Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 147 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Cahit Koytak'ın kendisine şahdamarından daha yakın olanla hasbihali elinizdeki kitap... O kadar samimi, o kadar içten... Okurken, şiirler birden ‘kendi' sesiniz olup, yüreğinizden sökülürcesine havalanıyor semalara... Kimi zaman cami avlusundaki bir "meczup", kimi zaman ney üfleyen bir "şair" ve kimi zamansa dağlarda yolunu kaybetmiş bir "derviş" oluyorsunuz, kâinatı anlamak için çabalayıp didinen... Ama çoğu zaman bir çıraksınız ustasının dizinin dibinde, sanatını öğrenmeye çalışan; dilinde dualarla...
Tükendi
Cızırtt cızırıtt! Din din donn! Sevgili mahalle halkı! Ben Ruh! Güne portakal suyuyla başlamıyorum. Reklamlarda diş fırçasına sürülen o upuzun diş macununun nasıl bir ziyanlık olduğunu düşünüyorum. Saçına uygun şampuan bulamadığı için üzülenlere çok üzülüyorum. Canım sıkılınca yaptığım "Hangi hayvansınız?" testinde hep "Koyun" çıkıyorum. Neyse işte yıllar sonra ilkokul arkadaşlarımla buluştuk. Konuştukça hepsinin kafasının tepesinde reklam butonları açılıyordu! Benimse cebimde 17 lira 250 kuruşum vardı. D
Tükendi
Türk Musikisi Antolojisi, 20. yüzyılda Sadeddin Nüzhet Ergun tarafından kaleme alınmış, alanında bir başyapıttır. Eserin tamamı üç cilt olarak tasarlanmasına rağmen, yazarının ömrünün vefa etmemesi sonucu, elinizdeki eser, dini eserlerin bulunduğu ilk cildi oluşturmaktadır. Eserin kaleme alınmasının üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen, bu başyapıtın üzerine başka bir eser hala yazılamamış olup, ne yazık ki Türk Musikisi Antolojisi de hak ettiği ilgiyi görememiş, sadece ilgilisi olan küçük bir kesimin ki
Tükendi
Günümüzde dünya gitgide adaletsizliklerin, haksızlıkların, savaşların daha arsızca yaşandığı bir yer haline geliyor. "İnsan hakları" bir yerlerde yüksek sesle sloganlaştırılırken; aynı anda yeryüzünün bir başka köşesinde sırf teninin rengi, sahip olduğu din ya da kullandığı dil farklı diye, insanlar, dünyanın gözleri önünde katlediliyor. "Adalet götürmek" söylemiyle gerçekleştirilen katliamlar, adaletsizliğin mütecessim haline dönüşüyor. Birçok insan hakları ihlaline bizzat yaşantısıyla karşı duran ve ömrü
İnsanoğluyla bağ kurmayan, insanın hikâyesine ortak olmaktansa kendi hikâyesini fısıldayan topraklar vardır. O topraklarda geçirilen her saniye, yaşanan her olay insanın ruhunda derin izler ve hatıralar bırakır. Böylelikle; yaşadığı toprağa sarmaşık olmak isterken, ayrık otu gibi yaşamak zorunda kalan, hasreti ve acıyı yüreklerine mülk edinmiş insanların hikâyeleri yazılır o topraklarda. İnsanoğlunun hikâyesini toprağın kendisi yazar o topraklarda... Kayıp Topraklar, birbirinden farklı on altı hikâye ile
"Söz geçiyor belki ama mânâ bir başka şey olarak bizimle kalıyor. Edilmiş onca kelâm, kurulmuş onca cümle, buğulanmış onca cam... Mânâ taşıyan katarlar olarak dura kalka geçip gidiyor ömrümüzün uçsuz bucaksız düzlüklerinden. Uzun uzun yaşıyoruz ya bu dünyada, işte hep o mânâyı damıtmak için... Söylenmişlerden, söylenmemişlerden... Bir kâğıdın üstüne dökülmüşlerden, bir camın buğusuna yazılmışlardan, bir hâfızanın derinliklerine emanet edilmişlerden... İyi ki o mânâ var. İyi ki var da, ne zaman sendelesek yı
