Bu toprağın manevi mimarlarından Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, ilim ile irfanı, akıl ile kalbi, zahir ile bâtını kendisinde birleştirmiş bir ulu kişidir. İki kanatlıdır; bu yüzden uçar, uruc eder, başka yerlerden haberler getirir. Maneviyat âleminde bir yıldızdır, şiirleri okuruna ruh üfler, Marifetnamesi şaşırtıcı bir evrendir. Aşk ile An Seyretmekte, Türk hikâyesinin önemli isimlerinden Melek Paşalı soruyor, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, büyük dedesi Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerini anlatıyor. Kita

1645 senesinde Kastamonu'da doğup İstanbul'da tahsil gören ve yine burada Halvetî/Şa'bânî azizlerinden Karabaş-ı Velî'nin rehberliğinde tasavvuf tahsil ederek Aydınoğlu Dergâhında postnişîn olan Hasan Ünsî, vefat ettiği 1723 senesine kadar bu tekkede yaşamış ve irşâd ile uğraşmıştır. Sohbetleri talebesi İbrahim Hâs tarafından Kelâm-ı Azîz ismiyle derlenmiştir. "Kelâm-ı Azîz", bir sûfînin manâ yolunda nasıl davranması ve düşünmesi gerektiği hususunda ince noktalara temas etmekte, tasavvuf tarihinde sıkça ra

"Vakıamda bir meleğin beyaz bir nurla beraber bana geldiğini gördüm. Bu sanki güneş ışığından bir parçaydı. Bu nedir? diye sordum. Bana şöyle cevap verildi: Bu Eş-Şuara suresidir. Onu yuttum ve o zaman sanki bir tüy göğsümden boğazıma, boğazımdan da ağzıma çıkıyormuş gibi hissettim. Bu, başı, dili, gözleri ve dudakları olan bir hayvandı. Başı Meşrık ve Mağrib ufuklarını kaplayıncaya kadar genişledi, sonra yeniden küçüldü ve göğsüme geri döndü. O zaman bildim ki sözüm Meşrıka da Mağribe de ulaşacak. Bu rüy

Sadece Türk şiirinin, Fars edebiyatının, Tasavvuf ve İslam geleneğinin değil dünya sanat tarihinin de önemli köşetaşlarındandır Hz. Mevlânânın rubaileri. Tebrizli Şemse, Çelebi Hüsameddine, Kuyumcu Selahaddine, Peygamberine, Mevlasına aşkının ve vuslat özleminin dile getirilişidir. Belki hepsi aynı inançtan, duygudan doğmuştur fakat her bir şiiri apayrı, orijinal söyleyişin örneğidir. Halka halkın diliyle hitap etmiş bununla beraber hiçbir şairin erişemeyeceği denli ince görüşü, içli duyuşu ve samimi söyley

İnsanlık Tarihinin En Önemli Hayat Hikâyesi Aşk ile Anlatılıyor Hz. Muhammed ve İslamiyet (İslam Tarihi) adlı kitabıyla Dünya Siret Ödülü sahibi olan merhum Profesör M. Âsım Köksaldan bir klasik Aşkın Diliyle Hz. Muhammedin Hayatı: PEYGAMBERİMİZ Mehmet Akif Ersoy hasta yatağındayken Kalkabilirsem, Resûlullahın hayatını nazmedeceğim. diye ahd eder fakat vefatı bu büyük şiirin yazılmasına izin vermez. Âsım Köksal bu olaydan çok etkilenir ve millî şairin bu arzusunu kendisine vasiyet edinir. Hayatını Hz. Pey

Kosova Tekkeleri; Kosovada Kadirîlik, Nakşibendîlik, Halvetîlik, Rifaîlik gibi önemli tasavvuf geleneklerini tekkeler, türbeler ve kitâbeli mezar taşları üzerinden işliyor. Bu mimari yapılarla alakalı bol miktarda güncel fotoğraf da var, kitapta. Türkiyedeki yabancı mezarlıklara bile o ülkeler tarafından ne kadar titizlikle bakıldığını, korunduğunu düşünürsek, bizim Kosovadaki tasavvuf geleneğine de aynı ilgiyi duymamız gerekiyor. Kosova Tekkeleri Türkiye'de tasavvuf alanında saygınlığı olan Tuğrul İnançer'

"Doksan küsur yıllık bir mazi ve bu maziye sığdırılmış, aşkla, heyecanla geçmiş bir ömür... Şefik Can Dede'nin, babasından tevarüs eden Mevlânâ sevgisi ile başlamış eğitim-öğretim hayatı ve geçen yıllar yoluna daima Mevlânâ ve Mevlânâ'ya ömür ve gönül vermiş kimseleri çıkarmış. İstanbul başta olmak üzere bu toprakların yetiştirdiği ilim-irfan sahibi kim varsa gitmiş, görmüş, ziyaret etmiş. Şefik Dede'nin sohbetleri, bu ülkenin irfan meclislerinin yeniden canlandırıldığı bir yer idi..." Sezai Küçük Mevlânâ

Günlük meselelere duyulan yoğun ilgi, çözüm peşinde koşmaya yöneltir insanı; olgular merkeze alınır, çözüm yakına çağırılır. Bu durumu tek başına ele alarak entelektüel doyumun karşısına oturtmak ve yetersizliğe işaret etmek doğru olmaz. Çünkü olguların dinamizmi ve hızıyla gündemde, yoğun eylemlerin merkezde olduğu hallerde salt kavramları odağa alarak düşünmek, mesele durumundaki meseleden kaçmanın bir yolu olarak kalma tehlikesini barındırır. Olgunun sizi kendine çekmesi doğaldır, çekimin girdapla sonu

Salınımlar, kaygılarla baş etmenin bir yolunu, onları tanımlamada gören bir zekânın ürünü. Tanımlama açlığı, zihnin itici gücü oluyor burada. İnsanın toplumsal konumu ile birlikte odağa alındığı bu denemeler, çağdaş yöntemlerle tasavvuf kültüründen gelen bilgi uçları ve açıklamalarla yoğrulmuş bir tefekkür damarından yansıyor. Ebubekir Eroğlu, şiirimizin son dönemdeki etkin adlarından biri. Düşünce yazıları entelektüel çileyi yüklenmiş bir algıyı yansıtmasıyla da önemli. Bu kitabı oluşturan denemeler, bizl