Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bizim Mahalle'ye mutlaka uğrayın. Mahallemizde sevdiklerimiz; büyüklerimiz, küçüklerimiz, bakkalımız, muhtarımız, dedemiz, Tayyare hanımteyzemizle Safiye hanımteyzemiz var. Hepsinden önemlisi dostluklarımız var. Bizim Mahalle'de yakın arkadaşım Hasan ve ben de varız. Benim adım Ali. Sizi uyarmam gereken hırçın kız Zeliş de mahallemizin kızı. Biraz aksidir, huysuzdur ama iyi yüreklidir. Daha pek çok güzel insan Bizim Mahalle'de yaşar. Unutmadan söyleyeyim, mahallemizde bir de köpeğimiz Çamur var. Çamur tanım
Arkadaşlar, Bizim Mahalle'ye mutlaka uğrayın. Mahallemizde sevdiklerimiz; büyüklerimiz, küçüklerimiz, bakkalımız, muhtarımız, dedemiz, Tayyare hanımteyzemizle Safiye hanımteyzemiz var. Hepsinden önemlisi dostluklarımız var. Bizim Mahalle'de yakın arkadaşım Hasan ve ben de varız. Benim adım Ali. Sizi uyarmam gereken hırçın kız Zeliş de mahallemizin kızı. Biraz aksidir, huysuzdur ama iyi yüreklidir. Daha pek çok güzel insan Bizim Mahalle'de yaşar. Unutmadan söyleyeyim, mahallemizde bir de köpeğimiz Çamur var.
Arkadaşlar, Bizim Mahalle'ye mutlaka uğrayın. Mahallemizde sevdiklerimiz; büyüklerimiz, küçüklerimiz, bakkalımız, muhtarımız, dedemiz, Tayyare hanım teyzemizle Safiye hanım teyzemiz var. Hepsinden önemlisi dostluklarımız var. Bizim Mahalle'de yakın arkadaşım Hasan ve ben de varız. Benim adım Ali. Sizi uyarmam gereken hırçın kız Zeliş de ­mahallemizin kızı. Biraz aksidir, huysuzdur ama iyi yüreklidir. Daha pek çok güzel insan Bizim Mahalle'de yaşar. Unutmadan söyleyeyim, mahallemizde bir de köpeğimiz Çam
Arkadaşlar, Bizim Mahalle'ye mutlaka uğrayın. Mahallemizde sevdiklerimiz; büyüklerimiz, küçüklerimiz, bakkalımız, muhtarımız, dedemiz, Tayyare hanım teyzemizle Safiye hanım teyzemiz var. Hepsinden önemlisi dostluklarımız var. Bizim Mahalle'de yakın arkadaşım Hasan ve ben de varız. Benim adım Ali. Sizi uyarmam gereken hırçın kız Zeliş de mahallemizin kızı. Biraz aksidir, huysuzdur ama iyi yüreklidir. Daha pek çok güzel insan Bizim Mahalle'de yaşar. Unutmadan söyleyeyim, mahallemizde bir de köpeğimiz Çamur va
Darbeler ile sık sık yüz yüze gelen Türkiye Cumhuriyeti, atası Osmanlı’dan birçok şeyi miras olarak devralmıştır. Osmanlı’da ordu ile siyasi yönetimin mücadelesi ve yapılan darbelerle, Cumhuriyet döneminde de sıkça karşılaşılmıştır. Osmanlı dönemindeki askerî müdahaleler ile Cumhuriyet dönemindekiler arasında şeklî bakımdan birçok benzerlik olsa da Türkiye Cumhuriyeti’ndeki askerî müdahaleleri farklı değerlendirmek gerekir. Özellikle 19. yüzyıldan itibaren dünyada ve Türkiye’de gelişen olayları, büyük emper
Taşlıca, Torosların güney yamacında, Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı bir köy. Toroslarda birçok köy boşalmış durumda. Yaşayan köylerde de, değişen hayat tarzı, eski hayatın sözlü kültürünü unutturdu. Eski Taşlıca'yı anlatan bu çalışma, bir bakıma Toroslardaki köylerin de hikâyesidir. Artık bizim yaşadığımız köy yok. Adı yine Taşlıca ama köy, fiilî olarak Antalya-Konya yolu üzerindeki Murtiçi bölgesine aktı. Murtiçi, köyü gölgede bıraktı. Sokaklar ıssız, evler harap. Köyde tek tük gününü doldurmaya çalışan
Arkadaşlar, Bizim Mahalle'ye mutlaka uğrayın. Mahallemizde sevdiklerimiz; büyüklerimiz, küçüklerimiz, bakkalımız, muhtarımız, dedemiz, Tayyare hanımteyzemizle Safiye hanımteyzemiz var. Hepsinden önemlisi dostluklarımız var. Bizim Mahalle'de yakın arkadaşım Hasan ve ben de varız. Benim adım Ali. Sizi uyarmam gereken hırçın kız Zeliş de mahallemizin kızı. Biraz aksidir, huysuzdur ama iyi yüreklidir. Daha pek çok güzel insan Bizim Mahalle’de yaşar. Unutmadan söyleyeyim, mahallemizde bir de köpeğimiz Ça
