşmaktadır. Ama o, bir bütündür. Safahat’a bütünlük kazandıran ise, bizi biz kılan, ciddi anlamda imandan beslenen idealizmin terbiyesinde oluşmuş değerler ile çözülüşün girdabında yaşanan hayat karmaşasının karşı karşıya gelmesi, daha yerinde bir ifadeyle, çatışmasıdır. Safahat’taki her manzume, hatta uzun manzumelerde dahi kendi içinde bir bütünlük manzarası arz eden her parça bu çatışmanın bir yönünü ifade eder. Bu bakımdan Safahat, ne manzum bir hikayelerden oluşan b
Oğlum… Benden aklında bir şeyler kalırsa yarına Sende anlatırsın beni belki evlatlarına. Resmimi indirirse, sakın kızma karına. Çünkü süreç böyle sürüp gidiyor… İlerde eline geçerse, bu yazdığım yazılar… Okuyunca belki, üzülürsün burnun sızılar… Koyunlar meler ama, pek aldırmaz kuzular… Çünkü süreç, böyle sürüp gidiyor… Duvarda, bir siyah resimde sana bakarım… Belki göz göze geliriz, için yakarım… Öncede böyleydim, bilirsin biraz sakarım. Belki de hiç bakmazsın, boynum bükerim… Çünkü süreç, böy
Gönül bahçemde açan, yegâne gonca gül... Karşında çaresiz kaldı, ağladı bunca gül. Sana keder yok, sen mesut ol sen anca gül. Ve de beni düşünme... Sen her şeye layıksın ama, Sana ne lâyık bilemiyorum Yeri, göğü, kâinatı aradım, Sana layık olanı bulamıyorum Ne yapsam ne etsem, Ben sensiz olamıyorum... Nefessiz bile kaldım, yaşadım, Ama sensiz yaşamıyorum Hiçbir şey istemiyorum, senden adıma atfen… Bir oğlun olursa, adımı koy lütfen... Eğer ki buna da olmazsa rızan O zaman ağlar elbette bu d
Çatıdaki ayak sesleri, “Sabah güneşi” aralıyor sisleri. Terastaki penceremden bakıyorum şehre. Masallarda görülür bu büyülü çehre. Meraklıca bakıyor tanıdığın gözleri. Hoş geldin diyor, yaban güvercinleri.
Usta şair İhsan Deniz’den bir ‘’ilk ve son kitap’’ daha. On dokuz bölümden oluşan bu şiirinde şair bir ‘gamze’ de hapsedilmenin tahassüslerini aktarıyor bize, fikrin ve mavinin gölgesi düşse de üzerine. Sonunda anlıyoruz ki bu gamze, duygular, kelimeler, fikirler, bakışlar ‘çehre’ ye, yağmuru bekleyen ama beklemiyormuş gibi duran toprağa bazen damla damla, bazen de sağanak halinde düşerek, vurarak icat olmuş. Bir nesnenin, bir görüntünün kelimelerle manaya dönüşmesi elbette bir haz kaynağıdır, bir sevinçtir
Özdemir Asaf’ın şiirlerinin toplandığı Çiçek Senfonisi ile Benden Sonra Mutluluk, etikalarının, öykülerinin ve otokopi-denemelerinin toplandığı Kırılmadık Bir Şey Kalmadı kitaplarından oluşan Bütün Eserleri 1336 sayfa. Modern Türk şiirinin en özgün isimlerinden biri olan Özdemir Asaf, şiirlerinin özü ve sesiyle, düzyazıdaki kıvraklığıyla, dönemlerin ve akımların ötesinde bir yazar.
