Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 149 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Bu kitap, Allah'a hakkıyla kulluk edebilmenin yol ve çarelerini gösteren en özlü tasavvuf eserlerinden biridir. Batı dilleri dâhil pek çok dile çevrilen bu değerli eser, kalbi Allah'a bağlamak ve O'nun rızasını kazanmak için neler yapılması gerektiğini ikna edici bir dille anlatır. İnsanoğlunu kendi nefsinin nasıl aldatıp kandırdığını ve onun bu aldatışlarından kurtulmak için ne yapmak gerektiğini misallerle öğretir. İbn Ataullah el-İskenderî tasavvufa sonradan girdiği için, tasavvufa yabancı insanlara nas
Bu eseri okuyup da anlatılanların içinde kendisinden mutlaka bir şeyler bulmayan tek kişi gösterilemez. Çünkü sevgi ve dostluk bütün insanların ortak duygusudur. İlk insandan son insana kadar, dünyada aşkı az ya da çok tatmayan, o yüzden acılar içinde kıvranmayan birinin çıkmış olması mümkün değildir. Aşık ile sevgili arasında yaşanan acı tatlı bütün olup bitenler hakkında bilgi veren satırları okurken zaman zaman kendinizden bahsedildiğini hissedeceksiniz. Öte yandan dostlar, ahbaplar ve arkadaşlardan sö
İnsân, yaratılan ile Yaratan arasında bir kavşak noktasıdır. Bu yüzden olacak ki insâna "Ulûhiyyet ile ubûdiyyetin birleştiği varlık"da denilmiştir. Allâh ile insân arasında bir ezelî anlaşma, bir zaman ötesi ahitleşme vardır. İnsân, mutluluğu ve ölümsüzlüğü Allâh'a varmakla elde edecektir. İnsânın, bütünden kopup noksanlıklar dünyasına inişi, bir çıkışı da zorunlu kılar. İnsânın Allâh'a olan hayat yolculuğunun adına seyr, sefer, hicret, gurbet veya sülûk derler. Bu yüzden insânın, aslına dönüş yolunda çıka
Şayet benim kulağa tatlı gelen fısıltılarımı işitemiyorsan, o hâlde hayat öğretsin sana öğrenmen gerekenleri Amerika'da doğan, orada İslam'la tanışan, çeşitli Amerikan ve Avrupa üniversitelerinde psikolojik danışmanlık dersleri veren ve şu anda misafir öğretim üyesi olarak Türkiyede bulunan Muhyiddin Şekûrun yıllardır beklenen kitabı; Gölgeler Koridoru. Şekurun tasavvufla tanışma serüvenini anlattığı ilk kitabı Su Üstüne Yazı Yazmak bugüne kadar yüzbinlerce kişiye ulaştı. Okuyan herkesi derinden etkiledi.
MEDENİYETİMİZİN EN ÖNEMLİ YAPI TAŞI TARÎKATLAR, KEŞKÜL'ÜN 48 SAYISINDA "Tarîkat yolu, nefse muhalefet etme yoludur" Bu kadar çok malûmatın fütursuzca yayıldığı bir zamanda, bunca haberleşme imkânlarına rağmen birbirini anlamak problemini yaşayan ve yalnızlaşan insanın çıkış yoludur tasavvuf ve mektepleri olan tarîkatlar. Medeniyetimizin en önemli yapı taşı olan bu müesseseyi kültürel bir etkinlik diye yaftalamak, insafsızca tenkid etmek, sahtesi var diye kesip atmak, kendi medeniyetinden bîhaber olmaktır v
Tükendi
"(Dünyanın) lezzet ve şehvetinden çıkan kerih kokuyu duyar duymaz tıkayıver burnunu. Kurtar kendini ondan ve onun âfatından. Sana taksim olunan elbet ki ulaşacak sana. Bir de bakmışsın ki sen bambaşka bir sen olmuşsun." İnsan, türlü olumsuzluklarla karşı karşıya kaldığında çoğu zaman ne yapacağını bilemez, bununla birlikte, durup bir düşünme payı da bırakmaz kendine. Hemen fiiliyata geçme isteği, insanda zuhur eden temel davranışlardan biri olur. Oysa yaratılmışların en makbulü olarak dünyaya gelen insan
"Biz birleştirmeye geldik, ayırmaya değil," düsturuyla yola çıkarak kökü gelenekte, dayanağı sebepler âleminde olan güncele dair disiplinlerarası değerlendirmelerini Şafak Yazıları ile sunan Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, bu kez, yine Yeni Şafakgazetesinde, zâhiren daha kısa bir zaman dilimi içinde fakat bâtınen belki de en yoğun dönemlerden birinde kaleme almış olduğu yazılarını Şafak Yazıları II ile okuruyla buluşturuyor. Görünüşte şekle ve surete dayalı işleyen fakat işin özünde dayanaksız tartışmalardan m