Orta Doğu, son yıllarda tarihinin en büyük dramlarından birini yaşıyor. Sykes-Picot ile şekillendirilen devletler, çeşitli tecrübelerden sonra çoğunlukla ya despotizm ve otoriterizm batağına saplandılar, ya da bitmek bilmeyen acımasız ve dehşetli iç savaşlara teslim oldular. Sonuçta, Orta Doğu'da sık sık yıkımın, sefaletin, onursuzluğun, kibrin ve yüzeyselliğin hâkim olduğu toplumsal bir görünüm ortaya çıktı. Bu durumun ortaya çıkmasında, bölgeye yönelik emperyalist müdahaleler kadar, kamusal alanın karşıt
Sarayda büyük bir sessizlik... Herkeste hüzün ve merak... Şehzade Mustafa gerçekten babası tarafından boğazlatılacak mı? Taşlıcalı Yahya, dostu Mustafa için endişe içerisinde... Mahidevran, oğlu için secdede, dualar dilinde... Hürrem Sultan, sevinçle hüznün tam ortasında... Peki Kanuni Sultan Süleyman neyin peşinde? Bir başka taraftaysa, 21. yüzyılda üç çocuğuyla Amazonlar'da kaybolmuş Hakan ve üç aykırı çocuğu: Duygu, Gaye ve Tolga... Bu aykırı aile, 21. Mustafa'nın padişahı olduğu Yeni Osmanlı'da alırsa
Sosyolojik bir araştırma konusu olarak dinin öneminin yaşadığımız günlerde bir hayli arttığını herkes takdir edebilir. En azından bugün toplumsal olarak, gerek dünyada gerek Türkiye'de yaşanmakta olan bir çok olayın merkezinde dinsel kimlik ve mensubiyet algılarının yarattığı enerji ve gerilimler yatmaktadır. Dünyada toplumlar arası, hatta uygarlıklar arası ilişkilerin günümüzdeki seyri gittikçe popülerlik kazanan ‘medeniyetler çatışması' algısını güçlendirmekte; kuşkusuz böylesi bir algının temel dayanağı
Tükendi
Günümüzde Postmodernizm ve İslam arasındaki ilişkinin ne türden bir ilişki olduğunu sormaya haklı olarak bizi yönlendiren bir çok nedenimiz vardır. Bu nedenlerin başında postmodernizme yönelik İslami çevrelerin yoğun ilgisinin yanında; belli tanımlarıyla postmodernizmin, aynı paralelde yükseliş içinde bulunan İslami canlanma hareketleriyle değişik düzeylerde cereyan eden temaslarıdır. Burada postmodernizmin, özellikle, ‘belli tanımlarıyla' diyoruz, çünkü gerçekten de postmodernizm denildiğindei artık yaygın
Her branşta olduğu gibi, uluslararası ilişkiler ve diplomasinin de kendine özgü yerleşik bir dili bulunmaktadır. Gerek uluslararası resmi metinlerde olsun, gerekse medya organlarında olsun bu temel kavramların sık sık kullanıldığı ya da bunlara atıflar yapıldığı görülmektedir. Buna karşın yabancı dilden Türkçe'ye mevcut sözlüklerin içeriği uluslararası ilişkiler ve diplomasideki spesifik kelime ve kavramları çoğunlukla karşılamamaktadır. Bugün hem uluslararası ilişkiler öğrencileri açısından hem de bölgesin
Tükendi
Hapiste karanlık hücrede tek başına dururken, öyle günler yıllar geçmişken, kimseden bir haber alamadan, kimseyle konuşamadan, dünya hani çok uzakta kalmışken birden bir ışık belirir, bir ses, bir umut... "Sen tasalanma..." diyen bir ses... İşte o umut ışığının öyküsü bu kitap. Işığın peşine düşmüş pervane misali, yanmaya razı, dönmemeye yeminli, çıktığı yolun taşlarını kendi elleriyle, cesaret ve sabırla döşeyen Rosa'nın hikâyesi. Yoksul çocuklara güzel günler gösterebilme umuduyla gerillalara katıldığı P
