Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 500-520 / Aktif Sayfa : 26
Bu eserde, sizleri tarihin derin dehlizlerinde kaybolmaktan kurtarıp, bir bütün halinde şanlı tarihimizin bir bölümünü görmenizi ve kavramanızı sağlamaya çalıştım. Övgü ve yergilerden uzak durdum. Çünkü tarih ilminin en büyük özelliği, tarafsız, objektif, belgelere dayalı olması ve sadece en doğru ve gerçeği vermeye çalışmasıdır. Her ne kadar bu çok zor ise de, böyle yapmaya çalıştım. Mümkün olduğunca konuları kısalttım, sadeleştirdim, anlaşılır hale getirdim, gereksiz yorumlamalara girmedim. Tarihimizdeki
Sakarya Meydan Muharebesi’nin yaşandığı topraklarda uzun yıllardır bizzat araştırmalar yapan, 22 gün süren savaşın gün gün haritalandırılmasını sağlayan Kadim Koç, çalışmalarının tüm sonuçlarını bu kitapta topladı. Bu değerli eseri Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100. yıldönümünde okurlarımıza sunuyoruz.Sakarya Meydan Muharebesi, Osmanlı’nın son dönemindeki sürekli gerileyişimizin durdurulduğu bir destandır ve bu özelliğiyle yakın tarihimizin en önemli savaşıdır. Bu savaş Türk İstiklal Savaşı’nın genel zayia
Tükendi
Yaşadığımız yirmi birinci yüzyılda, Yunan mitolojisinin tınılarıyla etrafımız daimi olarak sarılmış haldedir ve her ne kadar kafayı nadiren yorsak da her zaman mitler hakkında konuşuruz. Truva atlarının bilgisayarlarımızı tehdit ettiği ve Ajax'ın hem bir temizleme ürünü hem de Hollandalı bir futbol takımı olduğu kaotik bir dünyada (Khaos, başlangıçtaki adı) yaşamaktayız. Bir tarafta politikacılar, muhaliflerinin fikirlerini ‘masal' (diğer bir deyişle; yalan) olarak değerlendirirlerken diğer tarafta ise medy
Bütün tarihimizin en büyük kaybı, Rumelini elden çıkarmamızdır. Tuna ve Adriyatikten Meriç çizgisine çekilmemiz, iki safhada oldu: 1877-78 Rus Savaşı ve 1912-13 Balkan Savaşı. Bu iki savaşı da kaybeden Osmanlı Devleti, Rumelini bıraktı ve İm­paratorluğun kanatlarından biri koptu. Bu küçük kitabımızda, Osmanlı Türkiyesinin iki trajik dönüm noktası, geniş okuyucu kitlesi için anlatılmıştır. Türk ve Türkiye düşmanlarının ağlarını nasıl uzun vâdede, fakat planla, sabırla ve kararlılıkla ördükleri, İmparatorl
Savaş ganimetleri Celûlâ'dan Ömer'e getirilince deriden olan torbaları açtı. İçindeki yakut zümrüt ve mücevheratı görünce ağladı. Bunun üzerine Abdurrahman ona: "Ey Müminlerin Emîri! Neden ağlıyorsun? Vallahi bu durum şükretmeyi gerektirir" dedi. Ömer: "Vallahi onun için ağlamıyorum. Allah'a yemin ederim ki Allah kime bu serveti ihsan ettiyse birbirlerine haset ettiler ve birbirlerinden nefret ettiler. Birbirlerine haset edince de kendi aralarında kavgaya tutuşurlar!" dedi. Osman (ra.) üç gün defnedilmeden
Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam,da, değişen bir dünyada çöken bir dinsel-geleneksel imparatorluktan ve Sevr'i imzalamış olan bir kalıntıdan, yepyeni bir ulusun, yepyeni bir devletin doğuşunu anlatıyor. Tek Adam, sadece Türk Devrimi'ni değil, aynı zamanda, Mustafa Kemal Atatürk'ün kişiliğinde, bir devrimciyi de çok iyi çözümleyen ve okuyucuya aktaran bir başyapıt... Emre Kongar
Yusuf Akçura'nın belki de en meşhur eseri olan Üç Tarz-ı Siyaset, bugüne kadar pek çok yayınevinden popüler veyahut ilmî baskı ile okuyucuyla buluşmuş ve buluşmaya devam etmektedir. Hazırlamış olduğumuz bu yayım da yeni nesillere Türkçülük'ten anlaşılması gerekenlerin Akçura'nın fikirleri ekseninde ifadesi olacaktır. Cumhuriyetimizin 100 yılına giderek yaklaştığımız şu günlerde eserin günümüz okuyucusu tarafından anlaşılması ise temel hedefimiz olmuştur. Üç Tarz-ı Siyaset'in Kahire ve İstanbul baskıları
