Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 149 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Gelin hey dertliler gelin bu derdimden siz de alın Dertli bilir dertli hâlin ya dertsizler bunda neyler Yûnus Emre (d.1240-1 / ö.1320-1): Büyük Hak âşık ve ârifi, İslam'ın hakikati, tasavvufun ilmihâli. Kelimeleri semavîleştirip hakikatin rengiyle boyadıktan sonra kelâmlaştıran insan, Söz ülkemizin sultanı, Türkçe'nin manâ, aşk ve ilâhî dili, Yol tecrübemiz, rehberimiz, davetçimiz, öğütçümüz Gönlünden doğan çocuklarla kurduğu aşk medresesinde binlerce aşk müderrisi yetiştiren âbide gönüllü eren, Türkmen Ko
Tükendi
"Hazret-i Türkistan?dır O... Ahmed Yesevî'yi, gerçek kimliğiyle tanımamız Türkiye ve Türkistan Türkleri?nin kardeşliğini güçlendirecek ve ortak manevî atamız Ahmed Yesevî?nin dergâhında kucaklaşmamızı sağlayacaktır. O dergâh, Orhun?dan Tuna'ya kadar uzanan bütün Türk yurtlarını içine alacak genişliktedir.? Bu kitapta Pîr-i Türkistan?ın hayatı, etkileri ve ?Hikmet? adı verilen şiirlerinden seçmeler uzun süredir Yesevî ve Yesevîlik konusunda çalışan Dr. Hayati Bice tarafından sunulmaktadır. *** Eserde yer ala
Güzel Efendim, esintilerle çoğaldım sana geldim Hiç bilmediğim mecazlarla geldim Kalbimin bütün halleriyle Bir ok gibi fırlatıldığım menzile isabet etmeye Bütün bilmediklerimle, sana doğru İçimi kazıyan şeylerden kurtulmaya geldim İnsanlığımı almaya; ömrümün dolunay gecesinde. Aldanmaktan soluksuz Sana geldim ıssız yollarından dünyanın Gözlerimde birikmiş uzun yıllarla Efendim dedim ne güzeliz böyle Ne eşsiz bir yalınlık bu Sadece sana ait o kelimeyle Seslenmek sana, çağırdığım bütün isimlerinle. Sana geldi
Melâmet, Hakerenlerce risâletten sonra en yüksek makâm kabûl edilmiştir. Varlık dairesine düşen insanın nihâî hedefi budur. Zira bu makâm mânâ yolcusunun her türlü taassuptan kurtulup Cenâb-ı Hakkın hakîkatine yükseldiği noktadır. Melâmet bir tarîkat olmaktan öte cezbe ve irfân yoluyla yaşanan bir tavırdır. Şerîatin hakîkatiyle idrâk edildiği ve marifetin zevk edildiği bu tavır kâideleri belirlenmiş bir erkân olmaktan ziyâde Meslek-i Muhammediyye kavramıyla anlatabileceğimiz bir sülûk tarzıdır. Tevhîdi gönü
Tükendi
Selîm Dîvâne, XVIII. asırda yaşayan Kırımlı bir Türk mutasavvıfıdır. Gençlik yıllarında İstanbulda medrese öğrenimi görmüş sonra Bosnaya kadı olarak tayin edilmiştir. Bu vazifesi sırasında tasavvufa meylederek kadılığı bırakan mutasavvıf, Kesriyeye gelip burada Kâdiriyyeden bir mürşide bağlanarak tasavvuf eğitimini tamamlamıştır. Daha sonra mürşidi tarafından önce Üsküpe, sonra Selânike bağlı Köprülüye gönderilerek irşâd faaliyetlerini sürdürmüştür. Kaynaklardan öğrendiğimize göre Dîvâne hayatının sonuna ka
Tükendi
Orhan Veli Kanık (d. 13 Nisan1914 ö. 17.11.1950) Türk şiirinde çığır açmış öncü şairlerimizden birisidir. Elinizdeki Belgelerle Orhan Veli adlı eserimiz şairin hayatını birinci el kaynaklardan hareketle ayrıntılı olarak ortaya koymaktadır. Eser altı bölümden oluşmaktadır. Eserin ilk bölümünde Orhan Velinin Hayatı ve Eserleri ele alınmıştır. İkinci bölüm şairin ilk memuriyet hayatına dair belge ve bilgilerin yer aldığı Posta Memur Namzedi Orhan Veli başlığını taşımaktadır. Şairin askerlik dosyasındaki belgel
Tükendi
"Tezkiretü'l-Müteahhirîn/Velîler ve Deliler", 1723 senesinde büyük bestekâr ve mutasavvıf Enderûnî Burnaz (Enfî) Hasan Ağa tarafından kaleme alınmıştır. Bu eser umumiyetle XVI-XVIII. asırlarda İstanbul'da, kısmen de Bursa, Edirne ve sair Balkan şehirlerinde yaşayan bazı erenler ve Hak meczûplarıyla ilgilidir. Kitabın müellifi Enfî/Burnaz Hasan Ağa (Hasan Hulûs Çelebî)'dır. Aslen Moralı bir ailenin çocuğu olarak -tahminen- 1660 yılından sonraki bir tarihte İstanbul'da Tophâne'de dünyaya gelmiştir. Enderûn'da
