Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 293 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Fernando Pessoa değişik türlerde yazdığı metinlerle perdelere bölünmüş bir oyun ya da oyunlar değil, çok sayıda oyun kişisinin canlandırıldığı bir oyunlar toplamı yaratmıştır. Denebilir ki, birçok bakımdan yalnız bir insan olarak yaşamış olan bu ilginç yaratıcı, her biri özgün bir şair ya da yazar olarak yarattığı kişilerle bu yalnızlıktan bir ölçüde kurtulmayı başarmış, hatta onların birbilerinin yapıtlarını değerlendirerek çok kişili bir dünya kurmalarını da sağlamıştır. Bu kitapta onun kendi adı dışın
"Adonis Arap şiiri için milattır. Bir ondan önceki Arap şiiri, bir de ondan sonraki." Samuel Hazo Fenike mitolojisindeki Adonis efsanesinden esinlenerek bu adı alan Ali Ahmed Said İsbir, günümüzde yaşayan en etkileyici Arap şairi olarak kabul edilmektedir. Şiirlerinde yeni bir mistik dünya yarattığı düşünülür; geleneksel tasavvuf yaklaşımlarının dışında, tasavvufun sürrealizmle ilişkisini araştırır onun şiiri. Bireyciliğin de metafizikle olan ilişkisini kurcalar. Dönemine damga vurmuş şairliğinin yanı sı
Charles Baudelaire (1821-1867): Fransız şair, çevirmen ve sanat eleştirmeni. İlk yayımladığı eser Salon 1845 başlıklı sanat eleştirisidir, bu metinle modernist estetiğin öncüleri arasındaki yerini almıştır. 19.yüzyılın en büyük şairlerinden biri olarak gerek çağdaşları gerekse kendinden sonra gelen sanatçılar, A. Rimbaud'dan S. Mallarmé'ye, T.S. Eliot'tan W. Benjamin'e uzanan modernist çizginin hem teorisi hem de pratiği üzerinde muazzam bir etki bırakmıştır. Kötülük Çiçekleri, yabanıl, korkunç ve kara bir
Yoğun siyasi hayatı boyunca beş kez başbakanlık yapmış olan Bülent Ecevit, aynı zamanda şair, yazar ve çevirmendi. Hint ve Doğu felsefesiyle ilgilenen, Sanskrit ve Bengal dilleriyle ilgili çalışmalar yapan Ecevit'in yolu, yapıtlarında yoksulların dertlerini paylaşan ve evrensel insani değerleri savunan Tagore'la kesişecekti elbette. Gitanjali 1941'de, şairin bir diğer yapıtı Avare Kuşlar ise 1943'te onun çevirisiyle Türkçede yayımlandı. Gitanjali'yi bizzat İngilizceye çeviren Tagore, şiirini yine kendi sözc
"Bir bariyer yıkıldı! Bir insan sesi ve bedeni: Amerika'nın sert duvarına, onun ordularına, akademilerine, kurumlarına, düzeninin sahiplerine ve güç destekli temellerine karşı gürledi." – M. Mcclure Allen Ginsberg'in salt dünyanın edebiyatında değil, dünyanın kendisinde de çığır açan iki büyük eseri [ki bir tanesi onu dünyaya tanıttı,] Amerika'da basılan yeni ikili edisyonla aynı zamanda Türkiye'de.
Tükendi
« Seine akıyor Mirabeau Köprüsünün altından Ve şu bizim aşkımız Olur mu durasın şimdi anımsamadan Sevincin geldiğini ancak acının ardından Çalsana saat insene ey gece Günler geçiyor bense hep aynı yerde Yüz yüze duralım böyle elin elimde kalsın Ve aksın dursun Sonsuz bakışlar dalgalar yorgun argın Köprüsü altından kollarımızın Çalsana saat insene ey gece Günler geçiyor bense hep aynı yerde Aşklar akıp gidiyor şu akarsu gibi Akıp gidiyor aşklar Hayat öyle durgun öyle yavaş ki Ve umut nasıl zorlu nasıl depdel
Tükendi
Türkiye'nin 70'leri 90'lardır. Bu her şey gibi geç kalmış döneme kılavuzluk eden kitapların başında da o dönem Korsan Yayınları'ndan çıkmış Jim Douglas Morrison'ın coşkuyla yazdığı iki büyük ölüm güncesi gelir : Amerikan Gecesi ve Tanrılar, Yeni Yaratıklar. Birbirinden değerli bu iki parçanın tek bir kitapta toplanması fikrine sıcak bakan Ogan Güner'in de 20 küsur yıl öncesinde olduğu gibi kolları sıvayarak SUB ile işe koyulmasıyla gördük ki heyecanımızdan, öfkemizden ve müziğimizden hiçbir şey eksilmemiş.
