Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Metafizik İbn Sîna'nın bilim ve felsefe siteminin bir anlamda kubbesini ören temel eserlerinden birisidir. Asırlar boyunca bilim ve felsefenin kurucu metinlerinden olarak etkinliğini muhafaza etmiş olan bu eser on makaleden oluşmaktadır. Filozof İlk beş makalede öncelikli olarak metafiziğin ilimler sınıflamasındaki yerini, konusunu, ilkelerini ve meselelerini ele almakta ve mutlak varlığa taalluku bakımından cevher-araz, kuvve-fiil ayrımlarına dayalıeklentilerin açıklamasını yapmaktadır. Daha sonra tümell
İnsan hürriyeti meselesi; inanan inanmayan bütün insanların temel problemi olarak var olagelmiştir. Bu nedenle de her din ve düşünce temsilcisi problem üzerinde ikmal-i fikir etmiş ve bu hususta önemli ölçüde materyal oluşturan metinler meydana gelmiştir. Meselenin Tanrı-insan boyutunun soyut olması ve her insanın meseleye kendi zaviyesinden bakmasından dolayı da hiçbir zaman genelin kabul ettiği bir hürriyet tanımı ve formatı ortaya çıkmamıştır. Bu nedenle "hürriyet, tanımında da hürdür" denilmiştir. İslam
Nefs, tasavvuf düşüncesinin odaklandığı en mühim kavramlardan biridir. Geniş bir anlam havzasına sahip olan kavram, sûfî zihninde, "kötülük" sıfatıyla mecrasını bulmuş ve ıstılâhî bir anlam kazanmıştır. Sûfîlerin şiar edindikleri, "Nefsini bilen Rabbini bilir." rivayeti de bu minvalde bir ilkeyi işaret etmektedir: İnsan ancak nefs bilgisiyle Rabbinin bilgisine ulaşabilir. Nefsi bilmek, kötülük kavramını bilmekle yakından ilgilidir ki kişinin kendini yani kendindeki kötülük potansiyelini bilmesi, ona mücadel
Elinizdeki eser, Seyyid Muhammed Murad Buhari'nin halifesi Hüseyin Ladiki'nin, Bursa'da ikameti esnasında şeyhinin sohbet meclisinde tutmuş olduğu notları ve Sohbetnâme metninin devamı niteliğinde olan Hüseyin Ladikî'nin kendisine ait bazı yazıları ihtiva etmektedir. Eserde, tasavvufun değişik konularına dair fenafillah, bekabillah, tecellî, tecelli-i zat, tecelli-i sıfat, tecelli-i ef'al, şatahat, ehl-i şatahât, ilm-i zahir, ilm-i bâtın, enaniyet, enteviyet, kemal, mürit, mürşid-i kamil, muhabbet, mücahede
İslam mantık tarihinin altın çağı sayılan 13. yüzyılla birlikte eğitim merkezli, özlü mantık metinleri ortaya çıkmış ve bu ana metinler etrafında şerh ve haşiyelerle devasa bir mantık geleneği oluşmuştur. Ders kitabı niteliğinde büyük bir yaygınlık ve hüsnü kabul gören bu eserlerin en başında hiç kuşkusuz Esîrüddin Ebherî 'nin İsagûcî ismiyle ve Necmüddin Katibî'nin Şemsiyye ismiyle tanınan mantık risâleleri gelmektedir. Mantığa giriş ve orta seviyede okutulan bu eserler üzerine pek çok şerh ve haşiye çalış
Tasavvufun gelişim seyrinde özgün ve önemli bir konuma sahip olan İbn Arabî, ortaya koyduğu bakış açısı ve fikirleriyle kendisinden sonraki dönemin tasavvufî düşünce örgüsünde baskın izler bırakmıştır. Gerçekte, sözü edilen etkiyi farklı ilim dallarında da takip edebilmek mümkündür. Elinizdeki kitap bir taraftan İbn Arabî'nin tefsir anlayışının fikrî arka planını ve bu anlayışa tesir eden ilkeleri tespit etmeyi konu edinirken diğer taraftan da doğrudan onun Kur'ân yorumlarını ele almaktadır. Böylece iş
