Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Dua, insanın hâlini Rabbine arz etmesi ve O’na niyazda bulunması demektir. Dua, kulun Allah ile arasındaki en güçlü manevi irtibattır. Yüce Rabbimiz Kur’an’da “De ki: Sizin kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin?” (Furkân, 25/77) buyurarak bizi her daim duaya teşvik ediyor. Bu kitapta hayatımızın her anını ayrı bir kutsiyetle anlamlandıran, ömrümüze bereket kalbimize huzur katan, Peygamberimizin “ibadetin özü” dediği duaları ayrıntılı bir şekilde bulacaksınız.
İbadetin özüdür dua. Duanın mekânı ve zamanı yoktur. İnsan, her zaman ve her yerde dua edebilir. Allah, Kur’an’da “Bana dua edin, duanızı kabul edeyim.” diye buyuruyor. Müslümanın Allah’a en yakın olduğu an namazda olduğu andır. Namaz için abdest alınırken dua okunabilir mi? Ezan okunurken ne yapmalıyız? Namazda hangi duaları nasıl ve ne kadar okumalıyız? Bu kitapta abdest alırken, ezan okunurken, namaz kılarken ve namaz sonrası hangi duaların okunacağını, nasıl ve ne kadar okunacağını bulacaksınız. Duala
Bu kitap, Şeyhülislamlığın tarihi mirası olmasının yanı sıra mekân ve arşiv gibi kültürel mirasın üzerinde bugün hizmetlerini sürdüren İstanbul Müftülüğü ’nün tarihini konu edinmektedir. Şeyhülislamlık makamından yola çıkılarak Cumhuriyet tarihine ve nihayetinde Müftülüğe dönüşümünün seyrini kapsayan bu çalışmanın dayanak noktaları, Şer’iyye Sicilleri ve Meşihat arşivi, kataloglar ve İstanbul Müftülüğü kütüphanesinde yer alan eserler, Diyanet İşleri Başkanlığı özlük dosyaları, gazete, mecmua ve dergi tarama
Aile olmak, Allah'ın kullarına lütfettiği en büyük nimetlerden biridir. İnsanın hayata tutunmasında, kimlik ve gelecek tasavvuru oluşturmasında aile kurumunun etkisi büyüktür. Modern zamanlardan geçerken aile fıkhının önemine binaen akıllılara gelen sorulara cevap niteliğinde olan bu eser ailenin davranış bilgisi olma hüviyetini taşımaktadır
Aileyi öncelikle sağlam dinî ve ahlâkî temeller üzerine kurmak sonra da güçlendirerek korumak nasıl mümkün olabilir? Bu kitap, bütün boyutlarıyla aileyi ele alan, bilgilendirmenin yanı sıra farkındalık oluşturmayı hedefleyen bir çalışmadır. Dinimizin ana kaynakları olan Kur’an ve Sünnet’ ten yola çıkarak aile gerçekliğini dile getiren ve aile sorunlarına değinerek çözüm önerileri sunan kısa sohbetler, okuyucularımızı ailelerimiz için bıkmadan usanmadan sevgi ve emek vermeye davet etmektedir.
