Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Hayaller Sancağının Kuru Sarhoşları: Osmanlılarda Esrar ve Esrarkeşler, kimileri için bela olan, kimileri içinse başka dünyaların kapılarını aralayan eşsiz bir sırrın Anadolu'daki ilginç serüvenini ele alıyor. Esrarın, yarattığı "kuru" sarhoşluk karşısında tahtından olmak istemeyen "sulu" sarhoşluğun müsebbibi şarapla kavgasını, Tanrı'ya dolaysız yoldan ulaşmayı arzulayan dervişler elinde ayinlerin değişmez bir parçası haline gelişini kendine konu ediyor. Toplumun her kesiminden kişiler arasına sokularak he
Tükendi
Osmanlı tarihine çok farklı bir açıdan, Harem zaviyesinden bakan orijinal bir eser. Tarihimizin bir bölümüne saraylı kadınlar damga vurmuş, dönemlerindeki hadiseler onların adıyla anılır olmuştur. Bunların ileri gelenlerinden üçüdür: Safiye Sultan, Kösem Mahpeyker Sultan, Hatice Turhan Sultan... Kimi müspet, kimi menfi roller oynamış ama her halükârda yaşadıkları dönemi avuçlarının içerisinden seyretmişlerdir. Bu sultanlar acaba nasıl kişilerdir? Hangi özellikleri onları bu payeye yükseltmiştir. Üç Haseki S
Hepimizin bir tabusu var... Kimimiz için İkinci Abdülhamid bir tabu, kimimiz için Enver Paşa. Bir tarafta Vahdeddin'i tabu yapanlar var, diğer tarafta Mustafa Kemal Atatürk'ü. Peki ya Alevîler ile Sünniler arasındaki düşmanlıklar? Hazreti Ali hangimizin düşmanı? Alevî'nin mi yoksa Sünni'nin mi? Madımak'ta yaşananlarla Başbağlar'daki arasında sıkışan zihnimiz nasıl bir tabunun kurbanı? Askere olan hayranlığımız ile ordumuzu eleştirenlerimiz de birer tabu. Peki hangimiz vatansever, hangimiz devlet düşman
Tükendi
Osmanoğulları geniş bir coğrafyada dünya tarihinin en uzun ömürlü ve etkili siyasi teşkilatlarından birinin kurucusudur. Elinizdeki kitap bu hanedanın hükümranlığı altındaki Osmanlı Devleti'nin tarihine, kuruluş döneminde hüküm sürmüş yedi sultanın biyografileri penceresinden ışık tutmaktır. Kuruluş döneminin ağırlıklı olarak askeri ve siyasi serüveni bilimsel ve yalın bir anlatımla okuyucuya sunulmaktadır. Osmanlı tarihi konusunda en büyük otoritelerden biri olan yazar, bir kısmı hiç kullanılmamış kronikle
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ev içi hizmetlerde istihdam edilen çocuklar hakkında konuşmak ve yazmak karmaşık duygularla yüzleşmeyi ve mücadele etmeyi gerektiriyor. Çocukların acısı, sevinci, yalnızlığı ve kavuşma arzusu konuşan ve yazanları da mutlaka kuşatır ve etkiler. Okurlar gelecek sayfalarda bunu hissedebilir ve bu nedenle zaman zaman akademik dilin dışına çıkıldığını düşünebilir. Duygularımın gelecek satırları şekillendirmekte önemli bir payı olduğunu baştan kabul ediyorum. Haklarında
Bu kitapla amaçlanan her şeyden önce Osmanlı tarihi dolayısıyla günümüzü anlama ve yorumlama çabasıdır. Tarih ise, gerek malzemenin çokluğu ve karmaşıklığı, gerekse yaklaşım açılarının farklılıkları nedeniyle ister istemez asla noktalanamayacak; sürekli yeniden anlaşılması gereken ve yaşadığımız sürece de devam edip değiştiği için tüm analizleri sonuçsuz bırakan, tabiri caizse muğlak ama bir o kadar da derinleştirilmeye müsait bir alandır. Bu ülkede yaşayan her sorumlu insanın, Osmanlı toplumu ve sonrasında
Tükendi
