Amanos -197068 Kuşağının Romantik ama Destanımsı öyküsü, toplumsal gelişim temelinde ve de Belgesel olarak Kutlu’nun Tanıklığıyla Roman Olarak Yaratılıyor.Romanda yepyeni ve farklı Bir Kuşağın Doğuşu müjdeleniyor:‘... Öğrencilerin konuştuğu tek sözcük buydu, sanki büyülenmişlerdi: Boykot! Boykot kelimesi onlara heyecan veriyor: delikanlılığın, gençliğin hatta adam olabilmenin bir ölçütü sayılıyordu. Boykot demek gençliğin özgürlüğü ve bağımsızlığı demekti. Ve onlar gençliklerini, bütün otoritelerden bağımsı
Uymadı Usta
Ustam sana isyandayım, yanlış çıktı sözlerin
Aşk çoğaltmıyor beni, tükenmek yaşadığım.
Çocuk kaldım,
Neyim varsa alıp götürdü bunlar;
Kimi, gülüşümü sildi yüzümden
Kimi, azar azar zehirledi içtiğimi
Kimi, pençesini göğüs kafesime geçirip
Söküp çıkardı yerinden zavallı yüreğimi...
Ustam; aşk da şiir gibi yalanla beslenirmiş
Niye öğretmedin bana, acılıyım bu yüzden
Taş gibiydim,
Çöle savrulan kum oldum,
Bir aslanı düşün ki kediye dönmüş kükremesi.
Dahası şans dediğin kendisi bulm
Bir zamanlar çobandım. Çocuk gönlüm Anamas Dağları’nı aşar sürülerin göçerinde çan seslerine karışırdı türkülerim. Geceleri gökyüzünü tutuşturan yıldızlardı beni alıp götüren. Hele de bulutsuz yaz geceleri kıl çadırın tavanı silme yıldız keserdi. Onlarla konuşur-dertleşirdim düşlerimi okşardı göz kırpan gülüşleri. Sonra kentlere indim. Kitaplar, sinema salonları, renkli film kareleri girdi serüvenime. Gizem dolu dünyalara uçuyor bulurdum kendimi. Yıldızlar sevgilim olurdu benim ve ben yıldız olurdum düşl
Kitaplara aşığım, kitaplar krallığımdı benim. Gece gündüz okudukça, usuma kıvılcımlar saçıp, gülhatmi çiçekler açtıran kitapların büyüsüyle yatıp kalktım. Dünyamı sardıkça genişleten bu gizemli, sıcak soluklu arkadaşlarım arasına katılıp şelale dökülüşü serin gülüşleriyle kucak açıp koynuma giren yüzlerce sevgili kadın kahraman da, bana hep bir şeyleri öğretip sevdamı dokuyan kitaplardı!..Andre Gide "Anı yazmak ölümün elinden bir şeyler kurtarmaktır" der. Bu söz beni etkileyeli yıllar oldu. Ve kıvanç duyu
Karaoğlan felsefesi, 8 milyar kardeşimizle birlikte başarılı bir dünya için hep birlikte el ele vererek güzel bir dünya oluşturmaktır.Bu kitap yaşanmış olayları macera tadında anlatırken güldürmeyi ve doğru düşünmeyi de amaçladığı gibi, okuyucularına değer katmayı ve onların gelecekte daha iyi olmalarını da istemektedir.KaraoğlanBirliktir, insanları güçlü kılan,Azmetmektir, hedefe koşturan,Şans yoktur, her zaman doğru ve dürüst çalışan,Artık bilgi, teknoloji ve insan odaklı çalışan,Rızanız olmasın, tembelli
Herkes izin verdiğiniz kadar incitebilir sizi kendinizi sevebildiğiniz kadar sevilirsiniz ne bir eksik ne de bir fazla…Zamanla daha az konuşup daha çok dinlemeyi öğrendim.Zamanla bakmayı değil görmeyi öğrendim.Zamanla güneşe bakıp mutlu olmayı, aldığım nefese şükretmeyi, yaralarımı dada çok sarmayıöğrendim.Marifet değilmiş başkaları suçlamak ve kendine acımak.Kendini sevmek hayatı sevmekmiş meğer.Zamanla kendimi sevmeyi öğrendim.Kendini sev. Yaşamak dediğin en çok da sevmek, sevilmek ve umut etmekmiş.
