Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 147 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Ortadoğu'yu Kuran İdeolojiler, Ortadoğu'ya hâkim olan yüzlerce yıllık barışa son veren bir barış(!) sonrasında bölgenin içine çekildiği girdabın düşünsel panoramasını sunuyor okuyucusuna. Tüm farklılıklarına rağmen bir arada yaşayabiliyorken, farklı farklı uluslara ayrılmanın sebeplerini ortaya çıkaran fay hatlarının haritasını çiziyor. Elinizdeki bu kitap ; Ortadoğu'nun sadece uzun 19. yüzyılına odaklanmıyor; aynı zamanda Meşrutiyet düşüncesinin alevlendirdiği bir tartışma güzergahında başlayan sorunlu mil
Tükendi
Amerika, henüz kısacık bir tarihe sahip olmasına rağmen, tüm yeryüzünün hâkimi olma arzusunu taşımaktadır. Dünyaya ‘adalet' ve ‘huzur' getirmek amacıyla farklı coğrafyalara nüfus ederek bu yayılmacılığını desteklemektedir. Oysaki Amerika'nın ortaya çıktığı tarihten günümüze kadarki olan var oluş sürecine baktığımızda, hep kan, hep gözyaşı, hep sürgün ve hep savaşa rastlamaktayız. Kızılderililerin soykırımından, Afganistan ve Irak'ın işgaline kadar aslında hiçbir şey değişmemiştir. Amerika yeryüzünde kanlı b
Tükendi
"dağların, taşların, ağaçların, çiçeklerin ve böceklerin dilini öğrenme çabasından başka nedir ki yüce şiir sanatı..." diyor ve öğrenmek için dolu dizgin şiirler yazmaya devam ediyor emektar şair Cahit Koytak... Vadi Yayınevi'nden çıkacak olan üçüncü şiir kitabıyla okuyucusuyla tekrar buluşacak olan usta şair; yeri, göğü ve ikisi arasındakileri anlatacak bizlere; en güzel haliyle, en şiir haliyle...
İlk olarak 1990 yılında yayımlanan ve Cahit Koytak okurlarının, tekrar baskısını merakla beklediği İlk Atlas; okuyucusuyla buluşuyor. Koytak'ın ilk şiirlerini derlediği bu kitap, şiir severlere müjde olsun... "Böyle bir şiirin varlığından tarifsiz bir sevinç duyuyorum. Bu bir 'telgraf' da sayılabilir: İlk Atlas yeniden basılsa, Cahit Koytak dergilerdeki şiirlerini de kitaplaştırsa, gönlümüz has şiirle yıkansa! Çok şey mi istiyorum? Sanmam, nihayet istediğimiz şiir! Yanımızda taşıyacağımız, okuya okuya eski
Bir serçe misali, yazarımız bu kitabında da daldan dala konmaya devam ediyor. Kitabı okurken; kimi zaman kendinizi bir örümcek ağının karşısında bir ilmeğin ucunda, kimi zamansa düz bir gezegenin en uç noktasında oltayla yıldız tutarken buluyorsunuz. Bütün bu farklılıklar içerisinde yazarımız kendisini serçelere adamayı da ihmal etmiyor. Ne de olsa serçe parmaklarımız amaçlarına uygun bir şekilde kullanılmalı, değil mi? "Hayatımdan bir sözcük eksildiğini hissettiğimde içim çok sızlıyor benim. Eminim siz d
25 Ocak 2011'de gerçekleşen Mısır halk devrimi sonrasından başlayarak 3 Temmuz 2013 askeri darbesine kadar süren süreç içerisinde Mısır toplumunun ve siyaset kurumunun yapısında yaşanan sancıları anlamlandırma çabasının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu iki buçuk yıl içerisinde Mısır toplumu iki referandum, bir başkanlık ve parlamento seçimi, askeri vesayet ve darbe tecrübe etmiştir. Tüm bu olayların ardı ardına gelmesini anlamlandırabilmek için Mısır devletinin ve toplumunun sahip olduğusosyo-politik y
Tükendi