Portekizli şair ve yazar Fernando Pessoa'nın nişanlısına yazdığı mektuplar onun sevgisine tanıklık etmenin yanı sıra gizlerini de açıyor. Ophélia'ya Mektuplar, Pessoa'nın özellikle yalnızlığını, kırgınlıklarını, sıkıntılarını, acılarını, kıskançlıklarını, ileriye dönük düşüncelerini sergiliyor. "Küçük sevgilim, sevgili Bebeğim, Saat sabahın yaklaşık dördü, ağrılar içinde kıvranan bedenimin dinlenmeye ihtiyacı varken uyumaktan kesinlikle vazgeçtim. Üç gecedir bu böyle, ama bu gece hayatımda yaşadığı
Tükendi
‘Şiir bir patlamadır’ diyor Filis: Şiirin daha ilk dizesinde insan bir kara deliğe çekilir ve döne-dolana, uzaya-kısala ilerleyerek başka türlü bir gerçekliğe ulaşır. Bu, düşüncenin atomlarına ayrışması, zihnin, sonsuzluğun şimdisinde yepyeni bir oluşa geçmesidir. Kitabın arka kapağındaki Haiku, kitabı eline alan kişiyi ciddiyetle uyarıyor ve diyor ki; Dur! İyi düşün bu kitabı açmadan önce Bir boşluğa savurabilir seni bir düşünce Bir dize mührünü kırabilir gerçekliğinin Bilmenin zehri yayıldıkça hücr
herkes üç buçuk istanbullu çok buçuk ölümlüdürkeskin sayfalarda oturdum dilime lâl tadı bıraktı gecebir melâl sessizliğine büründü kanatlarımkırılınca bıçak ismail olsam dedimismail olsam beklesem yüzyıllar boyuel vermedi kaderim söz düştü omzumabüyük geceyi küçük sabahlara fırlatırkennorveççe sayıkladım buğu oldu iskandinav insanlığım
Tükendi
Şermin büyük Şair Tevfik Fikret’in çocuklar için yazdığı şiir kitabıdır. Şermin’deki sıcak ve çocukların beğenerek okuduğu şiirleri okurlarımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Şermin, ecenin sekizli ölçüsüyle, duru bir Türkçeyle yazılmış ilk çocuk kitabı olarak, Çocuk Edebiyatımızın önemli eserleri içinde yerini almıştır. Sözü, Kırık At şiirinden bir alıntıyla noktalayalım:Geçen hafta bayramdı yaBir at verdi büyükbaba,Bayram armağanı bana.Hem at o, hem arabaBiniyorum itiyorum,Teker meker gidiyorum.Me
Tükendi
Seni SöyleyeceğimKırıyor beni toprağımDağını hatırlasamZona çıkıyor sağımdaDenizine kapılsamİnme iniyor solumaÇürümüş bir hatırayımYuvasız yaşadım yorgun ırmaklardaTerkedilmiş bir boşluk beğeniyorumBilinmez bir yer yazıyorum kağıdımaHiçbir kütükte ismim yokHiçbir il benimki değilFırtınanın içindeKayıp yüzüğü arıyorumDertlerimin sebebi eceÇatlamış dudaklarımla bekleyeceğimYuvaya girene değin şimşekGün yırtılıyor üşüyorumTahtımda senSevgi ikliminin kızı bulutu gözleBütün işler aslına dönecekBen sözümü söyleye
Tükendi
Edebiyatın büyük ustası müziğin bilge maestro’suyla buluşuyor…Dünyanın yaşayan en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilen Haruki Murakami’nin okurları, onun her romanının, her kitabının kendine has bir “çalma listesi”ne sahip olduğunu bilirler.Bu kitapta Murakami, çağımızın en büyük orkestra şeflerinden Seiji Ozawa ile “sadece müzik” konuşuyor. 1960’lı yıllardan başlayarak uluslararası alanda kazandığı başarılarla adından söz ettiren, başta Viyana ve Berlin Filarmoni Orkestraları olmak üzere dünyanın
Tükendi
“İlk şiirimi tamamladığım günü çok iyi hatırlıyorum. Evet, yazdığımın şiir olduğuna inanabilirdim, şaşkınlık yaşanan bir gündü. Henüz uyağın ve dize düzeninin ne olduğunu bile bilmiyordum, bir modernist gibi işe başladım.” - Olav H. HaugeOlav H. Hauge, Batı Norveç fiyortları, sarp coğrafyası ve efsaneleriyle ünlü Hardanger bölgesindeki çok küçük bir yerleşim yeri olan Ulvik’te 18 Ağustos 1908 yılında doğdu. Neredeyse bütün hayatı ailesinin elma bahçesinde çalışarak geçen şairin zorlukla dolu hayatı, okuma v
