Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Evvel zaman içinde hayat bulan bu öyküler silsilesi, okuru farklı zamanlarda ve farklı hayatlarda unutulmaz bir seyrüsefere çıkarıyor. Yolu kâh Tuna’ya, kâh Konstantin’in Hipodrom’una, kâh Fatih’in İstanbul’una, kâh Tebriz’e, kâh Türkmen yaylalarına uğrayan Evvel Zaman Öyküleri bir atın yüreğinde, bir hükümdarın hayallerinde, bir eşkıyanın öfkesinde, bir devşirmenin nasibinde, bir sürgünün aşkında duruyor. Tarihi bir methiye malzemesi olmaktan çıkarıp insana odaklanan bu öykülerde ruhun amansız çelişkileri,
Avrupa’yı oluşturan milletlerin ve bugünkü devletlerin, tarihin çeşitli dönemlerinde bulundukları coğrafi konumlar ve hanedan ilişkilerinin karmaşıklığı sebebiyle, günümüzde elli ülkenin yer aldığı Avrupa kıtasının tarihini yazmak hem metot hem de içerik açısından oldukça zordur. Bu sebeple Avrupa Tarihi isimli bu eserde, Avrupa kıtasında var olan devlet ve kavimlerin ürettikleri ortak değerler üzerinden bir tarih yazımı tercih edilmiş, Avrupa kıtasının mekânsal ve tarihsel değişimi ile siyasal gelişmeler ü
Tükendi
Cumhuriyet döneminde ilk defa birden fazla partinin katılımıyla yapılan 1946 seçimleri sadece iç siyasette değil, sosyal, iktisadi alanlarda, uluslararası ilişkilerimizde büyük değişimlerin yaşandığı yeni bir dönemin kapılarını açtı. Dünyada da geride kalan bu üç asırlık zaman diliminde köklü değişimler oldu; 90’lı yılların başında Sovyet İmparatorluğu dağılırken kırk beş yıldır süren soğuk savaş sona erdi. Yeni jeopolitik ve ekonomik dengeler oluştu. Bu siyasal anafor sırasında Türk cumhuriyetlerinin kurul
Esaret, Tanzimat roman ve hikâyesinde en çok işlenen konulardan biridir. Hatta dönem edebiyatının duygusal çerçevesini neredeyse tek başına esaret çizer. Sâmipaşazâde Sezâi de esaret aleyhindeki düşünceleriyle kendinden önce yazılanlardan daha derli toplu ve olgun bir bakış açısı geliştirdiği Sergüzeşt romanında, kendi hayatından getirdiği birtakım gözlemleri de kullanır. Elbette Sâmipaşazâde Sezâi, esareti sadece romantik ve melankolik bir duygunun tezahürü olarak görmez. Annesi Gülarayiş Hanım’ın Kafkasya
On altıncı yüzyıl edebiyatının en parlak siması Luís de Camões, Cemil Meriç’in büyük tarihçi Edgar Quinet’ten aktardığı ifadelerle Portekiz’in yarattığı tek büyük fatihtir: Bir kıtayı değil bütün kıtaları fetheden, mısraları kâh portakal çiçeği kâh tarçın kokan, okyanus kadar geniş ve derin kalbiyle iki kıtayı birleştiren bir fatih… Yine Quinet onun eserini devrimizin ilk ve tek gerçek destanı saymış, Voltaire, Cervantes ve İspanyol Altın Çağı şairlerinin hayranlığını celbeden Camões’i Homeros’a benzetmiş;
İnsanlık, tarih boyunca ölümle yüzleşmekten kaçınmış ve ondan kurtulmak için yollar aramıştır. Ölümün kaçınılmaz olduğunu anladığında ise fiziki varlığının yok olacağı düşüncesiyle savaşabilmek için ölümün ardından gidilecek yeni dünyalar yaratmıştır. Ölüme karşı geliştirilen inanış ve uygulamaların günümüzde Rusya Federasyonu sınırları içindeki Hakas Cumhuriyeti’nde Yenisey Kırgızlarının torunları olarak yaşayan Hakas Türklerinde nasıl şekillendiğini ortaya koyabilmek amacıyla hazırlanan bu çalışmada ölüm,
