Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 880-900 / Aktif Sayfa : 45
Alman filozof Immanuel Kant’ın “kitap” haline getirilip yayımlanması uzun yıllar alan evrakı metrukesi Opus postumum içindeki son dosya. 1796’da 72 yaşındayken başlayıp 1803 yılına, hem bedensel hem zihinsel olarak dermanı tükeninceye kadar yazmayı sürdürdüğü tamamlanmamış yapıtının, kimilerine göre ise “bunaklık kitabının” son deminden bir seçme. Ardında, felsefe tarihinin seyrine yön veren bir büyük yapıt, magnum opus bırakan filozofun, baharın gelişiyle penceresinin önünde ötmeye başlayan çitserçesini be
11. yüzyılın büyük İslâm âlimi İmam Gazâlî rah., kaleme aldığı eserlerle yalnızca yaşadığı dönemde değil, hemen her asırda derin izler bırakan fakih ve sufi bir âlimdir. Bu değerli eserlerin arasında öyle bir kitap vardır ki fıkıh, ahlâk ve tasavvuf konularında, yazıldığı günden şimdiye dek İslâm âleminde derin saygı ve kabul görmüştür İhyâü Ulûmi’d-Dîn… Semerkand Yayınlarından bölüm bölüm müstakil kitaplar halinde yeniden tercüme edilen ölümsüz eser, artık ciltli olarak da basılıyor. Kurtuluş Vesilesi, Gü
The long and elaborate past of the Ottoman Empire, encompassing a wide geographical area, presents a mosaic of knowledge and acquisition of experience. Upon this complicated and plural nature, Ottoman history looks like a puzzle that requires a wealth of skills and approaches to decipher. The foremost step to achieve this sophisticated task is to go beyond the borders of formalistic narratives and gain a multiplicity of perspectives through collaborative studies. This book is one of the outputs of such coop
Hanginizin ahsen amel yapacağını sınamak için ölümü mevt ve hayatı yaratandır.
Tükendi
Kitabî dinlerin, Yahudilik ve Hıristiyanlığın doğup geliştiği bölgelerde olduğuna benzer şekilde İslâmiyetin doğduğu ve yayıldığı coğrafyada da faiz meselesi vardı. İslâm dini hem hukukî hem de ahlâkî olarak faizin her türlüsünü yasaklamıştır. Fakat neyin faiz olup neyin olmadığı konusu bir fıkıh-hukuk konusu olarak bütün İslâm tarihi boyunca tartışılagelmiştir.Modern dünyada faiz kapitalist dünya sistemini işleten, ekonomi çarkını döndüren ana mekanizmalardan biridir. Bu mekanizma İslâm dünyasını ve Müslüm
Tükendi
İsbat-ı vâcib, din ve felsefenin temel meselelerindendir. İslam düşünce tarihi çerçevesinde klasik literatür, Allah’ın varlığından çok birliğine ve sıfatlarına odaklanmış bir muhtevaya sahipti. Modernleşme dönemi ile birlikte isbat-ı vâcib meselesi farklı bir safhaya evrilmiş Batıda meydana gelen değişim ve dönüşüm esasen tanrı telakkisi ve ilahî olanın tabiatı ile ilgili olduğundan, bütün tartışmalar doğrudan veya dolaylı olarak bu alana intikal etmiştir. Üç hâl kanunu, dinin lüzumu, tekamül nazariyesi, m
el-Kuşeyrî'nin naklettiğine göre Zünnun (k.s) şöyle demiştir: "Önceleri kişinin ilmi, dünyaya buğzunu ve onu terkini artırırdı. Bugünse kişinin ilmi, dünya sevgisini ve arzusunu artırıyor. Önceleri kişi, ilmi doğrultusunda malını infak ederdi. Şimdi ise ilmiyle para kazanıyor. Önceleri âlim kişi, zahiren ve batınen kendisini geliştirirdi, bugünse pek çok ilim ehlinin, zahiren ve batınen fesada uğradığı görülüyor." Yüzlerine baktığımızda Allah'ı hatırlayacağımız "kibrit-i ahmer" misli enderden de nadir Selef
Tükendi