Ve Duvar yıkıldı. ... Bulgaristan’daki Türklerin açtığı yoldan giden insan yığınları Romanya, Çekoslovakya, Demokratik Almanya’da kendi tiranlarına yarattıkları cenneti bırakarak cehenneme kaçmaya karar verip sınırları zorlamaya, yabancı elçiliklerin bahçelerini doldurmaya başladıklarında artık hem halklar hem de tiranlar için son görünmüştü: Demokratik Alman Cumhuriyeti’ndekiler çekiç, balyoz ve yumruklarıyla saldırdılar duvara. Yıktılar: Nice acılara yol açan, ölüm, mermi, elektrik, işkence sembolü olan
Roman, 68’Lilerin 12 Eylül 1980 Darbesi Öncesi Ve Sonrasının Epik, Belgesel, Benzersiz Bir Tanıklık Öyküsüdür. Bu Darbenin Konuşulmayan, Bilinmeyen Bazı İbretlik Yanlarını Anlatıyor Roman. Bu Bir Tanıklık Romanıdır Bu Anlamda Belgesel Karaktere Sahiptir. Ama Herşeyden Önce Bir Roman Olarak Okunması Kutlu’nun En Büyük Dileğidir.Özellikle Hatay, Karmaşık İlişkilerin Ve Provakasyonların Uluslararası Düzeyde Oynandığı -Bugünkü Gibi- İlginç Bir İlimizdir. Ders Dolu Olaylı Günleri Okumak, Bilgi Sahibi Olmak İler
Çocuklara anlattığım hikayeleri bir kitapta toplamayı hep düşünmüşümdür. Oğlumun ısrarı ile bu hayalimi gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Hayal dünyasında bir sınır olmadığı için, herkes bu kitabı kendine göre yorumlayabilir. Umarım bu kitabı okuyarak, eğlenceli zamanlar geçirirsiniz...
Ayengilon’un sayfaları aralanıyor. Her sayfada yeni bir güne hazır ol!“Ayengilon” Gölge kralı Ayen ve Altın kral Gilon’un efsanevi savaşının tek şahidi. Farklı türlerin var olma çabası ile verdiği destansı bir savaş.Düzen, gölgenin yayılmasıyla bozulmaya başladı. Uluyan dağda kurtlar insanlara karşı. Bu savaşta kim av? Kim avcı?Son krallığı gölgeler sarıyor. Efsanevi kurtarıcının topraklarında genç prens, halkı için büyük bir keşfe çıkıyor. Barış ve düzen herkes için sağlanmalı. Tek umut kurtarıcı, Ayengil
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Merdi Mehmed Mamuret-ül- Aziz vilayetine bağlı Pütürge sancağındaki tarlasında bir küp bulur. Ancak küpten hazine yerine başka bir şey çıkar. Mehmed’in bulduğu şeyin dedelerinden kalma, babadan oğula geçen bir padişah fermanı olduğu anlaşılır. Hamiline yazıldığı için elinde bulunduranı güç sahibi yapan etkili bir fermandır bu. Kötü niyetli kişilerin eline geçmemesi için gizlenmiştir. Ancak hem bu fermanı emanet ettiği Ermeni ailenin aniden sırra kadem basması hem de padişah fe
1998 yılındaki bir trafik kazasının devamıydı hikâye...Kazanın ardından tanı 23 sene geçmişti ve bu zamana kadar hiçbir şekilde çözülemedi, kaçan araçlar bulunamadı ve çocuklar ise halâ kayıptı. Kaza, zaman içinde zaman aşımına uğrayarak kapandı ve sıradan bir kaza gibi raflarda yerini tozlanmaya bıraktı. Ama bugünlerde beklenmedik bir zarf ortalığı hareketlendirmek için yetti.Her şey bu kazadan tanı 23 yıl sonra bir sabah vakti 7 kıta 198 ülkenin tüm haber kanallarına düşen elektronik bir zarf ile değişti.
Çocuk gelişimi alanındaki yüksek öğrenimimi Avustralya’da tamamladıktan sonra yurt dışında ve Türkiye’de okul öncesi eğitim kurumlarında eğitmen ve yönetici olarak görev aldım. Aktif olarak okul öncesi eğitim kurumlarına danışmanlık yapmaktayım.Beni Tanı isimli kitabım aracılığıyla siz sevgili ebeveynlere ulaşıp daha fazla çocuğun hayatına dokunabilmeyi ve yaşam serüvenlerine tanık olduğunuz minik kalplerle ilgili sorularınızı cevaplamayı amaçlıyorum.
