Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Tezer Özlü'yü çocuk yaşta tanıyan Ferit Edgü, zaman içinde dostu, (zaman zaman) dert ortağı ve yayıncısı olmuştur. Bu kitapta, bu iki yakın dostun, İstanbul/Paris/Ankara ekseninde (çoğu Tezer'in hastalığının depreştiği zor günlerde) birbirlerine yazdığı mektuplar yer alıyor. Yazmayı bir varoluş sorunu olarak gören iki yazarın yayımlamayı hiçbir zaman düşünmedikleri bu mektuplarda, özellikle Tezer Özlü'nün Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk kitaplarından tanıdığımız çırılçıplak dünyasıyla k
Eski İzmir'den geriye kalanlar... Çok yönlü kültür insanı Tekin Özertem'in imzasını taşıyan Geride Kalan, Delidolu'nun "Tanıklık" temalı kurmaca dışı eserler koleksiyonun ilk kitabı. 50'li, 60'lı ve 70'li yılların İzmir'ine, bilhassa da kentin sanatsal üretkenliğine ve çokkültürlü toplum yaşantısına tanıklık ettiren kitap, İzmir'i çok daha yakından tanımamızı sağlıyor. Geçmiş üzerinden bugünün İzmir'ini de düşünmemize olanak veren ve bu yönüyle kent belleğine katkıda bulunan Geride Kalan, ünlü Gagin Yoku
Bu kitabın yazarı uzun yıllardır cezaevinde bulunan Mehmet Ali Besun o çok zor koşullarda ve büyük bir emekle, her kelimesini inci gibi işleyerek, kırk yıl önce yaşanan sosyal ve siyasal bir tarihi öğrenmemiz ve unutmamamız için yazmış ve önümüze koymuştur. Bu kitaba ilgi göstermek geçmişimize göstereceğimiz ilginin ifadesi olacaktır. Halkımızın, geleceği ören insanlarına ve onların yarattığı değer ve ürünlere ilgi göstermek konusunda cömert olduğunu biliyor ve buna inanıyorum.
Tükendi
Saklı kalmış âlimlerimizi ve mütefekkirlerimizi keşfederek onların birikimlerinden istifade etmek toplumsal ihya ve ıslah çabaları açısından son derece önemli. Uzun bir ilim yolculuğuna çıkan merhum Fikri Tuna, heyecanını ve coşkusunu ömrü hayatı boyunca korudu. Şam'dan Lübnan'a, Mısır'dan Cezayir'e uzanan seyahatleri ulvi ilim yolculuğuyla ilgili. Fikri Tuna aynı zamanda çağdaş İslam düşüncesini ve İslam âleminin ahvalini yakından takip eden iyi bir müdekkik. İlmin "İslam'ı asrın idrakine söyletmek" manası
Bu kitabı, şahitliğe hazırlık için yazıyorum. Yazdıklarım; daha önce atalarımın ve sadık yoldaşlarımın dökülen kanıyla kutsal hale gelmiş bir fikrin tanıklığıdır. Bir şeyin değerini onunla neler yapabileceğiniz değil, onun için neleri feda edebileceğiniz belirler. Özgürlük, kendimiz, milletimiz ve ülkemiz için tam bir sorumluluk kabul etmemiz anlamına geliyor. Özgürlük, bizi başkalarından ayıran mesafeyi muhafaza etmek demektir. Özgürlük, zorluklardan, güçlüklerden, mahrumiyetten ve ölümden artık korkmamak
Franz Babinger'in "Sırplı devşirme" diye andığı Ostravica'lı Konstantin Mihail Konstantinovic, Üsküp'ün batısında yer alan NovoBrdo'nun fethi sırasında devşirilir. Onun Türk Kroniği (KronikaTurecka) adıyla Çekçe ve Bir Yeniçerinin Hatıratı (PamietnikiJanczara) adıyla Lehçe neşredilen eseri döneme dair pek çok gelişmeyi anlaşılır ve sade bir üslupla ele alabilen nadir çalışmalardandır. Kitap, Türklerin dini ve yaşamları, Osmanlı devletinin sosyal ve askeri yapısı hakkında çok kıymetli bilgiler sunar. Bilhass