Hıyarların değişik siyasal görüşlerde olması ne hıyarca ! Birbirlerine sanki hıyar değillermiş gibi bakıyorlar. Dünya anlayışları, insan anlayışları. Hepsi birkaç bostana sığıyor. Fırtına orada. Hıyarlığın uzun tarihi var . Seziyorum. Anamızın karnından hıyar doğmuyoruz. Bir şeyler bizi bostana ekiyor. Yaşadığımız mekanlar çirkin. Mekanı tanımıyoruz. Güzelleştiremiyoruz. Gönülleştiremiyoruz. Mekan bostana dönüşüyor. Toprakta bostan, bostanda hıyar bitti Mucize dünyadan çekip gitti. "Neden hala yaşıyorum
Batı'nın Aydınlanma Çağıyla yaşadığı bilgilenme imkanları üzerinde, XIX. yüzyılın ikinci yarısı ile XX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan yeni eğitim anlayışı, arayış ve hareketlerinin bugünkü Batı medeniyetinin şekillenmesinde oldukça önemli rolü olduğu bilinmektedir. Özellikle Fransız İhtilali sonrasında, ardı ardına sosyo-ekonomik inkılapları gerçekleştiren Batı'nın gelişme süreci ile Osmanlı Devleti'nin hemen aynı yıllarda gittikçe hızlı bir ivme kazanarak giriştiği Batılılaşma hareketleri arası
Tükendi
Bilim etkinliği, sağlıklı iletişimi gerektirir. Sağlıklı iletişim, kendimizi anlatabilmeyi, karşımızda bize kendini anlatanı anlayabilmeyi şart koşar. Bundan dolayı bilim dili elden geldiğince, belirsizliği, kaypaklığı önleyecek biçimde, matematiksel bir biçim içinde geliştirilir. Hayatımız da, çağdaş dünya da giderek çarpık bir iletişim ağı içinde sürüyor. Kitle iletişim araçlarının, o karmaşık teknolojinin paramparça ettiği bir iletişim düzenimiz var. Elektronik gereçler haberleşmeyi kolaylaştırıyo
İslam düşüncesi, İslam'ın bir din olarak dünya tarihi içinde etkin rol oynayabilmesine katkı yapan bir entelektüel gelenektir. Belki o, en temelde, insan bilincinin İslam'ın Kur'an ve hadisler gibi temel metinleriyle farklı ortamlarda diyalojik ilişkiye girme biçimleri olarak tanımlanabilir. Bu noktada İslam düşüncesini, sadece söz konusu temel metinleri yorumlamaya ve içinde bulunduğu ortamla ilişkilendirmeye çalışan insan bilincinin bir ürünü olarak görmek tek yanlı bir tutum olabilir. Zira İslam düşünces
Burada inkılapların seyri hakkında mütalaa yürütürken fizikte elektrik fennine taalluk eder bir hakikatten bahsetmek ve onunla mukayese yapmak emelindeyim.. Elektrikte bir iktidar-ı elektriki istasyonu mevcuttur. Burada elektrik hasıl olur. Sonra istenilen yere bu cereyanı nakletmek için nakiller beyninde bir tefaddul-i iktidar-ı elektriki vücuda getirmek lazımdır. Ta ki , o zaman elektrik kuvveti cereyan edebilsin. İnkılaplarda da tıpkı böyledir. İnkılapların da tıpkı bir iktidar merkezi vardır. İnkıla
Elinizdeki bu kitap, klasik bu sıfat, bizzat çevirmenin eklemesidir, Arap Literatürü alanında özlü ve kullanışlı bir ders kitabıdır. Yazarın amacı, Bosna- Hersek'teki Müslüman okulları için bir ders kitabı hazırlamaktı. Onun yakın arkadaşlarından biri olan tanınmış İngiliz Hint arkeoloji uzmanı Sir Aurel Stein, kitabı Hindistan'daki Müslüman okulları için de uygun buldu. Çevirmen, daha ileriye giderek , kendisinin unutamayacağı hocasının bu kitabını, din ve milliyet farkı gözetmeksizin öğretmen ya d
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 147 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5