Kuşatılmış bir şehir gibiyim
Dört yanım mahpus..
Yüreğim doğunun kar alacası
Tipiler bozgun..
Parmaklarımda demirden güller
Yüreğim diken diken gün sayar..
Sırtım nemli duvarlarda beklerim.
Bir şehir tadı var ağzımda neyleyim,
Ah palandöken !!!
Ellerim semada, en zemheride beklerim..
Şayet tüm sayfaların sonunda içinizde tarifsiz bir acı yaşıyor, yüreğinizin ortasında koca bir boşluk hissediyorsanız, olabildiğince yalnızsınız demektir. Ne yapın edin buna bir SON VERİN!
YETİM HAKKI
Yetimin parasıyla, Vekil sen hacca gittin mi? Kutsal mekâna girerken, Mevla'na hesap verdin mi? Yediğin haram parayı, Sen hiç rüyanda gördün mü? Yetimlerin hakkı ile. Mevla'ya divan durdun mu? Fakirlerin parasıyla, Hacı olanı gördün mü? Böyle kutsala giderken, Sen hiç hasbihâl oldun mu?
BU YALAN Bu yalan dünyanın gelir mi sonu?
Onu bitirecek bir insanoğlu.
Nerelere uğrar âdemin yolu?
Uzundur insanın dünyada kolu.
Dayısı, amcası vardır her yerde,
Onlar derman olur her türlü derde.
Onlar görünmezler vardır her yerde.
Dayı el uzatır düşünce derde.
Böyle bir olanak yoktur her yerde.
Herkesin dayısı yoktur her yerde.
Bütün dertlerine çekilir perde.
Her şey çok kolaydır düşünce derde.
Herkesin bir gün içindeki ben'i keşfetmesi için bazen bir resim, bazen bir koku, bazen bir müziğe ihtiyacı olacaktır. İçindeki ben seni alıp götürecektir. Bazen kaybettiğin annene bazen yitip giden çocukluğuna bazen de hiç beklemediğin bir yolculuğa çıkaracaktır. Sen bilsen de tünelin sonunda ölüm olduğunu, tereddütsüz adım atacaksın sonunu düşünmeden. Belki aynı zamanlarda bir anne, içindeki beni dinleyip yollara düşecek, çocuğunu ararken yolun kesişecek, birbirinizi bulacaksınız hayat buna da müsaade e
İyi bir aileden kötü, kötü bir aileden de iyi bir çocuğun çıkmasını kabullenmek başka ülkelerde nasıl bilmiyorum, ama Azerbaycan'da kesinlikle çok zor. Yıllar sonra ben bunun daha iyi farkına vardım.
Allah, Osman'ı karşıma çıkardığı için ben şanslıydım. Ama benim kadar şanslı olmayan, suçsuz olduğu hâlde alnında ?AHLAKSIZ" damgasıyla gezen, hor görülen o kadar çok insan yaşıyor ki bu hayatta. Çoğu zaman yanlış zanlarımızın, yalanlarımızın, gıybetlerimizin kaç insan hayatını mahvedeceğini, kaç yuvayı dağıta
Ağrı Dağı'nın tarihi ve doğası üzerinde 8 yıl boyunca tarihi ve doğal yapılar, tarihi yeraltı şehirleri, bitki ve hayvan çeşitleri ile ilgili yapılan araştırmalar bilgi ve fotoğraflarla belgelenerek işlenmiştir
Hep gecikmiş vakitlere yazıldı kavuşmalarımız
Hep gece yarılarında bize dair şiirler
Avucumdaki çay sıcağı duaların kaleme geç kalışı
Hep kader
Ve bazı tövbeler bazı günahlara geç
Bazı tarihlere bazı hayaller
Senin olmayışların
Hep kader işte
Biraz da nasip derler
Hepsine inanırım da
İnan ki geç kalmıştı
O papatyanın büyümeye son yaprağı...
Ukdesi içinde kalıyor İmhotep'in. Bin yıllar geçse de olmuyor işte. Zamanında yaşanmayan bir aşkın, sonradan yaşama şansı hiç yok.