Darwin ve evrim teorisi, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İngiltere başta olmak üzere Batı'da büyük yankı uyandırmakla kalmamış, Batı'yı yakından takip eden ülkelerde de ilgi çekmeyi başarmıştır. Hem Batılı hem de Batı dışı birçok düşünür ve siyasetçi için, Darwin'in evrim teorisi, bilimsel bir teori olmanın çok ötesindedir. Darwin'in teorisi Darwin henüz hayattayken dahi, siyaset, uluslararası ilişkiler, ekonomi, felsefe ve dinle ilişkilendirilerek tartışılmıştır. Birbirinden çok farklı ideolojiler,
Osmanlı'da savaş esirleri, sadece savaş alanında esir edilen askerleri kapsamıyor, bölgeden esir alınan kadın, erkek ve çocuklarla Osmanlı'daki köle nüfusunun önemli bir yekûnunu oluşturuyordu. Kimlerdi bu esirler, nasıl tutsak ediliyorlardı? Osmanlı coğrafyasına nasıl dağılıyor, kimlerin elinde bulunuyorlardı? Esaret sırasında neler yaşıyor ve salıverilmeleri kararlaştırıldıktan sonra onları nasıl bir süreç bekliyordu? Fatma Sel Turhan elinizdeki eserde 18. yüzyılda savaş esirliği meselesinin Osmanlı Devl
Yanyanayız. Yalnız... Ve dünyanın ortasında... Kalabalıktan örülmüş bir dairedeyiz. El yordamımız, kıpırdayan herşeyi çeperlerinden tanımakla dolduruyor vaktini. Körlüğü tutkulu bir gayretle bütün vadilere yayıyoruz. Bütün mutena serinlikleri tek tek kaybediyoruz. Bu fasit yürüyüşü engellemeye ne niyetimiz yetiyor, ne de gücümüz. Tutsağız; kendi dipsiz kuyularımızda debeleniyoruz. Tutsağız; kalabalık bir dairede hiçbir şey görmeden dönüyoruz. Yanyanayız. Yakında. Ve en uzaktayız. Hangi seçenek, kireç bey
Companero Rosita ve Kayıp Topraklar kitabının ardından Neşe Kutlutaş Allah'ın Adıyla kitabıyla okurlara Allah'ın İsimleri ile ona dua etmenin yollarını gösteriyor. Dertlerimizin, kaygılarımızın ve dünya hayatı içerisinde sıkıştığımız yerlerde bizim bulunduğumuz durumdan alıp kurtaracak tek yolun dua olduğunu bize anlatıyor. Yazar, bu kitabında her isim üzerinden bir dua ile hem Allah'ın isimlerinin anlamını daha çok düşünmemizi sağlarken aynı zamanda bir dua etme yöntemini de bizlere sunmaktadır.
Tükendi
İnsanların yine kapılardan baktığı bir marttı. 65'in martı. Doğuldu. Bir kere doğulunca, ebenin ellerinden aşağı doğru sarkıtılmak kaçınılmazdı. Kaçınılmaz olmayan öyle başaşağı unutulmaktı. Mecburen... O günden beri durmadan biriktirildi herşey. Şimdi o herşey sunuluyor size: hiçbişey. Gökhan ÖZCAN
Hayatım boyunca pek çok seyahatname, pek çok da roman ve hikâye okudum. Ayrıca yazdım. Bu yüzden seyahat yazısı yazmanın zorluklarını çok iyi bilirim. Hele kitap çapında olursa ve romanla bütünlenirse daha da zorlaşır. Yaklaşım sanatsal, gözlem isabetli, kalem kıvrak olmalı. Gerçek hayatla gözlem ve duygu arasındaki ilişki sağlam kurulmalı. Hayal ve hayatın iç içeliğini bozmadan yürümeli. Kısacası her şey, özenli geçişler ve dokunuşlarla yerli yerine oturtulmalı. Bu da, gözlemle özlem arasında muhteşem bir
Bir Şair... "Çocukluğu"nun ilk anısı; 1980 darbesinde polislerin babasını evden almaya gelmesi..."Gençliği"nin en coşkun dönemine denk gelen 28 Şubat darbesi günlerinde, kaldığı öğrenci evinin polisler tarafından basılması... "Orta Yaşlılığı"nda bu serüveni tamamlayan şey ise 15 Temmuz darbe girişiminde köprünün üzerinde bıraktığı arabasının tank paletleri altında ezilmesi oldu. Bu üç hikayenin arasında bir hayat aslında onunkisi. Bir İsmail Kılıçarslan hikâyesi...
