Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3
Edebiyatın farklı türlerindeki eserleriyle tanınan dünyaca ünlü Amerikalı yazar John Cheever özellikle kısa öyküde 20 yüzyılın ustalarından sayılır. Öykülerinde Amerikan yaşam tarzına ironiyle yaklaşan Cheever, karakterlerini çoğunlukla refah toplumunun çelişkileri içinde bocalayan orta sınıf mensuplarından seçer. 1947 ile 1964 arasında The New Yorker’da yayımlanmış olan, “Yüzücü” ve “Dev Radyo” gibi klasikleri de içeren bu öyküler 1978’de bir araya getirildi ve bir yıl sonra da Pulitzer Ödülüne layık görül
Edebiyatın farklı türlerindeki eserleriyle tanınan dünyaca ünlü Amerikalı yazar John Cheever özellikle kısa öyküde 20 yüzyılın ustalarından sayılır. Öykülerinde Amerikan yaşam tarzına ironiyle yaklaşan Cheever, karakterlerini çoğunlukla refah toplumunun çelişkileri içinde bocalayan orta sınıf mensuplarından seçer. 1947 ile 1964 arasında The New Yorker’da yayımlanmış olan, “Yüzücü” ve “Dev Radyo” gibi klasikleri de içeren bu öyküler 1978’de bir araya getirildi ve bir yıl sonra da Pulitzer Ödülüne layık görül
“Geçmişi unut Koy bir kenara Yeni bir sayfa aç Kurtar benliğini dünden Bugünün çocuğu ol” Mevlânâ Hayatın en acı yüzüyle çok küçük yaşta tanışan ve ailesiz kalan Ahmet Bey’in münzevi hayatının ortasına bir cinayet haberi düşüyor. Usta edebiyatçı Zülfü Livaneli, bir cinayetin gölgesinde kardeşlik bağı, aşk, arkadaşlık, ihanet gibi insana dair tüm duyguların ve duygusuzlukların anatomisini çıkarıyor. Geçmişle hesaplaşmanın bambaşka bir boyut kazandığı Kardeşimin Hikâyesi, önyargıların kırılması ve başka
Tükendi
Yapı Kredi Yayınları Faruk Duman’ın tüm kitaplarını yayımlamayı sürdürüyor. Faruk Duman, 1997 yılında çıkan ilk öykü kitabı Seslerde Başka Sesler’le iyi edebiyatın örneklerini vereceğini, günümüz edebiyatının nitelikli temsilcilerinden biri olacağını duyurmuştu ve 1998 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülleri’ne değer görülmüştü. Bütün kitaplarında rastladığımız masalsı imajların çeşitlerini bu kitapta da buluyoruz. Dolayısıyla Faruk Duman edebiyatını hiç bilmeyenler Seslerde Başka Sesler’le okumaya başlayabilirl
Tükendi
Tuncer Erdem’den yeni bir resimli öykü kitabı Ben, Bozkır Yeli Yazar ve çizer Tuncer Erdem’in doğanın diliyle anlatılmış öykülerden oluşan yeni öykü kitabı Ben, Bozkır Yeli Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı. İnsanın doğadaki durumlarını, duyuş ve düşünüş biçimlerini öyküleştiren Tuncer Erdem hayvanların, bitkilerin, mevsimlerim, hava durumlarının türlü çeşidini mevsimlere ayrılmış öykülerle dile getiriyor. Doğada yalnız gezen kişinin gözünden yazılmış öykülere yazarın çizerliğinin ustalık dolu veri
Natüralizm akımının önemli temsilcilerinden biri olan Alphonse Daudet’in olayları alaycı bir dille anlatması ve başarılı bir gözlemci olması eserlerinde fark yaratan bir unsurdur. Pazartesi Hikâyeleri, okurken insanı gülümseten bazen de hüzünlendiren, hem mizahın hem de ciddiliğin uyumlu bir şekilde yer aldığı hikâyelerle dolu bir eser. Fransa ile Almanya arasındaki savaşın gerçekliğini kaygı içeren bir anlayışla metne aktarmıştır.
