Louis Althusser 20. yüzyılın ikinci yarısında Marksist düşüncede önemli etkisi olmuş filozoflardan biri. Althusserin Marx ve Lenini yeniden okuma girişimi ve bu sayede Marksizm içinde yaşanan krizi aşma çabası uzun yıllar etkisini sürdürdü, gerek yapısalcılığın gerekse post-yapısalcılığın besleyici kanalını oluşturdu. Lenin ve Felsefe, Althusserin Lenini yeniden okuma girişiminin bir sonucu ya da "felsefeyle birlikte Lenin". Sadece eylem adamı, stratejist Lenin portresi yerine, Leninin Marx ve Hegel okumala
"Toplumcu Gerçekçiliğin Kaynakları, 22 yıl önce 1986´da yayınlandı.
"Toplumcu Gerçekçilik, Sosyalist Blok´un çöküşünden önce, yani glasnost ve perestroyka söyleminin henüz egemen olduğu ve edebiyatın büyük ölçüde ideolojik/politik ajitasyon aracı sayıldığı yıllarda kınanmayı göze alarak yazıldı. Nitekim, düşünceleriyle ters düştüğüm rahmetli Aziz Çalışlar, beni küçük burjuvalıkla suçlamakta beis görmedi. Aynı suçlamayı yapan başka yazarlar da çıktı elbet.
"Hemen belirteyim: Kimseyle tartışmaya girmek
MARKSİZM-LENİNİZMİN İLKELERİ IV (Sosyalizm ve Komünizmin Teorisi), Sosyalist ve Komünist toplumun kuruluşunu incelemektedir. Marx ve Engel´sin yaşadığı dönemde dahice bir bilimsel öngörü olan bu teori, bugün, bütün sosyalist ülkeler halklarının eylemlerinin pratik temelini oluşturuyor. Aynı zamanda, yeni toplumun kuruluşunun getireceği sorunlara ve herşeyden önce Lenin´in bu alandaki katkılarına, SSCB, Çin Halk Cumhuriyeti, Avrupa ve Asya Halk Demokrasisi ülkelerinde biriken pratik tarihsel deneyime kitapta
"Finans-Kapital: 500 kişi, İstanbul - Ankara - İzmir - Adana gibi 4 büyük şehirde yuvalanmış. 3000 Şirketten 300´ü onun, 2700´ü ona bağlı. 500 kasabadan 5´er 10´ar Tefeci - Bezirgan: 2500 ile 5000 arası... Bütün yol boylarının her köyünde 1 - 2 Benzin istasyonu, 1 - 2 köy burjuvalaşmasını kan damarı - benzin damarı ile o 300 Kodaman süper şirkete bukağılamış."
-Günlük Anılar 4 . 5. 1971
Önemli uluslararası yankıları olan bu söylev, "13 Mart"ın onuncu yıldönümünde, Fidel Castro tarafından Havana Üniversitesi´nde verilmiştir. 13 Mart Batista diktatörlüğüne karşı verilen savaşta, Başkanlık Sarayı üzerine yapılan saldırının tarihidir. Emperyalist basın ve ABD etkisindeki Latin Amerika gazeteleri, bu söylevi Küba ile Sovyet hükümetleri arasında bir uçurum ve Küba´nın diğer Latin Amerika ülkelerinin "içişlerine karışma"sı olarak göstermek için, ellerinden geleni yaptılar.
Söylev, uluslararası Ko
Kahraman Gerilla Che Guevara Dünya Halklarının Devrimci Mücadelesinde Yaşıyor
Küba Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal Yoldaş'ın Konuşması
Adalet ve İnsan Onurunun En Büyük Sembollerindendir Che
ABD, Halklara Karşı Kirli Savaşlar ve İşkenceler Yürütüyor
ABD, Kübalı 5 Kahraman'ı Haksız Yere Tutuklamıştır
Küba'ya Karşı Terörist Eylemler Yapanlar ABD'ye Göre Özgürlük Savaşçılarıdır
Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Nurullah Ankut Yoldaş'ın Konuşması
Kendini İnsanlığın Kurtuluşu Davasına Adamış Bir Savaşçıydı
Küba´da sosyalizm ve insan ilk olarak Küba´da,1965 yılının Ocak ayında, havana´daki ´Verde Olivo´ adlı derginin iki sayısında art arda yayımlandı. ´Marcha´, aynı yılın Kasım ayında yazıyı yeniden yayımladı. Amacı Arjantin´de bir çıkış yapmaktı, çünkü haftalık dergi bundan bir ay önce Buends Aires´te resmi makamlar tarfından yasaklanmıştı. Che, Bolivya´da hayatını kaybettikten birkaç sonra, eser havana´da ilk defa kitap halinde basıldı.