Benzeri olmayan “RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) Lügati” Türkiye'de 1932'den beri dilden düşmeyen “Dil İnkılabı, Dil Devrimi” hareketiyle dilimize sokulan sözlerin lügatidir. Bunları bilmeden “Dil Devrimi”nin lehinde veya aleyhinde konuşmak da boştur. Bu kitapta neler bulacaksınız? 1. Devletin kararı ve gücüyle değiştirilen kelimeler (Türkçeden hangi kelimelerin atılacağı, yerlerine hangilerinin katılacağı hususunda resmî teşebbüslerde bulunulduğu), 2. RİT kelimelerinin ilk ikame edildiği yıllar ve
Anadolu’nun Kadim Sesleri, Âşık Veysel’den Bekçi Bakır’a, Kazancı Bedih’ten Tenekeci Mahmut’a, Sümmani Baba’dan Şerif Akbağ’a Anadolu’dan yükselen ve bu coğrafyanın rikkat sahibi kulaklarında yankısı dinmeyen karşılıklar bularak duyarlılıklarımızı, kimi zaman içleniş ve dert kimi zaman sevinç ve coşkuyla dile gelen duygularımızı, kısaca varoluşumuzu şekillendiren seslerin sahiplerine, koruyucularına, aktarıcılarına dair incelikli kalem işlerinden oluşuyor. “Özlemin, hasretin narıyla yanmış haberlerin olmadı
Türkiye dışından bir Türkologla yapılan ilk nehir söyleşi olma özelliğini taşıyan Tuna Kürsüsü’nde, ömrünü Türk-Macar dil ve kültürüne hasretmiş, gerek Türkçeden Macarcaya gerek Macarcadan Türkçeye çevirileriyle bu iki kardeş milletin edebiyatının karşılıklı tanıtımında gerçek bir kürsü görevi yüklenen Edit Tasnádi’nin İkinci Dünya Savaşı yıllarından günümüze bu ilişkilerin ağında şekillenen hayatını ve Türk-Macar ilişkileri tarihinin daha geniş çerçevesi içinde tarihimizin, dilimizin, edebiyatımızın, folkl
Gazi Sultanlar, İslâm tarihinin geç Orta Çağ ve erken modern döneminin uclardaki kutsal savaşçı hükümdarları idi. Elinizdeki kitap, mezkûr dönemlerde İslâm dünyasında temayüz etmiş üç gazi (Gazneli Mahmud, Bâbür, II. Murad) hakkında karşılaştırmalı ilk incelemedir. Kitap, bahsi geçen şahsiyetlerin strateji oluşturmasında ve kendilerini ifade etme biçimlerinde seleflerinin eylemlerinden ve eserlerinden nasıl ve ne ölçüde etkilendiklerini göstermektedir. Pek çok Farsça, Arapça ve Türkçe metinden faydalana
Bu roman, Ömer Seyfettin’in kısa ömrünün uzun hikâyesidir. Onun hikâyesi bir mart sabahı Gönen’de başladı. Haydarpaşa Hastanesi’nin deniz gören küçük ve soğuk odasında ömrünü tamamlandığında, yine bir mart sabahıydı. Otuz altı yıllık bu hikâye; büyük savaşlar, esaret, acılar, geçim sıkıntıları ve yalnızlıklarla doluydu. O, koskoca bir imparatorluğun çöküşünün, genç cumhuriyetin doğuşunun tanığıydı. Etrafında olup bitenlere duyarlı bir aydın ve büyük eserini arayan sanatçıydı. Türklük ülküsüyle yoğrulmuş bir
Türk ve Ermeni, asırlardan beri birlikte yaşayan iki millet, artık dostluklarına nihayet vereceklerdi. Osmanlı ordusunun bozukluğu iki millet arasında geniş bir uçurum açmıştı. Halk üzerinde zâlimâne ve gaddarâne bir nüfuz icra eden hükûmet Türkleri bîzar ettiği gibi Ermenilerde de hürriyet ve istihlâs arzuları uyandırmıştı. Bu arzuları en ziyade takviye eden Ermeni komiteleriydi. Komiteler, Ermenilerin saadetini bombadan ve kıtalden ziyade sulhen de temin edebilirlerdi; fakat onlar hırslarının tatmini için
