Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Gerçek bir kısa roman olan bu yapıt bir sürpriz üstüne kurulu: Hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir hanıma yazılmış yirmi üç mektubun (üç mektup da kocasına) keşfi üstüne. Marcel Proust'un Haussmann bulvarı 102 numaralı evin üçüncü katında oturan komşusu olduğunu öğrendiğimiz Madam Williams'a yazılmış mektuplar. Kadının Amerikalı dişçi kocası Charles D. Williams'ın muayenehanesi asmakatın üstünde ikinci katta, yani zavallı Marcel'in tepesinde. Dolayısıyla gürültü fobisi olan Marcel epeyce dram yaşıyor. M
Tükendi
İzdiham, okurlarının ta içlerinden gelen o koca satırları bir araya getirerek kitap haline getirdi. Satırlarına başlarken tertemiz sayfa açan tüm insanlara hazırlandı bu kitap. Üstelik Türkiye'de belki de ilk kez bir yayınevi, okurlarının yazdıklarını kitap haline getirdi.
Tükendi
Geçtiğimiz yılın son aylarında birkaç kavramla tanıştık: Covid-19, korona virüs ve pandemi... Esasen bu kavramlar vardı; ama kullanımda olmadığı için bizim gündemimizde yoktu. Küresel dünya ve küresel salgın... Okullar tatil edildi, uzaktan eğitim, sekron ve asekron eğitim gibi kavramlarla bu sebeple daha çok yüzleşmeye başladık. Salgın, sadece sağlığı değil, eğitim başta olmak üzere bütün bir hayatı etkisi altına aldı. Kuşe-i Uzlet: Karantina Günlüğü, yazarın karantina dönemlerinde tuttuğu günlüklerden olu
Türk şiirinde tüm taşları yerinden oynatan ve sadece şiirleriyle değil, yazıları, hikâyeleri ve tüm çevirileriyle kendinden sonraki Türk edebiyatının bütününe etki etmiş bir isim Orhan Veli. Bütün eserleriyle Kırmızı Kedi’de.Külliyatın bu cildi Mektuplar – Anketler – Mülakatlar, Orhan Veli’nin mektuplarından, anket cevaplarından ve mülakatlarından oluşuyor. Necati Tonga ve Tahsin Yıldırım’ın hazırladığı kitapta, şairin külliyatını mümkün olduğunca eksiksiz sunmak adına, dergilerde yayımlanan fakat kitaplaşm
Narlı Bahçe'yi arıyordum. Hangi coğrafyaya ait olduğunu bilebilsem yollara düşmeye hazırdım. Ama bir türlü hatırlayamıyordum: Batıda mıydı Narlı Bahçe, doğuda mı? Uzun yolların ucunda mıydı, burnumun dibinde mi? İçimde miydi, dışımda mı? Var mıydı, yok muydu? Kuzeye ve güneye giden yolları büyük denizler kesiyor, rüyalarımda sürekli yer değiştiren Narlı Bahçe'nin yolu da bir görünüp bir kayboluyordu. "Ömür Diyorlar Buna", okurlarımızın yakından tanıdığı ve büyük bir ilgiyle okuduğu Ayfer Tunç'un yeni kita
Çocukluk ve gençlik yılları bütün diğer iki kitabında anlattığı zorlukları önemsizleştiren mesut hatıralarla dolu olan yazara talih bitmeyen bir gece hazırlar. Gözlerinin ışığı söner ve sonra çileler başlar. Bitmeyen gece insanî ve edebî bakımdan ibretlik bir azim şaheseri, sabır, metanet ve vekar destanıdır. Eser yazarın gözlerinin ferine kavuşmak için çıktığı yolculuğu anlatır. Hangi şartlar altında olursa olsun, hayat karşısında yenilmeyen ve direnmekten vazgeçmeyen bir insanın tok ve ümit aşılayan sesiy
Ferdydurke, trans-atlantik, pornografi, kozmos romanlarıyla tanınan, özgün yazınsal ve entelektüel kimliğiyle polonya'nın en yıkıcı ve aykırı yazarı gombrowicz'in (1904-1969), pek çok eleştirmene göre başyapıtı kabul edilen, devasa bir parşömene işlenmiş resmi andıran günlük'ünü bütünleyen eksik parça kronos, lehçede ilk kez, yazarın ölümünden 44 yıl sonra yayımlanmıştı. Kronos'ta, ıı. Dünya savaşı başlamadan hemen önce arjantin'e göç eden yazarın sağlık sorunları, cinsel yaşamı, finansal meselelere ilgisi
"Yıllar içinde uzaktakilere, gideceğim yerlerdeki kendime, bırakılanlara, bırakılamayanlara çok mektup yazdım. Çok mektup kaybettim. Çok mektup bekledim. Sahaflardan çok mektup topladım. O mektuplarda yazılanlara çok ağladım. Çok mektup yırttım, çok mektubu buruşturup attığım çöplerden topladım. Çok yabancıyla mektup sayesinde tanıştım. Çok sevgiliden mektupla ayrıldım ama mektuptan hiç ayrılmadım. Mektup yasaksızlıktı. Mektup yalansızlıktı. Mektup vazgeçmeyişti. Mektup iki uzak noktayı bağlayan yakınlıktı.