Tükendi
William Blake eserlerinde, özel mülkiyete, kilise kurumuna, devlete, yasalara, savaşa ve insanın kendine yabancılaşmasına yol açan çalışma biçimlerine karşı çıktı. Gözlem ve deneyimlerini zengin bir düş gücüyle aktaran William Blake, 1789´da yayımlanan Masumiyet Şarkıları´nda çocukluğun ve doğa ile iç içe yaşamanın hazzını, 1794´de yayımlanan Tecrübe Şarkıları´nda ise toplumsal kurumların baskısından duyulan bunaltıyı yansıtır.
o günler geçip gitti o günler, kirpiklerimin arasından "Benim için en önemli şey şiirdir. Ve şiir, kendime ve kişiliğime karşı duyduğum en büyük sorumluluktur. Hayatıma vermek zorunda olduğum yanıtların en önemlisidir aynı zamanda." -Furuğ "Furuğ´un konuları genellikle hayat, ölüm, mutluluk, keder, doğanın güzelliği, toplumsal baskı ve çirkinlikler, umut, umutsuzluk gibi evrensel temaların yanı sıra kadın ve sevişmenin mistik güzelliğini de kapsar." -Ayten Mutlu "İçerik açısından Furuğ, İran ve dünyadaki e
Tükendi
Benimle kal demiyorum Fermanlar kalsın sende Tevekkülün bende Durdur Züleyha - Yusuf aşkı Sana yar ettiğim Gece -Gündüz Ay-Güneş adına da sev beni Ya da terk et Nasılsa şah damarında Kazılı kaldı ismim lütfettiğim... Bil ki yüreğim yıkılsa da Med Cezir ile Artık ben Merve Sende Safa olsak bile Seni her daim ruhumda taşıyorum Git gidebiliyorsan... MİHRİMAH LİDİA CHERİELİUC
Tükendi
Bakkhylides İskenderiye Kütüphanesi'nin âlimleri tarafından antik Yunan lirik şiirinin dokuz büyük isminden biri kabul edilmiştir. Bu dokuz büyük şairin arasında yer alan Simonides'in yeğeni, Pindaros'unsa çağdaşıdır. Epinikion (atletik müsabakaların galiplerini övmek amacıyla yazılan "zafer şarkıları") yazımındaki rakibi ve çağının en ünlü şairi Pindaros'un gösterişli üslubunun aksine, Bakkhylides'in şiirlerinin ayırt edici özelliği dilinin sadeliği ve akıcılığıdır. Elinizdeki kitap, Bakkhylides'in bütün e
Puslu havada bu sabah Gelmişti yurduma bir ferman... Sabah dansında serçelerin Semaya cıvıldanışlarıyla Devrilmişti yere ONDÖRT FİLİZ Sevdalım kültesinde ateş yüreklere. Beynim zonkluyor bu mahzende Mahmurluğunda puslu kahfelerin Özgürlüğün özlemli yurdunda Kızıl gülüşlü mor vaktinde... Badinek yamaçlarında kar morarırken Tutulmuştu dilim axinli acılarla. Duydum hünerini bu gün bir bedbahtan Rüyalarından acizli din'in Canına kıyışlarında anlatışlı keyiflerin... Bir de utanmadan sırıtıyordu karşımda bir küst
Tükendi
Akılla bir söyleşim oldu dün gece: Dedim: Ey akıl, ey her bilginin anası! Soracaklarım var, cevap verir misin? Zordayım, bir yol gösterir misin? Dedim: Şu yaşamdan bıktım, ne yapsam? Dedi: Biraz daha yan ve dayan! Dedim: Anlat bana, nedir şu yaşamak? Dedi: Bir düş, gör görüntü ve kaybolmak. Dedim: Ağaya, beye hizmet etmek nedir? Dedi: Az zevke karşılık çok dert çekmektir. Dedim: Şu zalimler yok mu, kim bunlar? Dedi: Kurt, köpek, çakal makal da var. Dedim: Biraz daha anlat, bunlar neyin nesi? Dedi: Üç beş se
Daha önce yayınlanmamış şiirlerden oluşan bu kitap, yazarın komşularını, kilitli olmayan sevgilileri ve akut gözlem güçlerine maruz kalmış bir erkeğin yalnızlığını anlatıyor. Ton, cesur ve eğlenceli, anlamsız bir bilgeliğe yönelen dizeler. benim için birini terk etmeseydiniz ya da biri sizi terk etmeseydi hiçbirinizi tanıma fırsatı bulamayacağımı anlıyorum şimdi- o berbat gecelerle birlikte anımsanan iyi gecelere içiyorum; işler yolunda gittiğinde herkes kadar mutlu olabildik ve bana sunabileceğinizin
