Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 477 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
"Neye İnanıyorum", BGST Yayınları Bertrand Russell dizisinin ilk kitabı. Özgürlükçü filozof ve barış aktivisti B. Russell'ın eserleri daha dün yazılmış gibi güncelliğini koruyor. Elinizdeki kitapta Russell, seküler bir ahlakın temellerini atmaya çalışır. İnsan, kutsal bir düzenin değil doğanın bir parçasıdır. "İyi yaşam"ın esin kaynağı sevgi, kılavuzu ise bilimdir. Bireyciliğe düşmeden arzularımızı tatmin etmek, başkalarının iyiliğini istediğimiz bir dünyada mümkündür. Masum arzuları cezalandıran ve insa
Tükendi
Din ve toplum arasındaki ilişki karşılıklı etkileşim sürecinde ortaya çıkar ve devamlılık gösterir. Bununla birlikte, din özü itibariyle kutsalın tecrübesi ve "kutsal şeylerle ilgili -emredilmiş veya yasaklanmış- inanç ve pratikler bütünü" olarak da tanımlanabilir. Kutsallık atfedilen şeyler, genellikle yücelik ve güç bakımından üstün sayılır ve bir takım dinsel ritüel ve uygulamalarla, kutsal olmayana karşı ayırt edici bir nitelik kazanır. Kutsal aynı zamanda bir anlam kaynağı ve kimlik göstergesi olarak d
Tükendi
Müslüman toplumlarda özel alan-kamusal alan ayrımının kadına ve aileye ilişkin boyutu ile siyasete ilişkin boyutu arasında özgün çakışmanın hatta eklemlenmenin nedeni: kadınları eve bağlı (özel) alanlarından kamusal alana çekme girişimlerinin -ki bu girişimlerin nihai amacı toplumsal yapının bir bütün olarak batılı modele göre değiştirilmesini sağlamaktı- yerli seçkinler tarafından bir 'modernleşme gereği' olarak benimsenmesi ve hukuksal yaptırımlarla desteklenerek ulusal politikalara bağlanmış olmasıdır. B
Tükendi
Ön-Türk kültürünün kadınları, yöneticiydi, kutsaldı, anaydı... Yönetim kadın ile erkek arasında paylaşılmaktaydı. Kadınların, erkekler kadar sözü geçiyordu. Peki sonra ne oldu? Kadın sorununu anlamak için kadının tarihin derinliklerinden günümüze dek uzanan seyir defterini çok iyi okumak gerekiyor. Bu kitap Ön-Türk kültüründen bugüne Türk milletinin eşitlik, özgürlük ve özellikle kadının yeri konusunda geçirdiği evreleri nedenleri, nasılları, çarpıcı örnek ve yanıtlarıyla sorguluyor.
Tükendi
Modern toplumda özgürlük ve bireysellik arttıkça, güvensizlik duygusu, yalnız kalma endişesi de artıyor. Siyasi hareketlere temel oluşturacak bir güvenlik ve aidiyet arayışı, alternatif bir toplumsallık düşüncesi yeniden ortaya çıkıyor. Bireyler, yuvasızlık hissinden kurtulup kendilerini evlerinde hissedebilecekleri topluluk, aidiyet ve dayanışmanın sıcak dünyasına eğilim gösteriyorlar. "Topluluk" uzun zamandır "toplum" kavramıyla karşıtlık sergiliyor ve son zamanlarda modern devletin vaatleri karşısında y
Dünyayı algılamamızda, sınırlarını keşfetmemizde ve dünyaya ilişkin hayallerimizde dilin etkisi nedir? İnanarak veya "yalan" olduklarını bilerek anlattığımız hikâyeler kendimizi ve başkalarını anlamamızda, düşüncelerimizi biçimlendirmekte ne derece etkili? Gizemcilere inanacak olursak insan, dünyayla iletişim içindedir; onunla aynı dili konuşur. Doğa onunla yıldızları, bitkileri ve hayvanları, ırmakları, dağları taşları, mevsimleri, geceleri ve gündüzleri aracılığıyla konuşur. Dilsel bir metin olarak beli
Tükendi
Kültürümüz bedeni nasıl algılar, beden ve kişilik arasında nasıl bir ilişki kurar? Bedenin şekli, duruşu, hareketleri nasıl yorumlanır? Elinde bir kalem karşısındakini şişler gibi hareketlerle konuşan bir insanın psikolojisi nasıl tahlil edilmeli? Beden üzerinde yapılan uygulamalar nelerdir? Beden ve güzellik kavramlarından değişimler nelerdir? Beden ve refah düzeyi ilintili midir? Beden ölçüleri nasıl sınıflandırılır? Dilde bedenle ilgili kelimeler, deyimler, atasözleri nelerdir? Kahramanlar güçlü, düşmanl