XXI. Yüzyıl henüz başlamışken, Che´nin kederli ve çarpıcı yaklaşımı,
Bu ikinci ciltte işlenen konuların büyük bir kısmını, kabaca tamamını, Ömer Laçiner Birikim´in 1975-80 arasındaki birinci yayın hayatında ele almaya başlamıştı. Bu nedenle, aralarında zaman zaman onbeş hatta yirmi yıllık zaman farkları olmasına rağmen, bu iki ciltte yer alan yazılarda süreklilik ön plana çıkıyor. Sosyalizmin insan anlayışında, iktisatla siyaset ilişkisinde, hem özgürleşme vaadi hem de tahakküm ilişkisi içeren emek kavramı hakkında, vb. düşüncenin olgunlaşmasının ve kavramların zaman içindek
Uluslararası sosyalist hareket 1970´ler boyunca ağır bir bunalım döneminden geçti. Sovyetler Birliği-Çin arasındaki kutuplaşmalar Vietnam´da olduğu gibi çatışmalara vardı; Afganistan´da olduğu gibi askerî darbe yoluyla "sosyalist devrim"ler yapıldı! Bu "sosyalist" ülkelerde ciddi halk muhalefetleri ortaya çıktı... Tüm bunlara rağmen hâkim "geleneksel sosyalizm" düşüncesini savunanlar, her şey yolundaymış gibi yollarına devam ettiler. Sosyalizmin aldığı "biçim", ulaştığı "sınır", dönem boyunca sorgulanmadan
Bugün Latin Amerikadan konuşacağız. Ben uzun bir konuşma yapmak istemiyorum, sadece kıtadaki gelişmelerden sizi haberdar etmek istiyorum. Fakat konuya başlamadan önce, biliyorsunuz Irak işgalinin 3üncü yıldönümünü bugün gösterilerle karşıladık. Ve bu savaşı kınadığımızı ve sizlerle birlikte olduğumuzu bir kez daha dile getirmek istiyorum. Ve Irak Halkına karşı yapılmakta olan bu savaşın, bu katliamın hemen durdurulmasını talep ediyoruz.
Latin Amerikayla ilgili olarak da, şu anda olan gelişmelerin kökenine b
- İnsanlık tarihine imzasını atan köle-efendi düzeni...
- Doğada - Hayvanlarda var olan tek kural:İlkel kapitalizm.
- Homosapiens´den sosyalleşen insana...
- FARK NEREDE..?
Var oluşumuz? Tohumumuzun atıldığı ilk an. Yani babamızın milyonlarca spermi arasından kardeşlerimizi ekarte ederek dünyaya gelişimizi garantilediğimiz an. Kardeşlerimizi geçmek zorundaydık, ya biz var olacaktık ya da onlardan herhangi biri. Kardeşlerimiz de babamızın milyonlarca sperminden biri ancak biz değil. Var olabilmek için
Konfüçyen kapitalizm düşüncesinin, Çin diasporasının bütün dünyada kazandığı iktisadi başarıya bakışımızı şekillendirmede çok önemli bir rolü olmuştur. Çok çalışmak, ailevi değerler ve toplumsal bağlılığın yanı sıra; hassasiyet, güven ve sosyal ağlara dayanan ticari adetler, bu müstesna insanların servetlerini ve ticaretteki yeteneklerini açıklamak için kullanılan başlıca araçlardır
Bu kitapta ´çin girişimi´ konusu ele alınmaktadır kitap, kaynağını konfüçyüsçülükten aldığı zannedilen değer ve adetlerin bel
Emperyalizm çağında kapitalin merkezîleşmesi, dünyayı bîr tek pazar haline sokar. Bu pazar üzerinde ekonomi gibi, politika da merkezileşir. Eskiden bir memleket politikasında bütün bir kapitalist sınıfı hakim iken, şimdi nasıl o sınıf namına bir avuç finans kapitalist hâkim olmuşsa; tıpkı öylece, dünya politikasında da, serbest kapitalizm zamanında büyük küçük birçok bağımsız devletler varken, emperyalizm zamanında artık düveli muazzama denilen birkaç büyük devletin astığı astık, kestiği kestik olur. En küç
"Türkiye´de kadim KAPİTAL gibi, modern KAPİTALİZM de yok değiller. Yok olma aşamasındaki biçimleriyle varoldukları için, yok gibi görünürler. Türkiye´de kadim toplumun Tefeci- Bezirgan soysuzlaşması ile, modern toplumun tekelci/ Finans-Kapital dejeneresansından KARMA bir düzen, ezberlenmiş formülleri şaşırtır."