Rimbaud. Şair. Kâhin. Ardından yazılan her dizeye yankısını kazıyan iki mektup. Şairin manifestosu. Koşulsuz modernliğe davet. Devrim ateşi. Ayberk Erkay'ın derleyip çevirdiği Kâhinin Mektupları, Arthur Rimbaud'nun 1871 tarihli iki emsalsiz mektubunu, Batı şiiri ve düşüncesinin dönüm noktası olan bu edebi çığlığı, elyazmaları ve açıklamalarla birlikte sunuyor. ...şair doğmuş olmak gerek ve ben şair bildim kendimi...
"Sevgili çocuklar, elinizdeki bu kitap, pek çoğunuzun kendisine hayran olduğu ünlü yazarlarımızın çocukluk yıllarını bir araya getiriyor. Öyle sanıyorum ki, çocukluğunuzun geniş, renkli ufuklarını daha da canlı ve güçlü olarak tutmanıza yardımcı olacaktır. Bu yazarlarımızı daha da yakından tanımanıza olanak sağlayacaktır. Sizlerin bir an önce yetişkin olmanıza katkıda bulunacaktır. Hepinize güzel, renkli bir gökkubbe altında mutlu bir dünya diliyorum." - Hikmet Altınkaynak Ünlü yazarlarımızın çocukluk anıl
Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali'yi yakından tanımamızı sağlıyor. "Bundan sonra hiç kimse sana benim kadar yakın olmayacak. Beraber Almanca öğreneceğiz, ben İngilizce öğrenmek istiyorum, beraber İngilizce dersi alacağız, ben kitaplar tercüme edeceğim, bunları beraber okuyacağız, neşeli ve kederli olacağız, ne olursa olsun, bütün bunlar hep beraber, hep ikimizin iştirakiyle ola
Vapurlar gitti, gemiler uzaklaştı, sandallar kıyıya çekildi; vardığında hep eksikliği buldun. Yenileri geldi belki ama, sen yoktun. Sen neredeydin Allah aşkına? Bu evler, bu caddeler, bu saçın, ne zaman bunca eskidi? Ne olmuş saçına? Bu saçın? Her şey esk
OTTLA'YA VE AİLEYE MEKTUPLAR Babasının gölgesinde olmaktan duyduğu huzursuzluk, kendini adamak istemediği ofis yaşantısı, tutkunu olduğu yazma alışkanlığıyla dünya ve hayat hakkındaki düşüncelerini billurlaştıran ama yazdıklarını paylaşmaktan çekinen Franz Kafka, belki yaşadığı günlerde değil ama yakalandığı veremden dolayı erken ölümünden sonra, modern edebiyatın en önemli isimlerinden biri haline geldi. En sevdiği kız kardeşi Ottla'yla, özellikle hastalığının ortaya çıkması ve farklı sanatoryum ve kür yer
Karanlık ve gürültülü Paris'ten kaçan Alphonse Daudet, yaz aylarını geçirmek üzere Provence bölgesinde bir değirmen satın alır. Tavşanların yuva olarak bellediği, üst katında bir baykuşun ikamet ettiği bu değirmen bir zamanlar kırsal yaşamın kalbinin attığı bir yerdir. Daudet'nin bu huzur dolu doğada yazdığı ve dünya klasikleri arasında yer alan, kimi zaman eğlenceli kimi zaman öğretici yirmi dört öyküyü okurken adeta ciğerlerinize temiz Provence havası dolacak.
