Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 520-540 / Aktif Sayfa : 27
İlkçağlardan günümüze kadar birçok topluma beşiklik eden Ortadoğu'ya hâkim olan her devlet veya toplum kültüründen birtakım izler bırakmıştır. Bu bölgenin önemli bir parçası olan Yunanlıların Mezopotamya; Arapların ise el-Cezîre şeklinde adlandırdıkları siyasî-idarî coğrafya birçok araştırmacının ilgisini çekmiştir. Bu çalışmamız ile el-Cezîre'nin Abbâsîler sonrası ve Selçuklu hâkimiyeti öncesindeki siyasî durumunun açıklığa kavuşturulması amaçlanmıştır. Yapılan araştırmaların birçoğunda siyasî-askerî etki
“Biz kadın ve çocukları esir almış Erciş ilçesine doğru götürüyorlardı. Çevremizde eli silahlı askerler, yoldan ayrılmamamız için silahların namlularını bize doğrultmuş, sağımızdan, solumuzdan tek şerit halinde yürüyorlardı. Hiçbirisinin simasında merhametten iz yoktu. Küçük çocuğumun elinden tutmuş, yol boyu yürüyorduk. Geride yakılmış, cehenneme dönüştürülmüş bir Zilan’ı bırakarak ilerliyorduk. Başımıza neyin çeleceğini bilmeden yürüyorduk. Şehre yaklaştıkça yol kenarında cesetlerle karşılaştık. Cesetlerd
Tükendi
Klasik eserleri değerli kılan etken, insanın varoluşu ve kaderi hakkında yapılan tartışmaların tarihine ışık tutmasıdır. Bugün tartıştığımız ve görece çağdaş insana özgü gördüğümüz pek çok mesele, aslında tarihte büyük düşünürler tarafından tartışılmış ve belirli biçimlerde çözüme kavuşturulmuştur. İyilik-kötülük, insanın iradesi, tarihin yürüyüşü, insan-Tanrı ilişkisi gibi konular sadece modern insanların tartıştığı konular değildir, bu sorunlar üzerinde çok erken tarihlerde insanoğlu, belki de bugün bi
Yüreğinin buz bağlamış bağından, sanki günden güne buharlar fışkırıyordu. Damar içlerinden bedenine doğru kan kaynıyor, bir süre sonra avuç içlerinden taşıyordu. Ağzının içinde patlıyordu kan parçaları, külleri içinde kalıyordu. Ruhsuz bedenlerden çekilen her nefes sarkıtlara, dikitlere dönüşüyordu. Külleri batıyor, içindeki yaralar canını acıtıyordu. Her geçen gün bir ateş bekliyordu o karartının içinde yeniden yanması için. Olmuyordu. Saray’ın entrikaları içinde validesinin baskısı altında Rüstem’in kıska
‘’Bu kitap üç arkadaşın öyküsünü, devlet rejimlerinde korkunun oynadığı rol ve din konusunun toplumsal psikoloji üzerindeki etkileri ile çok yönlü düşünülmesi gereken Sünni-Alevi çatışmalarının başlangıcını anlatan konularla doludur. Kitapta Ömer Hayyam ve Nizâmülmülk konuları da geniş olarak ele alınmıştır. Hasan Sabbah’ın öldüğü 1134 yılına değin Alamut Kalesi kalkanında, saldırılarını sürdüren Nizâri örgütü 1256’da Hülâgu Han’ın Alamut Kalesi’ni patlatması sonucu yıkılarak, bütün Batınilerin kılıçtan
“Elbette Bedreddin ve Börklüce, yüzyıllara yayılan bir halk isyanının içinde özel bir yere sahiptirler ve bu bakımdan bütün çağların isyancılarının yanındadırlar. Günümüzde de her ikisine, ezilenlerin ve mülksüz bırakılmışların saflarında en onurlu yer verilmelidir. Çünkü başkaldıranlar öyle kabul etmişlerdir, çünkü düşmanları onları oraya koymuşlardır. Öyleyse, bizimdirler ve bizim kalacaklardır.” Aydın Çubukçu
Tükendi
Sûrnâme, Osmanlı dönemi Türk edebiyatında sünnet, evlenme ve tahta çıkma münasebetleriyle yapılan şenlikleri anlatan eserlere verilen ortak addır. Bu eserlerin önemi, yazıldıkları zamanı bütün yönleriyle yansıtmaları, bu yüzden de araştırmacılar için zengin kaynaklar olmalarıdır. Bilinen surnâmeler içinde en genişi, en şöhretlisi ve Türk kültür tarihi açısından en önemlisi Vehbî’ye ait elinizde tuttuğunuz bu sûrnâmedir. Bir büyük devlet düzeni, bu düzeni yöneten insanlar, pek çok ilgi çekici yönüyle günlük
