Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 105 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
İbn ArabîHazretleriYûsufFassı'nda, Yûsuf Peygamber'in kulluğundan asıl tekâmülettiğini ve kâmilinsan olma seviyesine yükseldiğini anlatıyor. Bu esnada da Hz. Yûsuf'un missal âleminin hakîkatini keşfettiğini ve Allah'ın izniyle rüyaları yorumlayabildiğini izah ediyor. NûriyyehikmetininYûsufkelimesiyleilişkilendirilmesi, Yûsuf'unkeşfettiğişeylerinmisalâlemindeoluşmasındandır. Varlığayayılmışidrakediciakılolannur, keşfedervekeşfettirir. Yûsuf, Allah'tankendisinetecellîedenhakîkat-iMuhammedî'ninnuruylabukeşifle
Tükendi
Hz. Peygamber'in "Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi istedim" hadis-i şerifindeki "bilinmeyi istedim" kısmını, mutasavvıflar "aşk ettim" olarak yorumlamışlar ve kâinatın aşktan meydana geldiğini ifade etmişlerdir. Buna göre ilk yaratılan ve Allah'ın sonsuz birliğinin görünümü olan Hz. Adem'dir. Fakat aşk için ikilik gerektir; zira bir âşık ve bir mâşûka ihtiyaç vardır. İşte birliğin (mâşûkun), kendisini göstermek için çokluk (âşık) olarak görünümü Hz. Şit'te ortaya çıkmıştır. Cemalnur Sargut'un Hz. Adem i
Tükendi
Zaman bakımından Hz. Muhammed'den (s.a.s.) önce gelen bütün peygamberler arasında Hz Nuh (a.s.) tenzihin temsilcisidir. Zira inatçı bir putperestliğin egemen olduğu bir devirde yaşarken putları yerle bir edip tek olan Allah'a ibadeti savunmuştur. Devir bunu gerektirmektedir. Buna rağmen tek başına tenzih de edebe aykırıdır. İbn-i Arabi'ye göre mutlak tenzihte olan kişi yolunu kaybetmiş kişidir. Bu durumda eğer Allah'ı hadislerde tecelli ettiği şekliyle nitelersek O'nu hadiseye katmış oluruz ki bu imkansızd
Tükendi
"Hz. Mevlânâ'ya soruyorlar: "Bir tekkemiz olsa?" "Dünya bir tekke." diyor. "Peki kim bizi aydınlatacak?" diye soruyorlar. "Mesnevî size yeter." buyuruyor. İşte dünyadaki her şey bize ders, yeter ki olaylara o açıdan bakabilelim, o dersi çok iyi çalışalım ve hayatımızı bu bilgilerle kolaylaştıralım. Mevlevîliği bir felsefe olarak düşünüyorlar. Hayır, Mevlevîlik bir manevi yolculuktur. İnsanın, maddi hayatla manevi hayatını nasıl dengeye sokacağına dair bilgilerin ve öğretilerin olduğu bir yoldur ki bu deng
Tükendi
Kıssa, mesel, hikaye... Bütün bunlar "daha önce bilinmeyen haber"le ilgilidir. Nebe' ve haber "yeni aktarılan bilgi"dir. Hikaye ise "bir kimsenin, olayın veya gerçeğin izini sürmek, ardınca gitmek; bir haberi yahut sözü bildirmek"tir. Yüce Yaratıcı bütün semavi kitaplarda insanlığa kıssalarla, yaşanmış olaylardan oluşan hikayelerle emreder. Kur'an'daki hikayeler gerçekliğin, iyiliğin ve güzelliğin izini sürebilmemiz için bize ipuçları verir. Bu ipuçlarına, Kur'an'ın yol göstericiliğine her zamankinden da
Tükendi
Nûn. Kaleme ve satır satır yazdıklarına and olsun. (Kalem, 1) "Nun, mânâsını Allah Teâlâ'nın bildiği ve resûlü ile arasında işaret olarak kullandığı harflerdendir. Sanki Cenâb-ı Hak, ‘nun' ile, peygamberine tahsis ettiği nübüvvet ve hilâfet sırlarına işaret etmektedir. Buna göre ‘nun'un bir mânâsı şudur: Resûlüm biz seni peygamber olarak gönderdik, özel olarak seçtik ve bizim adımıza halife olarak görevlendirdik. Ya da: Resûlüm biz seni mülkümüzde ve melekûtumuzda övüp yücelttik." (İbn Acîbe el-Hasanî) "N
Tükendi