Tükendi
Sakıncalı Medrese, içinde bulunduğumuz bilişim çağının imkan ve ihtiyaçlarını önemseyen bir proje olarak 6 yıl evvel hayata geçti ve bir iddiası var: Sosyal medya mecraları sadece politik polemiklerin ve düzeysiz mizahın yapıldığı yerler olarak anılmamalılar. Doğru kullanıldıkları takdirde, insanlığın daha rafine uğraşları olan; Felsefe, Bilim ve Sanat için de birer araç olabilirler. Sosyal medyada yaptıklarının bir benzerini şimdi burada yapıyor Sakıncalı Medrese. "Felsefenin ne olduğu" ve "neden önemli o
Yazılı bir metnin doğru anlaşılmasının ölçütü ve standardı nedir? Örneğin bu ölçüt metnin yazılı halinin, içerdiği önermelerin karşılık geldiği anlamların birebir bulunması mıdır? Yani metnin, önermelerden ibaret muhtevasının şifrelerinin çözülmesiyle anlamın kilidi açılır mı? Yazılı metin böylesi bir şifreleme işleminden ibaretse, kuşkusuz, şifreleyen ile şifreyi açan kişinin anlam ufukları arasında birebir karşılıklılığın olması gerekiyor. Oysa böyle bir karşılıklılık varsayımına ciddi itirazlar yönelti
Hermenötiği tanımlama çabaları,hermenötiğin tarihsel gelişimine ve farklı düşünürlerin elinde kazandığı yeni boyut ve açılımlara göre farklılık arz etmektedir.Bunun yanı sıra bizzat hermenötiğin "anlama" , "metin" , "yorum" ve "açıklama" gibi temel kavramların kendi mahiyetlerinden kaynaklanan belirsizlikler herkesin üzerinde uzlaşabileceği belirli "bir" hermenötik tanımının yapılmasını imkansızlaştırmaktır. Hermenötiği tanımlama çabaları,tıpkı hermenötiğin kendi tarihsel süreci gibi sürekli dönüşmekte ve s
Hermenötiği tanımlama çabaları, hermenötiğin tarihsel gelişimine ve farklı düşünürlerin elinde kazandığı yeni boyut ve açılımlara göre farklılık arz etmektedir. Bunun yanı sıra bizzat hermenötiğin "anlama", "metin", "yorum" ve "açıklama" gibi temel kavramlarının kendi mahiyetlerinden kaynaklanan belirsizlikler herkesin üzerinde uzlaşabileceği belirli "bir" hermenötik tanımının yapılmasını imkansızlaştırmaktadır. Hermenötiği tanımlama çabaları, tıpkı hermenötiğin kendi tarihsel süreci gibi sürekli dönüşm
Asıl alanı Ortaçağ İslam Tarihi olan Marshall G. S. Hodgson, oryantalist ön yargılardan bilinçli bir şekilde uzak durmasıyla ve Avrupa merkezci yaklaşımlara ciddi eleştiriler getirmesiyle tanınmıştır. Onun eserlerinin kavramsal ve yöntemsel sağlamlığı günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Hodgson, elinizdeki bu kitabın I. kısmında Avrupa'nın ve modernliğin dünya tarihindeki yerini incelemekte, Avrupa-merkezcilik ve çok kültürlülük tartışmalarına iddialı bir katkı sunmaktadır. II. kısmında İslam medeniye
Tükendi
"28 Şubat'ın edebiyatı çok yapıldı" denir. Edebî değil de, hamaset anlamında... Peki, gerçekten 28 Şubat edebiyata, sanata ne kadar yansıdı? Neredeyse hiç. Binlerce insanın hayatını yerle bir eden o süreçten yüzlerce film, roman veya hikâye çıkacak yerde, edebiyat ve sanat dünyası garip bir sessizliğe büründü. Elinizdeki kitap işte bu amaç için ortaya çıktı. Herkes heybesindekileri döksün, yazılamayanlar yazılsın, anlatılamayanlar anlatılsın diye. Sadece hayalleri çalınmakla kalmamış, genetiğiyle oynanmış
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 147 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4