Yaşamı, yaşamayı o cehenneme tercih etmek? Yaman bir sebebi olmalı insanın-mumyanın bu tercihi yaparken diye düşünüyor insan-mumya?
Nasıl da benziyor hikâyeler birbirine değil mi?
Başka bir Anaksunamun'duğumun kızı başkasına yapıyor bin yıllar sonra aynısını.
İstediğin kadar reçine sür mumyanın tenine, çeşit çeşit baharatlarla kokulandır, bezlerle sar, tuzla...
Olmuyor...
Mumya
Tanıtım Yazısı
BENDEN ÖNCE ÖLSÜN
Onun kadar sevmedi kimse
Onun kadar özlemedi
Kimseler onun kadar
Pencerede beklemedi
Bardağımdan su içer
Terimi eliyle silerdi
Bilirdim dişim ağrısa
Onun içi giderdi
Bu yüzden ki dilerim
O benden önce ölsün
İstemem yokluğumda üzülsün
BİR LEYLER DÜŞLEMEK
Bir dünya düşlemek mesela...
Kan rengine boyanmış nehirlerde...
Çocukları yüzerken, kadınların çamaşırlarını yıkadığı...
Kuş cıvıltılarının çocuk bağrışmalarıyla karıştığı...
Rüzgârda sallanan ağaçların...
Ahenkli sesiyle çınlanan bir dünya...
BEN
Ben, sevgiliye kavuşma hayaliyle
hülyalara dalan gencin
beynindeki umut ışığıyım...
Onu görme aşkıyla çarpan kalp çarpıntısı,
Mesafeleri yakınlaştıran yakınlık,
Özlemle bakan gözlere tüneldeki ışığım ben...
SEN
Sen baharın ete, kemiğe bürü
Gelsen bu dizeler gibi
Ufukların ötesinden
Çizsem bir portre gibi
Kalbimdeki baharının rengini
Aklımla zoru var gözlerimin
Her şey sen sarısı gibi
Gönlüm sen etti
Başka da gelmez ederi
Gelsen bu dizeler gibi
Ufuktaki sarılar gibi
Çizsem portre gibi
Gülüşüne uçan asırlık kelebekleri
"geldiler, babalar ve onların yarattığı dünyayla ilgili. o dünyada aykırı ve yalnız kalmak, o dünyayla uzlaşamamakla... ancak her reddediş, açık bir kapı bırakır. bir kabul payı.
geldiler, kravatlı adamlar istemiyor. herkes babasını devirip, kendisine yeni bir baba yaratsın istemiyor. kalbimiz olmasın diyor. bütün bunlar olurken kalbe sığınmak yerine, onu söküp yerine bir uzay dolusu çiçek yerleştirmeyi diliyor.
geldiler, bir dua. ali can, ?hepimiz ellerimizi yukarı değil kendimize doğru açalım" diye yazmı
Mavi peri kuşu,
Masal dünyası kahramanı,
Güzel peri kızı,
Kaçsan da gerçek dünyadan,
Gerçeğin soğuk yüzünden,
Hayattan...
Bak aynaya bu sensin!
Kendini düşün,
Yapacağını düşün toleranssız,
Yalansız!
Kimsesiz!
İrena!
DNA molekülünün okunabilir olduğunun bulunması sonrası
ABD Başkanı Clinton'un
?TANRIYA BİR ADIM DAHA YAKLASTIK"
sözü ilmin yüceliğini ortaya çıkarmaktadır
Türkiye siyasi tarihine Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşu ile başlayan eserimiz,
Yavuzlardan ve Fatihlerden yoksun Osmanlı saltanatının, vatan topraklarını nasıl da sattığını gözler önüne sererek, sahipsiz kalan Türk halkının Atatürk önderliğinde bayrağını ve dinini korumak adına yaşadığı Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nın ardından kurulan Cumhuriyet rejiminde yapılan atılımlara değiniyor.
Atatürk'ün önderliğinde kazanılan zaferlerin ardından kurulan Cumhuriyet rejiminde denemeleri yapılmış olan ç
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.