Halvetî Şabânî dervişlerinden İbrahim Hâs (ö. 1762) âlim, âşık ve ârif mutasavvıflarımızdan birisidir. Hasan Ünsî Halvetî (ö. 1723/İstanbul) tarafından yetiştirilmiştir. Mahfî yaşadığı için adı pek fazla duyulmayan bu zatın iki ciltlik Dîvân-ı İlâhiyâtından başka ona yakın eseri bulunmaktadır. Elinizdeki eseri Yûnus Emre'nin meşhur "Çıktım erik dalına anda yedim üzümü" şeklinde başlayan sembolik şiirinin şerhini içermektedir. İbrahim Hâs'ın kaleme aldığı bu şerhin aynı manzumenin diğer şerhleri arasında ayr
Tükendi
Balkanlar, Osmanlının maddi-manevi geride pek çok iz bıraktığı önemli bir bölgedir. Balkanları bu kadar önemli yapan, Anadolunun bağrından çıkarak o topraklara yerleşmiş vefakâr ve güzel insanların, İslamiyeti yaymak, onun güzelliklerini anlatmak ve en önemlisi İslami yaşamı kendi yaşayış tarzlarıyla göstermek için yerleştikleri, hem madden hem manen bereketli topraklar olmasıdır. Bugün o toprakları ziyaret ettiğimizde halen dört gözle Türk-İslam anlayışının varlığını bekleyen ve bu anlayışı üzerinde hissed
Tükendi
Hüseyin Vassâf Bey, yazmış olduğu eserleriyle Türk-İslâm kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuş tasavvuf tarihçilerimizdendir. Daha ziyade, "Sefine-i Evliyâ" adlı sûfiler tezkiresiyle tanınan müellifin, önemine binaen bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış eserlerinden birisi de, Süleyman Çelebi Hazretlerinin yaklaşık 600 yıldan beri okuna gelen Vesîletü'n-Necât adlı meşhur Mevlid-i Şerîf'inin şerhidir. Gülzâr-ı Aşk, Süleyman Çelebi'nin Mevlid'i hakkında yazılmış bilinen en geniş ve en önemli şerhtiir. Hüseyin V
Erenler, "pîrânın adâbına uymak yolun yarısıdır" demişlerdir. Usûlsuz vüsûl olmaz. Hakk'a vuslat için usûle uymak gerekir. Bu konuda ehlullahın tavsiyeleri derlenip miyâr denilen eserler kaleme alınmıştır. Elinizdeki miyâr da bu tür eserlerdendir. "Halvetî Şabânî Yolunun Adâbı" başlığıyla neşre hazırladığımız bu eserde Halvetî Şabânî azizlerinden olan Karabaş-ı Velî tarafından şerhedilen Miyâr-ı Tarîkat, yine Halvetî azizlerinden olan Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî Hazretlerinin (ö. 1505) Hurde-i Tarîkat'ı v
Tükendi
Divanı'nı yayımladığımız Şeyh Mustafa Rûmî Efendi, Halvetî/Şabânî şeyhlerinden Geredeli Aziz lakabıyla tasavvuf tarihine geçmiş olan Şeyh Halîl Efendi'nin küçük oğludur. Geredeli Aziz ailesi, aile kökeninin Gerede ilçesi olması itibariyle Geredeliler olarak bilinirler. Şeyh Mustafa Rûmî'nin babası Şeyh Halîl Efendi, Halvetîlik'in Cemaliyye ana kolundan şubelenmiş Şabâniyye kolunun Nasuhiyye ve Çerkeşiyye silsilesinden yetişerek, adıyla anılan Halîliyye kolunu kurmuştur. Hakkındaki yazılı bilgilerin az olma
Tükendi
Erenler, "aşk söyletir, dert ağlatır." demişler. Tevhîdin nûruyla gönlü coşan ve aşkını ifşâ eden Hak âşıklarından birisi de XVII. ve XVIII. Asırlarda İstanbul'da yaşayan Şabânî Halvetîlerinden Senâyî Hasan Efendi'dir. Senâyî, büyük bestekar Enfi Hasan Efendi'nin oğlu, Üsküdarlı Şeyh Nasûhî ve oğlu Alaaddin Efendi'nin yetiştirdiği bir aşk ve irfân ehlidir. Medrese eğitiminden geçtiği anlaşılan ve bir müddet Filibe Kadılığı da yapan Senâyî, şeyhi Nasûhî Efendi hakkında bir menakıpnâme, Celvetiyye'nin ve men
Tükendi