Asıl adı Ahmet Ersin Yücel olan merhum Zaptiye Ahmet, Osmanlı medeniyetini Cumhuriyet devrinde bütün özellikleriyle ve güzellikleriyle temsil eden bir delikanlıydı. Haksızlıklar karşısında susmadı, dinî ve millî geleneklerimize aykırı harekette bulunanlara anında müdahale ettiği, gerçekleri söyleme konusunda şaşırtıcı cesaret örnekleri sergilediği için ona "Zaptiye" ünvanı verildi. Zaptiye Ahmet, Osmanlı'ya duyduğu büyük hayranlığı hâl ve hareketleriyle de dile getiriyordu. Zemin ve zaman gözetmeden herkese
Tükendi
Özgün Adı : er-Risâletü'n-nizâmiyye fi'd-devleti'l-İslâmiyye 129 Sayfa Türkçe + 91 Sayfa Arapça Kendisinden "duâgû" ve "vâiz" olarak bahseden kimliği meçhul müellif er-Risâletü'n-nizâmiyye fi'd- devleti'l-İslâmiyye [İslâm Devletinde Nizamın Sağlanmasına Dair Risale] başlıklı eserini 1099/1687 yılında tahta çıkan Sultan II. Süleyman'a ithaf etmiştir. Rüşvet, zulüm ve liyakatsizliğin yaygınlaşması başta olmak üzere devletin işleyişindeki bozulmalardan ve bunları düzeltme yollarından bahseden bu risalenin k
Osmanlı İmparatorluğu´nun 700. Kuruluş Yıldönümü Anısına... Günümüzün geri kalmış (ya da bıraktırılmış) uluslarında var olan gelenekçilik eğilimi, sanıldığı gibi bir tutuculuktan, gericilikten, ya da yazgıya boyun eğişten kaynaklanmamaktadır. Bu eğilim yüzyıllardan bu yana süregelen, çok güçlükle ayakta tutulan ve kolaylıkla yıkılabilecek bir yaşantıyı, en küçük bir güvensizlikten ve kendi doğası gereği yapısında bilinmeyeni taşır, gelen bir yenilik o, çok güç sürdürülen yaşama biçimi için bir çekincedir,
Tükendi
Ortadoğu ve balkanlardaki osmanlı hâkimiyetine geniş bakış... tarih alanında dünyanın tartışmasız en büyük isimlerinden biri olan halil İnalcık'ın, osmanlı devleti'nin ortadoğu ve balkanlar üzerindeki hâkimiyetini devlet, toplum, ekonomi ve siyaset pencerelerinden inceleyen çalışmaları bir arada. Halil İnalcık bu eserinde, Osmanlı devlet geleneğinin tarihi köklerini Kutadgu Bilig'deki Türk ve İran siyaset düşüncelerinde arıyor ve Osmanlı veraset sistemini Türk hükümdarlık geleneği içerisinde ele alıyor.
Klasik dönem Osmanlı tarihi başta olmak üzere birçok önemli araştırma ve çalışmaya imza atan Prof. Dr. Feridun M. Emecen'in Karadeniz kıyılarını konu edinen yazıları, büyük bir titizlikle hazırlanan bu eserinde bir araya geliyor. İlk Çağ'dan bu yana tarih sahnesinde önemli bir yeri olan Karadeniz coğrafyasına odaklanan bu kitap, tarihî süreç içerisinde Karadeniz kıyı kentlerinin nasıl bir sosyal, kültürel ve ekonomik gelişim izlediğini ele alıyor. Antik dönemde "Misafirperver Deniz" (Euxinus) diye anılan Ka
Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın siyasal kimliği, kuramsal ve yöntemsel pozisyonu nedeniyle (Ümit Hassan bir istisna) gerek Batı'dan, gerekse de Türkiye'den Osmanlı tarihçileri tarafından göz ardı edilen ya da görmezden gelinen Osmanlı Tarihinin Maddesi, tarihe yaklaşımı, olguları ele alış biçimi, yöntemi ve ruhuyla öncü bir yapıttır. Eser, aynı zamanda Türkiye'de sosyalist düşüncenin özgün yapıtlarından biridir. Engin bilgi birikimi, sıra dışı gözlem yeteneği ve kendine özgü üslubuyla modern Türkiye'den Osmanlı
Tükendi
"Hürrüyet ve İtilaf Fırkası", 2. Meşrutiyet devrinde faaliyet gösteren ikinci, ancak bu devrede kurulmuş olanlar içinde birinci büyük partidir. Kuruluşundan kısa bir müddet sonra İstanbul araseçimlerini kazanmış, bundan ötürü iktidar olma yolunda büyük ümitlere kapılmış, bu durum ise İttihat ve Terakki'yi ürküterek Meclis'in feshiyle neticelenen siyasi gelişmeleri başlatmıştı. Çok partili siyasi hayatımızın, 1946 seçimleriyle birlikte en çok tartışılan 1912 seçimlerinde, Hürriyet ve İtilaf Fırkası Meclis'te
