Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
“Birinci ve İkinci Dünya Savaşları arasında Ortadoğu’daki Osmanlı kurumlarını ele alan muhteşem bir yeni tarih çalışması. İki savaş arası dönemin umutları ve hayal kırıklıkları Arap dünyasını bugüne dek şekillendirdi. Michael Provence’in merak uyandırıcı biçimde kaleme aldığı Son Osmanlı Kuşağı bugünün okurları için bu dönemi tekrar canlandırıyor.” Eugene Rogan, St. Antony College, Oxford Üniversitesi Michael Provence Son Osmanlı Kuşağı’nda Ortadoğu’nun 20 yüzyıl tarihini 100 yıl boyunca çeşitli milletlerin
Tükendi
Osmanlı İmparatorluğu savaşla mı politikayla mı yıkıldı? İmparatorluğu düşmanlar mı onu kurtarmak üzere yola çıkanlar mı yıktı? Yıkılış sürecinin gizli ve açık aktörleri kimlerdi? Cumhuriyeti İngilizler mi kurdurdu? M. Kemal neden bir Şeriat Bakanlığı kurdu? Hıristiyan Türkler derin devletin bir projesi miydi? M. Kemal önce Halife mi olmak istedi? M. Kemalin şeyhlerle ilişkisi nasıldı? Osmanlı Devleti ve Hilafeti Lozan Dayatmasıyla mı yıkıldı? İngiltere Lozanda neleri dayattı? Lozan neden bir hezi
Tükendi
Fatih Sultan Mehmed üzerine yaptığı çalışmalarını 1950'lerde yayımlamaya başlayan Halil İnalcık'ın yaklaşık altmış yıllık birikiminin yer aldığı bu kitap, Fatih ve devri hakkında monografik bir eser. Fatih Sultan Mehemmed Han, İnalcık'ın daha önce muhtelif dillerde yayımlanmış makalelerinin yanı sıra yeni yazılarını da içeriyor. Kitabın birinci bölümünde, Osmanlı ve Bizans (1302-1453) ilişkileri ve İstanbul'un fethi ele alınırken, fetih sonrası idare ve kurumlara dair yeni düzenlemeler, dönemin arşiv bel
Osmanlı askerlerini vermiş olduğu söze rağmen diri diri toprağa gömen Timur, nasıl bir mutasavvıf olarak kabul edilebilir? Mülkiyette ortaklığı savunan ve buna kadınları da dahil eden Şeyh Bedreddin kime ve hangi ölçülere göre kahramandır? Tarih ne hikâye ne masal ne de efsanedir. Tarih hamasetle de anlaşılamaz. İnsan tarihi ile kavgalı olduğu müddetçe gerçek kimliğini ve aidiyet duygusunu oluşturması hiçbir zaman tam anlamıyla mümkün değildir. Kişi tarihini inkâr ile entellektüel olamayacağı gibi yanlışlar
Tükendi
Elinizdeki kitap Osmanlı Devleti`nin, son yüzyılında Avrupa karşısında gösterdiği direnişi, verdiği iktisadi var olma kavgassını ve bu süreçte uluslararası sermayenin oynadığı rolü, birinci elden kaynaklara dayanarak anlatıyor...