“İyilik ve Kötülük Problemi” klasik Kelâm kaynaklarında, hüsün ve kubuh, efâullah ve ef’al-i ib’ad gibi başlıklar altında ele alınan ve birden çok konuyu kapsayan çok boyutlu bir problemdir. İyilik ve kötülük problemi, mezheplerin yöntemini, temel endişe ve yaklaşımı biçimlerini ele veren önemli bir meseledir. Araştırmamızda , Mu’tezile’nin fikirleri üzerinde yoğunlaşmakla birlikte, zaman zaman Ehl-i Sünnet’in fikirlerine de yer vermek suretiyle bazı karşılaştırma ve değerlendirmelerde bulunmaya gayret etti
شكَّل التصوفُ الإسلامي عبر العصور تيارًا عريضًا في تاريخ الإسلام على شدة ما تعرَّض له أحيانا من هجومٍ عنيفٍ تولى كبره مذاهبُ شتى كالقوميَّة والليبرالية والوهابيَّة، حيث جهدوا في تشويه التصوفِ خاصَّة والتراثِ الإسلاميِّ عامةً، وإزاءَ هذه الحملة الشعواء نشَطَتْ دراساتٌ أكاديمية لإعادة تصحيح النَّظرةِ للتصوف، منها كتابُ الأستاذ الدكتور حسن كامل يلماز "الملامح العامة في التصوف الإسلامي" الذي يجتهد في عرض التصوف دون غُلوٍّ في تقديسه ولا جحودٍ لدوره، وذلك من خلال دراسة تاريخ التصوفِ وأعلامِه، ومصادرِه ومصطلحاتِه
Kitabiyat - Hanefi Fıkıh Edebiyatı
Tükendi
En büyük ödül Allahın rızasıdır. Onu elde eden muradına ermiştir. Büyük hedefimiz ciddi niyet ve samimi gayret istiyor.Çok ve iyi işler yapmak, hasenatımızı seyyiatımızdan öne geçirmek zorundayız. Ömürler kısa, emeller uzun, engeller çok.Dostu, düşmanı, hileleri çok iyi bilmek gerekiyor. Öncekilerin iyi işlerini taklit etmek kadar, hatalarından sakınmak da önemlidir.Yolumuz uzun, yükümüz ağır, imtihanımız çetindir elbette. Kuralları bilen, sünnetullahı tanıyıp, o sisteme ayak uyduran, en büyük ödülü koyanda
Bu eser Hadis Usûlü (Metodolojisi) ile igili lisans başta olmak üzere ilahiyat öğrencilerine klasik kaynaklardaki teorik bilgileri çokça örnek üzerinde somutlaştırarak vermeye çalışan birçok yeniliği barındıran bir gayretin sonucudur. Eserin yenilikleri şunlardır: Eser hazırlanırken başta Türkiye olmak üzere son dönemde hadis alanında üretilen bilgi ve tecrübelerden istifade edilmiştir. Öğrencilerin hazırlık sınıfı sonrasında Arapça öğrenimini pekiştirip geliştirmelerine olanak sağlamak, özellikle de hadis
Kur'anı'ı anlamak ve Kur'an'a göre yaşamak iman eden bir insanın yaşamındaki en büyük amaçtır. Bu amaca ulaşabilmek için de Hz. Muhammed'in tebliğ ettiği son vahiy kitabı olan Kur'an'a iman edenler olarak Kuran'ın zaman üstü ve evrensel özellikli kesin hükümlerini ve ilgili konularını çok iyi bilmek zorundayız. Çünkü bu hükümlerin her biri birer ibadettir ve Kur'an'ın ana mesajlarıdır. İslâm didinin Anayasa kitabı olan Kur'an'daki bu kesin hükümleri yaşamımızda uygulamayı başarmaktan sorumluyuz ve bunlardan
Dünya ve âhiret saâdetini temin etme düşüncesinde olan her Müslüman için en zarurî şey, önce "Usûlü'd-Dîn" (dinin asılları) denilen akâid esaslarını doğru bir şekilde öğrenmek, daha sonra da onları, kalben tasdik/iman ederek itikad haline getirmektir. Bidatlerin karanlığının her yeri kapladığı, bir kısım Müslümanların bidat denizinin dalgalarında boğulduğu bu devirde İslâm'ın İtikad Esaslarının sahih olarak bilinmesi oldukça önemlidir. Ayıca bir Müslümanın ilminin ve amelinin kendine fayda vermesi, Ashâb-ı
Sevgili anne-babalar ve eğitimciler! Sizleri; aileniz, komşularınız, arkadaşlarınız, öğrencileriniz veya cemaatinizle birlikte yarım saat kitap okumaya davet ediyoruz. Dört kitaptan oluşan serinin birincisi olan Kuran Işığında Ailemizle 52 Ders kitabı ile Kuran-Sünnet bütünlüğü içerisinde İslamın temel ilkelerini öğrenmenizi hedefliyoruz. Haftada en az bir gün yarım saat bu kitabı okumak, hem düzenli kitap okuma alışkanlığı kazanmanıza hem de dinimizi doğru bilgiye dayanarak öğrenmenize katkı sağlayacaktır.