Tükendi
Böcekler, evlerimizde bile iç içe yaşadığımız “öteki” canlılar. Düşüncesi dahi en hafif tabirle huzursuz eden… Görür görmez “yok etme, kurtulma” dürtüsünü tetikleyiveren… Reçel kavanozunuza üşüşmüş karıncalar, kulağınızda biteviye vızıldayan sivrisinek, dolabın kenarından bakan örümcek, davetsiz misafir akrep, hatta yastığınızda beliriveren hamamböceği! Yiğit Bener’in ironik diliyle kurduğu bu çok katmanlı öyküler, toplumdaki “ötekilere” yönelik nefreti de içine alan koca bir metafor dünyasına kapı aralıyor
Tek kalmanın çift olmak kadar ağır yükü... Caddelere, sokaklara taşan yalnızlıklar... Aynası hüzünlü erkekler, bir varmış bir yokmuş kadınlar... Modası geçmiş arabalar, acısı hiç geçmeyen yaralar... Gerçekle hayali ayırt edecek takati kalmayanlar... Hakan Kulaçoğlu'dan “Hayat böyle bir şey olmamalıydı,” diye içten içe dertlenenlerin hikâyeleri. Sonra anlamaya başladım, sonra gerçek hayal, hayal de gerçek oldu. Sonra ben ben oldum. Sonra hafif bir rüzgâr esti, serin oldu. Sonra gördüklerimle görmedikle
Nautilusu elime aldım, içinden pembe bir ışık süzülüyordu. Parmaklarımı ileriye doğru uzatıp tuttum pembe ışığı. Dışarı doğru çıkardım. Bu kalp şeklinde, ametist bir kolye ucuydu. İncecik gümüş zincir nautilusa doğru uzanıyordu. Ağır ağır ama güçlü bir şekilde zinciri elime sarmaya başladım. Her çekişte bir güç bana karşı koyuyordu. Sonunda deniz kabuğunun kırılmasını göze alıp ayaklarımla bastırdım kabuğa ve bütün kuvvetimle asıldım zincire. Şimdiye kadar duymadığım ama denizin dibindeki uğultulu sese benz
Bilimin akılcı ve katı gerçekliğine karşı 19 yüzyılın sonlarından itibaren Bergson, sezgiyi öne sürdü ve bu konu üzerinde çalıştı. Akılla maddi varlıkların kavramlaştırılabileceğini, buna mukabil sezgiyle varlıkların özünün kavranabileceğini belirtti. Yaşadığı dönemin yükselen anlayışı olan Materyalizm ve Pozitivizme karşılık sezgiyi öne sürerek kavramlaştırmış ve Sezgicilik’in (Entüisyonizm) kurucusu olmuştur. 1901’le 1913 yılları arasında çeşitli konferans ve makalelerle insanın eylemlerine, zihinsel çaba
Bu defa düşlediğim gerçek olandı. Sarı kokan dar bir Bozcaada sokağında iki gün sonra Muğla'nın bakir bir köy evinde yıldız tozlarına bakmayı istemiştim. Beklediğim hiç zamanda oluyor bunu anladım. Plan yapmıyorum. Kapısını araladığım üç beş asır öncesine şahitlik etmiş yerler bir anda karşıma çıkıyor. Bana da tanrı misafiri olmak kalıyor. Şimdi ne o köy evi ne başka biri ne de başka bir yol... Plan yapmıyorum. Beklemiyorum. Beklesem de gelmeyeceğini biliyorum. Gidiyorum. Ahi gitmiş vahi kalmış bir köprüden
Tükendi
“Belki sen bahçenin en şanslı ağacısın. Sanki dallarınla şiir okuyorsun kuşların arkasından.” Ömer Yerlikaya’nın uzun bir roman serüveninden sonra yazdığı öykü kitabı okuyucuları derinden etkilemeye hazır. Kalıplaşmış öykü modeli dışında öykülere yepyeni, şiirsel bir anlatım katan Yerlikaya, ironi katılmış sözcüklerle dilin ödünç olarak aktarılması, dilde yaratıcı olma düşüncesiyle bu öykü kitabını besledi. İçerisindeki öykülerde yaşamdan bir kesit sunusu, düş gücüyle geliştirilmiş kurmaca bir dünya içinde
Tükendi
İki farklı zaman, iki aynı ruh, dört farklı beden, kabul edilmiş bir dua. Aşkın matematiği basitti; kalben istenirse hiçbir zaman ve mekân o isteğin karşısında duramazdı. Dilfiruz ve Feridun Âlim’in bin yıl boyunca kavuşma ümidiyle harlanan aşkı, günümüzde Zümrüt ve Cihan üzerinden küllenir. İç içe geçmiş zamanların gölgesinde kabul edilmesi beklenen bir muradın öyküsü… “Dilfiruz… İnkâr edebilir miyim seni? Gönlümden çıkarabilir miyim?” Aklından geçirdiği bu cümleyi söylemeyi çok isterdi Âlim. “Gel ot
Türk öykücülüğünün kilometre taşlarından biri olan Çözülme, kültürel-sosyal değişimin hem bireyde, hem de ailede meydana getirdiği çarpıklıkları, çelişkileri, açmazları irdeliyor
Tükendi
Gazeteci, radyocu ve televizyoncu, bunların da ötesinde bir entellektüel olarak Yağmur Atsız, başından geçenlerin bir özetini sunuyor. Çocukluk döneminde babası Nihal Atsız’ın evinde yakından tanıdığı ünlü kişilerimizi, yurt dışında yaptığı gazetecilik boyunca görüp yaşadıklarını okuyucusuyla paylaşıyor. Bu eserde, Türkiye’yi ve Türk dünyasını, Batı’yı ve Batılıları yakînen tanıyan dünya çapında bir gazetecinin gözlemlerini okuyacaksınız. Kitapta tarihî değeri bakımından çok önemli 48 sayfalık bir resim alb
Tükendi
İstanbul İstanbul ’da Orhan Kemal’in sekiz öykü kitabından seçilmiş, İstanbul temalı otuz dört öykü yer alıyor. Küçük insanların yaşam mücadelesi, ekmek kavgası öykülerin odak noktası. Orhan Kemal’in gözünden bir İstanbul panoraması… “İstanbul birtakım suluboya resimlerden ibaret değildir. İstanbul, İstanbul’un sadece adaları, denizi, göğü, Beyoğlu’su, içkisi, motoru, sandalı olamaz. İstanbul’u derinlemesine, fakir semtleri, çalışan irili ufaklı insanlarıyla, onların geçim şartları, ıstıraplarıyla bilmek, t
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3