" Kapitalizmimiz genellikle DEMOKRASİYE, özellikle VATAN ve MİLLETE kolayca ihanet etti. Tanzimat, Birinci Meşrutiyet, İkinci Meşrutiyet, Kuvayimilliye hareketi ve son demokrasi denemesi, hep Türk m
Geçiş ekonomileri ve çağdaş ekonomik sistemler
Devlet sosyalizminin çöküşü büyk patlama ve kaos
Piyasa ekonomisine geçiş reformları ve politikaları
Post sosyalist piyasa ekonomisine geçiş uygulamalarının makro ekonomik analizi
Piyasa ekonomisine geçişin sosyal yanı sosyal piyasa ekonomisine geçiş
J. D. Bernalin, Marksizm ve bilim ilişkisi üzerine yazılarından oluşan bu derlemede, Karl Marx, Friedrich Engels, V. I. Lenin ve J. Stalinin Marksist bilimsel yöntemi kullanma ve bilime yaptıkları katkılar özlü bir biçimde anlatılmaktadır. Bu yapıt, günümüz biliminin sınırlarını anlamamıza yardımcı olacaktır. Ve diyalektik materyalizmin, bu sınırları nasıl parçaladığına tanık olacaksınız.
Son dönemlerde, toplumsal yenilenmenin imkansızlığı, yaşamı değiştirmenin beyhudeliği duygusu Türkiye solunun üzerine çöreklenmiş görünüyor. Ne yazık ki, umutsuzluk, çaresizlik, pusulasızlık aşılayan, pratik mücadeleyi küçümseyen, sinik bir anlayış yaygınlaşıyor. Geçmişe sığınma, o şanlı günlerde teselli arama eğilimi de güçleniyor. Marx`ın 11. tezinin irade beyanı sayılabilecek, Avrupa Sol Partisi`nin Evet, Avrupa`yı değiştirebiliriz sloganına kulak vermeye, yüksek sesle Türkiye`yi de, Türkiye`yi de diyebi
Simon Tormey in Yeni Başlayanlar İçin Anti-Kapitalizm adlı bu çalışması anti-kapitalist hareketin tarihini ele alıyor. 1999 yılında Seattle da Dünya Ticaret Örgütü nün toplantısını protesto ederek başlayan bu hareket, günümüzde kapitalizmin karşısına çıkan en önemli direnişlerden biri. Gücünü içinde barındırdığı farklı gruplardan alıyor. Anarşistlerden çevrecilere varıncaya dek birbirinden çok farklı görüşleri çevresinde toplayan anti-kapitalist hareketin kalkış noktasını, görüşlerini, amaçlarını ve eylemle
ABD etkisini yitirmeye başladığı 1980li yılların ortalarından itibaren Stratejik Savunma İnisiyatifi olan Yıldız Savaşları projesini geliştirmiş olup, SSCByi her alanda rekabete sürükleyerek, askeri harcamalarını artırmaya zorlamıştır. Aslında buradaki amaç, Sovyetleri ekonomik olarak zayıf düşürmekti. Nitekim bu savaşın sonlarında, SSCBnin çözüldüğüne tanık olunacaktır.
Ancak diğer taraftan Sovyetlerin dağılışı ile ortaya çıkan yeni paylaşım savaşları, Doğu Blokuna karşı önceleri kurulmuş olan itt
Toplam 206 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 140-160 /
Aktif Sayfa : 8
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.