Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
“23 Mayıs 2019 tarihinde, Everest’in zirvesine ulaşabilen birkaç bin şanslı insandan biri oldum. Dünyanın en yüksek dağının zirvesinde durmak, doğanın hayranlık uyandıran kuvvetine şahit olmak insana kibrini unutturan bir tecrübe. Everest’e tırmanmak istememin birkaç sebebi vardı: iklim değişikliğinin yıkıcı etkisini göstermek için çevresel konulara odaklanmak, insanlara örnek olmak ve karşılaştığımız problemlere pratik çözümler aramak. Yaptığım yolculukla, doğaya verdiğimiz zararı gözler önüne serm
Filmlerin başlama anının, uykuya geçme anıyla eş olduğu söylenir. Işıklar kapandığında, karanlığın içinden bilmediğimiz bir dünyaya geçerek, kayboluruz. Görünmeyeni gösteren bu büyülü yolculuğun adı “film seyretmektir.” Film boyunca yaşanan süreç aynı zamanda terapötik bir süreçtir. Çünkü filmler ruhsallığımızın en derinine inerek, onu değiştirme gücüne sahiptirler. İnsanın içinde duran ama fark etmediği şeyleri ortaya çıkartarak, “onunla yüzleştirirler.” Bu yüzden her film seyircisi, seyrettiği her filmle
“Bir Öğretmen Gurbete Çıksa, Gör Başına Neler Gelir!” Pasaport kontrol noktasına vardığımızda, epeyce bir kuyruk oluştuğunu görüyoruz. Bizleri dikkatli gözlerle gözetleyen resmî üniformalı, neredeyse başının iki katı büyüklüğünde şapka giymiş, çekik gözlü, hatırı sayılır bir göbeği olan görevli, Rusça bir şeyler söylüyor. Kararlılıkla ve her biri bir öncekine göre daha vurgulu ve daha yüksek sesle aynı sözleri tekrar ediyor. O an eşim ile göz göze geliyoruz, eşimin gözlerinde endişe ve korkunun resmini adet
“(...) hiç ‘keşke’m olmadı! Çok iddialıyım. Ne yaptıysam iyi yaptım; ben yaptım, oldu işte! O kadar! Sonra da varsa bir bedeli ben ödüyorum zaten, niye ‘keşke’ diyeyim ki? Benim sevdiğim bir lafım vardır: Ben hep bildiğim yolda yürüdüm; birileri bana aşağıdan baktı, birileri de yukarıdan baktı... Doğrularım neyse onlara göre yaşadım. Bazıları yukarıdan baktı düşmüş gördüler, bazıları aşağıdan baktı yukarıda gördüler. Kendi doğrularımdı yaşadıklarım.” Türkiye’de bir dönemin sin
Tükendi
1960`lı yılların içinde başladığım iletişim alanındaki meslek yaşamım beni sadece "OYA TOKGÖZ" olarak tanınır kılmadı; aynı zamanda Türk iletişim tarihine ayna tuttu, hala da tutmaya devam ediyor. Bu kitabımda yalnız özel yaşamımı değil, özel yaşamımla birlikte uzun meslek yaşamımı da anlatmaya çalışıyorum. Akademik çalışmalarımda farklı arayışlar içinde olsam bile, Türkiye`de çok bakir olan bir alan olan iletişimde her taşın altına elimi sokmaktan hiç çekinmedim. Hâlâ da çekinmiyorum. Uzun bir meslek yaşam
Yamada Torajirō ticaret, politika ve romantizm macerası arayışında dünyayı dolaşan pek çok kişinin Osmanlı İstanbul’unu cazibe merkezi kabul ettiği bir kuşağın parçasıydı. 1892’den itibaren faal olarak yer aldığı İstanbul’un ticari ve toplumsal yaşamından, 1890’lı ve 1900’lü yılları kapsayan izlenimlerini aktardığı kitabı Resimli Türkiye Gözlemleri’ni (Toruko Gakan) 1911’de Japonya’da bastırdı. Japon tarzı sumie yani siyah mürekkep ve fırça ile yapılmış hatlar, resimler ve çizimlerin de ayrı bir estetik değ
Bizde zengin olmanın pekçok yolu var. Ama bu yolların hiçbiri de çalışarak zengin olmak değildir. Zaman zaman zengin olmanın modaları çıkar. "Nüfuz ticareti" bunların en başında gelir. Siyasi nüfuzu olan biriyle kız alıp vererek akraba olmak; iktidara alkış tutmak; hiçbir ilkesi olmamak; "partiden partiye salla yemeni ... " Daha bisürü zengin olma yolu vardır. Günümüzde en yaygın olanı, bir arsa sahibi olmaktır. Nerde "imar" yapılacağının kokusunu alıp da orda ucuza arsa kapatmak, az kazançlı iş midir? Şimd