Yeryüzünün en değerli ve en üstün varlığı olan insanın yaratılış gayesi, Allah’a kulluk etmektir. İnsanın Allah’a kulluk edebilmesi için her şeyden önce Allah’ı tanıması, O’na iman edip itaat etmesi, O’nu sevmesi, O’na karşı gelmekten sakınması, O’nun rızasını ihlal edecek, gazap ve azabına sebep olacak davranışlardan kaçınması ve O’ndan korkması gerekir. Allah sevgisi ve Allah korkusu insanı olgunluğa erdiren, insanı her türlü kötülük ve haramlardan alıkoyan bir duygudur. Allah’ı seven insan, Allah’ın peyg
Tükendi
Hac ibadeti, değişmek, dönüşmek ve ideal hayata ulaşmak isteyen bireye, değişimi kendinden başlatma fırsatı sunar. Değişmek isteyen ama kendinde bu gücü bulamayan, günlük hayatın meşgalelerine dalan bireye, bir ay boyunca rutin hayattan uzaklaşarak sadece Yaradan’ın rızası için dua, ibadet, tefekkür zamanı ve mekânı oluşturur. Hac menâsikini, hikmetlerini bilerek yerine getiren Müslüman, bu hızlandırılmış eğitim döneminde kazandıklarıyla maddi ve manevi hayatını diriltebilir. Hacda bir yandan bireysel geliş
Peygamberler, hem dünyada hem de ahirette insanlığın mutluluğa erişmelerini sağlamak amacıyla Yüce Allah tarafından gönderilmiş elçilerdir. Bu kutlu elçilerin sonuncusu Hz. Muhammed de (sas.), kendisine inanan insanlara rehberlik etmiş, onlar için örnek hayat sergilemiştir. Bu sebeple, hangi asırda yaşarsa yaşasın, ona inanan insanların ideal bir mü’min olabilmeleri, büyük ölçüde onu tanımaları, çizgisini takip etmeleri, ortaya koyduğu ideal davranışlara uymaları ile mümkün olacaktır. Bu noktada, her şeyden
İnsanlık tarihi, inançlarının, kültürlerinin, renklerinin, ırklarının, ilmî ya da siyasi düşüncelerinin farklılıklarından dolayı, toplu hâlde veya münferit olarak kurşuna dizilen, yakılarak, linç edilerek, ya da işkence yapılarak öldürülen milyonlarca insanın acı öyküleri ile doludur. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaptığımız araştırmaya esas, incelemelerimize konu olan siyahların dramı da bir bakıma böyle bir acı öykünün tarihî bir analizidir. Hayatta kalabilmek için beyazlara karşı ırk ve kültür üstünl
Bu kitap İslâm'da insanı dünya ve âhiret mutluluğuna eriştirecek Allah inancını konu edinmiştir. Zihni ve gönlü gerçeklere açık olan kimselere hitap eden eserde kâinatın yaratıcısı ve yöneticisinin varlığını ispatlamanın yöntemleri hakkında bilgi verildikten sonra O'nun birliği konusu işlenmiştir. Ardından duygu ve düşüncelerimizle yönelip dua edeceğimiz yüce varlığın bize lutuf ve inayetlerini gösteren, aynı zamanda O'nun bizi kabul ediş mertebelerini yansıtan isimleri anlatılmış, son olarak da diğer inanç
Su, canlıdır, Allah’ı zikreder, O’na şükreder, hamd eder. Su, bütün biçimlerin kendinden çıktığı esas madde, varoluşun özü, yaratılışı önceleyen ve onu sağlayan temel unsurdur. Yaradılış su ile başladı. Bir damla sudan yaratılan, su içinde serpilen, su kenarına yurt kuran, suyla temizlenen, susuzlukla terbiye edilen, hayatı su ile devam eden ve sudan mahrum kaldığında sona eren insanoğlunun künhünde hep su oldu. Bu şekilsiz, kokusuz, renksiz ve tatsız mucize, binlerce yıllık çağıltısıyla kültürlerin gelişme
Kültür tarihinin şekillenmesi, halk muhayyilesinin oluşması ve nesillere aktarılmasında önemli bir yere sahip olan sûfî menâkıbnâmelerinde, sûfîlerin hayatını konu edinen menkabelerin yanı sıra tasavvufî kavram ve konularla ilgili görüş ve düşünceleri, âyet ve hadisleri yorumlama tarzı ve açıklamaları hakkında bilgiler de yer almaktadır. Nitekim tasavvufun irfan yönünü temsil eden sûfîler, erken dönemlerden itibaren kendi gönül dünyalarının zenginliğiyle âyet ve hadisleri yorumlamışlardır. Böylece sûfî ba