Pars şiirleri bir tükenişin poetik anlatısı olmasının yanı sıra bir özgürlük ağıdıdır. Acımasızca soyunu kuruttuğumuz bu hür ve görkemli vahşiyi içimizden de uzaklara sürmüş ve çoraklaşmışız meğer. Bugün kapımızı çalan küresel yangınlar, salgın hastalıklar ve bunların neticesinde bize sunulan bireysel özgürlüklerin kısıtlandığı ve kontrol edildiği distopik gelecek, bir zamanlar acımasız bir gururla doğayı alt ettiğini sanan insanın, aslında alt ettiği ve yok ettiğinin kendi hürriyeti olduğunu fark ettiriyor
Çinliler, çok erken dönemlerde kayıtlar tutmaya başlamışlardır. Bu kayıtlar sayesinde tarihlerini ayrıntılı olarak öğrenebildiğimiz Çin’i anlamak için de onun binlerce yıllık geçmişine vakıf olmak lazımdır. Çin tarihinden Türkleri çıkarmak mümkün değildir. Çinlilerin siyasi, toplumsal ve ekonomik dönüşümlerinde kuzeyden gelen Türklerin ve diğer konar-göçerlerin büyük etkisi vardır. Üstelik Çin’deki hanedanlıkların çoğu da Türkler, Moğollar ve Tunguz-Mançular tarafından kurulmuştur. Haliyle Çin tarihi, Türk
Karabağ diye adlanan bölge, ezelden beri Azerbaycan'ın bir parçası, bütün tarihi boyunca Azerbaycan Türklerinin vatanı, dahası en önemli ve gelişmiş kültür merkezlerinden biridir. Mehdi Genceli'nin hazırladığı bu çalışmada Karabağ, tarihî, hukukî, kültürel ve edebî boyutlarıyla işlenmiştir. Dr. Cavid Mövsümlü tarafından Karabağ'ın tarihi ele alınmış, bölgede yaşayan topluluklar, halklar ve devletler hakkında bilgiler verilmiştir. Azerbaycan Türkleri'nin Karabağ toprağında kurdukları devletlere ve bunların y
Bilgi ve iletişim çağı olan günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşmış fakat doğru bilgiye ulaşmak zorlaşmıştır. “Niçin İbadet Ediyorum?” eseri gençlerimize ibadet konularında yanlış bilgi ile sahih bilgiyi ayırt etmelerinde rehber olmaktadır. Bu eser, gençlerimizin Din İşleri Yüksek Kuruluna yönelttiği sorular ve Kredi Yurtlar Kurumunda kalan öğrencilerin zihinlerini meşgul eden sorulardan hareketle meydana getirilmiştir.Bilgi ve iletişim çağı olan günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşmış fakat doğru bilgiye ulaşm
Muhterem okuyucu, ben bir roman yazmıyorum; bir hakikati değiştirerek size bir roman gibi okutmak fikrinde de değilim. Bu yazılar tarih arabasının tekerlekleri altında sesleri duyulmayan, ezilen zerrelerden birinin hikâyesidir. Romana çok benzer. Burada tesadüf tanrısının o kadar garip cilvelerini göreceksiniz ki bir hakikati okuduğunuza şüphe edeceksiniz. Romanlarda hayal, hakikat kostümü içindedir. Burada bunun aksi görülecektir. Bu hikâye benimdir. Fakat kendim için yazılmış değildir. Bir memlekete düşma
Tanısan Seversin, bir baba ve küçük kızının kitabı. İçinde birbirinden farklı kız çocukları var. Hepsi değişik özelliklere sahip, hepsi çok özel. Bazı arkadaşlarınızı kitabın sayfalarında bulacaksınız, belki de kendinizi… Onları tanıdıkça kendinizden bir parçayı da tanıyacak ve çok seveceksiniz.