Tükendi
Sara Ahmed duygu, beden ve dil üzerine eleştirel düşünceye yaptığı bu büyük katkıda, duyguları rasyonel düşüncenin gölgesinden kurtarıp hak ettiği konuma geri yerleştiriyor. Duyguların, bedenleri ve kültürleri şekillendirmedeki rolünü incelerken, retoriğe dair yenilikçi analizleriyle bunların dile getirilme tarzının önemini de gözler önüne seriyor. Duyguların Kültürel Politikası'nda ırk, toplumsal cinsiyet ve cinsellik arasındaki kesişmelerden yola çıkılarak "ötekilerin" nasıl duyguların nesnesi haline gel
Tükendi
Toplum bilimleri hakkında bir kitaptan beklediklerimiz, aşağıdakilerden biridir: 1. Bize daha önce karşılaşmadığımız bilgileri vermesi; 2. Daha önce bildiklerimiz bile olsa, bilgiler arasında o güne kadar görmediğimiz bir ilişkiyi işaret etmesi. Bunlardan biri yeter. Hattâ (1) ve (2), ayrı ayrı insan tiplerinin alanlarıdır. Sırf yeni bilgiler sunmakla yetinip bunlardan bir sonuca varma gayreti içinde olmayan yazarlar da vardır. İkbal Vurucu bu iki fonksiyondan daha zor olanının kalemidir. Hadiseler arasınd
Tükendi
"Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır: Gaddar olmalarının yanı sıra merhametlidirler. Açgözlüdürler, fakat hırsızlıkları neredeyse hiç yoktur. Boş vakitlerini kötüye kullanmazlar. İçlerinden pek azı birden fazla kadınla evlenir. Avrupa'daki büyük merkezlerin içinde en az genelev kadını bulunan şehir İstanbul'dur. Dinlerine sıkıca bağlı olan Türkler, Hıristiyanlardan tiksinirler; onlara kâfir gözüyle bakarlar. Bununla beraber, onları ülkelerinin her yerinde, hatta devlet merkezlerinde bile hoş gö
Tükendi
İsmet Eşmeli 1980 yılında Köyceğiz'de doğdu. İlköğrenimini Otmanlar Köyü İlkokulunda tamamladı. 1997 yılında Köyceğiz İmam-Hatip Lisesinden, 2002 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 2003 yılında Yatağan ilçesinde İmam-Hatip olarak göreve başladı. 2006 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri (Dinler Tarihi) alanında "Muğla-Yatağan ve Civarındaki Halk İnanışları ve Uygulamaları Üzerine Bir Araştırma" adlı teziyle Yüksek Lisansını tam
Tükendi
Simmel, bir disiplin olarak sosyolojinin kurucularından biri olmasına ve özellikle Kracauer ve Benjamin gibi Frankfurt Okulu kuramcılarını derinden etkilemiş olmasına rağmen uzun yıllar unutulmuş bir düşünür olarak kaldı. 80'li yıllarda başlayan modernlik tartışmalarıyla birlikte, özellikle Anglosakson düşünce dünyası içinde önemi yeniden fark edilen Simmel'in kaleme aldığı çok sayıda eserden yapılmış bir seçki Bireysellik ve Kültür. Seçkide sosyolojinin kültür, tahakküm, çatışma, mübadele gibi temel kavram
Tükendi
Sadece para kazanmak yeterli değildi, insan bir mekanik varlık olamazdı. Yaşamak da gerekiyordu. İnsanlar kitleler halinde Boğaz'a, Çekmece Gölü'ne Yalova sahillerine koşuyordu. Yeni şatolar, kışın kayak ve benzeri sportif eğlenceler, lüks arabalar; hatta öğle yemeğini Paris'te yemek için İstanbul veya Bursa'dan sözleşerek uçakla Fransa'ya yolculuk; Bahama ve Nis gibi dünyaca ünlü sayfiye merkezlerinde altın yaldızlı köşklere sahip olmak, metresli hayat yaşamak, bu döneme özgü ahlâk ve dünya nimetlerinin kü
Tükendi
