Modern Türk şiirinde daha çok lirik, duyarlı, melankolik yönü ağır basan şiirleriyle ön plana çıkmış olan Metin Altıok, resim ile başladığı sanat hayatını otuzlu yaşlarından itibaren yayımladığı şiirleriyle genişletmiş, üretken ve çok yönlü bir şairdir. Şiirleri 70'li yıllarda yayımlanmasına karşın Altıok, şiirlerinin kaynakları bakımından 60'lı yılların geç ürün veren (ya da geç yayımlanan) şairlerinden biri olarak nitelendirilebilir. Altıok, eksik kalmış çocukluğu, gelgitli ilişkileri, Anadolu’nun birçok
Gözler
Geriye baktığımda ne çok sevmişim
Çiçeği böceği,
Gördüğüm güzel her şeyi
Ama seni sevmek başka
Sadakat, hasret, pişmanlık karıştı gitti
Hatıralarım, okyanus gözlerinde son bakışta bitti.
Git yolun açık olsun
Bil ki mezarda bile sönmeyecek içimdeki kor
Otuz yıldan sonra bunu söylemek zor
Ama boş ver canın sağ olsun,
Benden yana hakkım helal olsun
Dağlar Özügüç
Nitelikli okurun en bariz özelliklerinden biri, kendisiyle ve yazarla / şairle yüzleşmektir. Okuduğunu bir inşa faaliyetiyle yeni den değerlendiren okur, bunun için metnin kalbine nüfuz edebilmelidir. Bu sayede metni içselleştirebilir çünkü. Şiir değerlendirmeleri, şiir geleneği / birikimi ve eleştiri imkanları içindedir. Esas olan bu donanıma sahip olmaktır. Sözü edilen yüzleşme, metne nüfuz etme ve metni içselleştirme gibi ameliyelerle işlevsel hale gelir. Eleştiri, bir bilim kabul edilip teknik olarak ve
Ey benim iki gözüm yaptığın güzel işler
Teberrüken yürünmüş uzun bir yol gibidir
Bunu bilmezse şehir bilen bulunur elbet
Suya bakmak nasılsa öyledir dağın ardı
Yol vardır yolcu vardır yürür menzile doğru
Etrafa tebessümle isterim bakmak elbet
Bakmak güzeldir çünkü bakmasını bilene
Ne kalacak geriye sesin hızından gayri
İnsan olmak hakeza kardeşlik dünya hali
Neden sular bulanık akıyor ırmaklardan.
Diyelim haydi şöyle baştanbaşa memleket
Güneşlenmeye çıksa baksa yüzüne birden
Görebilir elbette ka
Kelimeleri kelimelere ulamaktan daha kolay ne var ki?
Ya yazgıyı yazgıyla anlamaksa biricik yol
Bu kervan, acılar gibi beni yola yol eyleyecek
Bu kervan sebeplerle sonuçlar arasında
Bu kervan, aşkla merhamet arasında
Bu kervan zamanla zamansızlık arasında
Beni bana mahkum edecek
“Yaz” dedi bilge adam
Sadece “yaz”
Elime bir kalem tutuşturdu bir de kâğıt samandan
Bir kibrit verdi bir de şamdan
“Yak” dedi bilge adam
Sadece “yak”
Yakmak bir fiildi, yaktım şamdanı
Yazmak ise bir devrim
Onu kim yapacaktı?
Yalnızlık Tefsiri
Mimarisi lambadandır Eliflerin
Çünkü yalnızlık sürekli yanan bir Elif’tir
Yalnızlık varlığın en işkenceli halidir
Yalnızlık kursağa oturduğunda dudağını değil kalbini ısırtır insana
Ağzımdaki zaten ısırılmış bir kalbin resmidir
Aklımın susmak bilmeyen arsızlığına sebep olsalar da,
Ben hep, kırmızı ışıkta geçmeye meyilli cümleler kurdum.
Çünkü ruhumu,
Külahıma da, pabucuma da anlatılamayacak masallarla uyuttum.
Peki, mutlu muydum?
Belki biraz…
Ama her daim umutluydum.
İşte durdum burada; iyice bakın!
Bu, halkımın çığlığıdır; daha bakın!
Tarlalardan şehrin merkezine doğru akan
Kapılardan ev içlerine hızla yayılan
Bu kıtlık vebasını unutmayın!
Ve unutmayın camlardaki çocuk gözlerini…
Ömür Denilen Nedir Ki?
Ömür denilen nedir ki,
Gerçek midir yalan mıdır?
Başı sonu nerededir?
Biraz oyalanma mıdır?
Gelişli gidişli bir yol,
Acısı çok çilesi bol,
Sonunda toprağa gark ol,
Yoksa bu bir talan mıdır?
Yaşayıp da geçtiğimiz,
Hiç kanmadan içtiğimiz,
Elimizle biçtiğimiz,
Ömür kısa bir an mıdır?