İlâhî Sıfatlara Dair Teviller İslam kelâm ve hadis ilminin en önemli konularından biri müteşâbih ayet ve hadislerin tenzih ilkesine uygun bir şekilde yorumlanmasıdır. Zira hadis ve ayetlerde yer alan muğlak ifadelerin anlaşılması dikkat isteyen bir konudur. Tarihi arka plana bakıldığı zaman bu tür rivâyetleri iptal eden ya da teşbih ve tecsime meyilli şekilde yorumlayan akımlar görülmektedir. Elinizdeki eser müteşâbih ayet ve hadisleri tenzih ilkesine uygun şekilde yorumlamaktadır. İlk bölümünde, Allah'ın s
Birlikte yaşamak zorunda olduğunu anlayan insan, bu birlikteliğin hukukunu inşa etmek durumunda kalıyor. Medeni toplumlarda hayatın görünümleri farklılaştıkça hukukun alanı da genişliyor. Burada insanların birlikte yaşamasını mümkün kılan hukuk, başka çıkarlarını da koruyacak şekilde özelleşebiliyor. Bir taraftan birey için en faydalı ortamı temin eden, diğer taraftan, bireylerin meydana getirdiği topluluğun çıkarını düşünen ve onun ilerlemesini gözeten hukuk. İşte burada, bireyin bireysel hakları da, topl
"Benlik duygumuzu ve varlık algımızı meydana getiren şey beyin ise, bu beynin idaresi kendi içinde ve kendininse, tabiatı anlamak için tabiatı anlamaya çalışan şey olarak beynim hakkında bu neticeye varmış isem, şu hâlde bir dilemma ile karşı karşıyayım demektir. Tabiatı anlamak için beyne baktım ve orada tabiattaki diğer bütün organizmalar gibi işleyen bir yapı buldum. Şimdi ben beynimi tabiattan ayırt edemem hatta onun işleyişini ve nasıl olup da bu işleyişin neticesinde bir ‘Ben'lik meydana getirdiğini a
Gerçeğin Tokadı, yaşadığınız buhranların ardından tekrar iyileşmeniz için kabul ve kararlılık terapisini temel alan dört aşamalı bir yol sunmaktadır. Kitabın sayfalarında ilerledikçe şunları öğreneceksiniz: Acınızın içinde huzur bulmayı. Kaosun ortasında tekrar sükuneti keşfetmeyi Sıkıntılı duyguları bilgeliğe ve şefkate dönüştürmeyi. İstediğinizi elde edemediğiniz durumlarda bile tatmin bulmayı. Yaralarınızı iyileştirip hiç olmadığınız kadar güçlü olmayı. Sadece aklınıza koyarak hayatta istediğiniz h
Aristoteles'in metafiziği uzun asırlar boyunca felsefi düşünce geleneği içinde etkili olmuş ve değişik kültür ortamlarında paradigma kurucu bir unsur olarak yaşaya gelmiştir. Modern dönemlerde de felsefi araştırmaların temel konularından biri olmuş olan Aristoteles'in metafiziği çok değişik bağlamlarda mercek altına alınmış ve üzerinde binlerle ifade edilebilecek ciddi çalışmalar ortaya konulmuştur. Büyük İslam Filozofu İbn Rüşd, kendi telifi olan eserlerinin yanında Aristoteles külliyatına yazmış olduğu şe
Tükendi
Şifâ projesinin mantık bölümünden yedinci kitap ´Sofistik Deliller´ kitabı çıktı! Orjinal adı ´Safsata´ olan kitap, Aristo´nun Sophistici Elenchi´ye denk düşmekte ve ´Sofist´lerin ileri sürmüş oldukları delilleri ve o­nların delillendirme tarzlarını incelemektedir. İbn Sinâ bu delillerin kuruluşunu, lafızda ve anlamda bulunan yanılgı ve yanıltmaları irdelemekte, yer yer Aristoteles´in Sofistika kitabına atıflar yaparak eksik ve yanlış anlaşılan konulara açıklık getirmektedir! Sofistik Deliller, es-Safsat
Ibn Arabî'nin nübüvvet anlayışı Hz. Peygamber'in kendinden önce gelen peygamberleri neshettiği inancına dayalıdır. Bu durumda söz konusu nebilerin bilgi kaynağı olması ancak Hz. Peygamber vasıtasıyla ve onun ihatası altında mümkün olabilir. Onların Hz. Peygamber'den bağımsız bilgi kaynağı olduklarını düşünmek bizi başka çelişkilere düşürebilir. Bu itibarla kitap içinde öteki peygambere atıfla zikredilen bütün bilgiler Hz. Peygamber'in ihata ettiği ve onun dairesi altında bulunan bilgiler olarak kabul edilir
