Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 840-860 / Aktif Sayfa : 43
Dünyada mevcut vahye dayanan yahut dayanmayan bütün dinlerin, ana esaslarını belirten, sübût ve delâleti kesin olan metin ve ifadeleri yanında, değişik sebeplerle üzerinde fikir yürütme ve yorumlamaya müsait metin ve delilleri bulunduğu daima görülegelmiştir. Kesin delillere dayanan konular, dinin aslî bünyesini teşkil eden, inanılıp kabul edilmesi gerekli, aksi halde kişinin din dışına çıkmasına sebep olacak ana esaslardır. Tâlî veya zannî kabul edilen, farklı anlayış ve yoruma müsait olan metin ve deli
Elinizdeki eser, kendi vâkıasında (Müellifin yaşadığı zamanda karşılaştığı Kâdiyânî fitnesi bağlamında) zarûriyyât-ı dîniyyeyi inkâr veya muhalefet edenlerin muayyen olarak tekfir edileceği, te'vîl ve cehaletlerinin mazeret olarak kabul edilmeyeceği, ideolojilerini dava edinerek Müslümanları saptırıp küfre sürükledikleri için ümmetin maslahatına binâen bu mülhidleri ismen zikredip dünya kamuoyuna ilan ve ifşâ etmenin şer'î bir vecîbe olduğunu en ince ayrıntısına varıncaya kadar işliyor. Bu kitabın Müslüma
Elinizdeki eser büyük hadis ve fıkıh âlimi Allâme Muhammed Enver Şah el-Keşmîrî'nin öğrencilerine verdiği ders notlarından derlenip Feydu'l-Bârî ʿalâ Sahîhi'l-Buhârî adıyla altı cild halinde basılan şerhin "Kitâbu't-Tevhîd" bölümünü ihtiva etmektedir. İslâm ümmeti, Allâh'ın Kitabından sonra Sahîh-i Buhârî ile ilgilendiği kadar başka bir kitapla ilgilenmiş değildir. Yüce Allâh bu ümmetin büyüklerinden her büyük şahsiyete Buhârî şerhini yapmada başkalarında rastlanmayacak bazı özellikler bahşetmiştir. el-Keşm
Gönenli Hoca Efendi'nin sözleri, talebelerine yol gösterici, örnek olmaya sevk edici, onları toplum önderi (imamı) olmaya yönlendirici sözlerdir. Merhum Gönenli Hoca Efendi'nin bu sözlerini kıymetli talebesi Hafız-ı Kurra Rahim Arabacı toplamıştır. Ayrıca bu sözlerin ayet ve hadislerle açıklanması ve kitabın birinci bölümünde değişik konularla beraber dua örneklerinin de sunulması kitaba güzel bir renk katmış, okuyuculara faydalı bilgiler sunulmuştur. Bu yönüyle de özellikle İmam-Hatip Lisesi öğrencilerine
Anadolu ilim ve irfanının son yüzyılımızdaki temsilcilerinden merhum Cemaleddin Hocaoğlu (Kaplan) Hocaefendi'nin geriye miras olarak bıraktığı ilmî ve fikrî birikiminin külliyât şeklinde toplu olarak sunulduğu elinizdeki 5 ciltlik eser, 9 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm taşıdığı başlığa uygun olarak kitap ve makaleler bir araya getirilmek sûretiyle oluşturulmuş, çağın problemlerini İslâmî açıdan çözmek için okuyucuya ciddî bir malzeme sunulmuştur. Cemaleddin Hocamız; bize göre ömrünü tevhidi yaşamak ve ya