Devinen, akan bir tarih gibi önümüze uzanıyor Miskin Peri. Güneşin soyundan gelen tanrılardan dünyanın yıkım, savaş ve kalıntılarına uzanan bir dil örülüyor. Zamanın kalburundan kan dökerek geçen Aztek halkı da burada Nazi Almanyasının barut kokuları da. Arkadlı kiliselerin gölgeleri de yükseliyor şiirden “gökyaran”ların karanlığı da. Uzayan bir tarihi, sonlu olanı sonsuza iliklemek için gelen bir Miskin Peri, “uykularına el sürülenlerin” gözkapaklarındaki ağırlığı tartıyor sözcüklerinde. Ritmine kolay eşli
Tükendi
İspanya İç Savaşı’nda Franco’cu faşist milisler tarafından öldürülen İspanyol şair ve oyun yazarı Federico García Lorca (1989-1936), trajik ölümüyle bütün dünyada politik bir figür olarak kültleşti, 20. yüzyılın belki en çok konuşulan şairi oldu.Karanlık Manolya’da Sabri Altınel, Bilge Karasu ve Samih Rifat gibi çevirmenlerimizin Lorca’dan yaptıkları şiir çevirileri yanında, şairin Türkçede ilk kez kitaplaşan üç kısa oyunuyla bir kısa film senaryosu, meşhur duende konferansı ve desenlerinden örnekler yer al
Geçmişi anlamak, belli bir devirde yaşayan insanların ruhi, kalbi ve fikri yapısı hakkında fikir edinmek ve toplum yapısı hakkında çıkarımlarda bulunmak sadece tarih biliminin verileri ışığı altında olmaz. Hiç şüphesiz edebiyatta bu hususta bize yol göstermesi bakımından çok önemli bir yere haizdir. Hatta ve hatta önemi bakımından edebiyat bize bırakın el feneri olmayı, tam bir deniz feneridir. Geçmişten bugüne kadar gelen insanların acılarını, se- vinçlerini, umutlarını, aşklarını, özlemlerini, coşkularını
Tükendi
Vicente Blasco lbanez (1867-1928): Hukuk eğitimi alan İspanyol yazar, edebiyatla olduğu kadar siyasetle de aktif olarak ilgilendi. 1916'da yayımlanan Mahşerin Dört Atlısı lbanez'e dünya çapında ün kazandırdı. Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa cephesini konu alan eser iki kez sinemaya aktarıldı "İnsan nerede rahat yaşarsa, nerede anlamadığı şeyler yüzünden öldürülme tehlikesi yoksa gerçek vatanı orasıdır." Mahşerin Dört Atlısı Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa cephesini anlatmaktadır. Bir savaş romanı olan bu ki
Tükendi
Mehmet’in Babası Nâzım, bir ilk kitap. Hem Nâzım Hikmet’in hayatını her yaştan kişinin okuyabileceği hem de oğlu Mehmet’le aynı sayfalarda buluştuğu bir ilk kitap. Gündüz Vassaf’ın şiirsel dili ve M.K. Perker’in çizimlerinin buluştuğu bu kitapla sizleri baba Nâzım ve oğul Memo’nun çocukluklarıyla tanışıp anne Münevver’i de yanımıza alıp her yaştan okuyucuyu birleştirecek ortak bir okumaya davet ediyoruz. Bu kitaptaki şiirler ve çizimlerle Nâzım’ın hayatına bir yolculuğa çıkacak, oğlu ressam Mehmet’in hikâye
Allah İçin Kubbelerde ışıl ışıl, nakışımız Allah için. Pınarlarda şırıl şırıl, akışımız Allah için. Yaratılan her varlığı ibret ile âyet bildik, Düşünceler aynasından bakışımız Allah için.
Şiir; insanoğlunun, hayallerinin rüyasıdır. Coşkun ırmakların çıkardığı ses, deli rüzgârların taşıdığı umut, babaların evlatlarına vasiyeti, sonsuzluğa yol alan bir kervan, sonu olmayan yolların sonunu aramak, ulaşılmaz dağlara ulaşmak, gökkuşaklarını yakalama, güneşi avuçlarında tutma düşüncesi Velhasıl şiir, gerçeklik olduğu kadar bir hayali gerçekleştirme düşüncesidir. Şiir, yazanın değil, okuyanındır. Çöle yağan yağmurdur. Kazananların değil, kaybedenlerin kazancıdır.Şiir,
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 240-260 / Aktif Sayfa : 13