Mehdî Risalesi ismini verdiğimiz elinizdeki eser, Fütühat-ı Mekkiyye'nin 13. cildinin 7 ila 200. sayfaları arasındaki yirmi beşinci sifrinin müstakil basımından ibarettir. Kitaba Mehdî Risalesi diye isim vermiş olmamız okuru yanıltmamalıdır; kitap bütünüyle Mehdîlik meselesine tahsis edilmiş bir eser değildir. Içinde başka konular bulunmakla birlikte, ana konu Mehdîlik olduğu için böyle bir isimle adlandırmayı uygun gördük. Ibn Arabi'nin Mehdî hakkındaki düşünceleri konuyla ilgili rivayetlerin derlenmesinde
Tükendi
Ibn Arabî'nin bilgi görüşü insanın bilgi sürecindeki etkin durumundan edilgenliğe doğru intikal ettiği bir süreçtir. Başka bir anlatımla insan hakikati aramaya çıkarken, hakikati edilgen ve ‘bekleyen' bir şey olarak düşünürken sürecin içinde bu algı değişir: Fark edilir ki insanı kendine çeken ve ona hakikati gösteren bizzat Allah'ın kendisidir. Özellikle erken dönemden itibaren sûfîler naslardan hareketle bu bilgi tarzını fark etmişler, hakiki bilginin ancak amel ve ahlak neticesinde ortaya çıkabilecek bil
Tükendi
"Kriz Durumlarında Bilişsel Davranışçı Müdahaleler kitabının bu üçüncü edisyonu, ikincisinin yayınladığı 2000 yılından itibaren tüm dünyada ortaya çıkan ve kriz durumlarıyla ilgili hislerimizi ve düşüncelerimizi değiştiren sayısız krizin üzerine gelmiştir. Üçüncü edisyonda önceki iki edisyonun başlıklarının çoğuna yer vermekle birlikte, tüm bölümler ilgili değerlendirmeler, tedavi müdahaleleriyle ilgili en son araştırma ve tedavi tekniklerine göre güncellenmiş ve kriz müdahalelerinin geniş yelpazesini kapsa
İbn Arabi'nin bilgi anlayışı "Allah'ın" yani mutlak hakikatin kendini bilme ve izhar etme iradesinden hareket eder. Bu durumda bilgi anlayışı temel bir değişim gösterir: İnsanın bilmek ve bulmak istediği hakikat yerine kendini göstermek isteyen hakikat anlayışı ortaya çıkar. Allah insanın kendisini aradığı pasif bir hakikat olarak düşünülemez. Allah kendisini bilen, bu bilgiyle kendisini izhar eden kenz-i mahfîdir (gizli hazine). İnsan ise bu sürecin başında kendini özne sayarken sürecin ilerlemesiyle kendi
Tükendi
Tasavvufun İslâmî ilimler, sosyal ilimler ve müspet ilimlerle irtibatının yanında güzel sanatlarla, bir başka ifade ile musiki, mimari, hüsn-i hat, tezhib, bilhassa edebiyat ve şiirle çok sıkı bir irtibatının olduğu mâlumdur. Bundan dolayıdır ki ilk dönemlerde her türlü sanat endişesinden uzak olan tasavvuf edebiyatı ve şiiri, H. VI / M. 12. asırdan itibaren mecaz, kinaye, teşbih ve istiâre gibi edebî sanatlarla süslü tasavvufî remz, ıstılah ve mazmunları taşıyan sanat eserleri hâline dönüşmeye başlamıştır.
"Bu kitap sadece kısa terapi alanına ilgi duyan ACT terapistlerinin değil, bu yaklaşım bağlamında verimliliklerini ve etkinliklerini arttırmak isteyen tüm ACT terapistlerinin okuması gereken bir kitaptır. Teoriden ziyade pratik üzerinde duran bu eser, kısa ama etkili ACT müdahalelerine ait tonla yeni araç ve teknikle dolu. Benlik algısı ve yaratıcı umutsuzluk gibi ACT'in en alengirli unsurlarının ne kadar basite indirgendiğine şaşıracaksınız. Daha az zamanda, daha fazla danışanda daha iyi sonuçlara ulaşmak
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5