Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
İnsan bilen canlı, İbn Sina'nın bu kadim tanıma kazandırdığı açılım ve boyuta göre ise- bilen, bildiğini bilen, bildiğini bildiğini bilen, başka bir anlatımla kendi üzerinde düşünebilen yegâne canlıdır. Öte yandan insanın toplumsal bir varlık olduğu ve ancak hemcinslerinin yardımıyla varlığını sürdürebildiği de bir vakıadır. Bu meyanda insanın toplumsal varlık olması, onun sadece yeme, içme, beslenme vb. gibi fiziksel varlığının bekası için değil, bunlarla birlikte bilen bir canlı olmasının da gereği ve koş
Yaşayan en önemli zihin ve dil filozofu sayılan John R Searl'ün tüm felsefesinin özetini sunan bu eserin yayınlanmasıyla Litera Yayıncılık, sofistik postmodernizim karşıtı 'Çağdaş Aristoteles' diye isimlendirilebilecek böyle büyük bir filozofun düşüncesini, temsil gücü yüksek dört eseriyle birlikte Türk okuruna sunarak Çağdaş Felsefe serisine devam etmektedir. Searle'ün ne yapmak istediğini öğrenmek ve çağdaş bir 'felsefeye giriş' okumak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir eser! John R. Searle bu kitabın
Fârâbî, mantığa başlamak için gerekli olan hazırlık aşamasında, beş tümel ve aralarındaki ilişkilerin incelendiği Eisagoge bahislerini yeterli görmez; buna ek olarak lafız ve lafız türleri, tasdik çeşitleri, kıyas ve kıyasa dayalı sanatlar, mantık-gramer ilişkisi ve lafızların delaleti gibi birtakım konularla, önce-sonra, bizzat-bilaraz, küllî-şahsî gibi birtakım kavramların da öğrenciye tanıtılmasını öngören daha kapsamlı bir hazırlık eğitiminin gerekli olduğunu düşünür. Bu kitapta Farabi'nin bu konulara t
Nicholas Rescher tarafından yazılan The Development of Arabic Logic adlı bu eser, 1964 yılında Pittsburgh Üniversitesi tarafından yayınlanmıştır. Yazar bu çalışmasında, mantığın İslam dünyasındaki târihî gelişimini özetleyen sistematik bir eser yazmak için yola çıkmış ve bunu başarmıştır. Eser iki bölümden oluşur. Birinci bölüm, Arap mantığının gelişimini detaylı bir şekilde inceler. Yazar, bu bölümde 800-1550 yılları arasında Arap mantığının geçirmiş olduğu farklı dönemleri ele almıştır. Bu bölüm altı kısm
Târihî arka planına bakıldığı zaman hadislerin yorumu Hz. Peygamber devrinde başlamıştır. Bu uğraş, daha sonraki devirlerde gelişerek devam etmiştir. Yoruma konu olması cihetiyle naslardan en zor kısmı teşkil edenler tabiatıyla müteşabihlerdir. Metafizik âleme ait konuların fiziki âlemin lisanıyla haber verilmesi, müteşabihat hakkında yapılacak yorumları da ciddi etkilemektedir. Ancak ilk dönemlerden bu yana belirli ilke ve prensipler çerçevesinde teşabühü andıran hadisler de yorumlanmış ve bu konuda ciddi
Bu eserde, büyük bir filozof ve mantıkçı olan Fârâbî'nin önerme anlayışı ayrıntılı bir şekilde incelenip ortaya konmuştur. Felsefe ve hikmetin İslam dünyasında yeniden inşa sürecinin başında kuşkusuz mantıkçılığıyla öne çıkan Muallim-i Sânî Fârâbî bulunmaktadır. Özellikle dil-mantık ilişkisine açıklık getirerek dil ilimlerinin gelişimine de katkı sağlamış olan Fârâbî, Aristoteles'in mantık külliyatı içinde, ‘kavl-i câzim'i yani doğru ya da yanlış olmak durumunda olan kesin sözü ele aldığı Peri Hermeneias'ı
Elinizdeki Kitap, 15. yüzyıla kadar Aristoteles'in Büyük İskender'e tavsiyelerinin yer aldığı bir siyasetname olarak bilinen ve Arapçada Sırru'l-Esrar, Latincede ise Secreta Secretorum şeklinde meşhur olan eserin tasavvuf düşüncesine nasıl geçtiğini ele almaktadır. Tasavvuf düşüncesini sistemleştiren İbn Arabi (öl. 1240) Tedbirat-ı İlahiyye isimli eserinin telif sebebini şu şekilde aktarmaktadır: "Şeyh Ebû Muhammed el-Mürûrî'yi (el-Mevrûrî) ziyaret ettiğim vakit onun yanında Hakim'in (Aristoteles) Zülkarney