1.Einleitung 2.Das Entstehen des Osmanischen Heeres-Von Stammeskriegern zu Soldaten 3.Bewaffnung und Ausrüstung N.Strategie und Taktik 4.Logistik, Mobilisierung und Finanzierung 5.Ideologischer Überbau der osmanischen Militärpolitik 6. Beginn von "Verfallserscheinungen" Ende des 16.Jahrhunderts? 7.Schlußbemerkungen 8. Zur Wiedergabe osmanisch-türkischer Eigennamen und Wörter 9. Literaturliste 10. Index
Tükendi
Osmanlı tarihinde cemiyet bolluğu vardır. Fatih Sultan Mehmed devrinde, Buçuk Tepe'de vuku bulan ilk Yeniçeri isyanından sonra muhtelif devirlerde, muhtelif zümrelere mensup bir takım şahıslar toplanmışlar, hükûmetin ve hükümdarların mukadderatı üzerinde mühim roller oynamışlardır. Fakat bunların hiçbiri siyasi maksadı ihtiva eden birer teşekkül değildir. Ve hemen hepsi de, devlet erkânından hoşa gitmeyenleri iskat ve imha veyahut da padişahları ha'l ve iclas için vücuda gelmiştir. Hatta Tanzimat devrinden
Tükendi
Fıkıh metinleri, Hanefî mezhebinin hukuk kurallarını benimsemiş Osmanlı’nın tarihi hakkında kıymetli bilgiler sunmaktadır. Özellikle hukuki, siyasi, iktisadi değişim veya dönüşüm zamanlarında telif edilmiş fıkıh kitapları, fetva mecmuaları ve daha özel meseleleri konu edinen risalelerde kayda değer tespit ve tahlillere rastlamak mümkündür. Fıkıh metinlerinin Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü̈ geniş coğrafya ve halkı hakkında sunduğu bilgilerin birçoğu henüz işlenmemiş hâldedir. Osmanlı döneminin
Geçmişe dair yazılı ve sözlü eserler; masal, hikaye ve tarih şeklinde karşımıza çıkar. Ancak tarih bir ilim olarak hikaye ve masaldan mutlak surette ayrılmalıdır. Bize düşen bütün vazife tarihin sınırlarını koruyabilmektir. Elbette ki tarihin birçok tarifi yapılabilir, hatta ona durum ve maksada göre bir rol de yüklenebilir. Ama bir tecrübe ve bilgi nehri olan bu ilim çığırından çıkarılmamalıdır. Tarihi basit şekliyle bir muhasebe defterine benzetebiliriz. Ve orada gelir-gider rolündeki zafer ve hezimet d
Artık Beysin Bundan sonra öfke bize uysallık sana. Güceniklik bize gönül almak sana. Suçlamak bize katlanmak sana. Acizlik bize hoş görmek sana. Çatışmalar anlaşmazlıklar bize adalet sana. Kötü söz şom ağız haksız yorum bize bağışlamak sana. Bölmek bize bütünlemek sana... Güçlüsün kuvvetlisin akıllısın kelamlısın Amma bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Sabah rüzgarlarında savrulur gidersin. Daima sabırlı sebatlı ve iradene hakim olasın. Unutma ki dünya san
Tükendi
Cihanşümul bir devlet kurdu Osmanoğulları. Bu devletin, ilk 215 yılına dair temel kaynaklarımız 15 yüzyıl Osmanlı kronikleridir. Osmanlı imparatorluk tarihinin idari, siyasi, askerî, mali, hukuki, sosyal vesair konularına dair ilk bilgiler, âdeta ‘ilk iki asrın yaşayan hafızası' olan bu eserlerde saklıdır. Tarihçi, edebiyatçı veya tarih meraklısı birinin ilk müracaat edeceği tarih malzemesi bu kaynaklardır. Ne var ki, kroniklerde bazı tarihî olayların anlatımında gerçek ile gerçek dışı, tarih ile efsane tam
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5