XIV. Louis, Fransa'yı yatak odasından idare etti. İkinci Dünya Savaşı sırasında Winston Churchill, İngiltere'yi yatağından yönetti. Yolcular, yolculukları sırasında hiç tanımadıkları yabancılarla birlikte yattı, Sanayi Devrimi öncesi pek çok aile aynı yatağı paylaştı. Bir zamanlar yataklar pahalı objelerdi ve çoğu zaman gösteriş amaçlıydı: Tutankamon altın bir yatakla birlikte sonsuzluğa göç etti, zengin Yunanlar öbür dünyaya üzerinde yemek yemek için tasarlanan yataklarında gönderildi. Yatak; doğum, öl
Tükendi
Burada yer verilen metinlerin yazıldığı yazı sistemi Kubilay Han’ın emriyle ’Phags-pa bla-ma Blo-gros rgyal-mts’an adlı Tibetli bir rahip tarafından 1260 ve 1269 yılları arasında hazırlanmıştır. Görünüşünden dolayı bu yazıya Moğolcada dörbelcin ‘kare, dörtgen’ yazı da denir. Amaç, Yuan imparatorluğu sınırları içerisinde kullanılan belli başlı dillerin (Çince, Tibetçe, Moğolca, Uygurca ve Sanskritçe) tamamının yazılabileceği tek bir alfabenin oluşturulmasıydı. ’Phags-pa yazısı dil açısından doğu Moğol lehçes
Tükendi
Yirminci yüzyılın sonlarında, toplumsal bilimler üzerinde nefes aldırmaz bir tahakküm kuran post-modern ve post-yapısalcı akımlar, büyük anlatı-lara, devasa kuramsal çalışmalara saldırı üzerinden kendilerini var ettiler. Kuşkusuz, toplumsal bilimler içerisinde ayrıksı bir yere sahip olan tarih bilimi, bu kültürelci saldırılardan en fazla nasibini alan ve dolayısıyla itibar kaybına uğrayan disiplin idi. İnsanlığın toplumsal geçmişine ilişkin tarihsel analizin yerine soykütüksel sorgulamayı koyan bu genel e
En zehirli fikirleri, ustaca mezcederek oluşturduğu ezoterik, kült ve radikal öğretisi sayesinde, yıkıcı emelleri için kendine asker edindiği gençleri ülkenin hayati kurumlarına yıllar yılı sızarak yerleştiren Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), ülkede kontrolü ele geçirmek amacıyla 15 Temmuz 2016’da dış destekleriyle birlikte son dar-beyi indirmeye kalkıştı. Bu meşum girişim, destansı bir mukavemet gösteren demokrasiye aşık milletimizin inançlı ve kahramanca müdahalesi sayesinde engellenebildi. 15 Temmuz bir
Paschalis Kitromilides Yunanistan siyasi düşünce tarihine dair temel kaynak niteliğindeki bu kitabında Yunan ulusal kimliğinin ve modern devletinin oluşumunu mercek altına alıyor. Fransız İhtilalinin ve Aydınlanma ideolojisinin, dönemin Yunan entelektüelleri üzerindeki etkisinin izini süren Kitromilides, Yunan Bağımsızlık Savaşının arka planındaki teorik tartışmalara odaklanıyor. Yunan Aydınlanmasının gelişimindeki felsefi kaynakların kapsamlı bir analizini sunarken, dil birliği, antik miras, kilise gibi ba
Gershom Scholem (1897-1982), 20. yüzyılın en önemli Yahudi entelektüellerinden olup akademik Yahudi mistisizmi çalışmalarının kurucusudur. Modern düşünürler arasında muhayyilesinin gücü ve zenginliğiyle dikkat çeken Gershom Scholem, özellikle başyapıtı Sabetay Sevi, Mistik Mesih çalışmasıyla geniş çaplı bir üne sahiptir. Bu çalışma şimdiye dek Yahudi dünyasının tamamını derinden etkilemeyi başarmış tek mesiyanik hareketin hikâyesini canlı ve ayrıntılı bir biçimde sunar. 17. yüzyıl Türkiyesinde sıradan bir
