Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 340-360 / Aktif Sayfa : 18
"Şiir, insanla insan, insanla dünya arasındakini seçerek bir başka düzleme aktarır ve yeniden kurar. Bir özel dil olmakla birlikte şiir bir iletişim aracıdır. Nesnel dayanağı olan çoşkulu bir söylemdir. Kimi kez doğru giden bir oktur. Yeniden düzenlenmesi gereken yaşama, dünyaya usla karşı çıkıştır. Başkaldırıdır." - Gülten Akın Gülten Akın'ın toplu şiirlerini üç cilt halinde sunuyoruz. İlk ciltte Rüzgar Saati (1956), Kestim Kara Saçlarımı (1960), Sığda (1964, TDK Şiir Ödülü) ve Kırmızı Karanfil (1971) ye
Tükendi
Adın Türkülerimde Türkülerin sevda açar, Türkülerin kan gülüm Dalın kırık, kökün çiçeğe sürgün Kahrında soldukça çocuksu yüzün Adını sesledim türkülerimde... Ekmeğin havada kuş Uğruna kavga verdin İşliklerde yenildin, öldün dirildin Sözün sözdür caymazsın Uykularda aymazsın Öfkeni sesledim türkülerimde... Harcını namus bildim Deli tayım, kısrağım Tınazlarca savrulan acısı dağlar halkım Ozanınım işte gör yerde mi kalsın ahım Sevdanı sesledim türkülerimde...
Tükendi
Uymadı Usta Ustam sana isyandayım, yanlış çıktı sözlerin Aşk çoğaltmıyor beni, tükenmek yaşadığım. Çocuk kaldım, Neyim varsa alıp götürdü bunlar; Kimi, gülüşümü sildi yüzümden Kimi, azar azar zehirledi içtiğimi Kimi, pençesini göğüs kafesime geçirip Söküp çıkardı yerinden zavallı yüreğimi... Ustam; aşk da şiir gibi yalanla beslenirmiş Niye öğretmedin bana, acılıyım bu yüzden Taş gibiydim, Çöle savrulan kum oldum, Bir aslanı düşün ki kediye dönmüş kükremesi. Dahası şans dediğin kendisi bulm
Tükendi
Kurtuluşu Yazanlar Yıkımların ortasında terkedilmiş bir halktılar 'Devrim' çiçeği gibi yaprak açtılar onlar, Ne parkaları vardı, ne postalları Bir somun ekmekleri bile yoktu onların, Kızgın güneş indiğinde dağlara, Bayrağın gölgesinde dimdik ayaktaydılar!.. Sarılıp yoksul silahlarına her cephede Vuruşanlar onlardı: ana, vatan, yâr diyerek, Toprağı işleyerek bakırı tunç kılan canlardı, Derin siperlerini kazdılar cumhuriyet'in, Külleri anka doğuran o garip atalarımız Alnımıza, kanlarıyla 'ku
Tükendi
Orhan Veli, Türk şiirinin mihenk taşlarından biridir. Getirdiği yeni şiir tarzı ile dilin sadeleşme ve dönüşümünde önemli bir rol oynamış, konuşma diliyle "sıradan" insanı şiirine konu edinmiştir. Orhan Veli – Bütün Şiirleri özel ciltli baskısına şairin el yazısı şiirleri ve fotoğrafları da eklenmiş ve kitap üçana bölümde ele alınmıştır: I. Bölüm: Eserler: Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı Iı. Bölüm: Kitaplarına Girmeyen Eski Ve Yeni Biçimli Şiirleri Iıı. Bölüm: Kitaplarında Yer Almayan Son
İnatla sana benzetmeye çalışırım şiirleri Başaramam, anlatamadığımsın. Çizmek istesem hiçbir kalem işleyemez seni Bütün renkler boğulur gözlerinin baharında, Dudaklarının allığında, teninin güzelliğinde. Söylemek istesem hiçbir söz anlatamaz seni Bütün notalar değersizleşir soluğunun melodisinde, Saçlarının dansında, Kirpiklerinin ıslığında. Yazmak istesem seni hiçbir sözcük yetmez anlatmaya seni Eksik kalır sıfatlar, tasvirler, benzetmeler; Yüzünün berraklığında, Sevdanın rüzgârında.
Tükendi
Sen doğarken oğlum! Rüzgârı bekleyişi bitmişti uçurtmalı çocuğun, Yüreğim dalgalanmış uçuyordu gökyüzünde Ellerim terlemiş, özgür bırakmıştım dünyayı. Sen doğarken oğlum! Yağmur yağıyordu hastanenin avlusuna, Mevsimin en delisi gibi, İçimdeki nehir çoktan taşmıştı Olan bodrum katlarına olmuştu. Çocuklar oturuyor sıralarda, dolduruyor kahkahaları boş koridorları ve bir öğretmen izliyor uzaktan küçük masum dünyaları. Kalemine ilham olan çocuklarına, çocuklara dair ne varsa içinde döküyor bir bir sayfalara.