“BURCU: Pişmanlıklarınızı çok düşündünüz mü hastanede? SELİM: Düşünmeden pişmanlıklar gelip tokat attılar. Biri bitiyor, diğeri başlıyor. Hâlâ da öyle. Tam uykuya dalarken veya uyanınca, televizyona bakarken... Ama değiştiremiyor insan hiçbir şeyi.” Kaygılar ortasında yaşama tutunmaya çalışan bir anlatı... Selim İleri hastane ve hastane sonrası günlerini en iyi bildiği şeyle, edebiyatla sorguluyor. Tek bir anla değişen küskün, örtük hayatına bakarken kırgınlıklarını, pişmanlıklarını, mutl
“Erkek ve erkeğe dair hemen hemen her hatıra, özenle ve vahşice yok edildi. Ne de olsa her devrim kendinden önceki uygarlığı yok saymak ve tarihten izlerini silmekle mümkündü. Nüfusu 350 milyon kadın olan Yeni Atlantis, o hep bahsedilen Altın Çağ’ı başlatacak uygarlık olmakla övünse de asıl medeniyetini bu kanlı miras üzerine kurmuştu. Anlaşılan Altın Çağ’da Y kromozomuna yer yoktu.” Tüm ütopyalar iyi niyet taşlarıyla örülür. Zihinden dökülüp gerçeğin kılığını giymeye başladığında ise distopik bir kaders
Gözlerimi açtım, tam tepemde duruyordu, yüzümün birkaç santim uzağında. O yabancı bana öyle şefkatle bakıyordu ki öleceğime emin oldum. Başımı, saçlarımı okşuyordu; Tanrım, ne kadar yakışıklıydı. Keşke beni seven biri olsa o, dedim içimden, oysa onun ağzından şu sözcükler çıktı: “Beyin kanaması geçiriyorsun!” Dünyaca ünlü aktris Sharon Stone, sadece sağlığına değil, kariyerine, ailesine, servetine ve dünya çapındaki şöhretine de mal olan ağır bir felç geçirdi. Ölümden döndü. Bu kitapta, hayatını yeniden inş
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi, Güzide Sabri’nin en çok ses getiren romanıdır. Fikret’in kızı Nedret’e bıraktığı günlüklerden oluşan yapıt, toplumsal değer yargılarını kadınların deneyimlerini merkeze alarak, “hastalık” ve “yasak aşk” etrafında eleştirmektedir. Erken 20. yüzyılda edebiyatımıza “melankolik” dünya görüşüyle özgün bir katkıda bulunan Güzide Sabri’yi, özellikle içinden geçtiğimiz salgın hastalık çağında, günümüz okuruyla buluşturmak, “hastalık”, “keder”, “yas”, “elem” gibi duygulara bakmak
Tükendi
17 Temmuz 2014 günü Eric Garner New York’ta öldürüldü. Ölürken tam 11 kere “Nefes alamıyorum.” diye haykırdı. 10 Ağustos 2016 günü Tony Timpa Dallas’ta öldürüldü. 14 dakika boyunca, defalarca “Beni öldüreceksiniz.” dedi. 25 Mayıs 2020 günü George Floyd Minneapolis’te öldürüldü. 8 dakika 46 saniye boyunca, boynuna basılmıştı. Üçü de polis şiddeti kurbanıydı. Bu ölümler, Hollywood’un bize sunduğundan başka bir Amerika olduğunu gösterdi. Erin Gruwell “öteki Amerika’da” bir lisede göreve başlayan bir öğretme
Tükendi
“Hayat ve ölüm, tıpkı nehir ile deniz gibi, Bir'dir” der Halil Cibran. Nehrin denize akması gibi hayat da sonsuzluğa doğru akar. Bu akış tıpkı nehir gibi bir yerden başlar, bazen yavaşbazen hızlı, bazen sakinbazen hırçın, kıvrılarak, dökülerek, kırılarak, çağlayarak hedefine, denize ulaşır ve sükûn bulur. İnsan için de hayat, bir nehir misali doğum ve ölüm arasında akar. İnsan bu yolculukta acı-tatlı sayısız anı ve tecrübe biriktirir. Yaşantı kaynaklı tecrübeden faydalanarak kararlar alır, yolunu, istikamet