Tıp doktoru, anestezi uzmanı, halk sağlığı doktoru ama önce insan.. Hekim olan, olmayan ama sosyal medya mecrasına azıcık girmiş olan bir kişi Ali Özyurt ismini duymuş, onun paylaşımları ile, özellikle şiir paylaşımları ile büyük olasılıkla karşılaşmıştır; çünkü Ali Özyurt bir sosyal medya fenomenidir, binlerce takipçisi vardır. Yakın zamanda kaybettiğimiz değerli bilim insanı, psikiyatrist Dr Engin Gençtan'ın "İnsan Olmak" isimli kitabının ilk basımının önsözü şu ifade ile başlar: "İnsan var olduğu günden
Tükendi
Vakittir, dedim... Gördüğüm, geçirdiğim, yaşadığım, yaşattığım ne varsa yazmalıyım artık, dedim ve elinizdeki kitap çıktı ortaya... Mesleğim diş tabipliği; uzun yıllar, mesleğimle müziği yan yana yürüttüm ve adeta iliklerime işleyen Anadolu ezgilerinden de hiç ayrı düşmedim. Ruhunun sesini dinlemekten vazgeçmeyenlerden olan Rus yazar Anton Çehov'un meşhur sözünü anmak isterim burada: "Mesleğim olan doktorluk karım, yazarlık metresimdir; ama son yıllarda karımı göremez oldum!" Dünyamız, yeryüzüne değmemden
Avusturyalı yazar Joseph Roth (1894–1939), "gazetecilik" yıllarında kaleme alıp ilk defa 1927'de yayımlanan kitabı, Yahudiler Yollarda'nın önsözünde şöyle seslenir: "Bu kitabın beklentisi alkışlar ve övgüler değil!" Zira dönemin Avrupa'sını derinden etkileyen bir "göç" olgusu üzerinedir yazdıkları. Roth, bu sıradışı kitabında 1. Dünya Savaşı'ndan önceki ve sonraki yıllarda, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, dünyanın çeşitli bölgelerine "göç etmek" zorunda kalan ve gittikleri yerlerde kendi cemaatlerince b
Tükendi
"İçeri girenler, ölenler, sağ kalanlar, sağ kaldığına üzülenler, gençliklerini faşizmin hapishanelerinde geçirenler, içeri girmeyenler, işkence görenler, işkencede konuşanlar, konuşmayanlar, mülteci olanlar... (...) Son yok. Son da Hayri gibi kayıp. Nasıl olsun ki? Hayri yok, devrim yok... Kayıpları aramaya devam ediyoruz. Geçmişe ağlamak fayda vermez. Biliyorum... Ama Hayri ve onun gibi devrimciler yaşasaydı burası başka bir ülke olurdu, bunu da biliyorum." Resmî belleğe şiddetli bir politik kutuplaşmanın
Tükendi
On üç yaşında küçük bir kız yaşadıkları apartmana taşınan ünlü bir yazara âşık olur, onu hayatı boyunca sever. Annesi dul kalıp yeniden evlenince başka bir yere taşınırlar ama genç kız sevdiği genç yazarı asla unutamaz. Bir gün garip bir rastlandı sonucu, yıllar sonra, kız on sekiz yaşına geldiğinde tanışırlar, birlikte olurlar, genç kız hamile kalır ve bir erkek çocuk doğurur. Fakat genç ve çapkın yazar sürekli gezer ve sevgili değiştirir. Genç kız ailesinden kaçar, parasız kalır, çocuğunu kimsesizler doğ
Tükendi
KEMAL TAHİR'E MAHPUSANEDEN MEKTUPLAR "Onlar da güzel günlerdi Kemal, zaten düşünüyorum da, bizim için güzel olmayan gün yok sanıyorum. Günleri bir daha çirkinleşemiyecek, kepazeleşemiyecek hale getirmek için çalışan insanların bu çalışma seyrinde kötü günleri olabilir mi? Satıhta vehimli ve hesaplı fakat dipte alabildiğine umutlu nikbinliğim ferden ihtiyarlayıp ölüme yaklaştıkça bir kat daha kuvvetleniyor ve bir kat daha nikbin ve ümitli oluyorum. Günün birinde öleceğimi bildiğim için hayatı seviyorum ve o