"Bazen kitaplarını okuduğumuz, filmlerini, oyunlarını seyrettiğimiz, resimlerine dalıp gittiğimiz kimi sanatçıları tanıdığımızda, tanış olduğumuzda eserlerindeki o duygu yoğunluğunu yaratan kişiyle özdeşleştirmekte zorluk çekeriz. Aksi beklenmeli midir, okurun veya seyircinin buna hakkı var mıdır? Buna ben yanıt veremem ama Selim İlerinin anılarını okuduğumuzda kendisinin tam da romanları ve öykülerinde olduğu gibi özyaşamında da duygularını, tüm içtenliği ve iniş çıkışlarıyla yaşamayı içselleştirmiş, öyle
Nuri'nin babası, küçük bakkalını süpermarkete dönüştürür. Nuri de markete müdür olur. Nuri'nin müdürlüğü marketin geleceğini nasıl etkileyecek? Fikri, ilginç malzemeler kullanarak roket yapmaya karar verir. O roket yapmaya çalışken diğer çocuklar da masal tiyatrosu sergilemek için hazırlanır. Fikri'nin roketinin ve masal tiyatrosunun sonu ne olacak? Yine teyzeler buluşması, yine alınan bir karar! Alınan karar ne olabilir? Fikri ile Fahri'nin, Osman ile Nuri'nin araları bozuk. Arkadaşların arası nasıl düzele
Tükendi
Çağının en etkili İngiliz yazarlarından George Orwell'in günlükleri, onun gündelik yaşamını yakından tanımamıza olanak sağladığı kadar, bu büyük yazarın döneminin politik çalkantılarına dair gözlemlerine de ışık tutar. Tarafsız bir yorumcu değildir Orwell; Burma'dan Paris banliyölerine, Londra'dan iç savaşın kasıp kavurduğu İspanya'ya, Marakeş'ten İkinci Dünya Savaşı İngiltere'sine ve nihayet İskoçya'ya dek karşılaştığı bütün adaletsizlikleri ve eşitsizlikleri teşhir etmekten çekinmez. Savaş Sonrası Gün
BABAYA MEKTUP "Senin karşında özgüvenimi yitirmiştim, onun yerini sınırsız bir suçluluk duygusu almıştı... Başka insanlarla bir araya geldiğimde kendimi ansızın değiştiremiyordum, onların karşısında suçluluğumun bilincine daha çok varıyordum, çünkü daha önce de söylediğim gibi işyerinde onlara yaptığın ve benim de sorumluluğum bulunan haksızlıkları telafi etmeliydim." Kafka'nın babasına yazdığı, ama bilindiği kadarıyla gönderemediği bu mektup, kişiliğinin gelişimini babası Hermann Kafka'nın etkisinden soyut
Elde Makas Koşmak, aşırı derecede Nobel Baba´ya benzeyen, sıra dışı bir psikiyatrın himayesinde büyüyen çocuğun, Burroughs´un öyküsüdür...Bourroughs, takıntılı annesinden ötürü, Dr. Finch´in en az kendisi kadar tuhaf ailesiyle yaşamak zorunda kalır.Bu, arka bahçedeki kulübünde oturan bir sübyancıyla arkadaşlık etmek ve Viktorya tarzı bir sefalete katlanmak demektir ayknı zamanda...Kuradışılığın kural olduğu, Valium´un şeker gibi tüketildiği ve can sıkıntısından kurtulmak için elektroşok aletinin eğlence ara
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3