"Falih Rıfkı Atay’ın sürükleyici, zengin muhtevalı, zıt görünüm ve olaylara dayanarak tezlerini savunan bir üslubu vardır.” Prof. Dr. İlber ORTAYLI İlk yazım 1910’da çıktı. 1914’e kadar Servet-i Fünun kalıplarında taklit nesir döktüm. Top oynar gibi kelime oynadım. Bir sevdiğim öldüğü zaman, nasıl yazacağımı düşünürdüm. Bütün hırsım, ismimi gazete sayfalarına geçirebilmekten ibaretti. Kitabıma bu çıkartmalardan hiçbirini almadım. Kafam 1914’te uyandı. Bir iki sene yazımı fikirleştirmeye uğraştım. A
Yazarlığın Eteklerinde adlı kitabında Memet Fuat, edebiyat dünyasına attığı ilk adımlarını, karşılaştığı ortamı yalın ve sürükleyici biçemiyle anlatıyor. Kılavuzu Nâzım Hikmet... Memet Fuat'ın ömrünün son yıllarında kalem aldığı bu yapıtında, annesi Piraye Hanım’ın "zorlamasıyla" başlayan Nâzım Hikmet ile mektuplaşmalarından "parçalar" da okuyoruz. Nâzım Hikmet'in hapishaneden, "oğlum" dediği Memet Fuat'a yazdığı mektuplar, yalnızca yüreklendirme değil, bir anlamda edebiyat tarihi, şiir-öykü-roman çözümlem
Tükendi
Duayen gazeteci Oktay Ekşi, Gazetecilikte Geçen O Yıllar’ın üçüncü ve son cildinde, okuru 1961-1994 yılları arasına götürüyor. Oktay Ekşi’nin anıları, dönemi anlamak isteyen meslektaşları ve okurları için eşsiz bir kaynak. Basın kartımın iptal edilmemesi için mücadele ediyorum • Mehmet Ali Birand’dan “gazetecilik dersi” • İsmet Paşa’nın beklenmedik sorusu • Cüneyt Arcayürek bana karşı kavga veriyor • İsrail-Arap Savaşı’nda yazmadığım yazı imzamla yayımlandı • Yalan söyleyen Bakan herkese teşhir edildi • Bil
Tükendi
Cus’ın üzerimdeki etkisini anlatmak çok güç. Ben kötü bir çocuktum, ıslahevlerine gittim ve sonra dövüşçüleri çalıştıran yaşlı bir adamla tanıştım. Ve bu adam hayatımın geri kalanına damga vurdu. Brooklyn’in sefaletinde yaşarken bile beni özel bir kaderin beklediğini hep biliyordum. Fakat Cus ile tanıştığımda bana kaderimi söyledi ve hepsi zihnimde oturdu. Dünyada hiç kimse Cus gibi ruhuma dokunamamıştır. Boks dünyasının en iyi ağır sıklet şampiyonları arasında gösterilen Mike Tyson suç ve şiddet bataklığın
Bu kitap size “nasıl şöhret olunur” sorusunun cevabını sunmuyor. Aksine başarısızlıkların, şanssızlıkların, hayal kırıklıklarının, isyanların hikâyesini anlatıyor. Ve en önemlisi fark etmenin nasıl büyük bir mucize yarattığını… Çünkü bu kitaptaki her bir kelime samimiyetle ve inanarak yazıldı. Hepimizin hayatında iyi olduğu kadar olumsuz hikâyeler de vardır. Ve çoğu zaman o hikâyeleri, içinde bulunduğumuz anda değerlendiremeyiz. Sahnede olmayı, insanların hayatına dokunmayı çok seven oyuncu Hakan Bilgin, “F
“Atatürk’ün, “Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar,” sözünü yaşamı boyunca uygulayarak, hepimize örnek olan ve Atatürk ile ilgili pek çok kitabı okuyarak, bilgileri özümseyip, özetleyerek bizlerle paylaşan saygıdeğer büyüğümüz Halit Kurulay’a, sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.” ADD Karşıyaka Yönetim Kurulu (2018-2019) “Değerli büyüğümüz Halit Kurulay ile bizleri buluşturan ve ilk günden beri hepimizi bir arada tutan güç neydi?... İyi insanlar olmamız mı?.. B
Tükendi
“Baringo ile Sıradan Hariciye Sohbetleri", bir hariciyeci olan Hidayet Bey'in bu doğrultuda gözlemlerini, anılarım, değerlendirmelerini içeriyor. Kenya'dan İran'a, Avrupa'ya... Kitabın çoğunluğu Hidayet Bey'in köpeği Baringo'nun ağzından anlatılmış. Bu da kitaba bambaşka bir renk, bir mizah öğesi, hareketlilik katmış. Bu mizah öğesinin yanında yazarın keskin gözlemlerini, çıkarımlarını takip etmek, hem mekânlarda hem dönemlerde yolculuğa çıkmak da okur için anlamlı olacaktır. Kitap bu ciddilik-mizahilik de
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3