Çeviri Stratejileri ve Kuramlar Işığında Arapçadan Türkçeye Bir Çeviri Yolculuğu Arapçada دار dâr sözcüğü "vatan, yurt, bölge, ev, bina" gibi anlamlara gelen üstanlamlı bir sözcüktür. Türkçede bu anlamların hepsini içeren üstanlamlı bir sözcük bulunmadığından, çevirmen ne yapmalıdır? İngilizcedeki "honour killing" Türkçede neden "kan davası" şeklinde ifade edilmiştir? Arapça bir kaynak metinde أنا ذاهب إلى السوق bir isim cümlesiyken Türkçeye "Ben çarşıya gidiyorum" şeklinde fiil cümlesi formunda çevrilme
Hz. Peygamber'in vefatıyla sona eren Asr-ı Saâdet'in ardından yeni bir süreç başlamış, Hulefâ-i Râşidîn dönemi denen bu zaman diliminde Müslüman toplum birçok problem ve yeni durumla karşı karşıya kalmıştı. Ardından Muaviye b. Ebî Süfyan'ın Hz. Hasan'la yaptığı anlaşma sonrası halife olmasıyla yepyeni bir sürece daha girilmiş, Müslümanlar için Emevîler dönemi başlamıştı. İşte bu tür çalkantılı süreçlerde, Arapların dehâ dedikleri bazı kişilerin ön plana çıkarak olayların gidişatına yön verdiği görülür. "Du
"Kelâm ve felsefenin ilişki tarihi aslında bir yönüyle aynı inceleme alanına sahip iki disiplinin birbiriyle mücadele ve diğerinin yanlışını, tutarsızlığını ortaya koyma tarihidir. Bu, mezkûr disiplinlerin hemen tüm temsilcilerinin bir şekilde ve ölçekte dâhil olduğu bir mücadeledir. Fakat mücadelenin en yoğun ve güçlü hissedildiği alan, üzerlerine yapılan şerh, hâşiye, ta'lik, ihtisar vb. çalışmalarla klasikleşen ve literatür oluşturan muhalled eserlerdir. Takdir ve teslim edileceği üzere kelâm-felsefe ili
19. yüzyılın en değerli İslâm alimlerinden olan Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi hazretleri 28 yılda 4 kütüphanede 18 bin eser üzerinde çalışarak, İslam dünyası için çok önemli eserler hazırlamıştır. .Duaları konu alması sebebiyle, bu eser bir dua kılavuzu, dualar mecmuasıdır. Hastalıklara karşı şifa, rızkın bereketlenmesi, nazardan korunma gibi duaları da barındıran bu eserin içinde, hizbler dikkat ve itina ile düzeltilmiş ve her bir duanın ismi ayrı ayrı yazılmıştır. Mesela: Hizb-i Bahr, yani Denizde Okunacak
Din Felsefesi 18. Yüzyıldaki Rönesans'tan sonraki süreçte ilk olarak Avrupa'da öğretilmeye başlanmıştır ve maksadı dinin değerlendirilmesinde aklı kullanmaktır. Avrupalı filozoflar, dinin, kendisini akıl ve ahlak önünde aklaması ve temize çıkarması yönünde çağrı yapmışlardır. Bu durum Ortaçağ Avrupasında kilise ile bilim arasındaki mücadelenin sonucudur. Müslüman olan doğuda ise bilimle din ve din âlimleri daima uzlaşı içinde olmuşlardır. İslam'a göre Allah Hakîm'dir. Peygamberimiz Hz. Muhammed de Hakîm'di
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 880-900 / Aktif Sayfa : 45