"Genel olarak İslâm mâneviyâtı üzerine yapılmış çok değerli bir çalışma olduğu kadar tasavvuf alanında akademik birikimin yansıdığı bir başyapıtla karşı karşıyayız: Üzerinden tasavvufun hakîkatine âit bereketin nûru ve râyihası yayılmakta ki o hakîkat her zaman Bir'in ve Bir'in nûrunda yansıyan çokluğun aşkıyla dopdoludur." Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr, George Washington Üniversitesi "Chittick muhtemelen Batı dünyasının şimdiye dek ortaya çıkardığı en iyi tasavvuf araştırmacısıve çevirmenidir. Onun kitapl
Tükendi
Sâmiha Ayverdi ömrünü Türk-İslâm kültürünün yeniden canlanmasına adamış bir mütefekkir yazarımızdır. O, her türden eserinde tasavvuf inanış ve düşünüşünü başarıyla anlatmış, bu alandaki zengin bir kültür ve inanç malzemesinin günümüz insanına aktarılıp tanıtılmasında bir köprü vazifesi görmüştür. O, dergâhların kapalı olduğu devirlerde, tasavvufu eserlerinde yaşatmıştır. Ona göre üstüne gaflet ve cehâlet tozları yığılmış tasavvuf müessesesinin gün ışığına çıkacağı günler gelecek, tasavvuf inanışı yeniden s
Tükendi
Kitap Tanıtım Yazısı: Hz. Ömer'den naklen ifade edilir ki Resûlullah (s.a.s) ashâbıyla sohbet ederken birisi çıkageldi ve Peygamber'in dizinin dibine oturarak sorular sormaya başladı: "Yâ Muhammed! Bana İslâm'ı anlat." Nebî (s.a.s) dedi ki: "Allah'tan başka hiçbir ilâh olmadığına şahâdet edip namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan'da orucu tutman, yoluna güç yetirecek isen Beyt'i hac etmendir." Adam: "Doğru söyledin." dedi ve sordu: "Îman nedir?" Nebî (s.a.s) dedi ki: "Allah'a, meleklerine, kitaplar
Tükendi
"Her geceyi Kadir, her gördüğünü Hızır bilirsen Kadir Gecesine de kavuşursun Hızır'a da." sözleri boşa söylenmemiştir. Onu görmeyi çok isteyenler bir gün mutlaka onunla karşılaşırlar. H. Talat Halman bu eserde, Ortaçağ'da yaşamış üç mutasavvıf Kur'an tefsircisinin, Mûsâ'nın Hızır ile olan yolculuğunu nasıl anlattığını inceleyerek tasavvuf yoluyla ve mânevî otoritenin doğasıyla ilgili çeşitli öğretileri aktarıyor. Orijinalinden ilk defa Halman tarafından tercüme edilmiş olan bu yorumlar, tasavvufun temel me
Tükendi
Tasavvuf: İslâm'ın Kalbi adlı bu eser; sûfîlerin yaşayageldiği, hocadan öğrenciye aktarılarak günümüze ulaşan derin İslâmî hayata dair Hazret-i Muhammed'e (s.a.s) kadar uzanan bir silsilenin günümüzdeki temsilcisi Cheikh Khaled Bentounès tarafından yazılmıştır. Bentounès, Batı'da eğitim aldıktan sonra, babasının vefatını müteakip Alawiya tarîkatının başına seçilmiştir. Meslekî uğraşılarına rağmen, İslâm'ın özü olan tasavvufu aktarmak için Avrupa'yı, Afrika ülkelerini ve Orta Doğu'yu dolaşmıştır. Bin yıllık
Tükendi
Ken'an Rifâî Hazretleri, Hz. Meryem'in sâfiyetinden gelen ve Hz. Peygamber'de (s.a.s) tecellî eden kulluğun hakîkatini şu şiirle açıklıyor: Kulluğu mü'minlerin bir ulu Sübhân'adır, Hizmeti dervişlerin er olan insânadır. Gördüğü mahbûbudur, arzûsu mâşûkudur, Âşıka yok başka şey, varsa hep efsânedir. Sâhib-i ilm ü edeb ârif-i billâh olur, Mazhar-ı kalb-i selîm, hem tecellî-gâh olur. Cümle bilgiden garaz, Hakk'ı görüp bilmedir, Kim buna ermiş ise âleme o şâh olur. Çok şükür Allâh'a ki eyledi ihsân bize, Zulme
Tükendi
''Der Sufismus ist die Reise, die der Mensch in das eigene Ich unternimmt." Das ist ein vorzügliches Taschenbuch als Einführung in den Sufismus, ein Geschenk für die Leute, die sich zur Einheit Gottes bekennen.... In diesem Buch, das die Radiogesprache von Frau Cemalnur Sargut beinhaltet, sind die Themen wie Sufismus, Anstand, Ratschluss Gottes - Schicksal, Bekenntnis zur Einheit Gottes, rituelles Gebet, Pilgerfahrt und Opfern sowohl in ihrer auberen als auch inneren Bedeutung erklart worden. Der Leser w