Tükendi
Geçmişin insanları zamanın trafiğini değiştiriyor; yakalanan anlarla birlikte her şey arayışların ve kaçışların, ertelemelerin ve kavuşmaların tesadüfi dizilimiyle Berlin'de, gece sessiz olunması gereken bir balkona taşınıyor. Barış Pirhasan, zihin çekmecesini karıştırırken yoksulluklara kendi giden aşıklardan hastane odalarındaki arkadaşlara kadar hayatının tüm insanlarını kendi gölgeleri gibi uzatıp kısaltıyor. Kıpırtısını ve heyecanını muhafaza eden şiirler, bu kez biraz daha yüksek bir sesle okunuyor.
Tükendi
Varlık'tan Garip'e Türk Rönesansı'nın Şiiri (1933-1941), modern Türk şiirinin en hareketli dönemlerinden biri olan 1930'lu yıllarda belirmiş şiir anlayışlarıyla süreli yayınlardaki şiir verimini dönemin koşulları içinde değerlendiren bir çalışma. Cumhuriyet rejiminin kültür ve sanat politikalarına ağırlık verdiği bu yıllarda Varlık, Servet-i Fünûn, Yücel, Kültür Haftası, Ağaç, Ses, Yeni Edebiyat Gazetesi, İnsan, Kopuz, Orhun, Oluş, Gündüz, Çığır, Marmara, Yedigün ve Aramak gibi birçok süreli yayın varlığını
Tükendi
Mehmet Erte'den 11 yıl aradan sonra yeni bir şiir kitabı: Çatlak. Kitabın "Çatlak" başlıklı ilk bölümünde Erte'nin sadece Alçalma'nın (2010) ardından kaleme aldığı şiirler değil, Suyu BulandıranŞey'in (2003) yazım sürecinde doğduğu halde ait olduğu bütüne nihayet kavuşan iki şiiri de var. "Çatlaktan Sızanlar" başlıklı ikinci bölümde ise şair kendini gerçekleştirme serüveninde şimdiye dek gizlediği yüzünü, bir bakıma tarihöncesini açıyor okura. Çatlak, bize kurduğumuz dünyaların dayanıksızlığını, artık taşın
sarhoş korsanlar bekliyorum bulunmak için sustur kemancı notaları sustur yağmalanmış hayatımdan geriye anlamı yitmiş şarkılar kalıyor
Tükendi
Şiir bazen öyle bir gelir ki hayatın tüm renkleri ve sesleri sizi huzurun kapısında karşılar. Şiirin bir duygu olduğu kadar duyuş olduğunu da anlarsınız o zaman. Şiiri okurken bir ritim de sizi kendine çağırıyorsa içinize dokunan bir kurgu dize dize ruhuna sesleniyor diyebiliriz. Sıddıka Zeynep Bozkuş'un şiirleri hayatın nefes alıp verdiği bir canlılığa sahip. Bir öyküsü, sesi ve daveti olan bu şiirşer özgün imgeleriyle günümüz şiirinin tüm parçalarını temsil ediyor. Bir uğultuyla çat kapı gelen, biraz mav
Tükendi
Sessiz bir törenle iç geçirme arasında duran yerde gömdüm onları. ölü oğullar. kurban hepsi. sanki onlara, kurban oluşlarını hatırlatmak için var yeryüzü. yüzleşiyoruz. sızlanmaya başlayan bir çırpınmada "yeter" diyorum. "gidin ve öldürmeyin"
Sokaklar Uyudu Artık Öpüşebiliriz
Bütün Güzel Çocuklar Şüpheli
Her şeyin gelip geçtiği bu dünyada elimizde kalan, arkada bıraktığımız şeylerin hiç denilecek kadar az olduğunu bilmek ne kadar üzücü değil mi? Tutkuyla kavrulup gecelerce uykusuz kaldığımız aşklarımız bile gelip geçiyor. Peki, hiç mi bir şey kalmıyor, bizden geriye? Kalıyor elbette! Şarkılar, şiirler... Tarihi kendini aşan bir şairin, unutulmaz şiirleri. Ve Annabel Lee... O uzak deniz ülkesinden esip gelen serin bir ilkyaz esintisi... Hayalini getirmeden ay parlamaz Güzelim Annabel Lee Yıldızlar çıkmaz am
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 340-360 / Aktif Sayfa : 18