Gershom Scholem (1897-1982), 20. yüzyılın en önemli Yahudi entelektüellerinden olup akademik Yahudi mistisizmi çalışmalarının kurucusudur. Modern düşünürler arasında muhayyilesinin gücü ve zenginliğiyle dikkat çeken Gershom Scholem, özellikle başyapıtı Sabetay Sevi, Mistik Mesih çalışmasıyla geniş çaplı bir üne sahiptir. Bu çalışma şimdiye dek Yahudi dünyasının tamamını derinden etkilemeyi başarmış tek mesiyanik hareketin hikâyesini canlı ve ayrıntılı bir biçimde sunar. 17. yüzyıl Türkiyesinde sıradan bir
Askeri iktâ‘ nizamı, Orta Çağ Türk-İslâm devletlerinde ordu-devlet düzenini tahkim eden ana unsurlardan birisidir. Bu noktada Memlûk Türk Devleti, toprağa bağlı ordu-devlet anlayışı ile teşkil edilen askeri iktâ‘ nizamı, Eyyûbî mirası olarak bölge ve dönem şartları dikkate alınarak yeniden inşa edilmiştir. Makrîzî’nin; “Ne Fatımiler devrinde ne de öncesinde, günümüz Türk Devleti’nde olduğu gibi Mısır ülke toprakları askerler için iktâ‘lar olarak tahsis edilmedi,” sözleri Memlûk askeri iktâ‘ nizamının mâhiye
Arap İzzet Paşa, II. Abdülhamid dönemi (1896-1908) mabeyn ikinci katipliği yapmış ve Yıldız Sarayı’nda resmi bir görev elde etmiştir. Arap İzzet Paşa II. Abdülhamid’in hizmetinde sadık bir danışman olarak görev yapmış gibi görünse de hakkında ortaya çıkan usulsüz atamalar, haksız servet edinimi ve rüşvet gibi daha birçok iddianın önüne geçilememiştir. 1908 II. Meşrutiyet’in yani Kanun-i Esasi’nin tekrar ilan edilmesiyle Abdülhamid’in emri ile yurtdışına firar etmiştir. Bu olay ile Arap İzzet Paşa’nın tüm ma
Gürcistan; kuzeyinde Kafkas dağları ve Rusya, güneyinde Türkiye ve Ermenistan, doğusunda Azerbaycan, batısında Karadeniz'in bulunduğu bir ülkedir. Gürcistan toprakları önemli ulaşım ve ticaret yolları üzerinde yer alması sebebiyle tarih boyunca birçok devletin ilgi odağı olmuştur. Roma, Bizans, İran, Arap, Türk ve Rus devletleri burayı idareleri altına almak için mücadele etmiştir. Osmanlı Devleti'nin Gürcistan topraklarındaki hâkimiyet mücadelesini anlatan birçok eser yazılmıştır. Bu eserlerden birisi de
Tükendi
1624 yılında Bağdat'ın Safevîler eline geçmesi üzerine alevlenen savaş sürecinde sadrazamların komutasında çıkılan seferlerle Bağdat'ın fethi müyesser olamamıştı. Neticede IV. Murad'ın 1638 yılında bizzat komuta ettiği ordu, 221 günlük yolculuk ve 39 gün süren kuşatmanın ardından Bağdat Kalesi'ni teslim almıştı. Sefer ve zafer, karmaşa atmosferini otorite ve sükunete tebdil ederken iki asır boyunca Osmanlı-İran mücadelesinin temel noktası olan Bağdat Kalesi fethedilerek uzun soluklu bir barış dönemi başlamı
Ben sadece Ekim Devrimi sırasında kendimi özgür hissedebildim. Ben köle olamam... Bir devrimci olarak yoluma devam etmek ve böyle ölmek istiyorum. – Sultangaliyev Gerçekten ben kimim? Bir komünist, bir devrimci mi? Yoksa siyasi şantajcı, maceracı ve provokatör mü? Bir karşıdevrimci mi? Tüm yaşantımı kafamda canlandırıyor ve görüyorum ki ben bir devrimci, bir komünist olmuşum. Beni hayatın ta kendisi doğurmuş; kölelik, ağır zulüm ve asırlık yoksulluk doğurmuş. Ben, ezilen bir halkın ezilenlerinin oğluyum. Ev
On dokuzuncu yüzyıl sonu İstanbul’unda, Batı’dan alınan tiyatro biçimleriyle geleneksel Türk tiyatrosu biçimlerinin kaynaşarak dinamik bir tiyatro çevresinin oluşturulduğu görülür. Buradan hareketle, Osmanlı’nın son dönemindeki İstanbul’u; Paris, Londra, Viyana hatta Tokyo gibi kentler ile aynı karakterde bir “tiyatro şehri” olarak yorumlamak mümkündür. İki Japon araştırmacı Yuzo Nagata ve Hikari Egawa, bu kitapta, 1881-1921 yıllarına ait yüz yetmiş adet tiyatro afişi ve broşürünü çeşitli tiyatro temsill
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 520-540 / Aktif Sayfa : 27