Tükendi
Eserleri çok satanlar listesinde yer alan , ‘Somuncu Baba: Aşkın Sırrı' sinema filminin senaristi Mahmut Ulu' nun biyografik roman niteliğinde olan eseri Hacı Bayram-ı Velî Aşkın Nefesi... "Yitik derviş, yokluk yolcusu, demişti davet mektubunda Şeyh Hamid. Şimdi ben, yokluk yoluna düşecektim. Yolun sonunda aşkın sırlı hikâyesini kayda geçirecek ve kıyamete dek yaşatacaktım." Gecenin orta yerine döküldü cümle. Kimden geldiği bulunamadı sözlerin. Söyleyeni belirsiz, manası dipsiz yanık sözler kaldı geriye:
Tükendi
İnsan, ikili bir yapıya sahiptir: Madde-mânâ, beden-ruh. İnsanın mutluluğu bu ikiyi birlemekle, yani aralarında denge kurmakla mümkündür. Maddemiz, bedene bağlı güçlerimiz daha baskın bir yapıya sahiptir. İstenen dengenin sağlanması için manevî tarafın kollanması gerekir. Bu kollama işi, dinin tasavvuf yorumuyla temin edilir. Tasavvuf ilk dönemde "zâhitlik" olarak başladı, zaman içinde zenginleşti, olgunlaşma yöntemleri geliştirdi. Elinizdeki kitapta bu yöntemlerden, nefisle savaş demek olan "Büyük Cihat"
Tükendi
Dört kapı; şeriat, tarikat, hakikat ve marifet kapısıdır. Şeriat "bilmek", tarikat "uygulamak", hakikat "olmak" yeridir. Bilmek; okumakla, dinlemekle mümkün olur, bu şeriatın kapısıdır. Uygulamak; ancak müdahil olmak, ihlaslı ve gayrette daim olmakla mümkün olur, bu tarikatın kapısıdır. Neticeye ulaşmak ise birde bir olmak, sâlih amel ile yakîni yaşamakla mümkün olur, bu da hakikat kapısıdır. Bu kapılardan geçebilmek ise marifet kapısıdır. Şeriat "ilim", tarikat "amel", hakikat ise "neticeye'' ulaşmaktır.
Tükendi
Bu eser, BakaraSûresi 40-66 ayetlerinikapsamaktadır.CemâlnurSarguttarafındanbüyükmutasavvıfların bu ayetlerleilgiliyorumlarındanderlenmiştir. Bakara Sûresi, Allah'ın kullarına nefsi ve vücûdu terbiye etmenin yollarını öğrettiği çok büyük lütuf olan bir sûredir. Bütün insanlığın ortak sorusu olan "Ben bu nefsi, egoyu nasıl adam edeceğim?" sorusunun cevaplarını Bakara Sûresi'nde bulabiliriz. Bu bölümde hakla bâtılı ayırmayı, ibâdetin hakîkatini, sabrın önemini, nefsi terbiye etmedeki yolları, Allah'ın verdi
Tükendi
Bu kitap, meşhur İslâm felsefecisi Molla Sadrâ'nın (ö. 1050/1641) düşüncesi ışığında felsefenin, dinî metin yorumunun ve mistisizmin ortak bir noktada kesişmesini inceliyor. Mohammed Rustom, Molla Sadrâ'nın Kur'an tefsirinin teorik ve pratik boyutlarının titiz bir tanıtımını yaparak Müslümanların günlük hayatında merkezî önem taşıyan Fâtiha sûresinin şerhinde kullandığı içe işleyen metafizik üsluba dikkat çekiyor. Molla Sadrâ'nın Fâtiha şerhi, bir taraftan Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1210) ve İbnü'l-Arabî (ö.
Tükendi
Mânevî yaşamı bugün âdeta bir çöle dönüşmüş günümüz Türkiye'sinde, bir modern zamanlar Râbia'sı olan Cemâlnur Sargut Hanımefendi, tasavvuf irfânına olan derin vukûfiyeti, tükenmez aşkı ve bilgisiyle karşımıza çıkmaktadır. Elinizdeki kitap; tasavvufî geleneğin, Ahmed Rifâî, Kenan Rifâî, Meşkûre Sargut ve Sâmiha Ayverdi tezgâhlarından geçerek, zikir ve sohbetle kemâle ermiş bir Allah âşıkı, bir Resul sevdalısı ve dört büyük yolun sadık bir izleyicisi olan bu bilge hanımefendiyle yapılan ve saatler süren bir s
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 105 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2