Elinizdeki eser "Demokrasi"nin deccalin sistemi olduğunu Kitap, Sünnet ve ulemânın görüşleri ışığında ispatlamakta, günümüz Müslümanını bu konuda aydınlatmaktadır. "Âdem'in yaratılışı ile kıyamet arasında Deccal'ın fitnesinden daha büyük fitne yoktur." (Ahmed bin Hanbel, el-Müsned, 28604)
Tükendi
İnsanlarımızın bir kısmı, Ankara'da yaşayanların ise çoğunluğu, Hacı Bayram Câmii'ni biliyor olsa da, Hacı Bayram-ı Velî hakkında bilgi sâhibi olanların sayısı, memnûniyet verici olmanın hayli uzağındadır. Hacı Bayram-ı Velî mutasavvıftır. Tasavvuf ehlidir. Günümüz insanının O'nu ihtiyacı vardır. Pek çok insan, huzur ihtiyacını; yoga, meditasyon, tantra, zazen ve pilates gibi temelsiz ve sadâkatsiz meşguliyetlerde, ve de ne yazıktır ki New Age gibi bataklıklarda arıyor. Sâhillerde, yaylalarda, yurt dışında
Tükendi
Tasavvuf düşünce sistemi olarak, hayat tarzı ve terbiye biçimi olarak hem ilgi çekmekte, hem de çeşitli tartışmalara konu edilmektedir. Tekkeler ve tarikatlar, bu yüzyılın başından beri İslam ülkelerinin bir kısmı devlet eliyle toplum hayatının dışına itilmeye çalışılmışsa da, halkın bu müesseselere ilgisi pek azalmamıştır. Özelikle Batıda ve Amerika'da tasavvufun hem tarikat boyutundaki eğitim tarzı, hem de düşünce planındaki üslubu, ilgi odağı olmaya devam ediyor. Kuzey Afrikalı pek çok tarikat mensubu, F
Müslüman sorumlu kişidir. Bulunduğu mahalleden, şehirden, ülkesinden, elinin uzandığı tüm mazlum coğrafyadan. İslam'ın her hâli teşkilat esasını içerir. Tüm ibadetlerde, insanların sevk ve idaresinde olması gereken kurallar vardır. Ciddiyet vardır. Devamlılık vardır. Hiçbir zaman keyfîlik yoktur. Namazda, cemaat oluşumuzda, hac ibadetimizde, toplumu ilgilendiren tüm sorumluluklarımızda sistemli, planlı bir düzen söz konusudur. Teşkilat konusu hiçbir dinde veya dünya görüşünde, İslam'da olduğu kadar önemsen
"el-Munebbihât ale'l-İsti'dâd li yevmi'l-Mî'âd li'n-Nushi ve'l- Vedâd" ismiyle bilinen bu eser asırlarca medresede okutulan kitaplar arasında yer almış bir ahlak kitabıdır. Dokuz bölüm halinde bazı hadisler, özlü sözler ve kelâm-ı kibardan müteşekkil olup, hıfz kültürünün yaygın olduğu medreselerde ezberlemeyi kolaylaştırmak için ikili (sunâî), üçlü (sülâsî), dörtlü (rubâî) ve sırasıyla ona (uşârî) kadar devam eden söz kalıplarıyla yazıya dönüşmüştür. Senet zincirlerinin verilmediği bu kitapta iki yüzden fa
İslam, insanlığa teklif ettiği üstün değerleriyle ve bilginin ehemmiyetine yaptığı vurguyla sadece insanın tekâmülünü değil, onunla birlikte bir bütün olarak toplumun ve hatta toplumların olgunluğunu, kemalini gaye edinen bir medeniyet dinidir. Bu eser, her biri kendi alanında uzman isimler tarafından kaleme alınıp Diyanet Aylık Dergide yayımlanan yazılar aracılığıyla, medeniyet okumalarının, dünü ve bugünü anlamamıza ve yarını şekillendirmemize katkı sağlayacak bir yolculuğa çıkarıyor okuru.