Geçmişten günümüze İslâm toplumunun en önemli tartışma konularından biri imâmettir. İmâmiyye Şîası’na göre Müslümanların din ve dünya işlerinin idaresi kişilerin tercihlerine bırakılmamış, ayet ve hadislerle takdir edilmiştir. Bu bağlamda Hz. Peygamber’den sonra onun yerine geçecek ismin Hz. Ali olduğu iddia edilmiş, bunun en önemli delili olarak ise Hz. Peygamber’in vefatından kısa bir süre önce vuku bulan Gadîr-i Hum hadisesi gösterilmiştir. Ehl-i sünnet ise Şîa’nın bu iddiasına karşı çıkmış ve
Din denilince, evrensel, kalıcı ve zaman üstü ilkeler ile insanlığın değişim ve dönüşümüne paralel olarak değişebilen uygulama zenginliklerini anlamak durumundayız. Diğer bir ifadeyle, din olgusu ile dindarlık süreçleri temel ilkeler ve onların zamanla değişebilen yorum ve pratikleri üzerinden hayat bulmakla, evrensel, zaman üstü ve yaşanabilir olgu olmasını temin etmiş gibidir. Yoksa tarihin herhangi bir dönemindeki yaşanmışlıklar, kalıcı din seçeneği adı altında gelecek nesillerin üretim ve uygulama zengi
The family is a magnificent structure that embraces, shelters, and raises us from the moment we were born. It is a social group in which we feel safe and supported in every aspect and learn about life and society. It is the longest-lasting place of interaction where we gain the basic behaviors and habits that form our personality. It is the first stop where we learn about religion and morals, values and spirituality. Therefore, a person’s happiness and peace is dependent on a healthy family. Society derives
Dünyanın âdeta direksiyonuna oturtulan insanoğlu; fark etmek, fark edilmek, fark edecek yeteneklerle donatılmak ve fark ettiğinin gereğini yapabilmek gibi oldukça bilinçli bir süreci yöneten güçlü bir varlık olarak dünyaya getirilmiştir. Binaenaleyh insan, gerek kendi dışında olup-bitenler hakkında, gerek kendi işlediği şeyler hususunda ve gerekse de neden olduğu şeyler konusunda bütünüyle “farkında olan” bir varlıktır. Onun bu yapısıdır ki, insanı daha işin başında yaradılışın ontolojik değeri olarak halk
Hz. Peygamber’den günümüze, müminlere, doğru ve yanlışı hatırlatan, kalpleri yumuşatan vaaz ve nasihatte bulunulmuştur. Hatta zamanla vaizlik bir meslek dalı haline gelmiştir. Vaaz etme işini kolaylaştırmak, düzenli hale getirmek ve vaizlere yardımcı olmak maksadıyla birçok eser telif edilmiştir. Vaaz kitaplarında kullanılan en önemli malzeme şüphesiz Kur’an âyetleridir. İkinci sırada ise Peygamberimizin sözleri yer alır. Müslüman halkımızın ve özellikle cami cemaatinin eğitimi ve bilgilendirilmesi konusund
Abdülkadir-i Geylânî, Hz. Peygamber’den tevarüsen gelen, kendi ifadesiyle “zâhir ve bâtın fıkhını” tahsil, zatında tahakkuk ve ameli ile âşikâr kılmakla İslâm dünyasında geniş bir coğrafyaya yayılmış “irfan” ve “yol”un pîridir. Günümüze kadar kesintisiz bir silsile ile devam eden Kadirî yolunun pîri ve tarikatlar üstü bir şahsiyet olarak şöhretinin sırrını, Fethu’r-rabbânî’deki şu güzel sözlerinden anlıyoruz: “Dilsizliği alışkanlık edin, şöhretsizlik elbiseni kuşan, insanlardan kaçmak yegâne hedefin olsun.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7