Bu kitap, fıkıh ilmi içerisinde ortaya çıkmış olan küllî kâideleri kavramsal, tarihsel ve doktriner açıdan incelemektedir. Fıkıh eserlerinde yer alan ilkesel düşünceyi yansıtan küllî kâideler, zamanla müstakil eserlerde bir araya getirilerek kavâid literatürünün ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Müslüman toplumların hukuk tecrübesinin ürünü olan bu kaideler, fıkıhçıların gerek kendilerinden önceki birikimi nasıl algıladıklarını gerekse yaşadıkları dönemin meselelerini çözüme kavuştururken bu birikimden nasıl
Bilgi, insan hayatının özüdür. Hiçbir insanın hayatı bilginin dışında değildir. Hangi çağda, hangi kültür ve medeniyete ait olursa olsun her insan bilgilidir ve bilgiyle yaşamaktadır. İster balta girmemiş ormanlarda ister teknolojik ve bilimsel gelişmelerin ortaya konduğu olanaklarla yaşasın fark etmez. Farklı dünyalara sahip her iki insan da bilgiyle hayatını sürdürmekte ve varlık bulmaktadır. Aynı şekilde dünyanın en insancıl, en merhametli, en fedakâr insanıyla en zalim, en dayatmacı ve en kan dökücü ins
Bu eser, yaklaşık bir asırlık ömrü boyunca tüm İslam dünyasında gerek devlet ricali, gerek ulema ve gerekse diğer toplum kesimlerine mensup insanlar üzerinde etkili olmuş Hacegan-Nakşibendî geleneğinin önde gelen büyüklerinden Hâce Ubeydullah Ahrâr'ın (ks.) hacmen küçük fakat muhteva olarak pek kıymetli olan Risâle-i Vâlidiyye ve Risâle-i Havrâiyye isimli eserlerinin Türkçeye tercümesidir. Risâle-i Vâlidiyye Peygamber Efendimiz'e (sav.) tabi olmanın ehemmiyetini ve neticelerini anlatmakta, Risâle-i Havrâiyy
Editörler Phil Hubbard ve Rob Kitchin, Mekân ve Yer Üzerine Büyük Düşünürler eserinin bu ikinci basımında, bizlere mekân ve yer ile ilgilenen 65 büyük düşünürün çalışmalarını özetleyen, tamamen gözden geçirilmiş ve güncellenmiş bir metin sunmaktadır. Bu kitap, kendi alanında benzersiz olmasının yanı sıra, sosyal bilimlerde yaşanan "mekânsal dönüş" üzerinde etkili olan büyük düşünürlerin bazılarının yaşamları ve çalışmaları üzerine kapsamlı bir rehberdir. Kitap genel anlamda mekân ve yerin çağdaş sosyal, kül
Necmüddin Kâtibî, hocası Esîrüddin Ebherî (öl. 1265) ile beraber İslam mantık tarihinin en meşhur iki mantık eserinin müellifi olmuşlardır. Ebherî'nin Îsâgûcî'si gibi Kâtibî'nin daha hacimli ve ileri düzeyde, konsantre bir metin olarak kaleme almış olduğu er-Risâletü'ş-Şemsiyye fi'l-Kavâ‘idi'l-Mantıkıyye isimli eseri, İslam dünyasında çok yaygın bir ilgiye mazhar olmuş, ders kitabı olarak okutulmuş ve pek çok şerh ve hâşiye ile yüzyıllar boyunca takip edilen kendine has bir alt mantık geleneği oluşturmuştur
Platon'un Devlet kitabında tarif ettiği Filozof Kral'ın tarihte bir örneği var mıdır diye sorulsa akla gelecek ilk isim Marcus Aurelius'tur. O bir Stoacı filozof ve büyük bir imparator olarak Platon'un hayalinin gerçekleşebilir olduğunu göstermiştir bize. Devlet Adamı kavramının zihnimizde çağrıştırdığı bütün olumlu imajların tecessüm etmiş halidir. Düşünceler'de bıkıp usanmadan tasvir ettiği bilge adam, Devlet Adamı nasıl olmalıdır şeklinde de okunabilir. Roma'nın en ihtişamlı döneminde, sade bir asker p
Abdülkâhir el-Cürcânî'nin Delâilu'l-İ'câz ile Esrâru'l-Belâgat adlı eserleri belâgat ilminin kurucu ve en temel eserlerindendirler. Öyle ki Delâilu'l-İ'câz meânî ilminin kurucu eseri ve Esrâru'l-Belâgat da beyân ilminin kurucu eseri olarak kabul edilmektedir. Kelam ilminde Şerhu'l-Makâsıd ile Şerhu'l-Mevâkıf ne ise belâgat ilminde de bu iki eser odur. Reşid Rıza bu hakikati İbn-i Haldûn'nun el-Mukaddimesi ve Kanuni Sultan Süleyman'ın kanunları ne ise belâgat ilminde de Delâil ve Esrâr odur şeklinde seslend
Tükendi
Sühreverdî (1153 - 1191) ihya ettiği işrakî hikmet ile İslam düşüncesinde yeni bir nazarî akımı başlatmış oldu. Burhan ve istidlal yöntemini tamamen reddetmemekle birlikte hakikat araştırmasındaki yetersizliklerini riyazet ve müşahede ile tamamladığını iddia etti. Bu sebeple eserlerinde her iki yöntemin etkileri değişik oranlarda kendini gösterir. Onun bu yaklaşım şekli zevkî hikmet olarak adlandırılarak felsefe ve tasavvuf çevrelerinde büyük yankılar uyandırdı ve günümüze dek ulaşan bir düşünce geleneğinin
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4