Tükendi
Destanların kendisine mahsus özellikleri vardır. Onlar, bir milletin hayatta kalmayı sürdürebilmesi veya yok olmak ile yüz yüze gelmesi ya da çok büyük güçlerle mücadelelerini anlatır. Bunları anlatırken mensubu olduğu milletin tarihini, kültürünü ve dilini önceki nesillerden sonraki nesillere taşır. Bozkurt Destanı ve Ergenekon Destanı, çok kısa metinlerine rağmen, bu bahsettiğimiz unsurların hepsini birden bünyesinde bulunduran ilgi çekici iki Türk destanıdır. Bozkurt Destanı ve Ergenekon Destanı aslında
MÖ 7 - MS 7. yüzyıllar arasında Çin geleneksel siyaset dilini belirleyen birincil tarih kaynaklarının çeviri ve değerlendirmesinden oluşan bu eser, söz konusu resmî dilin “eski Çin’in ötekisi” olarak gördüğü kuzeyli toplulukların, Batı dillerinde yanlış bir genellemeyle “barbar” olarak karşılanan yabancıların, değişen tarihî, siyasi ve kültürel koşullar bağlamında gerçekte ne şekilde algılandığını ortaya koymaya, siyaset terminolojisi içinde onları tanımlayan sözcüklerin yüklendikleri anlamları tasnif etmey
“Ben, bir Türk’üm. İçimden Müslümanım. İsterim ki, dünyada herkes içinden Müslüman olsun. Ben, bütün çalışmalarımı Türkiye’ye mâl ettim. Ben, bu topraklarda bulunan, sizler gibi mütevazı bir insanım. 11 yaşımda babamı kaybettim. Lise tahsilimi eniştemin pardösüsüyle yaptım. Buna üzülmemek lâzım. Ben hekim olmak istiyordum. Daha tıbbiye sıralarında hocalarımın yaşantılarından bize ne kadar örnek olarak davrandıklarını gördüm. Hekim oldum. Istıraptan kazanılan parayı benimsemedim. Zengin olmayı aklımdan geçi
Dostoyevski’nin 1868 yılında Russki Vestnik dergisinde tefrika edilen romanı Budala iyilik timsali nesli tükenmiş bir adam olan Prens Mışkin’in hikâyesini anlatmaktadır. Sık sık sara nöbetleri geçiren hastalıklı Prens Mışkin her ne kadar zekâdan yoksun bir karakter olmasa da saflık derecesindeki iyi niyeti yüzünden çevresindekiler tarafından “budala” olarak görülmektedir. Eser Dostoyevski’nin mutadı olduğu üzere kendi hayatından da izler taşımaktadır. En güçlü romanlarından biri olarak kabul edilen Budala’d
Corneille’in kahramanları muhtelif milletlere mensuptur ve muhtelif devirlerde yaşamışlardır. Onun için hemen her piyesinin mevzusu başka bir memlekette geçer. Tıpkı Abdülhak Hamit’te olduğu gibi, Corneille külliyatında da hem şark vardır hem garp... Birçok milletler Corneille’in külliyatında kendi kahramanlarından birini yahut bir ikisini bulabilirler. Mesela La Cid İspanya’da, Cinna Roma’da, Polyeucte Malatya’da ve bugün neşrettiğimiz Nicoméde de İzmit’te geçen bir vaka tasvir eder. Corneille, Nikomed’in
Nobel ödüllü yazar Anatole France, Tanrılar Susamışlardı'da, Fransız İhtilâli'nin terör yıllarını, kendi çocuklarının başını yemek konusunda iştahı hiç tükenmeyen ihtilâlin keskin bıçağı giyotinin cömertçe inip kalkışları ve tutkulu Evariste Gamelin'le ölçülü Elodie'nin aşkını merkeze alarak büyük bir ustalıkla anlatmış, ihtilâl mahkemelerinde körelmiş vicdanların, soğuk nazarların, yolundan sapmış bir hukukun gölgesinde sel gibi akan insan kanının boğduğu kardeşlik ülküsünün trajik sahnelerini canlandırmış
Bobstil, 1940’lı yıllara damga vurmuş bir kelimedir. İlk önce Amerika’dan gelen züppece giyim tarzına ve bu giyim tarzını benimseyen tiplere yönelik kullanılmıştır. Zaman içinde her türlü yeniliğe, farklılığa, garipliğe karşı bir yakıştırmaya dönüşmüş hatta hakaret manasına ulaşan bir anlam genişlemesine ulaşmıştır. Böylelikle garip karşılanan sanat eserinden, yeni lezzetler sunan lokantaya, pazardaki eğri büğrü meyveye kadar her şey bobstil yakıştırmasıyla anılmıştır. Ense köküne kadar uzanan saçlar, bol
Emir Timur… Asya’nın son cihangiri, büyük Türk Hakanı… Tarihî bir şahsiyet olmasına rağmen adeta efsanevi bir kahramana dönüşen bir hükümdar… Sadece Türkistan’ın değil, dünyanın en büyük askerlerinden birisi kabul edilen bir sultan… Tarihî romancılığın Türkiye’deki öncü isimlerinden kabul edilen M. Turhan Tan’ın 1936 yılında kaleme aldığı bu eseri, o büyük hükümdarın şanına yaraşır cinsten. Emir Timur’un Hindistan ve Anadolu seferlerini merkezde tutan bu romanda, onun bütün hayatını, aşklarını, siyasi mücad
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3