Bilmeden zamana doğuş,
Her anı başka bir oluş,
Ne durak var ne bir duruş,
Bu tükenen insan mıdır?
Bu içinden geçtiğimiz,
Her saniye göçtüğümüz,
Ömür diye ölçtüğümüz ,
Şu kısacık
SahiBir Aşk Ne Zaman Ölür? Aşklar Ölürken Hatıralar Nereye Dökülür?Epeydir ortada yok şair. Gecenin koynuna sermiş gölgesini. Gölgeyi gören şair sanıyor. Ben bir şair gölgesi.Şair, epeydir ortada yok. Kayıp Aranıyor.
(1880-1918) Modern şiirin geçtiğimiz yüzyılın başlangıcında karşı karşıya kaldığı gerilime en güçlü yanıtlardan biri 1913’te yayımlanan Alkoller kitabıyla Apollinaire’den gelmişti. Modern yaşamın getirdiği yeni gerçeklik öğelerini sözcüğün tamamen özgürleştirildiği alışılmamış bir imge düzeninde parçalayarak şiire dönüştüren Alkoller, kendine özgü benzersiz temalara odaklanırken “yerleşik yazı düzenini” de sarstı. İlk kez Apollinaire tarafından kullanılan “gerçeküstü”nün, karanlık bilinçaltı yoluyla yaşantı
“Denizler Göğe Çarpmadan Yürüyorlar Gördün Mü? Gece Hirsiz Asil, Sirtimda Hep Ağaçlarin Kökleri Dehlizlerde Siçanlar, Suda Kir, Gökte Marti Sormayin Ulan Artik Allahi Kim YarattiYürüyorsa Ayaklariniz Baliklamak ÜzereElleriniz Tek Seferde Buluyorsa Dalgayi Köşelerden Dönüyorsaniz Sormayin Işte Bulut Yok Ve Karşidan Görünüyor Şehrin Işiği Hele Gökte, Hele Gökte Köyler Vardi Her Gece”
Dalca’ya 84’te yine derin karlar yağdı,
Etrafımızı silahlı coplu polisler sardı.
Akif ismimi silah zoruyla Asen yazdı,
Yandı ciğerimiz sadece külü kaldı.
Dalca’dan Eğridere’ye ilk ayaklanma yürüyüşleri
Tozcalı’da başladı ilk isyan kalkışmaları derken
Hayranlar’da düşmeye başladı ilk şehitlerimiz
Ana kucağında can verdi 17 aylık Türkan bebeğimiz
Dalca’nın çok meyilli yolları çok taşlı
Anne babaların gözleri hep yaşlı
Jivkov hayatının büyük yanlışını yaptı
Türk ahalisini zorunlu sınır dışı et
Şair değilim, haddimi bilirim
Hak yolunda yazmak niyetim
Haddimi aşsa da bu isteğim
Bu yolda şehadet şerbetini içeyim
Hak yolun doğrusu tektir
Bu doğrunun şartları beştir
En önce iman gerektir
Bu yolda şehadet şerbetini içmek büyük bir nimettir.
Yaratılmışların en güzelidir elçisi
Kesinlikle haktan şaşmaz terazisi
Doğruluk vazgeçilmez ilkesi
Ümmetine bıraktı yolların en güzelini
Herkese nasip olmaz bu nimet
Ne güzeldir hak yolunda şehadet
İki cihanda da namzet-i rahmet
Büyük servet bu yolda ş
Sevda türkülerinin son bulduğu ve legal özgürlük sloganlarının atıldığı isyanda duvarlar vardı sen yoktun. Bir kap yemek, bir parça ekmek için demir kapılar gözlendiğinde duvarlar vardı sen yoktun. Her gelen mektubu senin mektubun her selamı senin selamın sandığım zamanlarda duvarlar vardı sen yoktun. Yüreğimdeki yangınları, hasretliği, manayı "Azad ve Azap" kelimelerinin siyonist tutumlarını fark ettiğim anda da duvarlar vardı sen yoktun. Aslında her şey vardı ama sen yoktun …
Şairin duygusallığı,
Yaşadığı insan sevgisi,
Çevresine yaydığı mutluluk, onun dildeki becerisini de ortaya koymuş.
Bazen insanlar düşünür fakat ifade edemez.
Kitapta yazar, hem düşünmüş,
Hem de ifade yeteneğini ortaya bütün samimiyetiyle koymuş.
Genellikle serbest vezin olarak yazılan şiirleri, her gönüle hitap etmiş,
Tabir yerinde ise her çiçekten bal almıştır.
Yazar, iyi özellikler ve insana dair tüm duyguları ustalıkla şiirlerine aktarmıştır.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,Mısralarımda;Dokunabilir misiniz,Göz yaşlarıma, ellerinizle?Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,Kelimelerinse kifayetsiz olduğunuBu derde düşmeden önce.Bir yer var, biliyorum;Her şeyi söylemek mümkün;Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;Anlatamıyorum.Orhan Veli Kanık
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 220-240 /
Aktif Sayfa : 12
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.