Zeki Sevim: Yazar, 1963 Yılında Batman 'IN Bleder Köyünde Doğdu. İlkokulu Köyünde Bitirdi. 11 Yaşında Çeşitli Yerlerde Çıraklık Olarak İş Hayatına Girdi. Halen Batman'da Ticaret İle Uğraşmaktadır. Evli Ve Dört Çocuk Babasıdır. Batman'ın Yerel Gazetelerinde Zaman Zaman Yazıları Yayınlanmış Olup Daha Önce Kese Kağıtları (2008), Kehribar Boncuk (2014) Ve Yoksullar Ve Köpekler (2019) Öykü Kitaplarını Yazmıştır. 2018 Yılında Kehribar Boncuk Kitabıyla Altın Kalem Öykü Ödülü'nü Almıştır. Mezopotamya Cadısı Yazarın
Bu Hikayedeki Tum Olaylar Tamamen Hayal Ürünüdür.Keşke olmasalardı ama yapacak bişey yok. Hikayenin kahramanı Ali Gomalak yarım yamalak tahsil terbiye gördükten sonra eline geçen sihirli kartını kullanarak para pul meselelerini halledip mutlu ve mesut bir hayata yelken açabilseydi.Keşke Şabalak Şaban aradığı saf ve temiz aşkını bulup mesut yuvasını kurabilseydi. Ancak durum tamamen ümitsiz sayılmaz.Hayali kurulan her şey evrenin sonsuz kuantum varlığında bir köşede vücut bulur diye bir görüş var, kim bilir?
“Osmanlı'dan Günümüze Eğitimdeki Gelişmelere Eleştirel Bir Bakış-21. Yüzyılda Eğitim Sistemimiz Nasıl Olmalı?” kitabı, ülkemizde eğitim sistemlerinin Osmanlı’dan günümüze nasıl değişimler geçirdiğini ele alan temel bir çalışmadır. Bu eserde Türk eğitim sistemi olumlu olumsuz çeşitli yönleri ile tarihsel süreç içerisinde incelenmiştir. Bu çalışma başta eğitim fakültesi ve üniversite öğrencilerine, her düzeydeki öğretmenlere, eğitim tarihine özel ilgi duyanlara, eğitim alanında çalışan uygulayıcılara, yöneti
Gün Birdenbire Doğmaz
Aydınlık Karanlığın İçindedir
Gök Aydınlığını
Karanlığın İçinden Süzer
Bir bilgisayar organizmasında tespih çekiyor hayatım klavye gıcırtısının sesinde...
Yoldaydım: insan selinden boğulmuş durakların ve korna seslerinin gürültüsünün arasında arafta titriyordum emsalsiz neon ışıklarının parıltısı ile zevkle vurulmuş karanlığın geceliğiyle uçuyordum:
Bu kozmosun kırıntıları ile örülmüş bir işçi tulumunun içinden aylak ve aç - platonik bir şokla...
Hayattaki en önemli başarı varlığınızın tadını çıkarmak ve mutlu olmaktır. En önemlisi asla kimseden veya hiçbir şeyden korkmamak ve kendi yoluna gitmektir. Hayat asla mükemmel olamaz ama her zaman güzel olabilir!Herkes hayatında belirli bir hedef arıyor, bu da mutlu hissetmenin gerçek anlamını elde etmek.Mutluluk, sahibinin daima nihai aşk ve başarı içinde yaşayacağı bir iksirdir.İnsanlar bu hedefe ulaşmak için her zaman çok zor ve yanlış yollar seçerler çünkü olumsuz zihinlerinin yanlış öğretilerini ve sa
İnsanoğlunun görünmez düşmanları onların öğrenip değişmelerini ve bilinçlerini genişletip yükseltmelerini engelleyenlerdir. Bilinçlerin yükselmesi için açık fikirli ve ön yargısız düşünebilen insanlar gerekmektedir. Sığ bilinçli insanlar ne kendilerine ve ne de çevrelerine karşı saygı duyabilirler. Ancak insanlar kendilerine ve yaşama saygı duymayı öğrendiklerinde kendileri ile toplum ile ve doğa ile uyumlu, bütünleşik bir vaziyette mutlu ve huzurlu yaşamanın kurallarını da bulacaklardır. Bunun için insanla
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 120-140 /
Aktif Sayfa : 7
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.