Kavimler Göçü'nün neticesinde Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla başlayan Ortaçağ, Avrupa için beraberinde yeni bir etnik, dini ve siyasi yapılanmayı da beraberinde getirmiştir. Siyaset yanında dinin de ağır bastığı/etkili olduğu bu döneme ayrıca Roma'nın mirası, salgınlar, ekonomik krizler ve papalığın dünyevî liderlerle olan mücadeleleri damgasını vurmuştur. Avrupa'da Karolenjiyenlerle birlikte oluşan bütünlüğün geçmişin siyasi ve sosyo-kültürel mirası ile birleşmesi Hıristiyanlığın doğuda ve kuz
Atatürkün memleketi, soyu ve geçmişi hakkında yayınlanmış birçok eser ve ortaya atılmış birçok iddia vardır. Özellikle iddiaların çoğunluğu bilgi ve belgeye dayanmayan, ilmi geçerliliği olmayan iddialardır. Mustafa Kemal Atatürk, değişik araştırmalarımızda da ortaya konulduğu gibi, hem baba hem de anne tarafından Türktür. Eldeki bütün belgeler ve bilgiler bu konuda hiçbir tereddüde yer bırakmayacak kadar açıktır. Hem ailesinde, hem de kendi şahsında muazzam bir Türklük bilinci vardır. Elinizdeki bu eser
-Haçlı Seferleri sırasında Batı ve Doğu´daki siyasi atmosfer. -Haçlıların Doğu´da ilerleyip, Kudüs´ü almalarının nedenleri. -Haçlı ve Müslüman liderlerin çıkar ilişkileri. -Haçlılar arasındaki çıkar ilişkileri -Haçlıları davet eden Müslüman liderler. -Kudüs neye karşılık verildi? -Müslüman liderler arasında iktidar kavgaları ve Haçlılarla yapılan ittifaklar. -İktidar hırsından dolayı göz yumulan Müslüman kıyımı. -Tam bir Haçlı barbarlığı: Esir Müslüman çocuklarının kızartılıp yenmesi. Haçlı Sefer
Eğer tarihçiler kendi zamanlarını kayıt altına almamış olsalardı, Semiramis’in ahlaksız yaşam biçimine veya Sardanapalus’un ya da Nero’nun deliliğine ilişkin gelecek kuşaklar ne bilebilirdi? Üstelik, gelecek tiranların yönetimi altında benzer acıları çekenler, bu türden anlatıları faydasız bulmayacaklardır. Zira acınası durumdaki insanlar, tek acı çekenin kendileri olmadığı düşüncesiyle avunurlar. İşte bu nedenden dolayı bu kitabı yazmaya karar verdim. Bu doğrultuda ilk olarak Belisaius’un aptallıkları
Tükendi
"Bakunin, “Yok edici düşünce, aynı zamanda yaratıcı düşüncedir” diyordu. İlk kez 1921'de “Bulletin Communist” tarafından yayınlanan bu çalışma, dikkatli bir biçimde çeşitli eklerle tamamlanmıştır. Bir polis mekanizmasının incelenmesinin, politik formasyonu ne olursa olsun, işçi okuyucunun kafasında yer etmesi muhtemel olan kuramsal ve pratik sorunlar, iki yeni denemede ele alınmıştır. Militan'a öğütler, bütün basitliğine karşın, yine de takibe, hafiyeliğe ve provokasyona karşı işçi savunmasının önemli
Tükendi
“Edirne’nin fatihi I. Murad. Fakat şehir olarak bânisi II. Murad. Sarayın da öyle. Bunu birçok bâniler takip ediyor. Ahmet Badi Efendi, eslâfı gibi 3 cilt içinde tahassürle aradığımız yeni bir Edirne’yi kurmuş. Rifat Osman ise buranın ressamı gibi. O da birinci bânisi II. Murad’dan sonra Edirne Sarayı’nın ikinci kurucusu. Rifat Osman 25 sene Edirne’de oturmuş. Burası için yaşamış. Hâlâ da içimizde yaşamakta ve yaşatmakta. Her Türk’ün nerede olursa olsun bunu misal alarak, Edirne’de oturmasa bile burası için
Tükendi