Şabân-ı Velî Hazretleri her şeyden önce son pîr (=pîr-i hâtem)dir. Bunun anlamı şudur: O, tarih boyunca yaşayan bütün kâmil mürşidlerin ve pîrlerin irfânının vârisi ve hatemi; ledün ilminin ve manevî tasarrufun zirvesidir. Hz. Peygamber nasıl ki bütün peygamberlerin ilmini kendinde toplayan ve iki âlemde tasarrufa ulaşan sakaleyn bir resûl ise, Şabân-ı Velî Hazretleri de tarîkat kurucusu pîrler içinde sakaleyn bir pîrdir. Onun bu yönünü bir cümle ile özetlemek gerekirse şöyle denebilir: Hazret-i Pîr ilm-i l
Tükendi
Emir Hüseyin Enisi tarafından kaleme alınan Menakıb-ı Akşemseddin, Fatih Sultan Mehmed'in hocası, Ankaralı Hacı Bayram-ı Veli'nin öğrencisi ve Osmanlı Devleti'nin manevi mimarlarından gönül adamı Akşemseddin'in menkıbelerinin toplandığı ve onun tasavvufı görüşlerinin de anlatıldığı önemli bir eserdir. Bilgin, mutasavvıf, şair, dil, kültür, edebiyat ve tıp tarihimizin önemli kişilerinden birisi olan Akşemseddin'in, farklı nüshaları da dikkate alınarak ortaya koyulan çeviri yazı ve günümüz Türkçesine çeviri
Tükendi
İnsanlar, Allahın bir ailesidir ve Allahın en sevgili kulu da Allah, ailesini en çok sevendir. Bu naçiz eserimizle bütün dileğimiz Allahın en büyük mucizesi olan insanlardan bazılarının hayatlarında Tanrılarını tanıma ve ona ibadetlerinde bazı kusurlarda bulunsalar dahi Kuranın hemen her sahifesinde Ben affediciyim ve merhamet sahibiyim. Sözlerini daima düşünerek hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemelerini, yine bir kısım insanların da Tanrısının hoşuna gitmeyen hallerde bulunarak bazı kusurlar işlediklerini
Tükendi
Yunus Emre Türk yazılı ve konuşma dilini birleştirerek onun ifade gücünü göstermiştir. Türk dilinin estetik ölçülerinin belirlenmesinde önemli rol oynayan Yunus Emrenin dil ve üslubunun incelenmesi zaruridir. Bu amaçla Yunusun sanat dilini üç bölüm olarak incelemeye çalıştık. İlk önce onun dili kullanmadaki ustalığını lengüistikpoetik adı altında araştırmanın gerekli olduğu düşüncesindeyiz. Bu konuda Türk destan dili, özellikle Kitab-ı Dede Korkut hakkındaki araştırmaları başlıca kaynak olarak kullandık. Bu
Tükendi
Ahmed Matlai Halveti DİVANÇE-I İLAHİYAT . Niyazi-i Mısri bir beytinde şöyle der: Biz beş er idik çıkdık bir demde yola girdik Kırk yılda pire erdik bu sohbete erince Bu beş erden birisi de elinizdeki ilahilerin şairi Matlâîdir. Halveti erenlerinden olan Şeyhi, Elmalılı Ümmi Sinan tarafından yetiştirilmiş olup Niyazi-i Mısrinin yol arkadaşlarındandır. Mutasavvıf şair, muhtemelen Uşaklı Ahmed Matlaî, Elmalılı Ümmi Sinan (v. 1637) tarafından yetiştirilmiştir ve Niyazi-i Mısrinin yol arkadaşlarındandır. Matl
Tükendi
Mesnevî üzerinde çalışmaya, Bursevinin Mesnevî şerhini doktora tez konusu olarak belirledikten sonra başladım. Tezi tamamladıktan sonra da Mesnevîye olan ilgim devam etti ve birçok makale ve bildiri metni kaleme aldım. Yaklaşık sekiz yıllık bir zaman diliminde, farklı dergilerde ve farklı dillerde olan bu yayınları bir araya getirmeyi arzu ediyordum. Şükürler olsun, bu arzuma bu eserle nail oluyorum. Bizim sahada hocalarımızın farklı dergilerde ve farklı zamanlarda yayınlanan makalelerini bir araya getirme
Tükendi
Şeyh Musluhiddin Mustafa Halveti DİVAN-I İLAHİYAT . Büyük gönül ve aşk adamı Niyazi-i Mısri bir beytinde şöyle der: Biz beş er idik çıkdık bir demde yola girdik Kırk yılda pire erdik bu sohbete erince Bu beş erden birisi de elinizdeki ilahilerin şairi Uşaklı Şeyhi ( Mustafa Muslihiddin)dir. Halveti erenlerinden olan Şeyhi, Elmalılı Ümmi Sinan tarafından yetiştirilmiş olup Niyazi-i Mısrinin yol arkadaşlarındandır. Mutasavvıf şair, muhtemelen Uşaklı Şeyh Mehmed Efendi (H. 1073/1663)
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 149 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7