Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-96 / Aktif Sayfa : 6
Aslında doğmadan önce hepimiz ana rahmine umutsuzca hapsolmuş gibiydik. Tıpkı bir tırtılın kendi etrafına ördüğü kozaya hapsolduğunu düşündüğü gibi… Tırtıl nice ümitsizliklerin kapısını umudun o şefkatli kollarına sarılıp açtıktan sonra, evren için güzelliklere kelebek olup renkli kanatlarıyla uçuverdi. Bizlerde tüm ihtişam ve sanatlı yaratılışımızla dünyanın zeminine ana rahmi denilen kozadan iniverdik. Kelebek olmadık ama olabilirdik Fakat hayatımızın tüm aşamalarını bir kelebeğin birkaç aylık ömrüne heme
Tükendi
Bu kitap çocuklar hayal kursun diye yazıldı. Hayalleri sınır tanımayan Ambure, bir gün okuldan dönerken saptığı yolun sonunda, en az kendisi kadar hayalperest Fil Pipa ile karşılaşır. Yüzme Hocası Pipa, koca gövdesiyle küçücük bir nilüfer yaprağının üzerindedir. Gözlerine inanamayan Ambure, hayatlarında bir kere bile hayal kurmamış arkadaşları Hayda ve Hoppala’yı da bu maceraya ortak etmek ister.
Zati kar buralara, daha güney illerinde millet, tarlasındaki domatesini toplamadan, dallardaki meyveleri devşirmeden pençe pençe düşerdi. Binanın sırtını dayadığı mavi-mor hareli hemcinslerine göre hayli açık tonda kalan Akduman Dağı'nın tepesini katman katman sarmalardı. Çakalların uluduğu “Kurtlar köylere iniyormuş gayri..” şayialarının etrafa yayıldığı gecelerin birinde apansız inmeye başlayan kar, ortalığı tümden beyaza kestirirdi. Alıçlar, ahlatlar, kuşburnu çalıları, hanımgöbekleri, fundalıklar ak urb
Edebiyat dünyamızın uzun soluklu yazarlarından Adem Özbay, en seçme eserleri ile bu setimizde siz okurlarımıza kalbi ve içtenlikli bir selam ediyor. Unutulmuş Mektuplar Müzayedesi (120 sayfa) Kaybolmuş Hüzünler Müzayedesi (112 sayfa) Eliften Yalnızlık (96 sayfa) Aşk Üfleyen Neyzen (192 sayfa) Kevakib (128 sayfa)
Rider Haggard, bu eserinde okuyucularını ilgi çekici bir konuya, çok eskilerde, Firavunlar dönemindeki eski Mısır'a götürüyor. Adeta bir masal tadında gelişen olaylar, büyülü bir ortamda okuru merakla peşinden sürüklüyor. O dönemlerde Mısır bir masal ülkesidir. İnsanlar büyü, tılsım, cin gibi olağanüstü şeylere inanırlardı. Yılanlar, timsahlar birer canavardır. Firavun kızı Tua için ise en korkuncu Prens Abı'dir ve zavallı kız onunla çarpışmak zorunda kalmıştır. Okuduktan sonra etkisini hissedeceğiniz bir r
Tükendi
Temalı öykülerin yazarı Neşe Koçak, edebiyatta ilkleri denemeyi sürdürüyor. Uygunsuzlar kitabında alışılmadık biçimde delilik temasına odaklanan yazar, yeni öykü kitabında heykeltraş kimliğini ve plastik sanatlar alanındaki kariyerini de kullanarak ünlü sanatçıların dünyasına uzanıyor. Yazar, Gölgedeki Yüzler adını verdiği ikinci öykü kitabında, sanat tarihine geçmiş bir düzine ressam, heykeltraş ve müzisyenin hayatından dramatik kesitleri, sanatçıların eserlerinden birini merkeze alarak öyküleştiriyor. Çay
Tükendi
Rıza Akın’la çok zaman önce –öyle olması gerektiği gibi–güneşin kavurduğu bir Adana yazında karşılaşmıştım. Elini sıkarken yıllar sürecek bir işbirliğinin, daha da önemlisi derin bir dostluğun beni beklediğini bilmiyordum. Bu gösterdiğinden çok daha fazlasını saklayan suretin ardında büyülü kuşlarla uçan bir çocuğun yaşadığını sonradan öğrendim. Öğrendim ve o sayesindedir ki efsunlu yılanlar besledim, acılı yeniyetme garsonların tabancalarını sakladım, şen şakrak akrabalarla kahkahalar attım, sahibini araya
Tükendi
Anadolu'nun bir taşra kentinden Yeni Dünya'nın metropollerine kadar uzanan bir coğrafyada kaynaşan insanımız... Modernleşmiş olanlarla kişiliklerini koruma çabasıyla bunun dışında kalanlar... Her iki kesitte yaşayan insanların kendi kendileriyle gerek çevreleriyle olan çatışmalarından doğan dram... Eksik kalmış aşklar, eksik bırakılmış eylemler... Bu kitabı okurken Batı kültürünün baskısı ile çaresiz bırakılmış insanımızın bocalayışını, gizli protestolarını ve gizli kabullenişlerini göreceksiniz... Rasim Öz
Tükendi
ZebercetoğluZülküf, eskiveinatçıbirmasalınyapayalnızkalmışkahramanıdır. Zülküfzamanınsahibindenemiralıp da Nişaburyolunadüşelikaçgüngeçmiştirbilinmez. Bilinenişudurki, Zülküf, Nişabur'adoğrugiderkenzamaniçregittiğinin de farkındadır. Yaşadıklarınıdüşünüryolboyu. Öylegariphaller, öyledeğişikişlergelmiştirkibaşına, "Keşkemakamındanbirdemetçiçek mi derdin de düşünürsün" diyesorarkendikendine. Zülküfnihayet bu masalınzamanının da coğrafyasının da aslındaolmadığınıanlayıpasılolanınyolculuketmek, üstelikiçindeniç
Sıddık Yurtsever, ilk öykü kitabıyla içimizde öylece duran hikâyelerin yerini hatırlatıyor. Ansızın çalınan kapılardan, kazılan çukurlardan, tekke avlularından, çiçekli uçurumlardan, gül değirmenlerinden, at arabalarından seslenen bu hikâyeler, uzakta olanın derdini anlatmaya talip. Benden Başka Herkes, uzakların karşısına dikilip kaldırıyor yumruğunu. Sonra bir türkü çalıyor, bir gülümseme beliriyor. Yumruk usulca bırakıyor kendini. Hikâye devam ediyor.