Yahudiler tarihleri boyunca Türklerden gördükleri mürüvvet ve ihsanın bir benzerini, başka hiçbir milletten görmediler. XV. asrın sonundan itibaren kitleler halinde Türk yurduna iltica eden bu kavim, Osmanlı sancağı altında şahane hür yaşadı. Haham Zarfati’nin de dediği gibi Yahudiler, Osmanlı mülkünde, Hristiyan toplumlarda maruz kaldıkları mosmor ve kıpkızıl dövülmelerle muhatap olmadılar, en iyi elbiselerini giydiler, inanç ve ibadetlerini yaşamakta serbest oldular. Buna rağmen tüm dünya Siyonist Yahudi
“Hanif Türk-Gök Millet” kitabı, Türk’ün tarihini Oğuznâmelerde anlatılan açıklama modeliyle izah etme denemesidir. Lütfi Bergen, Türklerin Bereketli Hilal içinde yer alan Anadolu’ya 26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi neticesi girmedikleri, Hz. Nuh’un gemisinin karaya oturmasından itibaren bu coğrafyada yerleşik oldukları tezini savunmaktadır. Bilindiği üzere “Türk töresi”ni Kutadgu Bilig, Divan-ü Lügat-it Türk veya Şamanizm üzerinden izah eden başka açıklama modelleri bulunmaktadır. Lütfi Bergen, d
Bâyezîd hakkında kaleme almış olduğumuz bu eser Menâkıbnâme’de ve Tezkiretu’l-Evliya’da yer alan bütün bilgileri ihtiva eder. Bunun çok az istisnası vardır. Bunun yanısıra diğer kaynaklarda gördüğümüz Bâyezîd’le ilgili menkıbeleri de aktardık. Denebilir ki Bâyezîd hakkında Arapça ve Farsça kaynaklarda mevcut bütün bilgiler, bu eserde bir araya getirilmiştir. Millî irfana bu bilgi ve menkıbeleri kazandırmaya bizi vasıta kılan yüce Mevlâ’ya hamdüsenalar olsun.
Anadolu çağlar boyu bir uygarlık merkezi olmuştur. Buradan çeşitli topluluklar ve toplumlar gelip geçti, ancak yaşamsal bir kültür harmonisi oluşturdular. Örneğin Antik Çağ’ın en zengin devleti Troyalılar, güçlü devletlerinden Lydialılar, muhteşem Hitit İmparatorluğu, efsanevi Frigialılar bu coğrafyada yaşadılar. Güney Batı Ege’de Lykialılar, Karialılar; Batı Anadolu’nun kuzeyinde Foça’dan, güneyinde Bafa Gölü’ne kadar olan İonia bölgesi sanatıyla, bilimiyle, özgür yaşam anlayışıyla çağdaş uygarlığın kay
Bosphorus boğa geçidi diye adlandırılmış mitolojik efsane bir deyim. Boğaziçi ise gerçek bir isim, bu mavi ırmağa daha çok yakışıyor. Boğaziçi’nin üç özelliği vardır: Karadeniz ile Marmara Denizi’ni birleştirir, Asya ile Avrupa kıtalarını birbirinden ayırır, üçüncü özelliği ise güzelliğidir. Bu üç özelliği, dünyada hiçbir yerde yoktur. Eski çağlarda efsane bir su geçidi olan Boğaz, Orta Çağ’da balıkçı köylerinden ibaretti. Buranın bir dünya güzelliğini kazanması Türk döneminde oldu. İki taraflı güzell
Müslüman siyasal kültürünün oluşumunda Hz. Peygamber sonrasının özel bir yeri vardır. İlk müslüman neslini bu dönem siyasi olaylarını ve bu olayların aktörlerini incelemek zorundayız. Bu nesille kurduğumuz sevgi bağı bizi doğruyu ortaya koymaktan alıkoymamalıdır. İslam tarihinde ilk yanlışlıklar siyasi alanda yapılmış ve daha sonra dinî ve ilmî alanlara sirayet etmiştir. Bu yanlışlıklar sorgulanıp düzeltilecek yerde kutsanmış ve mukaddes bir cehaletle karşı karşıya kalınmıştır. Siyasal zihnin ürettiği sorun
İslam düşüncesini belli bir döneme belli bir alana ya da fikrî kurumsallaşmalara indirgemek veya onları tarihte kalmış kişisel ve toplumsal faaliyetler olarak görmek doğru değildir. İslam geçmişte olduğu gibi bugün de Müslüman düşünce sisteminde ve hayat tarzlarında etkili olmaya devam etmektedir. Bu alanda üretilenleri tarihte yaşanmış ve olup bitmiş ya da ömrünü tamamlamış fikirler veya fikrî sistemler olarak değil bugün de canlılığını sürdüren insanların düşünce biçimlerini belirleyen gizli değerler sist
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 500-520 / Aktif Sayfa : 26