Tükendi
Çanakkale'nin büyük şehitlerinin ruhlarını şad etmek amacıyla içleri millî şuur ve kinle dolu dokuz genç, 3 Ağustos 1933 Perşembe akşamı Sirkeci'den kalkan Selamet vapuruyla bu ölüm – dirim çarpışmalarının yaşandığı mukaddes toprakları ziyaret etmek üzere yola koyulurlar: Atsız'ın başını çektiği kafilede, emekli bir yüzbaşı olan Naci Akıncı ve oğlu Nuri Akıncı, "Tolunay" adıyla çağrılan tarih öğrencisi ve ileriki yıllarda Atsız'ın eşi olacak Bedriye Sabit, edebiyat öğrencisi ve Atsız'ın kardeşi Nejdet Sança
Yalanlar,yalanlar,yalanlar... Merak ediyorum;acaba Kurbağa ve Prenses masalında kurbağa kendini öptürene kadar ne yalanlar söyledi... Şayet prenses olsaydım şahsen hiç bir kurbağayı öpmezdim.Ya da...Bir düşünsenize;masala inanıp gerçekten de acaba prens olur mu diye düşünüp gördüğünüz bütün kurbağaları öptüğünüzü!...Iığk ağzımız yara ve temre olurdu sanıyorum. Maalesef aşk bizi yanıltıyor ve kurbağaları prens gibi görmemizi sağlıyor... Atalarımız güzel söylemiş: Aşkın gözü kör olsun!
Tükendi
Kitap, Ahmet Haşim'in geçirdiği böbrek rahatsızlığının tedavisi için çıktığı Frankfurt seyahatinde kaleme aldığı yazılardan oluşuyor. Haşim, detaylı betimlemeleri ve mukayeseleriyle dönemin Almanya'sı ve Türkiye'si hakkında okura detaylı bilgiler veriyor. Hastanede geçen günlerinden, doktor tavsiyesiyle çıkıp gezdiği Frankfurt sokaklarındaki hatıralarına kadar yaşadığı tecrübeler, yazarın eğlenceli diliyle keyifli bir serüvene dönüşüyor.
Tükendi
"İyi hekimlik" için mücadele veren tabip odaları birer okuldur. Bu okullarda kimin öğrenci, kimin öğretmen olduğunun belli olmadığı gibi, buralar kimsenin mezun olamadığı, bitmeyen birer okuldur. Bu okulların her kademesinde binlerce hekim gibi yazar A. Özdemir Aktan da bulundu. 2006-2010 yılları arasında İstanbul Tabip Odası Başkanı olarak görev yaptığı dönemde birçok "tarihi" olaya bizzat içinde yaşayarak tanıklık etti. Aslında Türkiye'de gelişen olaylara baktığımızda hepimizin tarihe tanıklık ettiğini am
Tükendi
1904 yılında, Hicaz Demiryolu'nun ilk güzergâhını oluşturan Şam-Maan hattının açılışını yapmak üzere II. Abdülhamid tarafından bir teknik heyet görevlendirilir. Bu heyette yer alan isimlerden biri, demiryolu mühendisi ve general Auler Paşa'dır. İnşaatın El-Ulâ'ya kadar vardığı 1907 yılında padişahtan yeni bir davet alan Auler Paşa tekrar İstanbul'a gelir. Bu kitap, Auler Paşa'nın Maan–El-Ulâ hattına ve bölgeye dair gözlemlerini içermektedir. Birinci sınıf ekspres vagonla yapılan bu ikinci inceleme gezisinde
Tükendi
Sevgili Erdal: Erdal Öz'e Mektuplar yazar, yayıncı ve örnek bir aydın olarak Erdal Öz'ün belki de en samimi portresini sunuyor. Başlarda heyecanlı bir üniversite öğrencisi, sonraları kuşağına yön veren bir yayıncı, iyi bir arkadaş ve düşünceli bir yazar olarak bu kültür insanını tüm yönleriyle gözler önüne seriyor. Yaklaşık 40 yılı kapsayan bu mektuplarda, Erdal Öz ve dönemin yazarları, sadece edebiyat ve yayıncılık alanındaki düşüncelerini aktarmakla kalmıyor, günlük yaşamlarını, mücadele ve dertlerini d
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6