Hz. Mevlânâ, yaşadığı dönemde "Bizden sonra Mesnevî şeyhlik edecek ve arayanlara doğru yolu gösterecek; onları yönetecek ve onlara önderlik edecektir," der. Bu sözden alınan ilham ile, Mesnevî'nin tarih boyunca birçok tercümesi ve şerhi yapılmıştır. Süleyman Mehmed Nahîfî (v. 1738) inananların el kitabı olan bu eserin, aynı aruz vezninde manzum olarak tamamını tercüme eden ilk kişidir. Bu çalışma da, onun bu tercümesinin Âmil Çelebioğlu tarafından yapılan sadeleştirilmiş metnini ihtiva etmektedir. "Bin yıl
Tükendi
"İnsanların taş üzerine yazdıkları yüzyıllık yazılar, Allah için su üstüne yazılmış yazı gibidir." Amerika'da doğan, orada İslam'la tanışan ve halen orada yaşayan, çeşitli Amerikan ve Avrupa üniversitelerinde psikolojik danışmanlık dalında akademisyenlik yapan Muhyiddin Şekûr Su Üstüne Yazı Yazmakta tasavvufa giriş öyküsünü anlatıyor. Şekûr, bu serüveni tasavvufla karşılamasından başlatıp şeyhinin rehberliğinde eriştiği dervişliğe ve ötesine kadar götürüyor. Şeyhinden aldığı derslerle hayatın her anına da
H. Nur Artıran, Aşk Bir Davaya Benzerde Mesnevîden yola çıkarak Peygamber Efendimiz (sav), Şems-i Tebrizî, zikir, şükür, sabır, ibadetlerimizdeki asıl gaye, gözyaşlarımız acı ve ıstıraplarımızda gizlenen neşeli müjde, az yemenin-az konuşmanın-az uyumanın hikmeti, Efendimize sevdirilen koku, geçmiş ve geleceğimiz, ölüm ve ötesi gibi tüm hayatımızı şekillendiren çok önemli bahisleri kaleme alıyor. Mesnevînin ışığında yapılan yorumlar; ayet ve hadislerle teyit edilerek Kuran ile Mesnevî arasındaki bağ açık bir
"Tasavvuf, salih amel ve iyi ahlaktır. Sufi, hiç olandır." Tasavvuf çalışmalarında dünya çapındaki en yetkin isimlerden biri olan Profesör Annemarie Schimmel, Tasavvuf Notları'nda tasavvuf terminolojisi, seyr ü sülûk ve nefis mertebeleri gibi temel konulara kısa bir giriş yapmak isteyenler için tasavvufun gerçekte ne olduğunu ve olmadığını evliya menkıbeleriyle net bir biçimde anlatan bir giriş kitabı sunuyor. Türkçede ilk kez yayımlanan Tasavvuf Notları, tasavvufî hakikatlerin özünü, bu geleneğin İslam t
Zaman bilincinin zirvesi ibnül-vakt olmak; mekân bilincinin zirvesi ise medenî olmaktır. İbnül-vakt, her an yeniden doğandır, akıp giden vakte karşı dâima yeni ve yenileyen sözler söyleyendir. Medenî olmak, insana zimmetlenen yeryüzünü bozmadan, kirletmeden îmâr etme çabasıdır. Ö. Tuğrul İnançer, zaman ve mekân bilincini sözünde ve özünde taşıyan tek kişilik medeniyet olan er kişiler zümresindendir. Ağzından çıkan her kelime, onun Türk Mûsikîsinin haddesinden de geçen dudaklarından her an tâze ve can tâzele
Tükendi
Aristokrat ve Katolik bir aile içinde yetişti. Seçkin tabakaya mensup çocukların okuduğu okullarda eğitim gördü. Profesör oldu. Sorbonne ve Ezher başta olmak üzere birçok ülkenin pek çok üniversitesinde dersler, konferanslar verdi. Fransa'nın dünya çapında en saygın bilim ve araştırma kurumu, İlmî Araştırmalar Millî Merkezi'nde (CNRS), yönetici ve uzman olarak çalıştı. Yüzyılımızın en ünlü bilim ve fikir adamlarıyla beraber oldu, onları yakından tanıdı ve kendileriyle ortak çalışmalar yaptı. Bir gün İk