Tükendi
İbrahim Halil Çelik, daha ilk kitabında, dile ve kurguya hâkimiyetiyle okurunu hikâyesine bağlıyor. Kıvrak, kısa, hızlı, kuşatıcı bir üslubu var. Birkaç fırça darbesiyle karşımıza hüzünlü, çarpıcı bir portre çıkartmasını biliyor. İlk cümleden son cümleye kadar bizi metnin harareti içinde tutuyor. Söz iktisadını önemsiyor. Ayrıca muhafazakâr edebiyatın girmekte zorlandığı “netameli”, “riskli” alanlara doğru açıyor kalemini. Bir hayat kadınının geçmişiyle ve yanlışlarıyla yüzleşmesinden barmen olmak isteyen d
Tükendi
“Rüyada mazur sayılırsın gördüklerinden. Kim olduğun değişmemiş olabilir. Ama değişebilir de her an. Bir bakmışsın hiç tanımadığın biriymişsin. Hiç bilmediğin bir şehirde bundan yıllarca önce, belki yıllarca sonradasın. Aynı anda birkaç kişisin. Şekillerin ve zamanın dünyanın bilinen fizik kurallarını pek tanımadığı söylenebilir. Gördüğün canlı ve cansızlar biçim değiştirebilir.” Aynı Rüyanın İnsanları rüya ve şehir iskeletlerinin üzerine inşa edilmiş bir öykü kitabı! Kitap; Rüya Defteri ve Şehrin Görünmez
Tükendi
Evrendeki her şey baharla yeniden uyanışa başladı. Soladere Vadisi; suyuyla, çiçekleriyle, kokusuyla canlılara teslim olmuştu. Vadi her şeyin zamanını biliyordu. Gelecek her güzelliğe hazırdı. Hiç acelesi yoktu. Sadece zamana teslim olmak yeterliydi. Vadideki yolculuğumuz uzun zaman alacak. Çok şeyi tanıma fırsatımız olacak. Acele etmeyin. Vadideki güzelliklerin hepsine hemen sahip olmaya kalkışırsanız, çok şeyden mahrum kalırsınız. Yorulmayın, sefer kuvvetli kalmayı gerektirir. Temiz bal için temiz besl
“Beni evlendirmeye kalkıştılar. Çok zorladılar. Lakin ben çocuksam da süt kuzusu da değilim ya. Oldukça aklım başımda ve bilhassa fikirlerim pek büyük ve pek ziyade. Kaleme yeni çırak oldum. Elde dört para yok. Zaten pederden almakta bulunduğum haftalığı dahi tam bir tiksintiyle almaktayım. Hevesim kendim kazanıp kendim yemekte. Şimdi şu fikir ve iddiayla beraber evlenmek ve fazla olarak pedere bir de evin masrafları için muhtaç olmak akıl kârı mıdır? Kısacası pederin teşvik ve nasihatlerinden çok kendi akl
“Ah, o mukaddes oda! Ah o mübarek bizim pencereler. Üç seneden beri karşıdan bu odaya bakar, zevk alırken şimdi bizzat odaya girmeyi başardım. Lakin ne çare, evvelki saadet daha büyüktü. Çünkü karşıda hayali istediğim gibi eder, hangi taraf ruhumun zevk alışını artırırsa o şekilde tahayyül ve tasavvur ederdim. Lakin şimdi o saadet geçti. Şu anki duruma bağlılığa mecburiyet gerekti. Durum da fena! Arada bir beyle karşı karşıya ağlamaktan başka bir şey yok. Bari ağlamak da birbirimizin derdine ortak olarak
Pencerenin önündesin. Dışarıya bakıyorsun. Hiçbir şey göremiyorsun. Kurşuni bir sis etrafı kaplamış. İnsanların, evlerin, ağaçların siluetlerini arıyorsun. Bulamıyorsun. Sisi delip geçen bir ışık görmeye çalışıyorsun, o da yok. Şaşırıyorsun. Göz Güneşe’nin başkahramanı yaşlı bir kadın; bir bakımevinde ölüm kalım savaşı verirken unuttuğu anılarının yerine yenilerini yaratarak hayata tutunuyor. Hatırladıklarının sahte mi gerçek mi belli olmadığının içten içe farkında olan kadın, bir yandan dört elle kişis
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-96 / Aktif Sayfa : 6