Peyami Safa'nın şaheserlerinden Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk edebiyatında “insan ruhunun derinliklerinde ve labi­rentlerinde dolaşan ilk roman” olması ve hasta bir insanı ve onun psikolojisini ele alması bakımından önemli bir yere sahiptir. Birçok araştırmacı ve yazar tarafından Türk edebiyatında bir ilk kabul edilen Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Tanpınar dediği gibi, “acının ve ıstırabın yegâne kitabı” olarak hem kemiyet hem de keyfiyet bakımından başka hiçbir eser olmasa da Türk romanının var olduğuna del
Tükendi
Rusya tarihi, başlangıçtan itibaren aynı zamanda Türk-Rus münasebetleri tarihi olsa da ülkemizde yeterince çalışılan konulardan değildir. Yalnızca Rus arşivlerinin değil, ülkenin kendisinin de uzun yıllar boyunca “kapalı” kalmasının ve Soğuk Savaş döneminde Türkiye’de olumsuz bir Rusya imajının hâkim olmasının da bunda etkisi büyük. Hâlbuki Mustafa Kemal Atatürk’ün “Kuzey Komşumuz” olarak adlandırdığı Rusya, hangi rejim ve ne kadar zor şartlarda olursa olsun Türkiye ve Türk Dünyası ile ilgili araştırmaların
A.G. Sayar"da belirginleşen sübjektif-objektif alan dengesinin oluşmasında saf eleştirel mizacı ve 'put kırıcı· mirasıyla hak sahibi bir isim olan Terence W. Hutchison üzerine 2012 yılında yayınlanan Filozof-İktisatçı: Terence W. Hutchison kitabı, Türk talebenin İngiliz hocasına ilim yolundaki bağlılığının yanı sıra kendisiyle kalbi bir boyutta buluştuğunun da bir tescilidir. T.W. Hutchison'ın hayat hikayesinin en uzanılmadık, belki ikincil öneme sahip noktalarına bile söz konusu eser göndermelerde bulunurk
1241–1242 yılında Polonya’dan başlayıp Almanya hudutlarına uzanan, buradan da Avusturya’ya ilerleyip Macaristan’ın batı kesimlerine doğru sokularak Dalmaçya sahillerine inen hat âdeta bir yangın sınırıydı. Bu sınır, Moğol saldırısına uğrayan bölgelerle güvende kalan toprakları birbirinden ayırıyordu ayırmasına ancak korkunun bir hududu yoktu ve tedirginlik kıtanın neredeyse tamamında hüküm sürüyordu. Nitekim o karanlık günleri yansıtan Latince belgeler, sadece saldırıya uğrayan insanların değil, çok uzakta
Arzu ettiğimiz güçlü bir geleceği sağlayabilmek için toplumsal yapımızın çok iyi bir şekilde analiz edilip içinde bulunulan sosyal ve psikolojik açmazların tespit edilmesi ve buna göre davranılması gerekir. Bu çalışma da bu fikirden yola çıkarak sorunlar ve ezberlerden oluşan problemlerin neler olduğunun tespiti, düşünce tarihimize ilişkin yanlış yaklaşımların ve özgün bir metodoloji ile gerçekliği hedeflemeyen tutumlarımızın değerlendirmesini içerirken, aynı zamanda hukuk devleti merkezli bir çözüm önerisi
Cengiz Dağcı, O Topraklar Bizimdi romanında bizleri yine mahzun Türk ülkesi Kırım'a götürüyor. Bu kez başkent Akmescit'in Çukurca köyüne… Onlar da İnsandı romanından tanıdığımız Çilingir'in oğlu Selim, Kızıltaş sürgününden kurtulduktan sonra Akmescit'te Rus eğitimi almış ve Çukurca köyüne Kolhoz reisi olarak dönmüştür. Toprağına can-ı gönülden bağlı Kırımlı köylüler Rus devletinin baskısından ve Kolhoz teşkilâtından öyle bezmişlerdir ki artık vatanlarından sürgün edilmemek ve hayatta kalabilmek adına sadece
Din eğitiminin araştırma konularından biri de İslâm eğitim klasikleridir. Bunlar doğrudan eğitimle ilgili klâsik eserler olduğu gibi, dolaylı olarak eğitimi konu edinen eserler de olabilir. Bu ikinci kategoride yer alanlardan önemli bir kısmı İslâm ahlâk felsefesi ile ilgilidir. Bu ve benzeri eserler, İslâm ahlâk eğitiminin teorisini anlamak, ayrıca bu teorinin aktüel değerini belirlemek bakımından üzerinde düşünebileceğimiz somut yaklaşımlar sunmaktadır. Söz konusu eserlerden biri de Nasîrüddin Tûsî’nin Ah
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1