Tükendi
"Şair, kitaplarında bir musikiye, onun yarattığı özel duygu durumlarına derinlemesine girebilmiştir. Etkili bir lirizmin yanında, insanın doğasına varan kesitlerle şiirini süslemeyi becermiştir. İmge ve metaforu bırakın, basit benzetmelere bile yakınlık duymadan, tarih ve siyasayı da kapsayan temalara yakınlaşma deneyimi oldukça özgürlükçüdür. Tek sorun, şiirin içselleştirilmesi ve yalın bir dille özgün bir dize yapısı, söyleyiş tarzı oluşturmanın zorluğudur. Margulies, bazen bu bağlamda önemli bir yol kat
Ülkemizde geniş bir okur kitlesinin takip ettiği İngiliz yazar John Berger'ın az bilinen yönü, edebiyata şiirle başlamış olmasıdır. Yaşamı boyunca bu tutkuya sadık kalmış olan yazarın Gökyüzü Mavi Siyah başlığı altında bir araya getirilen şiirleri, aynı zamanda Berger anlatısındaki şiirsel mucizenin kaynaklarını da açıklığa kavuşturuyor. Berger roman, deneme, senaryo vb. türlerde yazdıklarında olduğu gibi şiirlerinde de daha çok ezilenlerin, yenik düşenlerin, yerinden yurdundan sürgün edilmişlerin mücadeley
Tükendi
Geç git, kuş, geç git, bana da geçip gitmeyi öğret! Bir bilinmezlik olmayı seçen, yazma eylemini kendine özgü bir sahne yorumuyla icra eden, Modernizmin geç keşfedilen öncülerinden Fernando Pessoa başyapıtı sayılan Huzursuzluğun Kitabı'nda şöyle yazar: "Yaratmak uğruna kendimi yok ettim; kendi içimde o kadar dışıma attım ki kendimi, kendimin dışında varlık sürüyorum artık. Farklı oyuncuların farklı oyunlar oynadığı boş bir sahneyim ben." Bu benzersiz günlük, Bernardo Soares imzalıdır. Şiirle yaşamış, yaratt
Tükendi
Semonides (MÖ VII.yy veya VI.yy): Amorgoslu Semonides Samos'ta (Sisam) dünyaya geldi. Amorgos Adası'na yerleşen Samoslu kolonların başındaydı. İambos türündeki şiirleriyle yaşadığı dönemde ünlendi. Günümüze ulaşan otuz kadar manzum fragmandan en önemlisi Kadınlar Üzerine yazdığı fragmandır. İambos türünde eser vermiş ve bu kitapta yer verilen diğer iambos şairleri ise sırasıyla Anonios, Susarion, Hermippos, Skythinos, Diphilos ve Panarkes'tir. Semonides ve bu altı iambos şairinin günümüze ulaşan bütün fragm
Tükendi
Semonides (MÖ VII.yy veya VI.yy): Amorgoslu Semonides Samos'ta (Sisam) dünyaya geldi. Amorgos Adası'na yerleşen Samoslu kolonların başındaydı. İambos türündeki şiirleriyle yaşadığı dönemde ünlendi. Günümüze ulaşan otuz kadar manzum fragmandan en önemlisi Kadınlar Üzerine yazdığı fragmandır. İambos türünde eser vermiş ve bu kitapta yer verilen diğer iambos şairleri ise sırasıyla Anonios, Susarion, Hermippos, Skythinos, Diphilos ve Panarkes'tir. Semonides ve bu altı iambos şairinin günümüze ulaşan bütün fragm
Tükendi
Emily Dickinson (1830-1886): Bir yönüyle 1789 şiiri arasında hayatı süresince topu topu bir-iki şiirini yayımlatacak ve son yirmi beş yılını aile çevresinin dışına çıkmayacak denli "içe kapalı" geçiren bir şairdi. Diğer yandan ise, okuru yalın görünümlü ve çoğu zaman kısa şiirlerinin derinliğiyle çarpan, modern Amerikan şiirinin "ana" ustalarından biriydi.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 293 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5