Elinizdeki kitap; Yenâbîu'l-mevedde, mezheben Hanefȋ, meşreben Nakşî-Melâmî Seyyid Süleyman Belhî tarafından kaleme alınmıştır. "De ki: Ben buna mukabil sizden akrabama meveddet beslemek dışında bir karşılık istemiyorum" âyeti gereğince, Efendimiz'in Ehl-i Beyti'ne muhabbet; Ümmet-i Muhammed'in gönüllerinde ma'kes bulmuş ve bulmaya da devam etmektedir. Hz. Peygamber'in taht-ı terbiyesinde yetişen ve iltifatına mazhar olan Hamse-i Âl-i Abâ ve onların neslinden gelen imâmlar, mü'minler için sadece gönül aydı
"SOHBET KALIPLARIN DEĞİL KALPLERİN BULUŞMASIDIR" KEŞKÜL'ÜN 44. SAYISINDA 'SOHBET' VAR "Allah erlerinin sözleri, tesiri çok kuvvetli bir iksirdir. Bunun sırrı, sözlerinin güzelliği veya konuşma kabiliyetlerinin yüksek oluşunda değil, sözün mahrecinin kalp oluşunda gizlidir. Atâullahİskenderî Hazretleri der ki: 'Her söz bulunduğu kalbin elbisesini giyerek ağızdan çıkar.' İşte bu sebeple 'sohbet' el-Kelâm sıfatında ifnâ olan zâtın yaptığı konuşmaya denir. Onun ağzından konuşan Allah (c.c.)'tır. Zaten sohbe
Tükendi
Ben Dervişim Diyene, usûlü, erkânı, âdâbı dervişlere tâlim etmek için cemal vasfıyla yazılmış iki risâlenin şerhini istifademize sunuyor. Mürşid-i Dervîşân ve Terbiyenâme isimlerini taşıyan bu risâlelerin sâhipleri 18. asırda Osmanlı payitahtında mürîdlerini irşad ve terbiye eden iki mübarek zât: Hz. Pîr Muhammed Nûreddîn Cerrâhî(ks) ve Şeyh Mehmed Sâdık Erzincanî Nakşbendî(ks). Kim bilir nice dervişler, pîrlerinin, mürşidlerinin tavsiyelerini bu eserlerden okudular, er meydanında da tatbik ettiler... Ki
Çok ünlü bir dansçıdır Brodbeck... Hayatı New York'ta, kapısında "Varlık Hiçlikte Başlar" yazılı mescidden içeri girince değişecektir. Dönüşümünü, "aşk"a gelerek İslamiyet'i seçişini, o aşkla ailesini, arkadaşlarını, öğrencilerini, en yakın dostlarını, şeyhini, oğlunu, zaman zaman ziyaretine gittiği Bab-ı Şefkat sakinlerinden sokakta karşılaştığı dilencilere kadar toplumun her tabakasından insanla "aşk" ortak paydasında buluşmalarını, bu buluşmaların onun Allah'a ve yaratılmış olan her şeye karşı olan aşkın
Tükendi
"Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim." "Din, güzel ahlaktır." Hz. Muhammed (sav) Ahlak, insanın temel niteliğidir. Kişilere ve toplumlara değer kazandıran; onları güvenilir, itibarlı ve şerefli kılan güzel ahlaktır. Onun için de güzel ahlak, başlı başına önemli bir değerdir, hatta ibadet kabul edilir. Her toplumun ve kavmin kendine göre bir ahlakı vardır o halde ahlak değişken midir? Tasavvuf kültürü ve tarihi alanında önemli bir araştırmacı olan Prof. Dr. Süleyman Uludağ, İslam'da
Tükendi
"Aşk, tasavvufun özüdür ve aşkın mekânı kalptir." Tasavvufun ele aldığı en önemli kavramlardan olan kalp, nefs ve ruh; günümüz psikoloji ekollerinin en önemlilerinden olan benötesi psikolojinin kurucusu Prof. Dr. Robert Frager'ın kaleminden meraklısıyla buluşuyor. Kalbin arındırılmasını, nefsin terbiye edilmesini ve ruhun tekâmülünü esas alarak bu üç kavramı çeşitli evliya menkıbeleri, hikâyeler, anekdotlar ve ilahiler eşliğinde, birer gelişim haritası sunarak aktaran bu eser, bölüm sonlarında okuruna sun
Allah, er-Rahmân, er-Rahîm, el-Melik, el-Kuddûs... Allahın isimleri... Bunlar, Allahın bizzat kendisinin insanlara öğrettiği isimleridir. Sufiler, bu isimleri öğrenmenin Allahı tanımanın mukaddimesi olabileceğini söyler ama şunu da eklerler: Asıl olan ismi olduğu kadar isimlenen Zâtı tanımaktır. Bu kitabın yazarı, onlarca yıldır tasavvufi terbiyeyle meşgul olan Tosun Bayrak, tam da bu noktaya dikkat çekiyor: İnsanlar isimleri biliyor ama isimlerin işaret ettiği Müsemmayı bilmiyorlar. Onu dinledikçe, sadec
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 149 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4