Tükendi
Osmanlılar, 600 yıldan fazla süren dünya hâkimiyetleri boyunca yeryüzünde adaleti hâkim kılma mücadelesi vermiş, bir yandan ulaştıkları her coğrafyayı maddî olarak mâmur hâle getirmeye çalışırken, öte yandan kurdukları eğitim müesseseleri sayesinde çok değerli ilim ve bilim adamlarının yetişmesine imkân sağlamışlardır. Aslında bu bilginler, sadece Osmanlı’nın değil, belki bütün bir dünyanın yıldızlarıdırlar. Bu sebeple özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz bu yüksek şahsiyetleri yakından tanıyarak, izlerini
Dünyada, bir ağaç yaprağının kımıldadığı her yerin altında, bir İngiliz bulursunuz. İran Atasözü. William Beaver- Under Every Leaf-How Britain Played the Greater Game from Afghanistan to Africa, 2019 Etnoğrafik temellerde küçük yönetim biçimleri oluşturmak, ülkenin dağlık yapısı, para darlığı, ulaşımın berbatlığı, mevcut birkaç telgraf hattı ve uzun ve zor kış şartlarının mevcudiyeti, bahse konu merkezden yönetilecek hükümete çok büyük engeller oluşturur. William Everett, Küçük-Asya Nüfus Raporu, 11 Mayıs 1
Prusyalı generallerden ünlü Klavezviç, harp tarihi mütalaa etme konusunda der ki, “Birkaç savaşı ayrıntılı bir şekilde incelemek, derinlemesine gözden geçirmek birçok seferin mütalâasından daha faydalıdır.” Biz de deriz ki, birtakım tarihî ayrıntılarla uğraşmaktansa, askeri harekâtlarıyla ve fetihleriyle herkesi hayrete düşüren ve Osmanlı tarihinde başlı başına bir sayfa açan meşhur zatların hayatlarını incelemek elbette ki daha iyidir. Zira tarihî tetkiklerden elde edilecek en büyük fayda, insanlığın
Ahmet Refik Altınay, III. Murad ile III. Selim arasındaki iki yüzyıllık süreçte imparatorluğun dinî yapısına ışık tutmaktadır. Ulemadan şeyhülislama, kadılardan âlimlere, hocalardan dervişlere kadar tüm âlim ve din adamlarının devlet yönetimine etkisini olumlu ve olumsuz yönleriyle okuma fırsatı buluyoruz. Kitapta; makam ve para uğruna çıkarılan isyanların, sahte fetvaların, rüşvetlerin, tehditlerin, haksız elde edilen kazançların ve dinî duyguların sömürülmesinin, imparatorluktaki dinî, ahlakî, siya
Savaştan hoşlanmayan ve boşuna masraf olduğunu düşünen III. Ahmet dönemine denk gelen Lale Devri, 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması’yla başlamıştır. Tarihe zevk, ihtişam, sefa devri olarak geçen bu dönemin en büyük sebeplerinden biri de, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın sanatsal ve kültürel faaliyetlere olan düşkünlüğüdür. Bu dönemde ihtişamlı mimari yapılar inşa edilmiş, İstanbul’un her köşesine binlerce cins lale dikilmiş, eğlence ve sefa âlemleri lüks içinde yapılm
Iı. Meşrutiyet’te Kadınların Değişen Toplumsal Konumu… “Bu kitap, feminist tarih yazımının, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde belirleyici önemi olan ve gerçekten değişimin ve değişime karşı direnmenin bir laboratuvarını oluşturan bu döneme ilişkin kurduğu teorik çerçeveyi doğruluyor. Ama bunu yaparken birincil kaynaklara, arşivlere dayanarak o çerçevenin içini yeni ve değerli bilgilerle zenginleştiriyor.” Fatmagül Berktay II. Meşrutiyet döneminin en önemli özelliği kadın ve aile yaşamında yol a
Tükendi
Sûrnâme, Osmanlı dönemi Türk edebiyatında sünnet, evlenme ve tahta çıkma münasebetleriyle yapılan şenlikleri anlatan eserlere verilen ortak addır. Bu eserlerin önemi, yazıldıkları zamanı bütün yönleriyle yansıtmaları, bu yüzden de araştırmacılar için zengin kaynaklar olmalarıdır. Bilinen surnâmeler içinde en genişi, en şöhretlisi ve Türk kültür tarihi açısından en önemlisi Vehbî’ye ait elinizde tuttuğunuz bu sûrnâmedir. Bir büyük devlet düzeni, bu düzeni yöneten insanlar, pek çok ilgi çekici yönüyle günlük
1624 yılında Bağdat'ın Safevîler eline geçmesi üzerine alevlenen savaş sürecinde sadrazamların komutasında çıkılan seferlerle Bağdat'ın fethi müyesser olamamıştı. Neticede IV. Murad'ın 1638 yılında bizzat komuta ettiği ordu, 221 günlük yolculuk ve 39 gün süren kuşatmanın ardından Bağdat Kalesi'ni teslim almıştı. Sefer ve zafer, karmaşa atmosferini otorite ve sükunete tebdil ederken iki asır boyunca Osmanlı-İran mücadelesinin temel noktası olan Bağdat Kalesi fethedilerek uzun soluklu bir barış dönemi başlamı
Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde çeşitli arşiv kaynaklarından, kroniklerden ve yerli yabancı birçok tarihçiden beslenerek yazdığı eserlerle tanınan “Tarihi Sevdiren Adam” Ahmet Refik Altınay’ın kitapları, Timaş Tarih vasıtasıyla yeniden okurlarıyla buluşuyor. Şanlı Osmanlı tarihi, her sayfası kahramanlıklarla süslü bir zaferler silsilesidir. Bu zaferler silsilesinde Osmanlıların gözünde tüm haşmetiyle yer alan ve Osmanlı askerî tarihini süsleyen büyük başarılar arasında yedi zafer vardır ki o
Fatih Devrine Dair Başucu Kaynağı…“istanbul’un fethi, yalnız sultan mehmed’in saltanatı için değil, osmanlı devleti için bir ölüm kalım dâvası olarak ortada idi. Fatih Mehmed, Osmanlı Devleti’nin bu hayati dâvasını kendi şahsında ve kendi istikbali için en trajik bir şekilde hissetmiş son Osmanlı hükümdarıdır. O, düğümü kılıçla kesmeği deneyecektir.”- Halil İnalcıkFatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar 1, Osmanlı İmparatorluğu’nu dünya tarihçiliğinin merkezine koyan Halil İnalcık’ın, ilk ve en önemli ç
Değişen ve Gelişen Yönleriyle Osmanlı Araştırmaları…Son yirmi yılda Osmanlı araştırmalarında konu yelpazesi genişledi, yeni yöntemler devreye girdi; başta sosyal tarih, iktisat tarihi, askeri tarih ve şehir tarihi gibi alanlarda yeni yönelimler ortaya çıktı. Maddi kültür ve servet, tüketim, kadın/cinsiyet, harem, ticaret ve finans, yemek, ayanlık, kuruluş, kimlik, eğitim, çevre, sınır ve serhat çalışmaları, içinde bulunduğumuz yüzyılda ilgi gören ve üzerine özgün eserler verilen konular oldu.Osmanlı ta
Tükendi
Halil İnalcık Devlet-i Aliyyenin ilk cildinde, Osmanlı Devletinin bir beylikten güçlü ve köklü bir imparatorluğa dönüşümünün öyküsünü konu ederek geniş kitlelere ulaştı. Okuyucuların merakla beklediği ikinci cildin konusu, imparatorlukta padişahlık otoritesinin yok oluş sürecinde çeşitli odakların iktidarı ele geçirmek için verdiği mücadele Halil İnalcık, dönemin tarihçilerinin tagayyür ve fesad, yani bozuluş ve kargaşa olarak adlandırdıkları bu durumu, o çağın kaynaklarından ve az bilinen arşiv belgelerind
Devlet-i 'Aliyye'nin birinci cildi Osmanlı Devleti'nin bir beylikten Balkanlar ve Ortadoğu'ya hükmeden güçlü bir imparatorluğu dönüşümünü konu alır. İkinci cilt padişah otoritesinin zayıfladığı ve yok olduğu 17. yüzyılın ilk yarısındaki iktidar mücadelesini inceler. Üçüncü cilt ise merkezi devlet otoritesinin yeniden kurulduğu Köprülüler dönemini, Orta-Avrupa'da Habsburglarla süren uzun iktidar mücadelesini, mali ve siyasi bunalıma karşı çözüm arayışlarını ayrıntılarıyla ele alır. Devlet-i 'Aliyye'nin dördü
Büyük dahi Fatih Sultan Mehmet; İstanbul'un fethi için balistik hesaplarını bizzat kendisinin yaptığı, yaklaşık 17 ton bakır kullanarak dökülen ve 1,5 ton ağırlığındaki mermileri 1000 metre uzağa atabilen ‘Şahi' adını verdiği muazzam toplar yaptırmıştır. 50 çift manda ve 700 askerle iki ayda Edirne'den İstanbul yakınlarına getirilebilen bu, o zamana kadar misli görülmemiş topların ilk deneme atışları yapılmadan önce yakında bulunan kimselerin dillerini yutmamaları ve gebe kadınların çocuklarını düşürmemeler
Genel Osmanlı tarihi çizgisinde Fâtih Sultan Mehmed'den sonra klasik devlet formunun yerleşmesinde kendisinden sonra gelen üç padişah döneminin önemli bir yeri vardır. Fâtih'in devleti dönüştürmeye yönelik hızlı atılımlarının yavaslatılıp yeni bir soluk alındığı, bir ölçüde "Doğu rönesansının" yaşandığı 2. Bayezid dönemi;"Yavuz" lakaplı 1. Selim'in Doğu siyaseti ile Osmanlı Devleti'nin kazandığı yeni dinî misyon ve onun ardından daha sonra "Kanûnî" unvanıyla anılacak olan 1. Süleyman'ın Orta Avrupa'ya ve Ak
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2