26 Zilhicce 1429/24 aralık 2008 tarihinde elime bir risale geçti. Bazı insanların belirli bir fikre karşı kaleme aldığı ve özellikle muayyen tekfir, tekfirin engelleri, kimin tekfire müstehak olduğu; tağuti düzenlerde askerlik, okul ve memurluk gibi günümüzde çok tartışılan meseleler hususunda, muasır alimlerin görüşlerinin beyan edildiği bir risaleydi. Yazarın risaledeki temel vurgusu, bir grup gencin, muasır cihad alimlerinin kitaplarını ve sözlerini yanlış anladığı yönündeydi. Nitekim yazar, bu konuların
Tükendi
‘'Kalpler sürekli aynı hal üzere kalır.'' Diye bir kaide yoktur. Katılaşan kalp, insanın çabası ve Allah'ın (cc) yardımı ile yumuşayacağı gibi, selim olan bir kalp de kulun gafleti nedeniyle hastalık kapabilir, katılaşabilir. İnsanın, çabalarına rağmen kalbinde bir değişiklik hissetmeyince azmi kırılabilir. Buna rağmen asla pes etmemelidir. Çünkü bu durum -Allah muhafaza- kişiyi küfre kadar götürebilecek çok tehlikeli bir sapmadır. Bu sapmanın sebebi ise kişinin Allah'ın rahmetinden ümit kesmesidir. Halbuki
Tükendi
Tüm Resullerin ortak davetidir; Lailaheillallah.Kavimleri Müslüman ve kâfir diye ayıran,İnsanların dünya ve ahirette varacakları sonun belirleyicisidir bu kelime...Bu kelimedir baba ile oğlu karşı karşıya getiren tarih sayfalarında...Bu kelimedir Nuh (as)'ı kurtuluş gemisine alıp; ciğerparesini azgın dalgalarda boğmaya mahkûm eden...Bu kelimedir Lut (as)'ı kurtulanlardan kılıp; karısının başına gökten yağmurlar yağdıran...Bu kelimedir İbrahim (as)'a; babasına ve kavmine karşı tüm cesaretiyle "siz de babalar
Tükendi
Oruç, tıpkı kurban gibi, maddî yönünün maneviyata tahavvül etmesi beklenen, bu şekilde insanın da aslına rücu etmesine vesile kılınan bir ulu ibadettir. Ramazan ise muhteviyatının merkezindeki oruç farîzasının fertten topluma, toplumdan kâinata inkişafını gerektiren bir mübarek aydır. Kadim coğrafyamızda Mevlid okumaları, salâ, salavat, cerre çıkmak, diş kirası, gölge oyunu gibi pek çok güzel gelenekle idrak edilen Ramazan ayı, kalp coğrafyamızda ise zikr-i daim ile nesilden nesile aktarılagelen bir gönül i
T. J. De Boer: Etik ve Ahlâk [Üzerine] John Renard S. J: Müslüman Etiği: Kaynaklar, Yorumlar ve Meydan Okumalar Frederick S. Carney: Bazı Yönleriyle İslamİslâmî Etik Daniel Brown: Mukayeseli Açıdan İslâmî Etik G. E. von Grunebaum: İslâmî Etikte Akıl ve İşlevi Richard M. Frank: Klasik İslâm Kelâmında Ahlâkî Zorunluluk Ernst Mainz: Muʻtezile’nin Ahlâk Felsefesi George F. Hourani: Mu‘tezilî Etik Akılcılığın İslâmî ve İslâmî Olmayan Kökenleri Kevin Reinhart: Basra Mu‘tezilesi: Ahlâkî Ontoloji ve Epistem
Sıracul Muttekin isimli kitap, üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri'nin ezberlemiş olduğu hadîs-i şerifleri içermektedir. Kitap iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm: İmam Buhârî [rahi-mehullâh]'ın Câmiu's-Sahîh'inden Şeyh Ömer Dağıstânî [kuddise sırruh] Hazretlerinin seçmiş olduğu ve 'Zübdetü'l-Buhari' diye isimlendirmiş olduğu kitaptan seçilen hadîs-i şerifleri ihtiva etmektedir. Bu bölümde sıra¬lamaya göre numaralandırma yapılmış hadîs-i şeriflerin başında bu nu¬maralar belirtilmiştir. Bu sıralama nu
Kur'an'ın doğru anlaşılmasına ve yaşama katılmasına yönelik söylem ve yazılar da kıyamete kadar bitmeyecektir. Yazılanların ve anlatılanların çokluğu bizi aldatmasın. Onların her biri nurun evresinde dönüp varlık bulmaya çalışan pervanelerdir. Bu İslam'ın bilinmezliği ve bilgisinin çokluğundan değildir. Kur'an ve İslam adına yazı ve anlatım kalabalıklarını bir kenara bırakıp, Kur'an ve Sünnet'in kaynaklarını okumak, düşünmek, anlamaya çalışmak ve yaşamaya çalışmak öncelikli olmalıdır. İnsanların düşünsel so
Mimar Sinan'ın camileri olağanüstü bir bütünsellik içermektedir. Mermeri sanatla, sanatı hayatla buluşturur. Büyülenmeye avluda başlarsınız. Gözlerinizi alamayacağınız güzelliklere tanıklık ederken, tarihin kokusunu en derinlerde hissedersiniz. Mimari üslubunun kendine has olması, onu diğerlerinden ayıran en mühim husustur. O şaşkınlık ve hayranlık deminde, kapıya ve pencerelere bakarsanız, pencerelerle duvarların büyüleyici uyumunu, kündekârı kapının kubbelere yükselişini, kudret eliyle serpiştirilmiş hiss
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 840-860 / Aktif Sayfa : 43