Ulusal kültür politikaları her ülkede kendine özgü bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ama şekli ne olursa olsun, ulusal kültür politikalarının karşısındaki en önemli sorun, küreselleşmeyle kurduğu ilişki biçimidir. Küreselleşme ile kültür arasındaki ilişki konusunda iki karşıt görüş mevcuttur. Bölgesel kimliğin önemini savunan birinci görüşe göre, küreselleşme bizi kültürlerin pazara tabi olduğu ve hiyerarşik bir çerçeveye yerleştirildiği standartlaşmış bir dünya felaketine götürmektedir. Kültürün endüstriyell
Komşuluk, sosyal etkileşimin farklı boyutlarıyla yoğun bir şekilde yaşandığı toplumsal bir olgudur. Bu olgu, sosyal bilimlerin pek çoğunun inceleme alanına girmesine rağmen, daha çok sosyolojiyi ilgilendiren boyutlara sahiptir. Bu toplumsal gerçekliğe karşın, komşuluk Türkiye'de, sosyologlardan gerekli düzeyde ilgi görmemiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, Türkiye'deki sosyoloji anlayışının, Batı'nın etkisinde olmasıdır. Geleneksel komşuluk ilişki biçimlerinin izleri, modern Batı toplumlarında büyük
Tükendi
Bu kitap tarih boyunca bilim, teknoloji ve sosyal değişme arasındaki ilişkileri konu edinmektedir. Ülkemizde yenilikçi fikirler (innovasyon) üreten ve hızlı sosyal değişme ile uyum sağlayabilen gençlik istiyorsak, bilim ve teknolojinin gelişimi ve toplumlara etkisi konusunu sosyal bilgiler eğitiminin önemli bir konusu haline getirmeliyiz. Fakat okullarımızda bilim, teknoloji ve toplum öğrenme alanı, atıl bilgilerin ezberlendiği üniteler silsilesi olmaktan çıkarılmalı, öğrencilerin geçmişte yaşamış bilim ins
Tükendi
Elinizdeki çalışma, 1964 tarihli Varisler kitabının ilk aşamasını oluşturduğu araştırmaların teorik bir sentezidir. Bu genel teori, sembolik şiddetin edimlerine ve bu şiddetin gizlenmesinin toplumsal koşullarına ilişkin olup pedagojik ilişki, dilin münevver veya zamane kullanımı ya da sınav veya diplomanın sembolik ve ekonomik etkileri üzerine yürütülmüş ampirik çalışmalardan hareketle vücut bulmuştur. Okul, etkileri aldatıcı olmanın çok ötesinde yanılsamalar üretir. Örneğin, bağımsızlık ve tedrisi tarafsız
Tükendi
KİTAP HAKKINDA:, Göç ve yerleşme, göçmenin geriye kalan hayatını kuşatabilecek, sonraki kuşakları, toplumsal varoluşun da her boyutunu etkileyen çok daha uzun soluklu, kendi karmaşık dinamiklerini geliştiren bir süreçtir. Stephen Castles – Mark J. Miller Suriye'de 2011'de başlayan rejim karşıtı gösterilerin, taraflar arasında çatışmalara ve ardından halen devam edegelen bir iç savaşa dönüşmesi, dünyamızda yıllardır birçok ülkenin farklı koşullarda karşılaştığı bir gerçekle bu kez de Türkiye'yi yüz yüze bıra
Tükendi
Medeniyetler Savaşı, her şeyden önce, içinde yaşadığımız çağın kendine özgü yanlarını nasıl anlamamız gerektiğine dair bir açıklama modeli sunmaktadır bize. Tıpkı yaşadığımız gerçekliği `tarihin son bulmuş` olduğunun göstergeleri istikametinde okuyan "Tarihin Sonu" tezi gibi. Ama daha önemlisi bu kez, tıpkı aynı gerçekliği modernizmin krizi, modernizmin sonu, geç kapitalizmin daha bir radikalleşmesi, düşünümsel modernliğin başat olması şeklinde tanımlamaya girişen açıklama çevrelerinin eşliğinde düşünülmesi
Tükendi
Tarih, yazılırken, daima, iktidarda bulunan ya da yükselmekte olan elitin perspektifinden kaleme alınmıştır. Taş Çağı, Tunç Çağı vb. gibi kavramlar, elbette taş çağı ve tunç çağında bilinmemekteydi. Söz konusu kavramlar, endüstrileşme ve modern fabrika ile doruk noktasına erişmiş gibi görünen gelişmeye anlam kazandırmak amacıyla 1800'lü yıllarda icat edilmiştir. Netokratlar, Enformasyonalizmin yükselen eliti, netokratların perspektifinden yazılmış bir dünya tarihidir. Netokratlar, enformasyon ağlarının orta
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 477 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7